Sağlık Ve Güzellik Sektörü - Koniks.com

Sektörün yapısı hakkında söyleyecek pek sözüm yok. Ancak pazarlama yönetimi açısından bu tarz sektörlerde şu an başarısı ispatlanmış en etkin yöntem network marketing.

Bunun kitleyle de ilgilisi var, malum ağırlıklı olarak bayanlara hitap ediyorsunuz. Meşhur bir söz vardır, kime ait olduğunu hatırlayan varsa yorum olarak yazsın lütfen, "Erkekler bir markayı alır, kadınlar o markaya katılır", bir nevi düşünce akımı, bir kulüp gibi. Onların gönlünü kazanırsanız sizin gönüllü reklam elçileriniz, mesajınızın taşıyıcısı olacaklardır.

“Türkiye’de Güzellik 2 Kat Hızlı Büyüyor”

Güzellik sektörü dünyada 200 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip Susan Arnold, güzellik sektörünün devi P&G Beauty’nin dünya başkanı… 20 milyar dolarlık bir işi yönetiyor. Güzellik işinin dünyada 200 milyar dolarlık ciroya ulaştığını, bu alanda büyümeye devam edeceklerini söylüyor. Türkiye’nin de özel bir yere sahip olduğuna dikkat çekiyor. “Pazar 1.3 milyar euro düzeyinde ama potansiyel çok büyük” diye konuşuyor ve devam ediyor: “Global anlamda yıllık yüzde 10’luk bir büyüme kaydediyoruz. Türkiye’deki büyümemiz ise bunun iki katı düzeyinde.”

P&G Beauty dünya güzellik sektörünün en önemli oyuncularından biri. Loreal’in ardından 20 milyar dolarlık cirosuyla 2’nci sırada yer alıyor. Özellikle Gillette, Wella ve Clairol gibi önemli markaları bünyesine katan P&G Beauty, bu hamlesiyle pazardaki gücünü de pekiştirmiş durumda.

P&G Beauty Başkanı Susan Arnold, bu satın almaların bugüne kadarki en büyük operasyonları olduğunu söylüyor. Wella ve Clairol markalarının P&G Beauty’yi güzellik sektöründe daha nitelikli oyuncular arasına soktuğunu belirtiyor. Ona göre, bu atılım, profesyonel bakım salonlarındaki varlıklarına da güç katmış durumda. Gilette’le ise henüz başlangıç aşamasında olduklarını söyleyen Arnold, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Ancak bu satın almanın bize sinerji katacağını düşünüyoruz. Örneğin, dağıtım alanında Gilette Çin’de 300 şehirde traş bıçağı satıyor. P&G ise kendi ürünlerini 2 bin şehirde satma imkanına sahip. Gilette, erkekleri çok iyi tanıyan bir marka. P&G ise kadınların tüketim alışkanlıklarına oldukça hakim. Sonuçta şu anda karşılıklı güçlü olduğumuz noktaları birleştirmek için sıkı bir çalışma içerisindeyiz diyebiliriz. Bu sayede müşterilerimize daha iyi hizmet sunmayı amaçlıyoruz. Bu da P&G’yi tartışmasız dünyanın en iyi tüketim ürünleri şirketi haline getirecektir.”

Türkiye pazarıyla ilgili de sürpriz gelişmeler olduğunu söyleyen Arnold, önümüzdeki dönemde dünya çapında günde yaklaşık 50 milyon kadın tarafından tüketilen Olay markasını, sunmayı planladıklarını söylüyor. Türkiye’de önemli bir potansiyel olduğuna dikkat çeken Arnold, “ Türkiye’deki güzellik piyasası yıllık yaklaşık 1,5 milyar euro’luk bir hacme sahip. Yıllık yüzde 15 oranında büyüyor. Bizim işimiz de benzer adımlarla büyüyor. Türkiye bugün, P&G’nin dünya güzellik ürünleri pazarı içerisinde, ilk 15’te yer alıyor” diye konuşuyor.

Susan Arnold’la P&G Beauty’nin dünyadaki konumunu, Türkiye’yle ilgili planlarını ve sektördeki yeni trendleri konuştuk:

* Güzellik sektörünün dünyadaki büyüklüğü nedir?
Güzellik sektörü dünyada 200 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. P&G’nin rekabet içerisinde olduğu en büyük iş alanı bu sektör diyebiliriz. Bir perspektif oluşturması açısından şunu söyleyebilirim ki, güzellik sektörü çamaşır ürünlerinin üç katı, bebek bezi piyasasının ise dört katı büyüklüğe sahip.

* P&G Beauty’nin pazar payı nedir? Dünya güzellik sektöründeki yeriniz nedir?
Yıllık yaklaşık 20 milyar dolarlık bir ciroya ulaşmış durumdayız. Bu da global olarak güzellik pazarının yüzde 10’luk payına sahip olduğumuz anlamına geliyor. Güzellik konusundaki standart sektör tanımına göre P&G, L’Oreal’in hemen ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu tanım, Always ve Tampax gibi kadın bakım ürünlerini kapsamıyor. Biz bu markaları kendi güzellik portföyümüzün birer parçası olarak yönetiyoruz. Bugün, P&G Beauty, kendinden sonraki rakibinin yaklaşık iki katı bir hızla büyüyor.

* P&G Beauty kaç ülkede faaliyet gösteriyor? Bu ülkelerdeki yapılanmanızı tanımlayabilir misiniz?
20’yi aşkın ülkede faaliyetlerimizi yerleşik bir yapıyla sürdürüyoruz. 130’u aşkın ülkede ise Beauty markalarının satışını gerçekleştiriyoruz. Dünyanın tüm bölgelerinde Ar-Ge, üretim ve yönetim faaliyetlerimiz var. Dokuz ayrı teknik merkezimizde, güzellik alanında inovasyon üzerine çalışan, bin 800’ü aşkın bilim adamı ve teknisyen istihdam ediyoruz.

* P&G büyük yatırımlar yaparak Gillette, Wella ve Clairol’u aldı. Bu satın almaların ardından faaliyetlerinize dönük ne türden bir katma değer oluştu?
Bunlar, açık farkla bugüne kadarki en büyük satın almalarımızdı. Wella ve Clairol hem kârlılar hem de saç bakımı ve deodorant-parfüm portföyümüze çok şey katıyorlar. Bizi güzellik alanında daha bütünlüklü bir oyuncu haline getirdiler. Ayrıca profesyonel bakım salonlarındaki ve büyük mağazalardaki varlığımızı güçlendirdiler.

Gilette’le ise henüz ilk günlerimizi yaşıyoruz. Ancak, bu satın alma, hepsi arasında en çok sinerji yaratan olabilir. Örneğin, dağıtım sinerjisini ele alalım; Gillette, Çin’de 300 şehirde tıraş bıçağı satıyor. P&G ise ürünlerini 2 bin şehirde satıyor. Gillette erkekleri biliyor.

P&G kadınları yakından tanıyor. Bunun gibi başka örnekler de var. Şu anda karşılıklı güçlü olduğumuz noktaları birleştirmek için sıkı bir çalışma içerisindeyiz, böylelikle müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilecek ve P&G’yi kesin bir şekilde dünyanın en iyi tüketim ürünleri şirketi haline getireceğiz.

* P&G önümüzdeki yıllarda şirket gelirlerinin yarısını güzellik sektöründen elde etmeyi planladığını açıkladı. P&G neden bu sektöre odaklanıyor? Şu anda, güzellik ürünlerinin şirket gelirleri içerisindeki payı nedir? Bu hedefinize ulaşmak için yeni satın almalar gerçekleşebileceğini düşünüyor musunuz?
Bugün, Beauty toplam satışlarımızın yüzde 30’una ulaşıyor. Kişisel bakım ürünleri ise, ki aralarında sağlık bakımı ve şimdi Gillette de var, toplam satışlarımızın yaklaşık yarısı. Diğer yarısını ise ev bakım ürünleri ve kağıt ürünlerimiz oluşturuyor. Bu bize son derece dengeli ve güvenilir bir portföy sunuyor.

Gelecekteki büyümemiz açısından bakıldığında Beauty lokomotif konumunda. Aynı zamanda yüksek marjlı, hızla büyüyen ve aktif verimi yüksek iş alanları olarak baktığımızda, son yıllarda daha fazla yatırım yaptığımız işlerin de iyi bir örneği. Bunun da ötesinde, P&G Beauty içerisinde, farklı işlerin enteresan bir bileşimine sahibiz . Günlük, kişisel bakımdan lüks deodarant-parfüm ürünlerine ulaşıyoruz. Yani hem P&G Beauty hem de P&G’nin bütünü olağanüstü bir portföy örneğine sahip.

Güzellik işinde belli bir dönem için çalışan profesyonellerden oluşan bir ekiple yol aldığımızda, P&G’nin daha çok bir parçası haline geldiğimizi söyleyebilirim. P&G Beauty ve P&G bir bütün olarak birbirine güveniyor ve birbirinden faydalanıyor. Bu işten kazançlı çıkan da tüketiciler oluyor. Güzellik sektöründe bu bizi diğer rakiplerimizden ayıran en büyük özellik.

* Türkiye’de de aynı stratejiyi mi uygulamayı planlıyorsunuz?
Evet, güzellik, Türkiye’deki faaliyetlerimizin de ana odağı. Güçlü bir büyüme kaynağı olmaya devam edecek. Bugün rekabet ettiğimiz kategorilerin büyük bölümünde, liderlik konumunu kazanmış durumdayız.

* P&G Beauty’nin portföyünde kaç ayrı marka var? Dünyada ne kadar insan P&G Beauty’nin ürünlerini kullanıyor?
50’nin üzerinde güzellik markasının satışını gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık bir milyar tüketici, günde en az bir kez bizim güzellik markalarımızdan birini kullanıyor.

* P&G Beauty portföyü içerisinde en yüksek paya sahip üç marka hangileri, bunların payları nedir?
Pantene, Olay ve Always, bizim en büyük güzellik markalarımız. Her biri kendi kategorisinde global olarak lider konumda. Aslında biz birincil önceliğimizi beş markaya veriyoruz, bunların her biri yıllık 1 milyar doların üstünde ciroya ulaşıyor. Saydığım markaların haricinde odaklandığımız diğer iki marka, Wella ve Head&Shoulders. Bu markaların her biri çift haneli büyüme rakamlarına sahip. Bunların dışında yıllık cirosu 500 milyon doları aşan altı markamız daha var. Bunlar arasında SK-II ve Hugo Boss’u sayabiliriz. Milyar dolarlara ulaşacak sıradaki markalarımız bunlar olacak. Onlara da birincil derecede öncelik veriyoruz.

* 1970’lerin sonunda P&G ev temizlik sektörüne odaklanmıştı. Bu alandaki odaklanmasını neden değiştirdi?
Son yıllarda, tüketiciler için anlamlı yenilikler geliştirebileceğimiz alanlara yoğunlaşıyoruz. Aynı zamanda piyasada kazanabileceğimizi düşündüğümüz kategorilerdeki markalarda daha dengeli bir porföy oluşturmayı amaçladık

Güzellik ve sağlık bakımı gibi, daha yüksek marjlı, hızla büyüyen ve verimi daha yüksek işlerde, yatırımlarımızın ağırlığını artırdık. İşimizi daha global bir biçimde, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde inşa etmeye dönük bir yatırım gerçekleştirdik. Tüm bunları, organik büyümenin, stratejik satın almaların ve dışsal “bağlan ve büyü” fırsatlarının bir kombinasyonunu oluşturarak başardık.

* P&G Beauty ürünlerinin büyük bölümü, geniş kesimlere hitap ediyor. Son yıllarda dünyadaki orta sınıf tüketicilerin davranışlarında bir değişim yaşandığını düşünüyor musunuz? Yeni trendler neler?
Güzelliğin tüm kültürlerdeki bütün insanlara ait olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Hepimiz kendimize en iyi biçimde bakmak, kendimizi iyi hissetmek istiyoruz. Güzellik alanında çok sayıda trend mevcut. Ancak hepsinin merkezindeki trend, tüketicilerin yenilikçi, gerçekten işe yarayan ve güvenebilecekleri ürünleri arayıp onları satın almaları. Piyasa bunları vaat eden ve vaadini yerine getiren şirketlerin lehine işliyor. Bizim amacımız da bu.

* Yakın gelecekte güzellik sektöründe nasıl yenilikler ve gelişmeler olacağını tahmin ediyorsunuz?
Sırlarımızı açığa çıkarmaktan kaçınmak için çok da özele inmek istemiyorum. Ancak, şu kadarını söyleyebilirim ki, bu günlerde, tüketicilerden moda tasarımcılarına uzanan bir alanda, çok geniş kaynaklardan hareketle, yenilikler oluşturuyoruz.

* Bu yılın sonu itibariyle P&G Beauty’nin dünyada ve Türkiye’de gelir, büyüme ve kâr hedefleri nelerdir?
Hedeflerimizi ülkelere ve sektörlere göre oluşturmuyoruz. Bununla birlikte Beauty işinde global anlamda yıllık yüzde 10’luk bir büyüme kaydediyoruz. Türkiye’deki büyümemiz ise bunun iki katı.

* P&G Beauty Türkiye’yi, pazardaki konumu ve rakipleri arasındaki statüsü itibariyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
P&G, bugün Türkiye’deki en büyük güzellik şirketi. Markalarımız, rekabet içinde olduğumuz hemen hemen bütün kategorilerde pazarın lideri konumunda; buna şampuan, kozmetik ve kadın bakım ürünleri de dahil.

“TÜRKİYE’YE YENİ YATIRIMLAR YOLDA”
* Türkiye’deki faaliyetlerinizle ilgili gelecek planlarınız neler? Yakın gelecekte Olay, Head & Shoulders, Cover Girl, Infusium ve Noxzema gibi markalarınızı Türkiye piyasasına sunmayı planlıyor musunuz?

Türkiye İlk 15’te Yer Alıyor Türkiye’deki güzellik piyasası yıllık yaklaşık 1,5 milyar euro’luk bir hacme sahip ve yıllık yüzde 15 oranında büyüyor. Bizim işimiz de benzer adımlarla büyüyor. Türkiye bugün, P&G’nin dünya güzellik ürünleri pazarı içerisinde, ilk 15’te yer alıyor

Potansiyel Oldukça Yüksek . Ancak Türkiye’de, özellikle kimi pazar segmentlerinin henüz yeterince gelişmediği düşünülürse, daha büyüyebileceğimiz çok alan var. Örneğin, şampuan piyasası yaklaşık 350 milyon dolar civarında, yine de Türk tüketiciler şampuanı haftada yalnızca 1 ila 3 defa kullanıyor. Türk tüketicilerin beğenisine, Olay gibi yeni markalarımızı sunmaya devam edeceğiz.

Olay’le Türkiye’ye Gireceğiz Bu konuda iyi haberlerimiz var. Mayıs ayında, cilt bakım sektörüne Olay markasıyla gireceğiz. Olay, P&G’nin hızla büyüyen milyar dolarlık markalarından. Markayı satın aldığımız 20 yıl öncesinden bugüne satışları 10 kat arttı. Olay, cildi dönüştüren bir ürün. Bir tek bu marka, günde yaklaşık 50 milyon kadın tarafından kullanılıyor. Onu Türk kadınlarının beğenisine sunacak olmaktan son derece mutluyuz.

“TÜRK TÜKETİCİSİNİN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ GÜZELLİK DEĞİL”
* Türk tüketicilerin profilini nasıl tanımlıyorsunuz? Dünyadaki diğer tüketicilerden ne gibi farkları var? Ürünlerin seçimi anlamında farklar var mı?

Akdenizli Kadın Tipi Türk kadınları, saç ve cilt tipine baktığımızda, Akdenizli kadınlara çok benziyor. Bununla birlikte davranışlarında, alışkanlıklarında farklar var. Örneğin çoğu Türk kadını, ailesinin ve çocuklarının gereksinimlerini kendi özlemlerinin önüne koyuyor.

Güzellik Öncelikli Değil O yüzden de, güzellik kürü onlar için öncelikli bir ihtiyaç değil. Sonuçta, özellikle saç ve cilt için evde ürettikleri kimi çareleri tercih edebiliyorlar. Saçı renklendirmek için kına kullanmak ya da bronzlaşma için güneşi tercih etmek gibi kimi geleneksel alışkanlıklar da devreye girebiliyor.

Yerel Alışkanlıklar Önemli Halbuki Asyalı kadınlar zararlı etkileri yüzünden güneşten uzak durmayı tercih ediyor. Ürünlerimizi tasarlarken bu yerel alışkanlıkları bilmek son derece kritik. Örneğin Rejoice Rich, saçları için ev işi çözümler kullanmaya alışmış kadınlara özel tasarlandı, ancak onlara daha geniş bir konfor da sağladı.

YÜKSELEN KATEGORİLER HANGİLERİ?
* Türkiye’de güzellik sektöründe yükselen kategoriler hangileri? Son 5 yıl içerisinde bu kategorilerdeki büyüme performansı nasıl gerçekleşti?

Şampuan, son yıllarda son derece aktif bir pazar haline geldi. Cilt bakımı bu açıdan onu izleyen diğer kategori. Cilt bakımı içerisinde “anti-aging” (yaşlanmaya karşı) ürünlere dönük bir trend gözlemliyoruz. Kozmetik de son derece sıcak bir konumda. 2005 yılında kozmetik yasasının değişmesiyle birlikte çok sayıda yeni marka Türk piyasasına giriş yaptı.

Türkiye’de kişi başına güzellik ürünleri tüketimi epey düşük. Bu yüzden de büyük bir potansiyel var. Türk pazarında daha fazla sayıda ve yeni müşteriye ulaşmak için yeni planlar yapıyoruz. Piyasaya yeni ve onların satın alabileceği ürünler çıkararak, düşük gelir seviyesindeki insanlara ulaşmayı planlıyoruz. Bütün tüketicilerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan ürünleri geliştirip satıyoruz. Bu bizim kurumsal misyonumuzun da tam odağında yer alıyor.

Şeyma Öncel Bayıksel
soncel@capital.com.tr

Kütüphane gibisin Deniz, her konuda bir doküman var elinde. :)

Sağolun, karlı bir iş bulacaz diye araştırmadığımız iş kalmadı :)

Teşekkür ederim verdiğiniz değerli bilgilere,