İşe Nerden Başlamalı? Yeni Mezun Ziraat Mühendisi - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

İşe Nerden Başlamalı? Yeni Mezun Ziraat Mühendisi
 1 


nazlıada
Yeni Üye

Toplam 6 yazı
29/04/2009 :  16:26:05 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Yeni mezun ziraat mühendisiyim.. Toprak bölümünü bitirdim.. Kendimi geliştirmeli ve bir alan belirleyip yönelmeliyim.. Ancak nerden başlayacağım? Şuan en çok hangi alanlarda mühendis ihtiyacı var? Hangi alanlarda gelecek var? Mesleki birçok eğitim var.. Hangisine öncelik vermeliyim? Yüksek lisansa başlıycam ama hangi bölümü seçmeliyim? İleride gıda ve genetik konuları ön plana çıkıcak tahminimce.. Yükseğimi gıda mühendisliğinde yapmam ve gıda alanına yönelmemmi daha mantıklı olur? Yoksa fidancılığımı tercih etmeliyim? Kafam çok karışık. Yardımcı olursanız çok sevinirim..

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Mühendis
barbarosht
Yeni Üye

Toplam 30 yazı
30/04/2009 :  00:02:55  Alıntı
kültür mantarcılığı işini düşün derim.Kompostunu kendin yaparsan iyi paralar kazanırsın...

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Ticaret
Evocati
Yeni Üye

Toplam 86 yazı
30/04/2009 :  00:04:16  Alıntı
Gıda tabiki çok iyi olur ancak bir iş için tam da ziraat mühendisi birilerine ihtiyacım vardı.Ben bu işi Akdeniz bölgesinde uygulamayı düşünüyorum.Sende İstanbul'da uygulamaya geçebilirsin.Söz konusu bir ürün ancak fazla bilinmeyen ve oldukça iyi bir ürün.Karşılıklı fikir alışverişinde bulunabiliriz.Eğer istersen özelden mesaj atman yeterli.
"Bir işi başaracağıma da inansam, başaramayacağıma da inansam hep haklı çıkarım" Henry Ford
"Hayat gelecek için planlar yaptığımız sırada yaşadıklarımızdan ibarettir."

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Mühendis
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
30/04/2009 :  12:47:53 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Yüksek işe yarar. Konusu çok önemli değil. Yüksek olsun da paralısından, zorundan, hangi dalından farketmez. Para eden yüksektir gerisi değil. Bu bir.

Genetik hep populer olacak ama paraya çevirmek istersen istihdam için üç beş yerden başkası yok. Kişisel olarakta paraya çevrilecek dal değil.

Gıda kapsamlı işdir. Toprakcı gıdacı tuhaf kaçar. Yükseğin seviyesini düşürür kağıt üzerinde. Para edecek olan kağıt olduğuna göre boşa kürek çekmek anlamına gelir.

Fidan direk paradır. Toprağın kimyasına girmiş biri fidanı biliyorsa pek muteberdir. Köylüde kentlide bayılır. Cevize aşı yapanın sırtı yere gelmez. Köylünün ham fidanını Amerikan cevizine çeviren mühendis olunur. Voltran gibi bir şey yani. Süper kahraman. Tabi aşılar tutacak.

Tarımda teknoloji, her gün daha aşağı inen sularla devamlı yükselişte. Önümüzdeki 10 yılda herkes ziraatte yerini bulacak. Sonra o da kısır sektörler arasına girecek. Nasıl 40 yıl önce salça fabrikasını kuran artık parasını sayamaz durumda ise şimdi de tarımda teknoloji o durumda.

Bir bahçe edin alasından ceviz fidanları dik. Sana yaramaz ama çocuklar ve torunların sürekli duası alınır. Bu arada araştır hangi konular para eder ve nerelere yönelmeli bak. Okulun öğretmeyi unuttuğu ama köyde işe yarar ne varsa öğren.

İhraccatı öğrenmeye başla, yukarı değil de aşağı bak. Morocco (Fas) temsilciliği bul ben bu işleri iyi bilirim sizde domates nasıl yetiştirilir bildiğiniz yokmuş yardım edeyim de. Güzel teşvikleri var.

Kolay gelsin. Ne iyi etmişimde bu beş para etmez sandığım okula gitmişim dediğinde beni hatırla . . .

Not: Yapacağın her çalışmayı sahiplen kardeşe, eşe, ortağa, bir kuruma peşkeş çekme . . .
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
nazlıada
Yeni Üye

Toplam 6 yazı
30/04/2009 :  16:54:51  Alıntı
Akinselçuk gerçekten teşekkürler.. Sağlam fikirler verdin.. Umarım dediğin gibi olur ve okuduğum bölüm beni pişman etmez.. / barbarosht mantarda iyi fikir ama yabancısıyım ve hiç sermayem yok:) genede aklımda bulunsun saol.. / Evocati eminim bahsettiğin ürün iyidir. İşbirliği yapmak isterim. Ama bu tip işler için araba şart ve o bende olmayan bişey.. Genede teşekkürler..

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Mühendis
nepalm
Üye

Toplam 194 yazı
30/04/2009 :  17:27:21  Alıntı
bu arada bende ekleyim meslek odasına kayıt ol önce

Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : Gıda
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
01/05/2009 :  12:13:45 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Burda herkes finans biliyor, inşaat biliyor, innovasyon biliyor, strateji biliyor, internet biliyor, network marketing biliyor, hatta dış ticaret biliyor ama hayatın pratik gerçekleri üzerine pek yorum yapmıyor.

Buyrun yeni mezun ziraat mühendisi ne yapsın nereye doğru gitsin ?

Bir olay olunca dış mihraklara ayaklanıp marketten aldığımız her türlü ürünü ifşa ederek protesto ediyorsunuz. Hiç bir işe yaramayan protestolar. Hala çiftçi hiç sevmediğiniz o halkın tohumlarını ekiyor tarlasına. Çünkü piyasada hep onlar var. Protestolarla vakit kaybetmiyorlar. Kış uykusuna yatmıyorlar. Bizden tek farkları bu. Daha zeki değiller. Aynı bilek gücüne sahipler.

Bakın bir hayat başlıyor. Buyrun size bir deniz yıldızı. Denize atın, uzaktan seyredin veya üstüne basıp geçin.

Nasıl başlasın nereye doğru gitsin ki bizler 30 yıl sonra piyasadan sevmediğimiz ama almak zorunda kaldığımız bir adet ürünü çıkarıp yerine kendi ürünümüzü koyabilelim. Avrupalı çiftci bizi sevmesin ama tarlasına en iyisini onlar yapar diyerek bizim tohumlarımızı eksin. Protesto ederek zorla değil, kendiliğinden bilek gücümüz ve çalışmamızla . . . .

Ütopya mıdır ? Çocuklar ölmeye biz protesto etmeye devam mı edeceğiz ?

En yakın zamanda neyi protesto ettiğinizi bile unuttunuz aslında değil mi ?
Ölen o çocukların babaları hiç bir şeyi unutmadı ben de öyle . . .

Akan suya bakmayan şuraya nasıl bir baraj kurmalı da elektriğini yan komşuya satmalı diye düşünen bireylerin çoğalması dileklerim le . . . .


Not : yakın zamanda yapılan son protestonuzdan biri.
http://www.koniks.com/topic.asp?TOPIC_ID=11300


tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
02/05/2009 :  14:29:16 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Amerikan ceviz çeşitleri var. Çok iri ince kabuk. Dalında 12 liraya kadar satılır. Şeftali, kiraz gibi meyve ağaçları yetiştiriliği özellikle Fransa ihracaatı sözkonusu olduğunda ve profesyonelce yapıldığında geliri güzeldir, ham ya da işlenmiş olarak. Kayısı Malatyada çok.

1 dekar taban suyu yüksek işe yaramaz araziye 300 - 400 lira harca**** dikeceğin ve 10 yıl unutacağın cavdırmalık kavaklar bir çocuğun sünnet düğününü yemekli törenli yapar.

Gazipaşada ki çiftci dayılar çilek satışından ihya olmuş durumdalar. Yurtdışına satıyorlar. Çilek arzısdır. Toprağa değip suyu ve güneşi görmesi delirmesine yeter. Çeşit seçmek bakım yapmak kaliteyi yükseltir. Oldukça kolaydır. Pazara değilde işleyip yurtdışına satabildin mi bankada sıra beklemeyi unutur hep müdürün odasında çay içersin.

Topraksız tarım işletmesi kurup seri üretimde pazara erkenci çeşitler vererek epey voli vurulur. Ama çok aktif iştir. Hem pazar takibi hem de üretim şekli aşırı performans ister, kolay değil tabi toprak ananın işini üstlenen terler. Kavun, karpuz, marul çeşitleri, hıyar, hatta çilek bu işte kısa vade iç pazar vurgunlarına uygundur.

Kesme çicek, süs bitkileri üretim için artık rantbl değiller. Bir belediyeye sırtını dayayamadıysan piyasa seni çok üzer hatta ağlatır hüngür hüngür.

Organik tarım da önce pazarını müşterini tam olarak bulmalı sadece ürünü artaya çıkarmak kalmalı. Pahalı satılır. Kazançlıdır ama o noktaya ulaşmak epey zordur. Babadan arazi atadan çiftcilik yoksa basitce yapılacak iş değil. Prosedürü de çok fazla. Maliyet hesabı yapması sıkıntılı.

Bunlar üretip satmakla ilgili. Sermaye lazım beklemek lazım. Patron olunur ama yatırılan parayı geri almak ticaret erbabı olabilmek gerek. Sonu batakla biterse çok kötü. Ama başarılı olunduğunda sülale kurtulur. Torun torba köklü aile çocuğuna dönüşür.

İşe girip tecrübe kazanayım maaşımı alayım keyfime bakayım denirse ilk iş KPSS den 100 almak olmalı. Sonra gelsin bakan yardımcıları gitsin müşteşarlar. Bir sürü dinlenecek hikaye, atlanacak engeller. Nasılsa işe gireceğim diye evde geçen aylar yıllar.

Özele girerim bende denirse, kalifiye değilsen alacağın 500 lirayı kimseye itiraf etmeden epey idare eder kendini kandırırsın. Arada bir patrondan azar bile işitip azarlandığıma göre bir işte çalışıyorum boş gezmiyorum diye sevinirsin. Kalifiye olsan zaten orada niye durasın. Üretim ve danımanlık yapar buradan daha çok kazanırsın. özel de benim bildiğim hali hazırda böyle ama çok hızlı gelişiyor piyasa aslında elemanına iyi davranan çok kazanıp adam gibi paylaşan profesyonel bir çok da işletme var. Ama hiçbiri evine yakın olmaz.

Reçete yazma yetkin var. bunun müracaatını yapman seminerlerine katılman gerek. Tabi yazacağın bir reçete adamın mahsulünü yerle bir de etmemeli. Sorumluluğu var. Bombacılar ziraatcilere yaradı. Önüne gelen tonlarca şeker gübresi alamayacak artık. Bundan başka sebebi varmıdır bilmiyorum ama inşallah vardır.

Bence evin balkonunda küçük bir topraksız tarım seti kur, çilekleri yetiştirmeye başla. önümüz yaz tam zamanı yukarıda saydıklarıma çok motive eder seni. Bu nasıl yetişiyor diyenlerede elektrikle yetişiyor bu çilek çeşidi özel bizim okulda icat edildi de. İşin içine biraz sihir kat. Benim balkonumda var bunu yapıyorum çok eğlenceli. Sakası bir yana ama öncelikle bir bitkiye hakimiyet kur. Toprağa ısın. Antreman yap. Para kazanmaya hazırlan, sabırlı ol.

Küçük te olsa piyasada bir fark yarat.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
02/05/2009 :  18:37:20 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Nazlıada, bence sen, ayda 500-600 liraya bir yere girip çalışacağına, ve/veya lisans üstü falanla uğraşma, üste para isterse ver , ve akın selçuğun yanında mastır yap. Yukarıda yazdıkları her satırı, bana şu sözü hatırlattı.,
'' kuyuya düşenin derdinden, doktor değil, kuyuya düşüp çıkan , anlarmış''
Ben dediğini, yaptım. Ve balkonda, domates, maydonoz, hıyar, yetiştirmeye başladım. Mayıs onbeş de çileklerimde gelecek .
Sende uygula dediklerini. Zararlı çıkmazsın . Ve biri , sana dua etmiş bence 'allah doğru insanlarla karşılaştırsın' diye. Sana o , doğrunun kim olduğunu isabetle tespit etmek kalıyor . Allah isabetli karar vermeyi nasip etsin.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
nazlıada
Yeni Üye

Toplam 6 yazı
02/05/2009 :  22:43:21  Alıntı
huyhuyhuy evet gerçekten doğru yere adım attım sanırım.. İşte buydu benim beklediğim.. Hocalarıma 1 senedir yakarıyorum yahu nerden başliyim napim die adanaya git, mersine git, oraya buraya git demekten başka bişe yok.. Budur ya.. Anladığım kadarıyla benden yaşça büyüksün akinselçuk abi.. Tuttuğun altın olsun yaa.. Çileklerle başlıyorum.. Diğer dediklerinide araştırıyorum.. Bu incilerin devamını merakla bekliyorum.. Bu arada gerçekten Türkiye tarım ülkesi olmaktan çıktı. Tohumlar ya Hollandadan ya İsrailden.. Holllanda olmayan ,denizden çıkarıp ıslah etiiği topraklarda yetiştirdiği çeşitle tohumla milli gelirinin büyük kısmını tarımdan kazanır oldu.. Biz? Öylece bıraksak 7000 çeşit veren topraklara ya amerikanın kıymetli(!) mısır şekeri için fabrika kurduruyoruz, bizi kanser etsin diye..ya da o güzelim toprakların üstüne bina dikiyoruz.. Tohum konusuna gelince tam bi komedi zaten.. Çifçimiz nasıl güvensin türk tohumuna zamanında domates diye aldı patlıcan biber çıktı .. Artık o çifçide kalmadı ya.. Parça parça düşüyoruz batının ellerine.. Dünyanın en güzel mesleğine , dünyanın en güzel topraklarında sahibiz ama nafile.. Neyse herşey için çooookk ama çok teşekkür ederim.. İyki girmişim bu siteye..

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Mühendis
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
02/05/2009 :  22:43:25 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Şimdilik bir lisede 32 kız öğrencim var. Daha mastır eğitimi veremiyorum. Ama belki bir gün o da olabilir, kısmet.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
03/05/2009 :  13:02:47 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Sayın, akın selçuk, ben öğretmen olamadım. Sevmediğim bir okul okudum. Ve hep arayış içinde geçti hayatım.
daha önceki, yazılarınızı da biliyorum. Yukarıda olaya yaklaşımız. Tam bir öğretmen gibi. Espiri gibi söylesem de , bu sözü söylemeyi o , yukarıda ki , yazının konuya yaklaşımı, söyletti.
Bu arada hiç sormuyorsun hem kovuldun. Hem de nasıl yaptın? Balkon bostanını diye. Besin kitini, nasıl buldum, nasıl bir düzenek kurdum? Azim ile hocam ,
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
03/05/2009 :  13:29:26 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Sayın nazlıada, ne güzel sohpet ediyorduk. Şimdi yaşımı hatırlatmanın sırasımıy dı? (; Evet yaşım, 58 sizin yaşınızdan, bu yana hala ararım, emekli oldum. Benim arayışım bitmedi. Hatta artık, ne iş yaparsın diye sorulduğunda , ''ne iş yapacağımı ararım'' işi yaparım. demek geliyor içimden.
Siz, bir bakıma, şanslısınız. Dünya nüfusu artıyor. Diğer mal ve hizmetlere talep daralsa bile, gıda maddelerine olan talep, düzgün bir çizgi ile artmaya devam ediyor. global kapitalizm, tarımın topraklarına, ve sistemden alacağı paya, müdahale etse bile, gerçek talebi, engellemeye, gücü yetmeyeceği, tabiidir.
Ve insanlar, gıda maddeleri olmadan yaşayamaz, ve gittikçe daha iyi, ve sağlıklı gıda talep ediyor. Tarım toprakları azalıyor. Ama tarım ürünlerine talep düzgün bir şekilde artıyor. İşte burada sizin öğreniminiz, ve bilgileriniz çok işe yarayacak. O yüzden şanslısınız dedim.
Tohum konusundaki, eleştiri yada , şikayetinizde çok haklısınız. Anadolunun bazı yerlerinde , bazı tohumlar hala kalmış. İmkan bulabilirsem, araştırıp yetiştirmeye çalışacağım. İlk hedefim, batı karadenizin bazı yerlerinde , yetişen küçük ama çok lezzetli bir çilek vardı. Onu arayacağım. Zonguldak, Alaplı, Ereğli veya cıvarında bir yerlerde olduğunu duydum. Akın beyin ön bilgisini verdiği , topraksız tarım konusunu , deniyorum , başarırsam, Bolu da bu işe başlıyacağım.
Niye anlattım bunları , şundan , sizin gibi gençlere moral vermek için , 58 yaşında İstanbul da yaşamış toprak yüzü görmemiş, meyve sebzeyi sadece manavda görmüş. Biri bu yaşında yapmak, için çaba harcıyorsa ben niye başaramayayım. Diye düşündürmek. İçin yazdım . Size başarılar diliyorum, ve başaracağınıza inanıyorum.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
03/05/2009 :  20:55:20 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Sayın hocam ben de zaten öğretmen değilim. Öğretmeni bulunmayan bir bölümde istek üzerine öğretmenlik yapıyorum. Ama çok zevkli. Daha önce de içten yanmalı motorlar konusunda öğretmenlik yapmıştım. Benim yapımda var herhalde okurken aynı zamanda çalışırdım. Üniversitede kendi sınıfım benim o sınıfın asil öğrencisi olduğumu son sınıfa kadar keşfedemedi. Bazen işi çıkan araştırma görevlilerinin yerine kendi sınıfımda derslere girdiğim olmuştu. Kısmetimde hep var anlayacağınız.
Not:Size rahat abi derim hocam bende yaş o kadar yok.



tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
04/05/2009 :  00:25:11 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
İnternet iki boyutlu bir ortam. Bir defterin sayfası kadar iletişim gücü var. Derinliği yok. Yüzyüze anlatımlarda, muhatabına bir konu anlatmak sözlerden başka bir çok unsurla desteklenir. Mimikler , boyun posun, elbisen, çevrende göz önünde örnekleyeceğin nesneler, sesinin tonu, tınısı, iniş ve çıkışları, tiyatral kabiliyetler hepsi bir aradadır. 2 boyuttan çok farklıdır.

Bazı insanların algısı çok değildir. Yüzyüze anlatım ile 2 boyutlu bir anlatım onlar için pek bir şey ifade etmez. Bu da konunun bir diğer yanıdır.

Benim ifade etmek istediğim şey 2 boyutlu bu internet iletişiminde sadece sözlerin önemi olduğudur. Yaşlar burada hiç önemli değildir anlayacağınız. Sadece bilgi önemli olan.

Burası ayrıca bir deşarj yeride olabilir. Yüzyüze kurulamayan bir çok iletişim burada kurulur. Kolayca. Beynin derinliklerinde ne varsa burada kolayca söze dökülür. İnternet iletişiminin cazibesi burada başlar. Kişi kendini keşfeder. Yada yoğun ve monoton bir hayatı bir nebze renkli kılar.

İnternetin benim için en büyük cazibesi çok fazla samimi ve koşulsuz bilgiye ulaşmak oldu. Ama dikkat edilecek bir nokta var burada. İnternet bilgisi belgesel niteliğinde değildir. Yani kütüphaneden aldığınız bir kitaptaki bilgi gibi sağlam değildir. Tescillenmemiştir. Doğruluğu ya sizin bilgilerinizle uyuşması ya da güvendiğiniz kaynaklar ile örtüşmesi durumunda kabul edilebilir.

İnternet güzel şeydir. 2 boyuta sığan ama başka hiçbir iletişim modelinde yakalamayan bir özgürlük vardır. Ben sadece kendi adıma bu iki boyutun tılsımını bozmamaktan yanayım. Sadece özgür iletişim, bilgi akışı gerisi hikaye.

Saygılar hepinize.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
05/05/2009 :  13:10:24 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
''Benim ifade etmek istediğim şey 2 boyutlu bu internet iletişiminde sadece sözlerin önemi olduğudur. Yaşlar burada hiç önemli değildir anlayacağınız. Sadece bilgi önemli olan''
Demiş , sayın hocam, İçinizde galiba bu yaş konusunun dile gelmemesinden en çok memnun olacak birileri varsa , biri de benim. Sayın Akın Selçuk, diplomanızın olmayabilir, ama konulara yaklaşımınız ve anlatım tarzınız tam bir öğretmen , bu fark ediliyor, nitekim , öğrencilik yıllarınızda da fark edilmiş. Şimdi de fark ediliyor ki öğretmenlik, yapıyorsunuz. Ben bu işi zevk alarak yaptığınızı, 2 boyutlu anlatımdan bile anlıyabiliyorum.
Ne mutlu size ki mutlu olabildiğiniz bir uğraşınız var. Hayatı yaşamak, biraz da budur. Günü haz aldığın şeyleri yaparak yaşamaktır.
Bu arada yeni ziraatçi, çilek fidesi, yada tohumu almak için gitti galiba(;
(Pardon ziraat mühendisi demem gerekirdi özür dilerim)
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
nazlıada
Yeni Üye

Toplam 6 yazı
05/05/2009 :  14:23:12  Alıntı
Sayın huyhuyhuy yanlış anlaşılmak istemem.. Amacım yaş üzerine birşey söylemek değildi.. Deneyime saygı göstermekti.. Yanlış bir cümle kurmuş olabilirim lütfen kusura bakmayın. Çileklere gelince.. :)Henüz araştırıyorum, öğrenmeye çalışıyorum.. Yetiştirebileceğim ne varsa yetiştiricem balkonumda.. Gerçekten biraz toprakla bitkiyle haşır neşir olmaya ihtiyacım var. Bende topraksız tarıma yönelmeye karar verdim tabi uzun vadede. Benimde paylaşabileceğim bilgi ve deneyimimin olacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Mühendis
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
05/05/2009 :  14:41:21 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
''Sayın huyhuyhuy yanlış anlaşılmak istemem.. Amacım yaş üzerine birşey söylemek değildi.. Deneyime saygı göstermekti.. Yanlış bir cümle kurmuş olabilirim lütfen kusura bakmayın''
Çok incesiniz, sadece şaka yaptım. Ve Akın Selçuk, bu konuyada , güzel bir yorum getirdi sağ olsun, ''Önemli olan yaş dağil, bilgidir. Dedi.( gerçekte iltifatmı , hakaretmi pek anlayamadım. (; yaa neyse) ,, bu da şaka . Topraksız tarımı, dene bence, ve bakma belli etmiyor, ama akın selçuk ta bu konuda çok bilgi hazinesi var. Ondan istifade edeceğimiz çok şey var.
İyilikler dilerim.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
05/05/2009 :  22:13:17 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Hocam iltifatı severim ama maşallah siz de sıkı iltifat ediyorsunuz. Yayıldıkca yayıldım keyfimden. Şakası bir yana ben de sizlere çok teşekkür ederim.

Yeni mezun arkadaş aramızda rahat rahat konuşamaz oldu da onsan sessiz bence.

Sevgili Nazlıada ,

Tarım işlerinde işi bilen bir firmanın kendi ürünlerini kullanarak tarım yapacak olana kurup teslim ettiği bir yöntem var.

Örneğin Dizayn Grup, mütesebbise bir topraksız tarım serası kurup veriyor. Burada üretilen domatesleri de satın alıyor. Böylece hem serayı satıyor hem teknolojisini satıyor hemde üründen kazanıyor. Çünkü ürünüde sizden iyi bir fiyatla alsa bile kendi daha fiyatlı satabiliyor. Bu yatırım kendisini 1 ila 3 yıl arasında amorti ediyor. Fakat Dizayn ın yaptığı bu sera yatırımı büyük yatırım. Herkesi girebileceği türden değil. Ama sağlam iş.

Bu yöntemin olur şekilleri de var. Alara fidancılık kendi çeşidi fidanları size satıyor. Gelip bahçenizi de kuruyor. Danışmanlık ta yapıyor. Sonra çıkan ürünü satın alıp kendi pazarında satıyor. Yöntem aynı Dizayn ile fakat daha küçük çifcinin de yapabileceği bir boyutu var işin. Hatta önce bu çeşitlerde 5 - 10 fidan alıp küçük bir yerde deneme üretimi yapılır işe ısınılır. Bu rada yatırım bahçesi için çalışılır şekli büyüklüğü ortaya çıkar sonra fidanla meyveyle tanışmış olarak işe başlanır.

Tarımsal yatırım yapmanın en önemli kısmı malı satabilmek. Aslında her işte bu en önemli unsur hatta tarımsal üretim müşterisine satılamadığı durumlarad en kötü öldü parasına gene satılan bir mal. Diğer işlerde pek olmayan bu tip bir garantisi var. Ama değerinden satılamayan mal da bu garantinin pek anlamı yok. Kimse iki kere zararına mal satmak istemez. Cafede kola satmakla bahçenin armudunu satmak bir bakıma aynı şey. Kola da armutta maliyetinin iki katına üç katına satılabildiğinde yüz güldürür. İş yapan tatmin bulur. zararına sattıktan sonra satılabilmiş satılamamış önemli değil sonuçta.

Balkonda ufak bir topraksız tarım seti kurabileceğiniz gibi, normal saksılarda toprakta topraksız tarımda yapabilirsiniz. ??!!

Bu da nerden çıktı mı dediniz ? Bunu 40 yıllık çiftciler de demekte bir kaç yıldır. Dekardan 2,5 ton kayısı alan çiftci basit bir uygulama ile bunu dekardan 15 tona çıkarınca ilk yıl sevinmek yerine bir duvar bulup kafasını vurmaya başlıyor. Bunca yıl boşa gitti diye . . . ( bu örnek bir bahçenin gerçek rakamlarıdır )

Siz toprak kimya ve florasını iyi bilirsiniz. Dumanı üstünde bilgi nede olsa. Bunca yıllık gübreler tarih oluyorlar. Toprak altı veye üstü klasik gübreler. Bu gelişmeyi sağlayan bence topraksız tarım çalışmaları oldu. Toprak terkedilemeyecek kadar kıymetli bir şey ama çiftciler ne yapacaklarını bilemiyordu son yıllarda.

Anadolunun ortasında bir çiftci düşünün. Dedesi buğday ekerdi. Babası buğday ekerdi. Kendisi buğday eker. Ofise satarlar nesiller büyür devam eder. Topraktan buğdayla kalkan besinleri de gübreleyerek, nadasa bırakarak, münavabe bitkisi ekerek yerine geri koymaya çalışırlar. Arada bir analiz yaptırıp koydukları yeterli gelmiş mi bakarlar. Ama gerek sulama gerek gübreleme toprak kimyasını ister istemez yıllara dayalı olarak bozuyor. Verim yıldan yıla düşüyor. İlaçlar ve diğer kimyasallarla bir birikim ve bazen geri dönülmez kayıplar ortaya çıkmaya başlıyor.

Şimdi öyle ürünler çıktı ki bütün bu işlere gerek kalmadı. Bir tür toprakta topraksız tarım gibi bir işlem yapılıyor.

Domates tarlada klasik çiftçilikle dekarda, çeşide , tarlaya, çiftçiye göre değişmek şartıyla bir hasatta 2 ila 6 ton arasında ürün verebiliyor. Bu domatesi akan su kültüründe, dekara 10 - 15 ton verecek şekilde yetiştirebiliyorsunuz. Birincisi birim alana daha çok fide konumlandırılabiliyor. İkincisi nisbeten steril bir ortamda temiz ve ilaç masrafsız ürün yetişiyor. Üçüncüsü ürün standart şekilli, temiz, çamursuz çıkıyor ve hasat süreleri kısalıyor. Çünkü bitki istediği besini kökün ucunda hazır ve tam olarak alıyor. Bütün perfonmansı ortaya çıkmış oluyor.

Bu durumda 40 yıllık çiftci tarlasını terkedeceğine domatesin yetiştirme ortamını tarla yerine su tezgahı olarak değiştireceğine bu işin aynısını tarlanın içinde de yapabilir. Su ortamı yerine katı ortam kültürünü bizzat tarlasının üzerinde yapar.

Ortam hijyenik olmaz ama çiftci pahalı bir topraksız tarım yatırımı yapmaktan kurtulmuş olur.

Bu yeni gübreler, toprağın içindeki micro florayı canlandırıp kimyasal çözünmeyi sağlıyor. Bakteriler çalışıyor ve toprakta bulunan ama alınabilir formu bozulmuş azotu, NO2 gibi alınabilir bir forma geri döndürüyor. Böylece bu gübrenin içinde bolca azot olmadığı halde toprak azotca zenginleşmiş oluyor. Yani N, P, K gibi makro elementler bu yolla sağlanmış oluyor. Micro elementler zaten gübremizin içinde hazır olarak var. Bu durumda toprak içinde bitkiye besin elementini sağlamış oluyoruz. Bolca sulama yapmadığımız, suyu damla damla verdiğimiz içinde yıkanma akıp gitme olmuyor. Bitkiler topraksız tarımda olduğu gibi büyük bir verim artışı sağlarken toprak ta yavaş yavaş eski organik haline geri dönüyor.

Tabi topraksız tarımdaki hijyenik ortam , azalmış bakım, standart ürün , çamursuz ürün kısalmış hasat sürelerinden feragat ediyoruz. Fakat tarlamızı terketmiyoruz. Yeni maliyetlerden kurtuluyoruz.

Bu iş, tarla bitkilerinde de bahçe bitkilerinde de mümkün.


tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  00:22:48 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
En sevdiğim , cümle, demedim mi ben.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  00:36:36 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
sayın akın selçuk, bahs ettiğiniz, dizayn gurup, kredilendirmeyi kendi yapıyor mu? Bilgi varmı, ve bir dekar sera maliyeti için bildiğiniz bir fiat varmı.Yani piyasa fiatlarından farklımı dizayn gurup un fiatları.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
yusuf gokacti
Yeni Üye

Toplam 29 yazı
06/05/2009 :  00:37:27  Alıntı
Tarım politikası ve stratejilerinden daha az bahsedip daha ziyade; her bir ürünle ilgili ayrı ayrı yetiştirme, daha fazla ürün alabilme, gübreleme, budama, ilaçlama, su ihtiyacı ile tarlada, bahçede, serada ve saksıda yetiştirme kuralları gibi bilgilere yer verilmesinin tarıma ve gelişmesine daha fazla fayda sağlayacağı kanısındayım.

Yerleşim : ABD / Arizona
girisimciyim
Üye

Toplam 117 yazı
06/05/2009 :  00:38:50 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
jojoba ve açai türkiyede az hatta hiç bulunmayan ürünler.deveci armudu ihracat yaparsan cok iyi para getirir.bende fidancılık diyenlerdenim.organik tohum işi olabilir.israilin yaptığını Türki,ye de yapabilen uzman var mı bilmiyorum bu konuda baya açık var.gen ıslahı iyi bir alan.Bodur ağaç meyveciliği ihracata ve dekorasyona uygun.pazarı boş ve karlı bir iş.bahsettiğim tarım ürünleri hakkındaki iş fikirlerini blogumda bulabilirsin.Burdan ayrıntılı bilgi alabilisin tarım ürünleri hakkında

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : İthalat / İhracat
yusuf gokacti
Yeni Üye

Toplam 29 yazı
06/05/2009 :  00:46:50  Alıntı
Tarım, Türk ekonomisinin can damarlarından biri, aynı zamanda Avrupa Birliği'ne uyum süreci ve ülkemizin dünya ile entegrasyonunda da kilit bir sektör.
Ancak tarımın yıllardır ihmal edilmesi bugün yeniden yapılanmada çözüm üretimini zorlaştırıyor.
Kuraklığın yaşanıyor olması da üstüne gelince, tarım ve hayvancılığın geleceği ne olacak, kaygısı yaşanmaya başlandı.

Yerleşim : ABD / Arizona
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
06/05/2009 :  10:15:40 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - huyhuyhuy
sayın akın selçuk, bahs ettiğiniz, dizayn gurup, kredilendirmeyi kendi yapıyor mu? Bilgi varmı, ve bir dekar sera maliyeti için bildiğiniz bir fiat varmı.Yani piyasa fiatlarından farklımı dizayn gurup un fiatları.


Bu işin garantisi çıkan ürünün bütün hal fiyatlarından daha yüksek bir fiyatla satabiliyor olmanız. Ürünü serayı kuran sizden alıyor. Fakat onun istediği kriterlerde yetişmeniz gerek.

Kuruluş sadece sera ve içindeki yetiştirme ekipmanları için yapılıyor. Elektrik panonuzu ısıtma düzeneğinizin inşası gene size ait oluyor. Tam olarak anahtar teslim sayılmaz.

Bu çok büyük bir yatırım çünkü bir hasatta bir tırın tam dolması için en az 10 dekar büyüklüğünde bir sera kuruluyor. Yüksek teknoloji serası olduğundan ve burada hazır garantili gelirin ödemesi de yapıldığından dekar maliyeti 200binleri buluyor. Fakat bu para ilk yıl geri dönebiliyor. En çok 3 yıl sonra harcana para cebe geri girmiş oluyor.

Kurucu firma kredilendirmeyi kendisi yapmıyor. Fakat yardımcı oluyor. Kredi konusunda siz ve banka muhatab. Ayrıca bu sisteme benim bildiğim bir destek çercevesinde ve eylül ayına kadar başvuru pozisyonunu tamamlamak şartıyla devletten 500bin liraya ya kadar hibe desteği almak imkanı var. Belki başka bir destekte daha çok imkan sunuluyordur. Bu desteklerin kapsamı oldukça geniş ve bazen yorum gerektiriyor.

Zaten verdiğim ikinci örnek Alara fidancılıkta aynı sistemle üretilen ürünü geri alıyor. Üstelik dediğim gibi daha küçük yatırımlar sözkonusu olabilir. Lüks bir fidanın 20 lira olduğunu ve 3 metre aralıklarla fidan dikeceğimizi hesaplarsak 1 dekarla 50 dekar arasında bir kiraz bahçesi kurulabilir. gerçi Alara fidancılığın istediği bir alt sınır alanı var mı tam bilmiyorum ama 1 dekar az bile olsa 3 - 4 dekar kiraz bahçesi yeterince üretim çıkarır. Yani illede 10 dekar yatırım yapacaksın deneceğini sanmam. Bu gfidanlardan özel bir kiraz çeşidi çıkıyor. Sizden alıyorlar ve kendi pazarlarında satıyorlar. Siz sadece yetiştiriyorsunuz.

Üstelik domates serası için ekonomik açıdan, ısıtma , ışıklanma süresi bakımından belli bölgelere bağımlı kalmak zorundasınız, nakliye gideri bakımından üretim alanınını daha küçük yapamıyorsunuz. Kısıtlı imkanlarla yapılamaz. Fakat yapılabiildiğinde her yıl piyango biletinize büyük ikramiye vurmuş gibi kazanan biri haline gelinir.

Fakat küçük bir kiraz bahçesi Bir çok yerde kurulabilir. Fidancıya satmazsanız halde gene satılır. Hatta direk bahçeden ağacın üzerinde satılır.

Alım garantili tarımsal üretim yapma işi oldukça iyi bir sistem. Ben En büyük ve en küçük iki uçtan örnek vermeye çalıştım.

Borçlanmadan kurulacak ve zamanla kendi kendine büyüyecek bir üretim yeri kurmak çok daha mantıklı.

Topraksız tarımın da, toprakta tarımında sürprizleri vardır. Bitkinin sizinle dalga geçme ihtimali de vardır.

10 yıldır domates yetiştiren bir çiftçi bu sene ilk defa domatesin farklı bir yüzünü görebilir. Çünkü bitki canlıdır.

Önkeki yazımda örneklediğim gibi adam yıllardır bu bahçe 2,5 ton kayısı verir diye biliyorken aynı ağaçlar bu yıl 15 ton veriyor. Yıllardır her gün görüşüp konuştuğu gözü gibi bakımı yaptığı ağaçlar. Bunun tam terside olabilir. Yapılacak bir yanlış ağaçların o yıl size küsmesine de sebebiyet verebilir. Yada seradaki domatesler çiceklenir ama meyve bağlamaz. Oturur ağlarsınız.

Bitkisel üretim kesinlikle ciddiye alınıp bitkinin hızına ayak uydurarak yapılacak bitkisel bir arkadaşlıktan geçer.

Saygılar.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
06/05/2009 :  10:49:08 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Arada söylemeyi unuttuğum şey bu domates serası bu şekilde hazır istenirse ve ürünün alım garantisi de işin için girerse maliyeti yukarıdaki gibi. Fakat aynı üretim kişinin kendi imkanlarını kullanarak bu dekar maliyetinin 1/5 ine kadar düşebilir. Yukarıdaki rakamın 1/3 kadar bir dekar maliyeti epey teknolojik sağlam bir sera anlamına gelir. Ama bu durumda ürünü kime kaça satacağınızı artık araştırma gereği ortaya çıkar.

Önümüz yaz. Diyelim ki elde bir arazi var. İklimine göre bir çeşit bu bahçe işlenip ekilir. Ağaç değil yıllık bir ürün. Sebzelerden bir şey. Organik sıvı gübrelerle desteklenir. Bir ürün alınır ve hale satılır. Çiftciliğe ilk adım atılır. Bir sürü aksilik yaşanır. Ne kadar zor işmiş denir. Fakat üretilen o ürün hale satıldığında daha önce bu işi yapmamış kişinin koltukları kabarır. Hevesi çok artar. Bir çok işten karlıdır. Sağlıklıdır.

Tarla çiftçilerinden ağlayan çoktur. Arpa, buğday, pancar vs. Satılacak yerler bellidir. Fiyatı hesaplayan zaten bu çiftcinin bunu kaça üretebileceğini hesaplayıp biraz üstünü verir. Yani ofis. Yani devlet. Fındık dünyada bir bizde var. Çok pahalı bir ürün ama üreticisi hep ağlar. Çünkü devlet gelip alacak. Herkes malını satmaya uğraşırken onlar ağacında satılmış malı yetiştirecek. Bu sağlam bir garanti. Haliyle devlette bu fındığın üretim maliyetini hesaplayıp ona göre bir fiyat belirliyor. Malın alım garantisinin bir bedeli var. Ya kuruluş pahalı ya da tatmin etmese de razı olman gereken bir fiyat. Garantiyi satın alan bunlara katlanacak.

Pazarını kendin bulmak zorundaysan yüksek kazançlarında seni bulma ihtimali vardır. Ben ağlayan bir meyve bahçesi sahibi hiç görmedim. Kimse çılgınlar gibi kazandık demez fakat halinden bellidir. Ağlayanlar hep sırtını hazır alıcıya dayayanlardır. Gazipaşanın çilekçileri gülüyor mesela. Çileği yurtdışına satabiliyorlar. Sistemlerini bilmiyorum. O çiftçilerin hiçbiri ihracaat uzmanı değil ama böyle bir sistem kurabilmişler. Yakın zamanda bir Gazipaşaya gideceğim.

Ben emek yoğun bir iş yaparım yıllardır. Biraz kazandıysam eğer bu işten emek kısmını bilgi kısmına dökebildiğim içindir. Elektronik işi yaparım. Bir örnek vereyim. Bir binanın kamera sistemini kurarsan 3 -4 kişi 2 - 3 gün bedenen çalışır bir para kazanılır. Ya da bir tezgahta kimsenin tamirini bakımını yapamadığı bir cihazı tamir edersin, bir kişi çalışır gene bir para kazanılır, tezgah başında ama kafa yoğun beden değil, gene bir para kazanılır. İşte elektronik işi ya elit tamir bakımdan ya da alım satımdan kazandırır. Emek yoğun kısmı adamı bezdirir.

Tarımda da bilek gücü ve yağmur beklentisi ile dekarlerce arazide iş yaparak çalışmak değil daha küçük alanlarda özel çeşitler ve özel yöntemlerle daha çok kazandırır.

Şimdilik bu kadar.

Saygılar....
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  19:25:43 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
İlgine ve verdiğin bilgilere çok teşekkürler. Dizayn boruya sordum. Sizin verdiğiniz bilgiden fazlası gelmedi. Yani birim maliyeti falan gelmedi. Benim niyetim, sizin de söylediğiniz gibi, macera arayacak, ve süprizlerle karşılaşma ihtimali karşısın da yıkım olabilecek , denemeler yapmamak. Cümle anlaşılır olmadı galiba, yani, bolu da dededen kalma , iştirak halinde mülkiyet tapulu,(hisseli) bir arazimiz var. Ben İstanbul da doğup büyüdüm. Ama emekli olunca ve yaş biraz ilerleyince toprak çekiyor insanı. Köyümüze gidip, kalacak bir yer , yaptım. Babamın yarım bıraktığı bir yeri oturulacak hale getirdim. Ve biraz araştırmadan sonra alara fidancılık, konusunda, sizin anlattıklarınıza benzer duyumlar yüzünden. Alara ile görüşmeler yaptım. Bizim bölgede , farklı ve güzel bir organizasyon yapmışlar. Bir kişiye 10 dönüm ağaç dik, vs gibi zorlukları başka bir şekilde geçmeyi planlamışlar, ilçe tarımla gayri resmi bir iş birliğine giderek, fidanları ilçe tarım vasıtasıyla diktirmişler, ve bir kişiye değil 100 kişiye dağıtılmış fidanlar, ilçe tarımdaki ziraatçi , bu işin takibini yapıyor. Bilgi veriyor. kontrol ediyor. Ve bu sene Ticari ürün alınmaya başlanacak. Zira her sene dikilen fidan var. Yani şu anda beş yaşını geçen de var, 2 yaşını geçen de var. ( anlaşılabileceği gibi geçen sene dikim yapılmadı. 4 yıl boyunca her sene fidan dikildi .) 10 fidan diken de oldu 50 fidan diken de oldu.
Ben bizim amca oğlu , hepimizi temsilen , kendi adına aldığı için, bu sistemden yararlanamadım. Alara fidancılıkla da görüştüm , ilçe tarımdaki ziraatçı arkadaşla da , ve sonunda , Babamın diktiği elmaları çoğaltma kararı verdik. Zaten, yaklaşık, 20 tane 10 yaşlı falan ağaç vardı, onların bakımına ağırlık verip 30 tane daha diktim. o arada 10 tane ceviz, 10 tane armut , diktim . Son baharda sürdüğüm, ve koyun taban gübresi attığım, ve 30 tane açılmış çukurum var fidanlarını bekliyor. Ziraatteki arkadaş, ben yaparım merak etme demişti. Ne yaptı bilmiyorum Bu hafta sonunda gidip bakacağım.
Ve işte bu arada topraksız tarım ile ilgili, küçük denemeleri, İstanbuldaki evin balkonunda yapmaya başladım.
Tamam ben bu işi yapabilirim dediğim anda, köyde önce, öyle 10 dekar falan değil 500 metre kare önce bir deneme , ve yörük dengi yolda düzelir. Özdeyişi gereği işin aksayan yerlerini, gidererek, ve yavaş yavaş ama emin adımlarla, topraksız tarımın ilk denemelerini, yapıp, her sene bin dönüm, sera yaparak yavaş yavaş kendi imkanlarımızla kredi falan almadan bu işi yapmaya çalışacağım. Satma işi en önemli olan. İstanbul da bazı pazar yerlerinde kendi tezgahım var. Kiraya verdiğim ve zaman zaman , eğlence olsun , ticareti yaptığım,
Oradaki benim tanıdığım esnaflar, a bizim seranın malı az gelir. Ve istanbul halinde tanıdık ahpaplarım var. Onları organize etmekte çok zorluğum olmaz . Bir zaman böyle bir yazı daha yazmışmıydım? Diye aklıma geldi , galiba bu ikinci baskı oldu. Kusura bakma .,Heyecanlanıyorum, topraksız tarım , köy diyince kaptırıyorum kendimi. Sağlıcakla kal ve bizi ilminden mahrum etme . iyi çalışmalar.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  19:53:58 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
DİZAYN BORUNUN GÖNDERDİĞİCEVAP BELKİ İHTİYAÇ DUYULUR


Sayın İsmail KARAGÜLLE, Bu ben oluyorum)



Öncelikle firmamıza ve projemize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz. Eşsiz bir proje olan Miracle Ekolojik Sera Projesi ile ilgili açıklama aşağıdaki gibidir.



Sistemimiz, akışkan su kültürü esasına dayanıyor. Amacımız, bitkideki potansiyel genetiği açığa çıkarmak. Bunun için de bitkiye ihtiyacı olan tüm besin maddelerini, bu yolla temin ediyoruz. Bitkiyi strese sokacak, bitkiye zararı olacak tüm materyalleri bitkiden uzaklaştırarak rahat bir gelişim dönemi sağlıyoruz. Bu şekilde bitkide zaten var olan potansiyel genetiği açığa çıkarmış oluyoruz. 50 AR-GE mühendisine sahip, teknolojinin sınırlarını sürekli zorlayan Dizayn Grup, bitkinin gelişmesi, ürün tonajının ve kalitesinin maksimuma ulaşabilmesi için 50 ayrı başlıkta optimizasyon belirledi. Bu optimizasyonların her birini büyük bir titizlikle uygula****, Antalya Kumluca’da 1 DÖNÜMDEN 80 TON %100 DOĞAL DOMATES elde ettik.



Bildiğiniz gibi dünyada ve ülkemizde kaynaklarımız git gide kısıtlanıyor. Dolayısıyla artık kısıtlı koşullarda verim ve kalitenin maksimum olması gereken bir dönem içerisindeyiz. Ürünleri suyun içerisinde yetiştirmemize rağmen, normal şartlarda 100 lt suyla elde edilen 1 kilo domates, bizim sistemimizle 6 lt suyla kazanılıyor. Proje kapsamında normal seralarda kullanılan ilacın binde 6’sı kadar ilaç kullanılıyoruz, üstelik bu yıl ikinci domates fide dikimi dönemimiz ve şu ana kadar hiç ilaç kullanmadan üretime devam ediyoruz. Ürünlerin genetiğiyle kesinlikle oynamayıp, hiç hormon kullanmıyoruz. Sadece bu sebeple bile diğer topraksız tarım sistemlerinin üzerindeyken, ürettiğimiz 80 ton domatesle farkımızı belirliyoruz. Diğer sistemlerle kıyas yapılmasının çok doğru olduğunu düşünmüyoruz. Zira teknolojimizin bir eşi daha yok.



Prosesimiz şu şekildedir:



Yatırımcılara belli girdileri biz tedarik ediyoruz: Fide, gübre, ilaç, ambalaj, danışmanlık vs piyasa değerlerine göre sağladığımız girdilerin maliyetini, hasattan sonra ücretini ödeyeceğimiz ürünün fiyatından yatırımcıyı sıkıntıya sokmadan peyder pey geri alıyoruz. Böylelikle yatırımcılar serayı kurduklarında bir takım girdileri ilk olarak cebinden karşılamayacak, nakit sıkıntısı çekmeyecektir. Kurum olarak bu girdileri biz üstleniyoruz
Sera dış ve iç konstrüksiyonunu kuruyoruz: Belirlediğimiz teknik şartnameye göre daha önce bir benzeri olmayan bize özgü seraların dış konstrüksiyonunu ve Know-How’un bulunduğu iç konstrüksiyonu belirlenen zamanda teslim ediyoruz.
Üretilen ürünlerin tamamını satın alıyoruz: Ürünleri alırken amacımız tek elcilik yapmamak. Yatırımcılarımızı mağdur etmemek için onların da dijital ortamdan takip edebilecekleri en yakın bölge hal fiyatlarını baz alacağız. Geçen sene İstanbul hal fiyatları 2,03 ytl dir. biz fizibilite raporlarında daha gerçekçi bir yaklaşım için daha düşük fiyatı baz aldık ( 1,8 ytl ). Ekte hal fiyatları çalışmasını görebilirsiniz


Yatırımcılarımızla yaptığımız anlaşmaya göre minimum 10 dönüm sera yaptırma şartını koşuyoruz. Neden 10 dönüm?

Çünkü seranın kurulduğu bölgeye nakliye araçlarımızı gönderip seranın kapısının önünden yatırımcılarımızın ambalajladıkları ürünleri tartıp, 5 iş günü içerisinde ödemek koşulu ile satın alıyoruz. Göndereceğimiz nakliye araçlarının kapasitelerinin tam dolu olması gerekiyor ki biz de ürün satışından kar edebilelim. 10 dönüm seranın hasadından her hafta 20 ton civarında ürün alıp üretimimiz yaklaşık 35-40 hafta boyunca devam edecektir.



Sera ebatları ve arazi koşulları nasıl olmalıdır?

10 dönüm seradan yılda toplam 800 ton ürün alınabilmesi için seraya 25000 fide dikilebilmesi gerekiyor. 10 dönüm seraya 25000 fidenin dikilebilmesi için, kurulacak seranın yönünün ve ebatlarının aşağıdaki gibi olması en önemli optimizasyonlarımızdandır.



Kuzey - Güney uzunluğu 155m, Doğu - Batı uzunluğu ise 67,2m olmalı


Farklı ebattaki 10 dönüm arazide yukarıdaki şartlar uygulanamaz ise, fide yataklarının kurulacak olan seraya göre tam kapasiteli yerleştirilemeyeceğini ve 10 dönüm seraya 25000 fidenin dikilemeyeceğini hesap ettik. Dolayısıyla eksik fide dikimi, fide başı alınacak verimin düşmesinden ötürü eksik tonaj alımı anlamına gelmektedir. Ayrıca; arazinin Kuzey-Güney yönünün uzun kenara doğrultusunda olmasını isteme şartımızın yanında, arazide büyük kayalık olmamalı, arazi eğiminin tesviyesi düz olmalı, elektrik, su ve yol olmalıdır.



Kurum olarak bu projeden kazancımızı yatırımcılarımızın üretmiş olduğu domatesleri satarak elde edeceğiz. Kurumumuz 72 ülkeye ihracat yapmaktadır. Dolayısıyla dünyanın her yerine ürünleri satıp ürünlerden kar edebiliriz. Biz MİRACLE’ı marka haline getirmek için 5-10 milyon $ gibi bir bütçe ayırdık. Bu ne anlama geliyor?

Bildiğiniz üzere markalaşmış ürünler normal fiyatlarının artık çok üzerindedir. Hatta insanlar paranın büyük bir kısmını ürüne değil markaya veriyorlar. Kaldı ki normalinden çok daha az gübre ve ilaç katılan bu son derece kaliteli ürünlerin markalaşması da çok zor olmayacaktır.



Ayrıca; bir tane pazarlama firması kuracağız. Yatırımcılarımızı alacakları hisse senetleri doğrultusunda ortak edeceğiz. Dolayısıyla yapacağımız kara yatırımcılarımızın da ortak olmanızı sağlayacağız. Yani yatırımcılarımız hem diğer topraksız ürünlerde üretilen ürünlerin 2-2,5 katı kadar fazla olan ürün satışından kazançlı olacaklar hem de kurumumuzun yapacağı kara ortak olmakla kazançlı olacaklar.



BU İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE FİRMAMIZIN YATIRIMCILARI RAHATLATABİLMEK İÇİN ÜZERİNE ALDIĞI RİSKLER:



Tarım konusunda dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile cesaret edemediği canlı ürün için TONAJ GARANTİSİ veriyoruz!
Ürünlerin geri satın alınmasını sağla**** üreticiye rahat bir üretim dönemi sunuyoruz!
Yatırımcının nakit sıkıntısı çekmemesi için çoğu girdilerin ücretini üstleniyoruz!
Pazarlama ve nakliye giderlerini üstleniyoruz!
Yatırımcının ürünü sattıktan sonra piyasadaki çok rastlanan tahsilât sıkıntısını karşılıyoruz!
Ürünü seranın kapısının önünden tartarak alıyoruz. Böylelikle pazara gidene kadar sıvının buharlaşmasından oluşacak değer kaybını üstleniyoruz!
Yolda oluşabilecek herhangi bir kazadan sonra oluşacak ürün ziyanını üstleniyoruz!
Milyon dolarlar harca**** elde ettiğimiz Know-How’u yatırımcılarımızla kısmen paylaşıyoruz!
Ürün satışını yapacağımız üçüncü firmaların bizle yaptığı sözleşmeye göre aksi durumda eksik olan tonaja kesilecek ceza-i müeyyideyi üstleniyoruz!


Birçok avantajı olan Miracle’ı yapmak isteyen yatırımcılarımız aslında çok ta fazla bir şey yapmıyor. Zaten kendi ürettiğimiz özel sensör sistemiyle tüm kontrol bizde olacak. Sadece yatırımcımız verdiğimiz talimatlara iyi uyacak ve bizim için her şeyden önemli olan Know-How’un gizliliğini üstlenecek.



Projemizi gerçekleştirme aşamasında yatırımcılarımızla aşağıda bulunan 8 adımlık yolu izlemekteyiz. Bunlardan ilki olan ekteki yatırımcı bilgi formunu eksiksiz doldurmanızı ve en yakın sürede tekrar bize göndermenizi rica edeceğiz.





Yatırımcılarımızla izlediğimiz adım sırası;



MİRACLE ADIM SIRAMIZ


1.
Yatırımcı bilgi formunu yatırımcımızın mümkün olduğu kadar eksiksiz doldurması


2.
Telefon ile pek çok detayların konuşularak, yatırımcımızın yapmayı planladığımız yatırım hakkındaki öngörülerini öğrenmek ve kendimizi yatırımcımıza tanıtmak




3.
İyi niyet sözleşmesi


4.
Kumluca' da bulunan örnek seramızın gezilmesi


5.
Çok uzun soluklu bir işbirliği öncesi yatırımcımızın firmasını daha iyi tanımak için yapılacak piyasa analizi




6.
Prensiplerin tartışılması (yatırımın finansmanı, özkaynak, yatırım lokasyonu, yatırımda işbirliği modelinde mutabakat sağlanması)




7.
Yatırım için mutabakat sağlanan mekânın yerinde incelenmesi


8.
Sözleşmenin imzalanması







Yaptığımız işi son derece ciddiye alıyoruz. Unutmamak gerekir ki, çok uzun yıllar kurulacak birlikteliğin şekillenmesini bugünden yapmakla mesulüz. Yanlış bir birliktelik her iki taraf için de üzücü olabilir.



Sizlerin bizleri tanıma hakkınız olduğu kadar, bizim de sizleri tanıma sorumluluğumuz var. Yatırımcıyı bir ortak gibi görüyoruz. Yaptığımız işi de uzun yol arkadaşlığı olarak addediyoruz. Kısacası, eğer müsaade ederseniz, sizi daha iyi tanımak istiyoruz. Sizlerden ricamız sera projelendirme formunu eksiksiz doldurmanız ve bize geri göndermeniz.



Bundan sonraki aşamada yapacağımız sözleşmeye baz teşkil edecek konuları masaya yatıracağız. Mutabık kalır isek, sizin sera kuracağınız yeri ziyaret edip uygulama mühendislerimizin raporu doğrultusunda sera yeri konusunda hem fikir olacağız. En sonunda da herkesin içine sinen, çok uzun yılları kapsayacak bir sözleşmeyi imzaya açacağız.



Firmamız, ileride çıkacak muhtemel anlaşmazlıkları bertaraf etmek açısından, başlangıçta her şeyi konuşabilmeyi fevkalade önemli addetmektedir. Yatırımcı bilgi formunu, anlaşılır detaylı doldurmanız bizi memnun edecektir.



Sayın İsmail KARAGÜLLE, (bu da ben oluyorum)



Projeyi detayları ile anlatmaya çalıştım. Tabi ki bu kadar bilgi, böylesine eşsiz bir proje için çok yeterli değil. Çünkü bu projeyi anlatmak saatlerce sürebilir. Ancak ana temayı açıkça yukarıdaki yazımda vurguladım. Yüz yüze görüşme yapmak için sizden gelecek haber doğrultusunda program yapacağım. Firmamıza yapacağınız ziyaret sonrasında hem firmamızı size tanıtacağız hem de projenin tüm detaylarını konuşacağız. Ayrıca, sormak istediğiniz her şey için irtibatlarımdan bana ulaşabilirsiniz. Memnuniyetle sorularınıza cevap vereceğimizi bilmenizi isteriz.



İyi çalışmalar diliyorum.

ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
06/05/2009 :  20:27:45 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Hocam çok pahalı bu düzen.

Bu düzeni şu anda kurabilecek güce ve bilgiye sahibiz zaten tek sahip olmadığımız güç ürünü İngilizlere o fiyatlarla satabilmek. Bunlar ortalama 1,2 $/kilo fiyatıyla yetişen ürünü alıyor. Bu süper bir fiyat. Şu anda Türkiye hallerine , hiç bir kabzımala veya hiç bir tüccara çiftci 1,2$ dan domates sayamaz erkenci bile olsa bu fiyatı göremez. Domatesi ülke içinde en çok 1 - 1,5 liradan satabiliriz. 0,3 liraya düşeceği zaman var. Ortalamayı 1 lirada tutmak bile başarıdır.

Sözün özü bu garantiyi baştan size satıyorlar. Dekarı 30- 40 bine çıkacak tesisi 200 bine satıca domatesi de 1,2 $ a sizden seve seve alıyorlar. Tesisin tamamına 2,2- 2,5 milyon lira harcayıp anca çalıştırılabiliyor. Büyük para bu. Ama bu parayı verincede kilosu 1,5 $ a domates satabilir oluyorsunuz.

Bu dizaynın serası herkesin harcı değil. Bunun yerine Antalya Kumlucada, kıyı Ege de, Erdemlide, Bozyazıda, Anamur da veya iklimi uygun bir yerde birkaç dekarlık kendi kuracağınız bir sera çok daha ucuza çıkar ürün de yakın hallere iç piyasada rahat rahat satılır. Gene kazandırır. Bozyazı da sudan ucuz araziler var. Üstelik bölgede öncülük edecek diye devlette bir sürü destek verir hibe olarak. Çünkü çiftcisi perişan halde. Muzdan bile kazanamıyorlar. Yani cebinde 50 - 60 bin lirası olan 300 - 400 binlik bir domates hidroponic serasına rahatlıkla sahip olabilir. Bir yıl sonrada zengin bir insan olarak dolaşmaya başlar.

Hatta bu bölgelerde ki ucuz verimsiz bir arazide direk toprakta teknolojik tarım bile yapılsa hiç borca girmeden gene kazançlı çıkılır. 2 milyon çok para riski aynı oranda büyük.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  22:22:18 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Çok doğru, bir senteze vardınız . Ben de aynı sonuca vardım, ve yavaş yavaş, kendi öz kaynaklarımızla, ve o kadar büyük paralar da harcamadan, önce 500 metre kare ve sonra ki yıllar da , muhtemelen, her yıl bir dönüm sera ekliyerek , pazarlama da iç, piyasa öncelikle, ama, sertifikasyon için gerekli şartlara haiz bir yapılanmayı planlayacağım. Dış satım için şartlar hazır olacak. Sertifikasyon kuruluşları, genelde İzmir de toplanmış . Bir kaç tane de Ankara da var.
Birinci sırada, eskiden beri, bizim yörede meşhur, bir sofralık çilek vardır, ismini , iyi bilmiyorum ama , biz osmanlı çileği derdik. Bu haziran da festivali var oraya gidip, üreticilerle tanışıp, fide için ilk girişimimi yapacağım. Pratik bilgi için orada (BARTIN) birşeyler bulurum diye ümit ediyorum. Bu yaz , Bartına aboneyim , Bizim köye çok uzak değil,.
Oralarda , bu konuda olmayan bilgi, ve uygulama , topraksız, tarım . Biz o konuda bir örnek girişim başlatıp, oranın (dizayn boru) öncüsü biz olmalıyız.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
06/05/2009 :  22:42:01 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
FİAT HAL FİATININ ÜSTÜNDE OLMUYOR BU LAFA GÖRE

Sayın hocam kendi ifadeleri, Dizayn borunun gönderdiği yazı,

''Yatırımcılarımızı mağdur etmemek için onların da dijital ortamdan takip edebilecekleri en yakın bölge hal fiyatlarını baz alacağız. Geçen sene İstanbul hal fiyatları 2,03 ytl dir. biz fizibilite raporlarında daha gerçekçi bir yaklaşım için daha düşük fiyatı baz aldık ( 1,8 ytl ). Ekte hal fiyatları çalışmasını görebilirsiniz !!
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

13.23 saniye.
00:26:43, 18 Şubat 2025, Salı

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2025 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım