Topraksız Tarım'da Gelecek Var!. . . - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Topraksız Tarım'da Gelecek Var!. . .


akademisyen41
Yeni Üye

Toplam 59 yazı
07/06/2011 :  21:16:23 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


TOPRAKSIZ TARIM


Topraksız tarım; her türlü tarımsal üretimin durgun veya akan besin eriyiklerinde, sis şeklinde verilmiş besin eriyiğinde veya besin eriyikleriyle beslenmiş katı ortamlarda gerçekleştirilmesidir. Topraksız tarımın amacı; bitkilerin gelişmesini besin solüsyonu yardımıyla sağlamak, bitkilerin besin madde ve su gereksinimlerini stres oluşturmadan karşılamak ve bunu en ekonomik bir şekilde gerçekleştirmektir. Topraksız tarım aslında örtüaltı (özellikle seralarda) yetiştiricilikte uygulanan ancak son zamanlarda açıkta da kullanılmaya başlanan bir yetiştiricilik yöntemidir.


TOPRAKSIZ TARIMIN NEDENLERİ
Topraksız tarımı gerektiren nedenleri toprak kaybı; toprak yorgunluğu; hastalık, zararlı ve yabancı ot sorunu; aşırı gübre tüketimi; su tüketimi şeklinde sıralamak mümkündür:

-Toprak kaybı: Hızlı nüfus artışı ve bu nüfusun besin ihtiyacının karşılanması için tarım yapılacak toprakların yetersiz kalma ihtimali vardır. Çünkü normal tarım topraklarının bulunmadığı çöllerin hakim olduğu ülkelerde; ülkemizin Akdeniz sahillerindeki meyilli-taşlı arazilerde teraslama yaparak taşıma toprakla tarım yapılmaya çalışılan yerlerde; erozyon, çoraklaşma ve tarım topraklarının yerleşim ve turizm alanlarına ayrılan alanlarda bu durumla karşılaşılmaktadır.

-Toprak Yorgunluğu: Seralarda aynı ürünün arka arkaya uzun yıllar yetiştirilmesi toprak yorgunluğuna neden olmakta bu ise verimliliği düşürmektedir. Toprak yorgunluğuna çözümde, toprak değişimi ve yetiştirilecek üründe değişiklik yapmak (ekim nöbeti) gibi yöntemler kullanılabilirse de; bu tür uygulamalar üreticiler için fazla pratik olmadığı gibi fazla ekonomik de değildir. Üstelik modern tarımda alınan tüm önlemlere rağmen, verim ve kalitede istenilen boyutlarda artışlar kaydedilememektedir.

-Hastalık, zararlı ve yabancı ot sorunu: Yoğun tarımın yapıldığı ve sürekli aynı ürünün yetiştirildiği yerlerde bağışıklık kazanan ve üretimde önemli sorunlara neden olan hastalık, zararlı ve yabancı otlarla kontrolde modern tarımda ilaçlı mücadele yapılarak ilerlemeler kaydetmiş olmasına karşın tam bir kontrol sağlanamadığı gibi, sağlığa zararlı ilaç kullanımı özellikle dışa ürün satımında sorunlara neden olmaktadır.

-Aşırı gübre ve su tüketimi: Topraklı tarım yapılan alanlarda ve özellikle seralarda yoğun üretim girdilerinden birisi bitkilerden daha çok verim ve kalite elde etmek için gübre kullanımıdır. Bu durumun ileride gübre açığına ve toprak ile çevrede kirletici etkilerinin olabileceği kuşkularını doğurmaktadır.

Topraklı tarım yapılan alanlarda, verilen suyun bitkilerce kullanılan miktarını saptamaktaki güçlükler (toprağın derinliklerine sızması ile toprak ve bitkiden buharlaşma ile kaybolması sonucu) nedeniyle bitkileri sulamak için kullanılan su tüketimi topraksız tarımda kullanılanın 4-5 katı olabilmektedir.

-Enerji ve işgücü tasarrufu: Topraklı tarımdaki tüm kültürel uygulamalar için işgücü gereklidir. Toprağın işlenmesi, ekim-dikime hazırlanması, çapalanması, sulamaya elverişli hale getirilmesi, sterilizasyonu, bitkilerin gübrelenmesi, yabancı ot kontrolü gibi işlemler nedeniyle işgücü gereksinimi bir hayli fazladır. Başta traktör ve bağlantı ekipmanlar olmak üzere bir çok alet ve ekipmanın çalıştırılması için bir hayli enerjiye gereksinim bulunmaktadır.

TOPRAKSIZ TARIMIN FAYDALARI

Toprağı uygun olmayan yerlerde tarımsal üretim olanağı: Topraksız tarım toprağa bağlı kalmadan yapılabilen bir üretim yöntemi olduğu için uygun olmayan alanlarda da tarım yapılabilir.

Erkencilik, verim ve kalite artışı: Dengeli bir beslenme ve bakım olanakları sağladığı için bitkiler erkenden ve daha fazla verime yatar. Bitkilere istenilen besin elementi gerekli miktarlarda verildiği için erkenci ve kaliteli ürün alma olanağı vardır.

Bitkilerin kontrollü beslenmesi: Bitkilere verilecek besinleri seçmek ve istenilen miktarlarda vermek mümkündür. Böylece bitki besleme kontrollü bir şekilde yapılabilir. Bitkilere eşit bir şekilde gübre vererek bitkileri eşit düzeylerde büyüme-gelişmelerini sağlamak ve birbirine yakın verim elde etmek kolaylaşır. Bazı besinlerin (Mangan, Demir, Çinko, Molibden, Bakır gibi) zararlı etkilerinden kaçılabilir. Topraklı yetiştiricilikte bitki beslemede olumsuz etki yapan pH ve Ec gibi sorunların önüne geçilebilir. Ayrıca kök çevresindeki ortamda sıcaklık ve oksijen denetimi yapılabildiğinden bitkilerin besinlerden faydalanma performansı olumlu etkilenir.

Su ekonomisi ve kontrolü: Topraksız tarımda bitkileri verilen su toprağa sızma yoluyla, suda tutularak veya buharlaşma nedeniyle fazlaca kullanılır. Sulama için tarım alanlarında her yıl su karık veya tavalarını oluşturmak gibi işlemlere çok fazla masraf ta gerekir. Topraksız tarımda verilen su ölçülebilir olduğu ve kontrollü bir şekilde bitkilere verildiği için fazla israf edilmez ve otomasyona bağlı olduğu için de sulama sistemleri daha az para gerektirir.

Enerji ve iş gücünün azaltılması: Topraklı tarımdaki işlemler için gerekli olan işgücünde tamamen teknolojik ve otomasyon sistemleri devreye girdiği için önemli kazançlar elde edilir. Daha az enerji sarf edilir.

Hastalık, zararlı ve yabancı ot kontrolü: Bitkilerin beslenmesi için kullanılan besin solüsyonu ve yetiştirme ortamı sterilize edilebilir. Böylece kökten kaynaklanan hastalıkların önüne geçilebilir. Ayrıca yetiştirme dönemi boyunca kontrollü bir üretim söz konusu olduğu için hastalık ve zararlı riski oldukça azaltılabilir. Yetiştirme su veya katı ortamda olduğu için yabancı ot sorunu yoktur.

TOPRAKSIZ TARIM TİPLERİ

Topraksız tarım, değişik ülkelerde ve farklı araştırıcılara göre pek çok şekilde sınıflamaktadır. Ancak topraksız tarımı, genelde su kültürü ve katı ortam kültürü olmak üzere iki gruba ayırarak incelemek olanak dahilindedir.
1. Su (Solüsyon=Hidroponik) Kültürü= Bitkilerin her hangi katı bir ortam içermeyen yapılarda özel besin eriyiklerinde veya bu besin eriyiklerinin belli aralıklarla bitki köklerine püskürtülmesi ile yetiştirilmesi yöntemidir.
Durgun Su Kültürü: Bitkilerin 30 cm derinlikteki tekne, tank ve benzeri yapılara konulan besin eriyiklerinden sadece kökleri temas ettirilerek beslenmesi ve bu besin eriyiğinin türlere göre değişmekle birlikte 7-14 gün aralıklarla değiştirilmesi esasına dayanan yetiştiricilik sistemidir (a).

Durgun su kültürü, bir havalandırma tüpü kullanılarak havalandırmalı durgun su kültürü şeklinde (b) de yapılabilir.

Akan Su Kültürü (NFT=Nutrient Film Culture= Besleyici Fim Tekniği): Bitki köklerinin, değişik kanallar içerisinden sürekli veya aralıklı olarak birkaç mm'den 4-5 cm'e kadar derinlikte geçirilen besin eriyikleri içerinde tutularak beslenmesi şeklindeki üretim metodudur. Sistemde bitkiler verilen besin eriyiği eğimli bir kanaldan geçirilerek besin tanklarında depolanır ve eksiklikleri tamamlandıktan sonra tekrar ortama motorlar aracılığı ile pompalanır

Aeroponik Kültürü: Bitkilerin köklerine besin eriyiklerinin sürekli veya aralıklı bir şekilde sis veya buhar halinde püskürtülmesi şeklinde uygulanan bir topraksız kültür yöntemidir. Diğer sistemlere göre su ve gübre tasarrufu sağlayan bu sistemde besin çözeltisini atmaya yarayan başlıklar ve sistemi basınçlı bir şekilde çalıştıran motor düzeneği bulunmaktadır.

2. Katı Ortam (Substrat=Agregat) Kültürü= Bitkilerin; köklerinin gelişip dağılabilmesi için besin eriyikleriyle zenginleştirilmiş, destek sağlayan, besin ve su kaybı az olan, iyi havalanabilir, kolay bulunabilen ve ucuz olan katı ortam doldurulmuşlar saksı- paket, torba, yatak ve hazır blok yapılarda yetiştirilmesidir.

Yatak Kültürü: Yatak kültürü 15-20 cm derinlik, 30-120 cm genişlik ve sera boyuna göre değişen uzunluklarda; yere yatay veya tavana asılı olarak dikey olarak yerleştirilmiş yapılardır. Yataklar, sera toprağında derince açılmış oyukların plastikle kaplanması ile oluşturulabileceği gibi beton, tahta veya metal kontrüksiyon yapı üzerine yerleştirilmiş ve değişik (en fazla plastik) malzemeler kullanılarak oluşturulabilir. Bitkiler bu yapılar içerisine doldurulmuş katı ortamların kullanılması, damla sulama ile su ve gübre verilmesi ile üretilirler. Atık su ise yataklara verilen eğimden faydalanılarak sistemden uzaklaştırılır.

Saksı, Torba veya Paket Kültürü: Bitkilerin besin maddesi destekli veya besin maddesiz, eksik besin maddelerinin besin eriyiği ile verilebildiği, başta damla sulama olmak üzere değişik şekillerde sulanan, herhangi bir katı ortamla doldurulmuş saksı, torba, paket veya benzeri kaplarda yetiştirilmesi şeklinde üretilmesidir.

Hazır Blok Kültürü: En çok kaya yününün kullanıldığı bu sistemde bitkilerin yetiştiriciliği, tabana yerleştirilen (kalınlığı 5-10 cm, genişliği 15-30 cm ve uzunluğu 100 cm) büyük kayayünü blokları içerisine, ortasındaki çukura tohum ekimi yapıldıktan sonra daha büyük fide blokları veya dorudan hazır fide yetiştirmeye uygun kayayünü blokları (kalınlığı 2-7 cm, genişliği 2-10 cm ve uzunluğu 2-10 cm) yerleştirilerek yapılır. Bitkilerin beslenmesi ve sulamasında damla sulama yöntemi ile yapılır.

Bu yapılarda katı ortam olarak kullanılabilecek materyaller doğadan elde edilebildiği gibi kimyasal yolla da üretilebilen inorganik veya organik yapıdaki maddelerdir:

Kum: Çeşitli kayaçların iklim olayları ile parçalanması oluşan, substratlar içinde en ucuz olan katı ortamdır. Topraksı tarıma en uygun kum tane iriliği 0.5-2 mm arasındadır. Daha küçük irilikteki kumlar, drenaj ve havalanmayı önleyebilir. Tekrar yıkanıp, sterilize edilerek kullanılabilen uzun ömürlü bir ortamdır.
Çakıl: İriliği 2-20 mm arasında ve kumdan iri kayaçlardır. Küçük, yuvarlak ve benzer irilikte olmaları istenir. Kum gibi yıkanıp, sterilize edilerek kullanılabilir.

Perlit: Perlit volkanik kayaçların öğütülüp, 900-1000°C'de yüksek sıcaklıklara maruz bırakılması ile elde edilen Al, Na, K silikattan oluşur. Beyaz renkli, hafif, steril ve nötr (ph: 6.5-7.5) yapılıdır. Bünyesinde çok küçük hava kabarcıkları bulunduğu için bitki köklerinin havalanması ve nem tutması açısından çok uygundur.

Vermikulit: Vermikulit yataklarından çıkarılan vermikulitin 1000°C'de fırınlanması ile elde edilen mika mineralidir. Topraksız tarım için uygun vermikulit iriliği 1-3 mm'dir. Vermikulit; su tutma kapasitesi yüksek, köklerin havalanmasında oldukça iyi, steril ve hafif bir maddedir.

Pomza: Kraterlerden çıkan köpük halindeki mağmanın soğuması ve poroziteli halde katılaşması ile oluşur. Asidik olanları beyaz veya kirli beyaz renkte, bazik olanların rengi ise kahverengi veya siyahtır. Tane iriliği 1-5 mm olan steril bir materyaldir.

İşlenmiş Kil: Silis kumunun yüksek sıcaklıklarda ergitilerek elyaf haline getirilmesi ile elde edilen bir ısı yalıtım malzemesidir. Su tutma kapasitesi ve havalanması iyidir.

Zeolit: Temel yapısını SiO4 veveya AlO4 oluşturan bir sulualimünasilikat bir mineraldir. Beyazımsı bir renge sahip olan zeolit, içinde diğeşebilir katyonlar bulundurur. İçerdiği boşluk ve kanallar ile iyi bir nem tutucu ve havalanmaya yardımcıdır. Bu nedenlerle adsrobsiyon, iyon değişimi ve dehidrasyon uygulamalarında başarıyla kullanılır. Su tutma kapasitesi ve havalanması iyidir.

Sepiolit: Magnezyum silikat minerali olan sepiolit, doğada tabakalı ve masif olarak bulunur. İçerdiği hava boşlukları yardımıyla nem tutma kabiliyeti ve köklerin havalanması için iyi bir ortamdır.
Poliüretan: Plastik köpük olarak bilinen bir maddedir. Hava boşlukları yardımıyla bitkiler için gerekli suyun kullanılmasında ve köklerin havalanmasında etkilidir.

Polistiren: İçerdiği hava boşlukları sayesinde bitki köklerinin havalanmasında yardımcı olur. Suyu tutma gücü fazla değildir.

Kaya Yünü: Kayayünü % 60 diabase, % 20 kireç ve % 20 kömür tozunun 1500-200°C'de fırınlarda eritilip, çok ince tabakalar halinde çıkartılıktan sonra ip halinde kesilmesi ve reçine eklendikten sonra sıkıştırılması sonucu elde edilir. Başlangıçta steril, yüksek su tutma kapasitesine sahip, gözenekli ve oksijence zengin, besin eriyiklerini emme gücü yüksek bir ortamdır.
Cam Yünü: Silis kumunun yüksek sıcaklıklarda ergitilerek elyaf haline getirilmesi ile elde edilen bir ısı yalıtım malzemesidir. Su tutma kapasitesi ve havalanması iyidir.

Styrofoam (Strafor): Plastik köpük olarak bilinen diğer bir maddedir. Besin içermez ve ortamı etkilemez. Endüstriyel olarak üretilir, kolay ve ucuza temin edilebilir. Hava boşlukları çok fazla olduğu için köklerin havalanması da yararlıdır. Su tutma gücü azdır.

Kompost: Çeltik ve yer fıstığı kavuzu; buğday, arpa, mantar gibi tahıl samanları; mısır gibi bitkilerin kurutulmuş, işlenmiş ve dezenfekte edilmiş artıkları bu amaç için kullanılabilir. Bitki artıkları önce fermantasyona alınarak çürütülmeli ondan sonra kullanılmalıdır. Bunlar hafif, su tutma bitki türüne göre değişebilen materyallerdir. Yerleşim yeri ve hayvansal artıklar da kompost yapımında kullanılabilirse de bunlarda dikkatli olunmalıdır.

Ağaç Kabuğu: Çam, kayın, meşe gibi ağaçların kabuklarından oluşur. Organik ortam kültürlerinde özellikle işlenmiş halde kullanılması durumunda hastalık ve zararlı yönünden de avantajlıdır. Sahip oldukları hava boşlukları ile su tutma kabiliyetleri iyidir.

Talaş: Değişik ağaçlardan elde edilen talaş, ince veya kaba yapılı olabilir. Nem tutma yönünden oldukça iyidir. Belirli bir süre kullanıldıktan sonra değiştirilmesi gerekebilir.

Torf: Bataklıklarda yetişen bitkilerin bıraktıkları artıklarının havasız koşullarda yığınlar halinde birikmesinden elde edilir. Topraksız ortamda en fazla kullanılan ortamlardan birisidir. Bir çok firma tarafından değişik boyutlardaki paketlerde ticareti yapılmaktadır. Su tutma kabiliyeti en yüksek ortamlardan birisi olduğu gibi içerdiği besin maddeleri bakımından da dikkat çeker.
Kokopit: Hindistan cevizi liflerinden üretilir. Hindistan cevizi kabuklarının doğrudan kullanımı yanında işlenip, sıkıştırıldıktan sonra farklı boyutlarda bloklar halinde kullanımı da söz konusudur. Torf gibi çok yüksek su tutma kapasitesi sayesinde bitki köklerinin beslenmesinde ve havalanmasında önemli katkı sağlar. İthal ürün olması nedeniyle fiyatı yüksektir.

BESİN ÇÖZELTİSİ

Gerek katı ve gerekse sıvı kültür ortamlarında bitkilerin topraktan sağladıkları besinleri sağlayamazlar. Topraksız kültürdeki en önemli konulardan birisi bitkilerin sürekli ve yeterli besin ile beslenmeleridir. Bu ise kaliteli bir suda, değişik gübrelerin çözülerek besin solüsyonlarına dönüştürülmeleri ve bitkilere verilmesi ile gerçekleştirilir.

Yerleşim : Türkiye / Kocaeli  |  Meslek : Bankacılık-Finans
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
07/06/2011 :  23:28:04 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Güzel de çok teorik. Üstelik tablolar kopyala yapıştır yüzünden bozulmuş. Baş kısmı hariç okunma cazibesini yitirmiş yazı. Bir bankacı olarak bu dökümanı siz üretmemişsinizdir diye tahmin ediyoruz, yani bir de kaynak belirtmek gerek.

Gene de teşekkür ederiz en azından benim çok ilgimi çekti.

Not : Son tabloda makro elementler yazıyor ama onlar mikro element.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
07/06/2011 :  23:38:55 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Topraksız tarım için besin solüsyonu hazırlamak en bilinmeyen kısım. Reçete bulmak internetten çok kolay ama o reçeteyi piyasa gübrelerinden hazırlayabilmek için epey kimya ve matematik bilgisine ihtiyaç var.

Hydro Buddy diye bir program var internette. İçinde hem hazır reçeteler var hem de sizin yerinize hangi gübreden kaç gram eriteceksiniz hesaplıyor. İngilizce ama çözülmeyecek bir şey değil uğraşmayı sevenler için....
http://scienceinhydroponics.com/
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
celebice
Yeni Üye

Toplam 10 yazı
09/06/2011 :  10:41:52  Alıntı


Bu konuda Türkçe yazılmış , hem de hakkıyla yazılmış Hasad Yayıncılıktan çıkan "Topraksız Tarım" adlı bilimsel bir kitap var,yazarı da Prof.Dr. Ayşe Gül. Ege Üniversitesi kadrosundan olduğunu biliyorum.BU KİTABI OKUMANI TAVSİYE EDERİM.

Besin elementleri dozajını hesaplamak biraz bilgi gerektiriyor doğru ama artık karasaban devri biteli çok oldu,devir bilgi devri; değil mi?Ayrıca topraksız tarıma bir sürü para yatırıp sonra oturup gübre dozajını kendin hesaplarsan insanlar sana gülerler . Bu işi yapacaksan en azından bir ziraat mühendisi danışmanın olacak,olmalı... Bırak onlar senin adına hesaplasın,herkes yapması gereken işi yapmalı, seviyorsa yapmalı ve en önemlisi ,SEVDİĞİN İŞİ YAPACAKSIN,İŞİNDEN ZEVK ALACAKSIN.Ben böyle biliyorum.

"Bu kitap beni kesmez,illa yabancı olsun" diyorsan sana konunun ABC'si olan bir kitap tavsiye edeceğim.Amazon.com'dan getirtebilirsin,sana 150-200 $'a patlar;kitabın adı:"SOİLLESS CULTURE-THEORY AND PRACTİCE"Yazarları da :Michael Raviv ve J.Heinrich Lieth... İndex tablosu ile beraber 587 sayfa ve İngilizce yazılmış.İstersen ,elimde bir tane fazla var,sana satabilirim.


Yerleşim : Türkiye / Istanbul  |  Meslek : Esnaf
omero72
Üye

Toplam 234 yazı
09/06/2011 :  10:59:35  Alıntı
Şehirleşme adı altında toprakları hiçe sayıp, yok etmek ondan sonra da "topraksız tarım" düşünmek...

Her türlü konuda yenilik, düşünce ve fikir iyidir ancak bu konuda düşündürücü.

Türkiye olarak bu konuda uçuruma gidiyoruz, daha dün gümrük müşavirimle görüştüm diyordu ki, Sarmısak Çin'den geliyor, Türkiye'de sarmısak üreticisi sarmısağı bıraktı patatese geçti. Bezelye Kanada'dan geliyor, badem Hindistandan...

Baylar bayanlar, Tarım Ülkesi miyiz değil miyiz? Birçok sebze y.dışından ithaledilir konuma gelmiş, dış cari açık rekorlar kırıyor. Buna "topraksız tarım" eklenince bakalım ne olacak?

Can boğazdan gelir, en temel konu tarım, ve durum meydanda o yüzden tepkim yumuşak değil. yenilik, innovasyon ve teknolojiye karşı değilim, olamam.

Yerleşim : Türkiye / Bursa  |  Meslek : Ticaret
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
09/06/2011 :  22:51:26 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Topraksız tarım seralarının çoğu gene toprakların üzerindedir. Toprakların yok olduğu falan yok ki !!

İlk okuldan beri dinlerim Ülkemizden her yıl Kıbrıs adası büyüklüğünde toprak kaybolup gidiyor derler. Şimdiye çoktan bitmiş olmalıydık.

Toprağımız ve suyumuzla övünmek güzel şey. Bir o kadarda bir türlü kullanamadığımız Bor madenlerimiz var. Varlar doğru. Hollandanın toprağı da yok suyu da Japonların da öyle. Nedense ikiside bizden daha ilerideler hemde toprak ve su ile yapılması gereken işlerde . . .

1 mikron telin içine delik açmanın ne yararı var ki ? Çok apta lca. Oysa şu anda yazdığımız yazıların bununla çok ilgisi var.

Su akar bazı Türkler bakar.

Artık böyle oldu bu atasözü . . .

Allahtan diğer bazıları suya bakmakla yetinmiyorlar. Şu anda dünyada ilk 3 deyiz topraksız tarımda. Bir çok Avrupa ülkesi geride kaldı. Her yıl o kadar çok kuruluyor ki. Rusların yediği bütün domatesler topraksız üretiliyor Türkiye de. Sizin şu pazardan aldığınız çeriler, sırıklar hep Kumluca nın Bergama nın topraksız domatesleri.

Dünyada 1920 de yapıldı ilk. Amerikan askerlerine temiz ve hızlı sebze üretmenin en etkili yoluydu. uzakdoğu adalarında Amerikalılar yaptı kendi askerleri için.

1929 da Amerikan hükümeti kendi çiftçilerine toprak sorunlarını çözmenin bir yolu olarak önerdi bu yöntemi.

1950 de Avrupada Fransa ve İspanya da başlayıp hızlıca yayıldı.

Bu arada savaştan yenik çıkmış Japonya da da hızlıca ilerledi bu güne kadar.

Türkiyede ilkticari topraksız tarım serası 1998 de kurulup çalışmaya başladı. Agroser diye bir firma.

2000 de Bergama da Agrobay dünyanın en büyük tek parça topraksız serasını kurmaya başladı. Şu anda rekor 500 dekarla ellerinde, hedefleri 1 hektara çıkmak ve Rusları besliyorlar.

Kumlucada her yıl yeni topraksız seralar kuruluyor. Anamurda, Toroslarda dağ köylüsü bile kendi başına kurabiliyor basit küçük topraksız seraları.

Ege Üniversitesi bu konuda ilk yayınları hazırlayan üniversite ama ne yazıkki hiç biri kendi çalışmalara değil. Eski kaynaklardan derleme çalışmalar. Bu çalışmalarımn çok daha fazlası artık Youtube da rahatca bulunuyor. Bu konuyla dünya bizden çok daha önce tanışdığından internetin her yeri kaynak dolmuş durumda.

Topraksız tarım bir teknolojik tarım yöntemidir. Hepsi bu.

Toprağımız başkalarında yoksa kıymetlidir tarımsal açıdan. Akılla toprağı devreden çıkarıyorlar ve bizler hala bir sürü tarım toprağımız var diye avunmaya devam ediyoruz. Eğer bizde bu tarım yöntemi yeterli ilgiyi görmeseydi Hollandalılar bize hala bıyık altından gülüyor olacaktı. Şimdi ben o gülümsemenin yerini acı bir tebessümün aldığını gözlemekteyim. Bu kadar ilgi doğmasının sebebi de getirdiği para.

Dışarıdan sebze ithal eden bir ülke değiliz. Belki ananas, muz gibi fantazi ithalatlar var. Karnımızı doyurmak için ithal etmiyoruz. Dünyanın bir kaç meyve sebze bahçesinden biriyiz. İthal ettiğimizden binlerce kat fazlasını satıyoruz. Hiç bir kaynağa güvenemi,yorsanız gidin sınır kapısına giren çıkan tırları sayın. kaç domates tırına karşılık kaç muz tırı giriyor. Ya da limana gidin. Vincin ucuna taktığı konteynırları sayın.

Bu tarım işleri kötüye giderken bu kadar serayı niye kuruyor bu köy halkı ? Doğu da da batıda da Akdenizde de aynı şeylerin yatırımı yapılmakta. Akdeniz boyunca bir dünya pepino gördüm bu yıl. Ben pepino sevmem. Açıkcası çok sevene de bizim ülkede rastlamadım. Şeker gibi kavun duruken yavan bir pepino ile Türk insanının işi olamaz bence.

Ancak kabzımallar ha bire alıyorlar köylüden pepinoyu. O kadar ton mal nereye gidiyor ? Bizim pazarda yok. Başka pazarlar da da çok fazla görmedim. Avrupalılar bayılıyorlar bu yavan tada. Kendi yetiştirdikleri, yetmiyor bir de bizden alıyorlar. Nüfusları arttı zaten az olan tarım toprakları şehirleşti, modern hayat toprakların üzerinde yerleşti. Çift çubuk nüfusları iyice azaldı. Pepinoları yetmez oldu. Bilemem ben böyle uydurdum.

Garip bir ülkemiz var. Köylüsü şehirlisini, şehirlisi köylüsünü tanımaz, Atatürk köylü milletin efendisidir der, Atamın bekçisi benim diyen adamı dağdaki çobanla ben bir miyim der. Bir evde tek araba fakirlik göstergesi olup herkes sıfır araba taksidine girebilirken cari açıktaki rekor büyüme tartışılır. Konya bile serayla doldu taştı. Ucuzda değiller. 70 bin sadece sera. İçide bir o kadar tutuyor. Bir ev parasını neden harcıyor bu insanlar mal bulmuş gibi ? Domatese kilosu 2,5 $ dan bir Rusda biz buluruz diye mi acaba ?

Bir ateş yakalım sahile etrafında oturalım. Birimiz vursun gitarın tellerine söyleyelim karlı kayın ormanını. Nüklerede topraksızada hayır diye ikide döndük mü Taksim de , Cebecide olmadı Dil Tarihin önünde vatanımız hoplaya hoplaya ilerler nasılsa. Bana Kominizm kokan daha doğrusu burjuva yaşamının dayanılmaz cazibesi düşünceler gibi geliyor bu battık feryatları . . .

Lisede Komünizmi, komünal yaşam şeklini çok paylaşımcı ve adil bulmuştum. Fakat uygulanamaz doğal olmayan bir şekil olarak görmüştüm. Zülfü yüde çok severim hala da dinlerim. Ama kendi başıma. Ateşin çevresinde değil.

Topraksız bile yanlış.

1850 de anlamış adam nanenin atık suda saf sudan daha hızlı büyüdüğünü. İlk ticari gübre formülünü de 1870 de yazmışlar bir yabancı üniversitede. Hala aynı formüller kullanılıyor. O zamanlar daha protesto edecek bir gelişme olmadığından padişahım çok yaşa demekten başka bir şey bilmiyormuş bizimkiler. Çok sıkılıyorlarmış ama kimse bir şey yapmadığından daha dil tarihte kurulmadığından senelerce beklemek zorunda kalmışlar.

Bir şey yapmamak lazım. Nasılsa yabancılar yapıyor onlardan alırız.

tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
omero72
Üye

Toplam 234 yazı
10/06/2011 :  01:10:24  Alıntı
akınselçuk

kıbrıs adası büyüklüğünde topraki gitmesi falan abartı tabi ki, bor madeni ile ilgili dolaşan eMail'lere eklenen ve Türkiye'de hatta İstanbul boğazında çıktığı söylenen contorium tamamen hayal gücüydü. Bir de hulusium madeni vardı, isminden dahi uydurma olduğu belliydi...

Yazımda 2 defa belirttiğim gibi Yenilik, teknoloji ve yeni buluşlara karşı değilim ancak konu GIDA ise durur düşünürüm çünkü sebebi var.

1990'lı yılların başında Bursa şehrinin 95% i tarım alanıydı (95% temsili rakamdır) şimdi 95% beton ve gökdelen alanı oldu! Bir de şimdi seçim dönemindeyiz gözümüzün önünde Marmara'nın özelliği ormanlık alanlar, yeşillik toprak, bitki, vs. ne varsa yok ediliyor.

Sorunun sebebine (tarım alanlarının yok edilmesi) çare bulmadan, sorunun sonucuna (azalan toprak şartlarında tarım, mesela) çare bulma çabasına ilk tepkim olur.

Konu tarım old. için örnekleri oradan verdim ama asıl konu GIDA, bugün yediğimiz et, et mi ? Bundan 20-25 yıl önce çocukluk dönemlerimde yediğim eti hatırlıyorum şimdilerde et niyetine yediğimiz şeyler de ortada. Etin kilosuna 40 TL veriyorum, berbat bir tat geliyor. Göstere göstere kazık yiyorum, kazık kimin hoşuna gider? Balık yesen o da çiftlik balığı. Tavuk desen bir karışlık alanda sunni yemle beslenip et ve yumurta veren robot olmuşkar, tadı da ona göre. Yumurta desen pastörize olmuş, bugün marketlerdeki mayonezlerin tamamına yakını pastörize yumurtadan imal. İçine genetiği değiştirilmiş mısır nişastası da ekliyorlar daha mayonez olsun diye.

Düşüncem yanlış anlaşılmasın tekrar: Bilim, teknoloji, innovasyon, yenilik, verimlilik, ekonomi.. hepsinde varım ama bunların GIDA 'yı bozmasında yokum.


Topraksız tarım direkt yanlıştır diye kestirip atmıyorum, sadece asıl sorunlar devam ettiği için, onlar devam ederken topraksız tarımı iyi çözüm olarak değerlendirmem imkansız, bir tek onu diyorum.

Yerleşim : Türkiye / Bursa  |  Meslek : Ticaret
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
10/06/2011 :  10:27:20 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Besinlerin sunileşmesi sadece bizim değil dünyanın bir gerçeği. Üstelik diğer gelişmiş ülkelerdeki denetimin d' si dahi henüz yok. Aklına esen piyasaya bir sucuk sürebiliyor, bir süt ürünleri fabrikası yoğurduna raf ömrü uzasın diye arzu ettiği bir kimyasalı karıştırabiliyor. Amerika meyve sularından çocuk ölümlerini tüm denetim mekanizmalarını piyasa oluşmadan çok önce oluşturduğu halde yaşadı hemde 40 yıldan fazla yıl önce.

Bunlar bizde de olacak ne yazık ki. Bu sunileşme artarak sürecek. Bizde kurallar piyasa oluşup kökleştikten sonra konur. O da kafası gözü kırık olur zamanla düzelir.

Bütün bunlar ayrı bir konu.

Teknolojik gelişmelere bilgili yaklaşmak gerek. Dün televizyonda bir bilirkişi izledim. Cep telefonunun kanser yaptığını anlatıyordu. ülkemizdeki artan kanser vakalarının buna bağlı olduğunu uzun uzun anlattı.

Azalan oksijen oranına, artan ultraviyole ışınlarına, havadaki kirlilik oranına, kontrolsüzce içine kimyasalar basılan sbeze meyvelere ve en önemlisi, başrol oyuncusu sigara kullanımına bağlı değilde cep telefonuna bağlıydı kanser vakaları bu neyin bilirkişisi olduğu belirsiz insana göre.

Cep telefonu kanser yapıyorsada sıranın en altındadır büyük ihtimal. Ama bana göre kanserle hiç ilişkisi yok. Çünkü öyle olsaydı bütün insanlık kanserden kırılıyor olmalıydı günümüzde.

İnsanların bir çoğu hiçbir fizik kimya biyoloji bilgisine sahip olmaksızın magazin basınınından aldığı benzersiz eğitimle bir şeylere karşı çıkıyor. O kadar çoklar ki bir çok şeye engel olabiliyorlar bilinçsiz olarak. En azından gelişmenin motivasyonunu bozuyorlar.

Domateslerin tadı yok. Bunlar topraklı seralarda ticari kaygı içinde seri şekilde üretilen domatesler. Toprak her yıl üzerinde yetişen tonlarca domatesi beslemeye yetişemez. Seracı her yıl toprağını değiştiremez. Serasını nadasa bırakamaz. Suni gübreler verir. Gelir gider hesabı yapar. Gelişme döneminde bütce vardır azotlu gübreleri verir. Meyve döneminde parası azaldığından korkuya kapılır fosfora potasyuma fazla çalışmaz. Dal gövde satacak ürün çıkar ama görünmeyen içindeki tat oluşamaz. Zaten hasat erkenden yapılmıştır raf ömrü kaygısıyla. Bu domatesleri Ruslar almazlar. İç pazara sürülürler. Toprakta büyümüşlerdir ve suniliğin ortaya çıkaracağı tüm kusurlara sahiptirler.

Mücadele edilip komntrol altına alınması hakkını vermeyeceksen yapma denecek nokta budur. Tıpkı Rus pazarına sokmak için geçtiği kriterler gibi aşamaları iç pazar için de geçmesi gerekmektedir.

Topraksız düzeneklerde domatese ihtiyacı olan tüm besin su ile tam zamanında verilir. Domatesin tadı tam olur. Aklınız durur. Organik zannedersiniz. topraktada topraksızda da yetiştiricilik sunidir. Ancak toprtak bu hıza cevap veremez. Ayrıca adı topraksız olunca denetimi daha fazladır. İlaçlama yapılmadığı halde hijyenikliği topraktakilere göre çok daha fazladır.

Özellikle sezonun bütün hızıyla başladığı şu dönemde o kadar fazla bilinçsiz protestocu ile haşır neşirim ki kantarın topuzu fazla kaçmış olabilir. Burada kimseyi hedef almadım ama yazı buraya yazıldığından sizden kusuruma bakmamanızı rica ederim.

Gıda bozuluyor bu noktada haklısınız ama bu bozulmanın sebebi topraksız değil. Market raflarındaki ürünlerin bana göre çok küçük bir yüzdelik dilimi sağlıklıdır. Mesela Yüzde biri gibi !!

Kalanı sağlıksız. Et süt yoğurt vs. Tüm hazır gıdalar. İşte tehlike burada.

tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
omero72
Üye

Toplam 234 yazı
10/06/2011 :  13:58:17  Alıntı
bu yazıya bakınca gıda konusunda hepimiz hassasız. "Domatesin kendisi var, tadı yok" ifadesi güzel, katılıyorum.

"Topraksız Tarım" anlattığınız gibi organik'e yakın ayarda mahsül veriyorsa o zaman tamam. dediğim gibi "yenilik" e karşı değilim. Topraklar milyonlarca nüfusu kaldırmıyor ve topraksız mahsül üretimi güzel sonuçlar üretebilir.

Ama yine de "toprak" topraktır, doğal toprak savunulmalıdır. Bursa şehrinde dünyanın en verimli toprakları var. 1968'de Türk Otomobil Fabrikaları AŞ, nam-ı diğer TOFAŞ, dünyanın en geri kalmış arabalarını üretmek için dünyanın en iyi tarım topraklarının üzerine kuruldu. (Bilmem şimdi asıl mesajı verebildim mi ?) Ve ardından alayı geldi, güney marmaradaki tüm 1.sınıf tarım arazilerinin üzerine 3.dünya sanayi tesislerini yerleştirip muhasebelerini kurtarmaya başladılar, olan tarıma, toprağa, boğazımıza ve nihayetinde öz sağlığımıza, benliğimize olmaya başladı.

Toprakları bu şekilde savunan kaç kişi kalmıştır? Yüz kişide 1? Hele büyük şehirlerde, binde 1 belki...

Bu düşüncelerimi "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" şeklinde değerlendirmeyin, günümüzde topraklı tarım zaten iç edilmiş, çoğu sebze meyvenin işi bitmiş, bu durumda topraksız tarım iyi şeyler getirebilir, bu konuda iyi şeyler yapmak isteyecek girişimci olsun ama bilinsin ki doğal toprak gibisi yok.

cep telefonu konusuna atıfta bulunmak isterim: valla cep telefonu kanser yapar mı yapmaz mı kesin veri ortada yok ama Türkiye için her vatandaş arkadaşıma bir tek tavsiyede bulunabilirim:

Ya Bluetooth headset (öneri: SonyEricsson BT headset'ler en iyisi, Jabra da iyidir)
ya geleneksel kablolu headset (genelde cep telefonunun yanında aksesuar olarak verilir)
ya da Blue Tube denilen iletken izoalsyonlu (GSM sinyallerini iletmesin diye) headset (bak: http://products.mercola.com/blue-tube-headset/)

kullanın, cep telefonunu direkt başınıza yaslayıp konuşmayın, cep kullananların 99% başına yaslıyor, bu yanlış.
Sinyallerin beyinden geçmesine hiç gerek yok, etkisi ne olur belli değil. Kulaklık varken kullanın. Ayrıca cep telefonunu taşırken veya kullanırken tenasül organlarına yakın tutmayın. Kısaca 1-Beyin, 2-Cinsel organlardan en az 20cm uzakta tutmaya çalışın.

Konu açılmışken, cep telefonları IDO deniz otobüslerinde yasaklanmaya başladı, neden dersiniz? sağlık için mi hayır, kimse 3G ile bağlanıp Internet kullanamasın, bizim paralı Interneti kullansın, dostuyla cepte konuşup eğleneceğine ihale ile yayınladıkları TV kanalını seyredip propaganda alsınlar diye olabilir mi acaba?

Sigaraya gelince: Kanserle ilişkisi 100% doğru. Tıbbi ve fizik bilgim kültürüm çok iyidir, doktordan tek farkım diplomam yok. Sigaranın kanser etkeni olduğu büyük şirketlerin (ve, evet bizzat hastane ve doktorların da!) ekonomik çıkarları dolayısıyla medyada işlenmiyor!

Lezzetli ve kaliteli sebze meyve isteğimizle yazıyı sonlandırayım

Yerleşim : Türkiye / Bursa  |  Meslek : Ticaret
aykt
Yeni Üye

Toplam 70 yazı
13/06/2011 :  12:36:03  Alıntı
uzmanlık alanım degıl..babamlar uzun zamandır akdenız bölgesınde tarımla ugrasıyor..ayrıca babamın zıraı ılac dukkanı war..babamın gözu kesmıyo..e de olsa eskı toprak ama ben unıversteyı bıtırınce sulu tarım ı deneyecegım..mersının kazanlı ılcesınde bu tarım denenıyor ve cok werım alınıyormus..o yorenın ınsanları baskaları yapmasın dıye kımseye bır sey söylemıyormus..bakalm..

Yerleşim : Türkiye / Mersin  |  Meslek : Satış / Pazarlama
akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
13/06/2011 :  16:19:14 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Her yer kaynak dolu. Bizde yeni yeni dünyada değil.

Ama tabi Kazanlı da bunu yapıpda kimseye söylemeyen kimse çok zeki biri olmalı.

Zengin çarsıda tek esnaf olmaz. Çok esnafın olduğu yer zengin çarşı olur. Bunu anlamayan kişi ne yapsa sonu iyi olmaz.

Bu iş o kadarda sihirli bir iş değil. Hiç dere kenarında biten ot görmediniz mi ? Kökleri suda sallanan ağaç, gelişip büyümüş. Onun yaptığını taklit edin doğaçlama.
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
omero72
Üye

Toplam 234 yazı
13/06/2011 :  17:46:04  Alıntı
İlkokuldayken, kuru fasulyeleri sulu pamuk içine koyardık, fasulyeler filizlenirdi. Sadece su ile!

Yerleşim : Türkiye / Bursa  |  Meslek : Ticaret
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

5.89 saniye.
11:20:13, 29 Nisan 2024, Pazartesi

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım