Motivasyon - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Motivasyon


h_karatoprak
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
03/01/2003 :  01:17:22 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Bugün çalışma hayatında insan öğesi en yüksek değer olduğu kanıtlanmıştır. Bir çalışma sonucunda başarıya ulaşmak bu yüksek değeri verimli ve etkili kullanmaya bağlıdır.İnsanı verimli çalıştırmak ise onu en iyi şekilde motive etmekle mümkün olmaktadır.

Motivasyon insanda öğrenme, bir şey yapma, harekete geçme isteğinin uyanmasıdır.Çalışma hayatında motivasyon; çalışan kişilerin mevcut koşullarda işlerini daha kaliteli, daha hızlı yapmaları ve içlerinde istek uyanması için tanınan ek haklar ve ödünler olarak tanımlanabilir. Peki insan nasıl motive olur veya motive edilebilir? Bunu sağlayacak olan kişiler kimler olmalıdır?

İçinde yaşadığımız bilgi çağında her birey her gün artan iletişim kaynakları aracılığı ile bilgisini bilinçli veya bilinçsiz gelişmekte bu nedenle yararı daha büyük olabilecek fikirler üretmektedir. Birey yararlı fikirler ürettiğinin farkına vardığında ve bu üretimden faydalanıldığını anladığı, gördüğü andan itibaren motive olur. Bireyin farklılığını ve ürettiklerinin faydalı olduğunu gösterecek kişiler ise çalıştığı ortamda işi paylaştığı bireyler yani üyesi olduğu ekiptir. Bugün ekip çalışmasını gerektirmeyen iş,meslek yoktur. Her teşebbüste olduğu kadar bürokrasi askeri harekat, özellikle kişisel olmayan sporlarda bize ekip çalışmasının gerekliliği her fırsatta vurgulanmaktadır. Ekip çalışmasında başarı elde etmede en önemli yol bütün ekip üyelerinin toplanıp rollerinin paylaşılması her ekip üyesinin rolünü yerine getirip getirmediğinin incelenmesi, herkesin başarıda payını açıkça tanımlamak ve rolü ne olursa olsun iyi bir performans göstereni alkışla**** motive etmekle mümkündür.

Bu organizasyonu oluşturacak kişi ise ekibin yöneticisidir. Yönetici ekip organizasyonunu belirleme yanında bunun devamını sağlayabilecek nitelik ve özellikleri taşımalıdır. Yani başarı merdivenin basamaklarını en hızlı nasıl çıkabileceğini araştırırken merdivenin dayandığı duvarın doğru duvar olup olmadığıyla ve ne kadar sağlam olduğuyla ilgilenmelidir bu noktada liderlik özelliklerine sahip olması gerektiği durumu ortaya çıkar ki bu anlamda yönetici; işin uygulanması, görevinin yürütülmesi ile ilgilenirken, işin doğru olarak yapılmasını sağlayan kişi, liderlik ise daha çok ileriyi görebilmeye dayalı bir rol, yapılacak doğru işi bulmaktır.Bu iki kavram yani ileriyi görebilme ve uygulama rolleri birleştirilerek hizmet eden liderler gelişmelidir.Yani yöneticiler liderlik vasıflarına sahip olma veya bunları öğrenerek kendini geliştirici, teşvik edici,hedef belirleyici, yönlendirici motive edici bir şeyler olmalıdır. Motivasyon ise yöneticiler için bir eğitim konusu yanında bir karakter meselesi de olmalıdır.

Peki bu yöneticiler ekibi nasıl motive edebilirler?Bu arada en önemli unsurlardan biri olan fikirlerden yararlanılması aşaması ilk olarak devreye girebilir. Bu konuya örnek olarak yöneticinin düzenlediği toplantılar verilebilir. Bu toplantılara ekip üyelerinin her birisinin katılımı sağlanması her birine söz verilmesi, fikir üretmeleri, bunların uygulanmasının istenmesi, fikirlerine önem verilmesi, kişilere görev ve sorumluluk verilmesi ekip üyelerini motive eder ve harekete geçirebilir.

Ekip içinde bu toplantılarla aktif katılım sağlayabilen bireylere ödüllendirme yoluyla da motivasyon yapılabilir. Ödüllendirme şeklindeki motivasyonda ödüle hak kazanma koşullarının önceden belirtilmesi sureti ile yapılabileceği gibi ön görülmeyen bir başarının beklenmedik bir anda mükafatlandırılması suretiyle de yapılabilir. Ödüllendirme kendi işinde ve pozisyonunda en başarılı olanları tespit şeklidir. Ödüllendirme bir anlamda hırsın tatminidir. Ödüllendirme madalya, plaket, sertifika, takdir gibi ödüllerin yanı sıra miktarı ve veriliş şekli yönetici tarafından tayin edilecek primler, para ödülleri ve terfi şeklinde olabilir. Yani motivasyonlar para dışında iş güvencesi, unvan,araba,lojman, çevre, eğitim, konut, dinlence, seyahat, sosyal yaşam, hızlı terfi, yetki verme vb. olabilir. Ancak bir önemli nokta da ödüllendirmenin zamanında ve yerinde yapılmasıdır. Aynı zamanda bu ödüllendirme şekillerinin grup içinde yapılması, çalışana sunulması, bireysel anlamdan daha etkili olarak hem birey hem de grubu motive edebilir. Bütün bunlar çalışanları kamçılar. Grup içinde örnek alınan bireyler olmanın zevki içinde kişi daha nasıl etkili ve başarılı olabilirim ya da en azından bu başarıyı nasıl devam ettirebilirim diyerek düşünmeye ve kendini geliştirme yolları aramaya başlayabilir. Kendisi için hedefleri genişletebilir ve kendine sunulan hak ve ayrıcalıklara ulaşabilmek, layık olabilmek için daha etkili ve verimli çalışma isteği duyabilir.Bütün bu söylediklerimizi bir örnekle somutlaştırmak istersek en iyi örnek olarak; bir koç veya teknik direktörünün yönettiği bir futbol takımını incelemeye uygun gördük. Bu takımda her bireyin ayrı işlevi ve amacı vardır. Savunma karşı tarafın ataklarını önleyerek amaçlarına ulaşmalarını engellerken, orta oyuncular golcü elemanlara uygun pas vermeye çalışarak karşı kaleye gol atmaya çalışır. Koç ise taktik ve stratejilerle takımın etkin çalışması için yön çizer. İşte bu her biri ayrı görevleri olan ekip üyelerinin ortak bir amacı vardır ki oda karşı kaleye gol atmaktır futbol takımında başarı notunu veren seyirci veya seyircinin hislerine tercüman olan spor yazarlarıdır. Gerek alkışları gerekse protestoları ile takıma destek olarak motive ederler.

İşte bu görüş çerçevesinde gelecekte birer üyesi olarak çalışacağımız sağlık sektörüne bakacak olursak, ekip anlayışı içinde hemşirenin yeri neresidir? Hemşire hangi güç koşullarda nasıl çalışabilmektedir? Hemşirelikte motivasyonun önemi nedir? Sorularına cevap arayabiliriz.

Hemşire; sağlık ekibi içinde aldığı eğitim, bilgi, iletişim becerileri, hizmetin sunulduğu bireylerle bire bir temas içinde bulunan ve onlara en yakın, ulaşabilen, gözlemci, araştırmacı, ekip üyeleri arasında koordinasyonu sağlayan kişilerdir.

Fakat bizim ülkemizde hemşireler daha eğitim aşamasında kargaşalıklar yaşa**** farklı düzeylerde mezun oluyor, sektör içinde belirsizliğe itiliyor, zevkle çalışabilecek bir alan belirleme hakkı olmadan başkaları tarafından seçilen alanlarda örneğin cerrahide çalışmak istediği halde pediatri bölümünde çalışabiliyor, kendini ekip içinde gerçekleştirme imkanı sunulmuyor ve desteklenmiyorlar. Bu da hemşirelerin duygusal tükenme ve duyarsızlık yaşamasına dolayısıyla verdiği hizmette kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Buradan tabi ki etkilenen hemşireler kadar hizmetten faydalananlarında memnuniyetsizlik yaşamasıyla sonuçlanmaktadır. Yani hem hizmeti sunan hem de hizmeti alan kişiler hoşnut olmamaktadır.

Tabi ki çalışma şartları (örneğin vardiyalı sistem) ekip içi anlaşmazlıklar, aynı hizmeti sunan kişiler arası uyumsuzluk fiziksel ve çevresel olanakların kısıtsızlığı, şiftlerde çalışan hemşire sayısının az olması, çalışma ortamının riskli olması (enfeksiyon servisi), hastadan gelen aşırı isteklerinin ve beklentilerinin olması, hasta ve hasta ailesinin küçük düşürücü ve hakaret edici sözleri gibi bütün nedenlerle hizmette kalite, verim düşmektedir. Hemşirenin çalışmasını etkileyen bir çok etmenin iyileştirilmesi yanında motivasyon eksikliğinin unutulmaması gerekir. Şartlar ne olursa olsun bu şartlarda çalışmak zorunda kalan hemşireler motive edildikçe bunun onların işlerine ve verdiği hizmete büyük ölçüde etkili olacaktır. Örneğin; vardiya sistemiyle 24 saatinin her gün değişik 8 saatini hastane ortamında geçiren sabah vardiya dan çıkıp akşam tekrar vardiya ya giden gün içinde kendi bireysel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için çok az fırsatı olan evinden çok yaşamını hastane ortamında çalışarak, yararlı ve etkin hizmet vermek amacıyla eğitilmiş bu hemşirelerin şartlar ne kadar ağır olursa olsun çalışma azmi ve çabaları unutulmayıp teşvik, destek için motive edilmelidir işe gelmek ceza ve azap yerine üretici ve yararlı olmanın gerek ekip üyeleri arasında gerek meslektaşları arasıda gerekse hizmetin sunduğu kişiler arasında üretici yararlı ve tercih edilen olmanın zevki ve farklılığı ile olmalıdır.

Hemşirelerin motive edilerek yaptığı işteki başarısının artmasında hem yönetici liderlere hem de kendilerine birçok sorumluluk düşmektedir. Her iki tarafta kendi üzerine düşen görevleri yerine getirdiklerinde hizmetin kalitesi artmakta bunun yanı sıra hemşireler yaptıkları işi daha istekli yapmaktadırlar.Hemşirelerin yönetici liderlerinden beklentilerine değinmek gerekirse hemşirelik hizmetini sunulmasında gerekli araç ve gereci sağlaması çalışanların yapacağı görevlerin belirlenmesi çalışanların sunduğu önerilerin dikkate alınması, hemşirenin eksik yönlerinin belirlenip hizmet içi eğitim programlarının düzenlenmesi, çalışanların çalışma saatlerinin uygun şekilde düzenlenmesi, hemşirelerin başarılarından dolayı ödüllendirilmesi, övgü dolu sözler söylenmesi gibi yapılması gerçekten kolay ve olumlu sonuçlar getirebilecek unsurlardır fakat bunlar tek başına yeterli olmamakta hemşirenin de üstüne düşen iş motivasyonunu artırıcı bireysel sorumlulukları vardır. Bunlardan bir kaçı çalıştığı serviste yatan hasta ve hastalıklara karşı yeterli bilgi ve donanıma sahip olması işindeki olumlu ve olumsuz yönleri görmeli, olumsuzlukları düzeltmeye çalışmalı görev ve sorumluluklarının bilincinde olmalı, ekip işbirliğini sağlamada üstüne düşen bireysel görevleri yapmalı, iş hayatı ve özel hayatı arasındaki sınırı koymalı, mesai saatleri içindeki zamanı iyi kullanmalıdır. Motivasyonu arttıran bir diğer etmen de sağlık personeli dışında gelen olumlu davranışlardır. Örneğin hemşirenin bakım verdiği hastalarının iyileştikten sonra ziyarete gelmesi, teşekkür etmesi çiçek vermesi gibi durumlarda hemşirenin çalışmasında olumlu etkiler yaratmaktadır.

Hemşirelerin verili çalışmalarını yaptıkları işten memnuniyet duymalarını etkileyen faktörlerden bahsettik. Bu söz ettiğimiz durumların yanı sıra elbette ki bir çok faktör vardır. Biz yapılması ve uygulanması kolay olanlardan bahsederek hemşirelik mesleği için hem yöneticilerden hem de hemşirelerden beklenen beklentileri göz önüne getirmeye çalıştık. Bizler geleceğin çalışacak hemşire adayları olarak bu olumsuzluklarla karşılaşmak istemiyoruz. İşimizi severek, isteyerek ve bilerek yapmayı arzuluyoruz. Bu nedenle herkesi görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.
saygılar

Yerleşim : Türkiye / Mersin  |  Meslek : Öğrenci
ebuahmed
Yeni Üye

Toplam 12 yazı
07/01/2003 :  11:10:29  Alıntı
Jerry, cevresindekilerin cok sevdigi insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman soyleyecek olumlu bir sey bulurdu. Hatta bazen etrafindakileri cildirtirdi bile, "Bu adam bu halde bile nasil iyimser olabiliyor?" diye. Birisi nasil oldugunu sorsa
"Bomba gibiyim." diye yanit verirdi hep. "Bomba gibiyim..." Jerry dogal bir motivasyoncuydu. Yanindaki insanlardan biri o gun, kotu bir gundeyse, Jerry yanina kosar, duruma nasil olumlu bakilacagini anlatirdi. Bu tarzi fena halde dusunduruyordu beni. Bir gun Jerry'ye gittim
"Anlayamiyorum." Dedim.
"Nasil oluyor da, her zaman, her kosulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasil basariyorsun bunu?
"Her sabah kalktigimda kendi kendime Jerry bugun iki secimin var. Havan ya iyi olacak ya da kotu derim. Her zaman havamin iyi olmasini secerim. Kotu bir sey oldugunda yine iki secimim var. Kurban olmak ya da ders almak. Ben basima gelen kotu seylerden ders almayi secerim. Birisi bana bir seyden sikayete geldiginde, yine iki secimim var. Sikayetini kabul etmek ya da ona hayatin olumlu yanlarini gostermek. Ben olumlu yanlarini gostermeyi secerim.
"Yok yahu" diye dalga gectim.
"Bu kadar kolay yani"
"Evet...Kolay..." dedi Jerry.
"Hayat secimlerden ibarettir. Her durumda bir secim vardir. Sen her durumda nasil davranacagini secersin. Sen insanlarin senin tavrindan nasil etkileneceklerini secersin. Sen havanin, tavrinin iyi ya da kotu olmasini secersin. Yani sen hayatini nasil yasayacagini secersin."
Jerry'nin sozleri beni oldukca etkiledi. Onu uzun yillar gormedim. Ama hayatimdaki talihsiz olaylara dovunmek yerine olumlu secimler yaptigimda hep onu hatirladim.
Yillar sonra Jerry'nin basina cok talihsiz bir olay> geldi. Soygun icin gelen hirsizlar Jerry'yi delik desik etmisler. Ameliyati 18 saat surmus, haftalarca yogun bakimda kalmis. Taburcu edildiginde kursunlarin bazilari hala vucudundaymis. Ben onu olaydan alti ay sonra gordum.
"Nasilsin?" diye sordugumda "Bomba gibi" dedi.
"Bomba gibi"
"Olay sirasinda neler hissettin Jerry?" dedim.
"Yerde yatarken iki secimim var diye dusundum. Ya yasamayi sececektim ya olumu. Ben yasamayi sectim."
"Korkmadin mi? Suurunu kaybetmedin mi?"
"Ambulansla gelen saglik gorevlileri harika insanlardi. Bana hep 'iyileseceksin merak etme' dediler. Ama acil servisin koridorlarinda sedyemi hizla surerken doktorlarin ve hemsirelerin yuzundeki ifadeyi gorunce ilk defa korktum. Bu gozler bana "Bu adam olmus" diyordu.
"Birseyler yapmazsam, biraz sonra olu bir adam olacaktim."
"Ne yaptin?" diye merakla sordum.
"Kocaman bir hemsire yanima yaklasti ve bagirarak her hangi bir seye ihtiyacim olup olmadigini sordu. 'Evet' diye yanit verdim." "Var" Doktorlar ve hemsireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak kendimi topladim ve bagirdim. "Benim kursunlara alerjim var!.."
Doktor ve hemsireler gulmeye basladilar. Tekrar bagirdim.
"Ben yasamayi sectim. Beni bir canli gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi degil."
Jerry, sadece doktorlarin buyuk ustaliklari sayesinde degil, kendi olumlu tavrinin da buyuk katkisi ile yasadi. Yasamasi bana yeni bir ders oldu. Hergun hayatimizi dolu dolu yasamayi secme sansimiz ve hakkimiz oldugunu ondan ogrendim ve herseyin kendi secimlerimize bagli oldugunu.
1. Unutup gitmek,
2. Yaziyi dikkate alip kesip saklamak, arkadaslariniza gondermek.
Francie Baltazar Schartz'yn yazisini okuduktan sonra dusundum, iki secimim vardi:
1. Cope atmak,
2. Birileriyle paylasmak. Ben secimimi yaptim. Ya siz?...

ebuahmed

Yerleşim : Türkiye / Van  |  Meslek : İşçi
zezo
Yeni Üye

Toplam 17 yazı
03/07/2007 :  20:40:28  Alıntı
2. şıkkı seçtiğiniz için teşekkürler

Yerleşim : Türkiye / Niğde  |  Meslek : Emlakçı
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.06 saniye.
06:52:07, 17 Mayıs 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım