Kendini Gerçekleştirmek - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Kendini Gerçekleştirmek


keshifci
Üye

Toplam 103 yazı
04/07/2008 :  15:53:58 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Hayat üstümüze üstümüze geldiği, sorunlar boyumuzu aşıp da çözüm bulamadığımız, kendimizi çaresiz, yetersiz hissettiğimiz anlarda geçmişe gitmek, çocukluğumuza dönmek ve orda kalmak isteriz.

“Keşke yine çocuk olabilsem ve hep çocuk kalabilsem!”. Biz yetişkinlerin çok defa dile getirdiği, arzuladığı ve olmayacağını bile bile keşke bir mucize olsa diye dileği...

Sabırsızlıkla beklediğimiz yetişkinliğe erişince neden geçmişe dönme isteği ve özlemi duyarız? Çocukluğa, çocuklara özeniriz?

Çocukken bize uygulanan yasaklardan, kısıtlardan kurtulmak ve her istediğimizi anne-babamıza sormadan, izin almadan yapabileceğimizi ve çok özgür olabileceğimizi düşündüğümüz için isteriz bir an önce büyümeyi.

Ama büyüdükçe sınırların, kısıtların, hoşgörüsüzlüğün ve sorumlulukların arttığını asıl özgürlüğün çocuklukta olduğunu anlarız, ancak iş işten geçmiştir.

Çocuklar özgürdür, çünkü spontandır (kendiliğinden). Çocuk kendini oynar, içinden, yüreğinden ne geçiyorsa çekinmeden, utanmadan, korkmadan onu dile getirir. Henüz “ kalıplanmış “ değildir.

Çocuk doğuştan sahip olduğu spontanitesi (kendiliğindenliği) sayesinde sınırsız hayal gücüne ve yaratıcılık potansiyeline sahiptir. Oyunlarında kendilerine sınırları olmayan yepyeni dünyalar kurar, bu oyun anını birbirleri ve oyuncaklarıyla gerçekmişçesine yaşarlar.

Zaman içinde aile, toplum/çevre tarafından yapılan ayıp, günah gibi değerlendirmeler ve konan yasaklar, kısıtlar-sınırlar sayesinde sahip oldukları bu spontan davranış biçimi, köreltilip yok edilmeye çalışılır.

Çocuklar, önce ailenin sonra da eğitimcilerin kafalarında oluşturdukları modellere uygun hale getirilmeye yani kalıplanmaya başlar. Böylece içlerinden geldiği gibi değil de çevrenin, toplumun istediği şekilde hareket eden bireyler olmaya başlar. Özgürlük de üstü toprakla örtülüp, geçmişe gömülen hayal gücü ve yaratıcılık potansiyelinin yanında yerini alır.


Doğumdan, ölüme kadar ki yaşam sürecimizde, insan olarak hepimizin temel amacı; mutlu olmaktır. Yani, yaşamı doya doya yaşamak, yaşamdan keyif almak, var olmamızın gereklerini yerine getirmektir. Bunu gerçekleştirebilmek için de temel ihtiyaçlarımızı karşılamamamız, tatmin etmemiz gerekir. En temel ihtiyacımız olan “fiziksel” ihtiyaçlardan başla****, en üst seviyedeki “kendini gerçekleştirme” ye kadar olan aşamadaki en küçük bir eksiklik, temel amacımız olan “mutluluğa” gölge düşürür. Her bireyin eksikliğini hissettiği ihtiyaç, onun için en değerli ve önemli ihtiyaçtır. Günlerdir aç olan “A kişisi” için karnını doyurabileceği bir parça yiyecek en değerli ihtiyaçken, varlık içinde yaşayan, maddi hiç bir eksiği olamayan “B kişisi” için gerçek bir dosta sahip olamamak en büyük eksikliği oluşturur. Yemek, içmek, nefes almak gibi en temel ihtiyaç olan fiziksel gereklerin karşılanması, güven-emniyet, sevgi, saygı gibi daha üst aşama ihtiyaçlara geçebilmeyi sağlar. Tüm bu ihtiyaçların yeterince karşılanmasından sonradır ki en üstteki “kendini gerçekleşme” aşamasına geçilebilir. Kendini gerçekleştirmek; üretmek, yaratıcılığını ortaya çıkarabilmek, yaşama, topluma, evrene katkıda bulunabilmektir. İmkânların yetersizliği gibi çeşitli etkenlerle toplumda bu aşamaya gelebilen birey sayısı az olabildiği gibi fiziksel, ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını yeterli oranda karşılayabildiği halde kendini gerçekleştirmekte sorun yaşayan, bunu sıkıntısıyla savaşan da birçok insan var maalesef. Çünkü çocukluktan itibaren bastırılmaya çalışılan spontanlık (kendiliğindenlik), yaratıcılığın ortaya çıkarılmasında engel teşkil etmektedir.

Engellenmiş, kısıtlanmış yaratıcılık yeteneği, “Yaratıcılık Nörozlarına” neden olur. Bu kişiler belirli zekâ düzeylerine, özel bazı yeteneklerine rağmen yaşamda pasif kalır, mevcut potansiyellerini geliştiremez ve “kendilerini gerçekleştirmezler”. Yaratıcılık nörozu sergileyen kişilerin hem kendileri ile barışık olma şansları azalır, hem de çevrelerindeki kişilerle yapıcı ve yaratıcı iletişim kurmaları güçleşir. Bu sorunları giderebilmenin ilk adımı bu kişilerin spontanlıklarını artırarak, yaratıcılıklarını kullanmalarına fırsat tanımaktır.

Anne baba ve eğitmenlerin en önemli görevi, yetişmesinden sorumlu oldukları çocuk ve gençlerin spontanlıkları öldürmeden, anlamsız kısıtlamalar, engeller koymadan, onların içindeki cevheri, yaratıcılık potansiyelini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak olmalıdır.
Bunun için de çocuğun hayal gücünü harekete geçirecek, yeteneklerini ortaya çıkaracak farklı deneyimlere, çalışmalara teşvik etmek, ayıp, günah, kötü gibi nitelemelerle önüne duvarlar örmemek, sınırlarını daraltmamak gerekir. Kafamızda oluşturduğumuz modele uygun davranışları çocuktan beklemek, onun kendisi olma, kendi gibi davranmasına en büyük engeldir.

Sürekli engellemeler, kısıtlarla karşılanan çocuk zaman içinde kendi olmayı bırakıp, anne babanın, çevrenin toplumun istediği birey olma yolunda yürümeye ve mutsuzluğun tohumları atılmaya başlar. Bu çocuk yetişkin olduğunda her türlü ihtiyacı karşılanmış bile olsa kendi olma, kendi gibi davranmayı unutmuş, içindeki cevherlerin, sahip olduğu potansiyelin üzerini örtmüştür. Örtülen şey, görülmez; görülmeyen şey, yok farz edilir. Dolayısıyla, kendini gerçekleştirme aşamasına gelmiş, her şeye sahip olduğu halde bir türlü kendini mutlu hissedemeyen bireylerin toplumu oluşur. Bu bireyler, kendileri bile neden mutsuz olduklarının farkında değildir. “Her şeyim var, her şeye sahibim ama neden mutsuzum” diye kendini sorgulayanlar ya da ben neden “A” nın, “B” nin sahip olduklarına (ihtiyacı olmadığı halde) sahip değilim, ben de sahip olmalıyım diye gereksiz rekabet içine giren doyumsuzlar ordusunun bir neferine dönüşüyorlar. Günümüzün acımasız rekabet ortamı ve tüketim çılgınlığını teşvik eden stratejiler de bireyleri böyle davranmaya daha da zorluyor. İnsanların sahip oldukları imkânlarının artmasına rağmen, her geçen gün daha mutsuz olmaları ve hala bu kısır döngü içinde savrulmaları kendileri, gerçek ihtiyaçları hakkında ne kadar yetersiz iç görüye sahip olduklarının göstergesidir.

Bu bireylerin, mutsuzluğunun çözümü kendini tanımaktan, farkındalığın artmasından ve içgörü kazanmaktan geçer. Farkındalığını artıran, içgörü geliştiren birey, neye ihtiyacı olduğunun ve nelere sahip olduğunun bilincindedir. Anlamsız tüketim peşinden koşmayan ya da kendini, sahip olduklarını karşılaştırmayandır. Sahip olduğu potansiyeli üretmek, yaratmak, yeni şeyler ortaya koymak ve bunları insanların yararına sunmak için uğraşandır. Bu düzeydeki kişi kedini gerçekleştirme aşamasına gelebilmiş mutlu azınlıktır.

Bu mutlu azınlığın içinde varolmaya, gerçek ihtiyaçlarımızın farkında olarak, bastırılmış, örtülmüş spontalığımızın üzerindeki örtüyü kaldırarak başlayabiliriz. Çünkü doğuştan getirdiğimiz ve evrensel bir meleke olan spontalık yok olmaz, sadece kullanılmadığından biraz tozlanmış ve paslanmış olabilir. Sınırlarımızın, ördüğümüz duvarların farkında olup bunları yıkarak işe başlayabiliriz. Kendini tanıma, kişisel gelişim ve spontanite konularında eğitim almak, çalışmalara katılmak, kaybedilen spontanlığın yeniden kazanılması ve çocuk özgürlüğümüze ulaşma için yardımcı olabilecek yöntemlerdir.
Süleyman DÜNDAR

Yerleşim : Türkiye / Kayseri  |  Meslek : Diğer
Mapooo
Yeni Üye

Toplam 1 yazı
05/07/2008 :  04:23:58 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
çok güzel bir yazı.. elinize sağlık... hiç keşke dememek dileğiyle...
http://girisimcilik.blogspot.com
"Being an adult means to have a speedometer that marks 210 and not driving over 60."

http://fikirodasi.blogspot.com

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Satış / Pazarlama
Palyaco
Yeni Üye

Toplam 26 yazı
05/07/2008 :  11:36:31  Alıntı
Harika bir yazı emeği olan herkese teşekkürler...
Önce kendimizle olan mücadelemizi vermeliyiz bencede kendmizi yaratmalı sürekli tazemeliyiz...
Carpe Diem

Yerleşim : Türkiye / Edirne  |  Meslek : Öğrenci
zeynep_
Üye

Toplam 218 yazı
11/07/2008 :  12:52:19  Alıntı


Harıka bır yazı.
Hepımızın ıcınde bıryerlere hapsolmus tek bozulmamıs ''şey'',acıga cıkarılmayı beklıyor,hayatımızı anlamlandırmayı beklıyor,bütün yükselen!!!! degerlere ''ben yoksam anlamsızsınız işte ''dıyor,yırtınıyor bu cocuk taraf,tabıı sesını duyana...
Aman dınleyelım cılızda olsa bu sesı,aman kulak kabartalım dedıklerıne...

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Tekstil
sailormoon
Yeni Üye

Toplam 3 yazı
31/07/2008 :  16:10:19 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Gerçekten de güzel bir yazı teşekkürler.

Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.8 saniye.
12:06:21, 2 Mayıs 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım