İş hayatında beden dilini etkili kullanabilmek için öncelikle şu noktalara dikkat etmek gerekiyor;
İş hayatı yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Evlerimizden daha fazla zamanı iş yerlerimizde geçiriyoruz. Bu açıdan iş hayatında iletişimin iyi olması bizim duygusal ergonomimiz açısından önemlidir. İyi ilişkiler kuramadığımız ortamlarda kendimizi iyi hissetmeyiz. İş yerinde beden dili kullanımında ilişkiler mesafemize dikkat etmemizde yarar var. Bu şu anlama geliyor. Hepimizin görünmez sınırları vardır: Özel sınır, sosyal sınır, genel sınır gibi… İletişimde olduğumuz insanlara hangi mesafede yaklaşacağımıza dikkat etmemizde yarar var. Yani sınır ihlalleri hassas bir konudur. Buna bağlı olarak iletişimde olduğumuz kişilerle dokunarak konuşup konuşmama, gözlerine bakış süremiz de önemli sınırsal kurallardandır.
İş görüşmelerinde / toplantılarda karşı tarafa sinir, strese ve benzeri duyguları yansıtmamak için kişinin neler yapması ve ne tür davranışlar geliştirmesi konusunda şunlar önerilir.
Hepimiz iletişim sırasında karşı tarafta yarattığımız, yaratacağımız etkinin sorumluluğunu almak durumundayızdır. İnsanlar takdir edilmeyi, değerli olduğunu hissetmeyi ve varlığının tanınmasını isterler. Bunlardan birini hissetmeyince iletişim zarar görür. Görüşmeler, toplantılar sırasında karşımızdaki insanı dinlememek, bakışlarını konuşan insanın dışındaki şeylere yönlendirmek, başka şeylerle ilgilenmek karşımızdaki insanın kendini değersiz hissetmesine neden olacaktır. Dinlemek önemli bir unsurdur. Uzakdoğu’da dinleyen kimse konum olarak konuşan kişiden daha üstün tutulur. Karşımızdaki konuşurken onu anladığımıza dair mimik ve jestlerle karşılık vermek karşımızdakine, konuşmasına verdiğimiz değeri ortaya koyar. Dinlemek ve onu destekleyen anlıyorum davranışları karşımızdakinin kendini rahat hissetmesini sağlar. Dinleme konumunda vücudun kendini kapamaması (kolların bağlanmaması) karşımızdakinin konuyu özgürce açıklamasında önemli bir mesajdır.
Karşınızdaki kişinin bu tür duygularını anlayabilmek için jestlerindeki şu noktalara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.
Bir Uzakdoğu atasözünde denir ki; “İnsanlara değer verdiğinizi onları dinleyerek gösterin…”
Dinleyen insan karşısındakine odaklanır. Bakışlarını başka yöne çevirmez. Gözlerini kaçırmaz. Gözleri ve kaşlarıyla ilgi mesajları verir. Kafasını sallar. Gülümseyerek ilgilendiğini, konuda olduğu mesajını verir. Gülümsemek iletişimdeki en kısa ve en net köprüdür.
İş görüşmelerinde adaylar mülakat yapan kişide iyi bir ilk izlenim oluşturabilmek için şunlara dikkat etmelilerdir.
İlk izlenim 30 saniye ve 60 saniye arasında oluşur ve uzunca bir süre bizi temsil eder. Hepimiz ilk izlenimlerimizde bizi gerçekten ifade etmek, gerçek bizi ortaya koymak konusunda çok başarılı değilizdir. Aslında çok neşeli bir insanken görüşme öncesinde yaşadığımız tatsız bir olay (Trafik kazasından son anda kurtulma, yolda biriyle tartışma vb.) o andaki psikolojimizi etkiler ve biz de o tatsızlıkla; soğuk, donuk bir insan ortaya koyarız ve karşımızdaki bizi öyle algılar. Unutulmaması gereken unsur; ilk izlenimlerimizde karakterimizin en güçlü ve bizi ifade eden yönünü ortaya koymamızdır (Neşeli kişilik, sosyal kişilik, iyi bir dinleyici vb.). İlk görüşmede eğer bizi en güçlü ifade eden o birkaç özelliği ortaya koyarsak iyi bir görüşme başlatmış oluruz ve öyle algılanırız.
www.insankaynaklari.com