Biz Türkler Kimiz? - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Biz Türkler Kimiz?


mozsarac
Üye

Toplam 419 yazı
10/07/2006 :  17:37:39   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Gündemimizi meşgul eden onca kabalık, görgüsüzlük, sofuluk, hoşgörüsüzlük ortamında sormadan edemiyoruz:
Biz Türkler; eskiden de böyle miydik?

Yabancı gezginlerin anlattıklarına göre, kesinlikle bugün ki gibi değildik!. Biz eskiden daha;

Faziletliydik: Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdık. **lık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.

Dürüsttük: Bakmayın bugünlerde ticarette herkesin birbirini kandırmayı matah saymasına sözlerin tutulmamasına, tartıda hile yapılmasına.
Bir zamanlar Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın."


İtibarlıydık: Bakmayın şimdilerde Avrupa’lının gidişimizi zorlaştırmak için vizeler koyduklarına!
Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır, onun dediği olurdu.


Temizdik: Bakmayın şimdilerde kaldırımlardan tükürük ve balgama basmadan yürüyemeyişimize!
Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor:"Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları,sakalları dökülür."

Harama el sürmezdik: Bakmayın şimdilerde halkın bir kesiminin kaçak elektrik ve su kullanmasına ( ve bu kayıp bedeli, borcunu aksatmadan ödeyen düzgün vatandaşların faturasına eklenerek onlara rızaları dışında ödetilmesine), milyonlarca kişinin hak edilmemiş yeşil kartlarla bedava sağlık hizmeti almakta bir beis görmemesinden, sahte belgelerle sosyal güvenlik kurumlarından emekli olup haksız maaş çekenlerin aşiret, cemaat dayanışması yapan bazı yerel görevlilerce görmezden gelinmesine veya hasbelkader yakalandıklarında ise yoksulluk edebiyatına sığınmalarına!
Fransız müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi şöyle anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır. Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar gelmişlerdir."



Medeni idik: Bakmayın şimdi şehirleri gasp,kapkaç çetelerinin sardığına, uygar olmaktan bahsedilince bazı insanların müstehzi tilki gülüşü ile sırıtmasına, çoğu kişinin başkasının önüne geçmek ve sırasını almaktan utanmamasına, trafik kurallarına uyanları kınamasına, kimselere saygı duyulmamasına.
İngiliz sefiri Sör James Porter ise,
1740'ların Türkiye'si için şunları söylüyor:"Gerek İstanbul'da, gerekse İmparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır."


Dosdoğruyduk, Haksızlık nedir bilmezdik : Bakmayın çıkar çetelerinin Ali Dibo düzenleri kurduklarına, yandaşlarına iş ve ihale dağıttıklarına, halkın yandaş belediye gelse de, kaçak evime bir kat daha çıksam diye fırsat kolladığına.
Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü veriyor:"Haksızlık, mürabahacılık, inhisarcılık ve **lık gibi suçlar,Türkler arasında meçhuldür... Öyle bir dürüstlük gösterirler ki,insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır."
Fransız müellif Dr.Brayer, 1830'larınİstanbul'unu getiriyor önümüze:"Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı İstanbul'da her sene azami beş-altı **lık vak'ası görülür."
Ubicini Dr. Brayer'i şöyle doğruluyor: "Bu muazzam payıtahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört **lık vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hıristiyan olan Galata ile Beyoğlu'nda ise **lık ve cinayet vak'aları olmadan gün geçmez."



Naziktik: Bakmayın şimdi insanların komşuları ile bağırış çağırış içinde, birbirlerine en ağır hakaretleri ederekten edepsizce kavga ettiklerine. Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"ini anlatıyor bize: "İstanbul Türk halkı Avrupa'nın en nazik ve en kibar insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz."



Hayata karşı saygılıydık: Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim,bize 1880'lerdeki halimizi anlatsın:"Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır. Birçok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır... Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde ise bir evin hangi tarafa ait olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Eğer evin bacasında leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)


Hayırseverdik: Bakmayın şimdilerde insanların bencilleşip para pul düşkünü olduğuna, yere düşene bile el uzatmayışlarına, kötü durumda olan birini gördüklerinde kaçıp gitmelerine, varlıklarını kız çocuklarından bile hasis çe esirgediklerine, komşusu veya akrabası aç iken ona sırtını dönüşlerine.Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazın İstanbul'dan Sofya'ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin yolculara bedava ayran dağıttıklarına şahit oldum." Bu olgu eskiden Türklerin en belirgin meziyetlerinden biri olup, Türk illerini dolaşan gezginlerin tümü, ne kadar yoksul olursa olsun, halkın misafir gördüğü yabancılara ikramda hiç kusur etmediğini belirtmişlerdi.

Doğayı sever ve korurduk, Çevreciydik : Eskiden doğaya karşı duyarlıydık, ağaç gördükmü kesmeyi düşünmezdik, akar temiz su gördük mü çöpümüzü dökmezdik, kediye köpeğe eziyet etmezdik, öyle yavru ayılara, denizdeki yunuslara,foklara kurşun atmazdık!
Yine aynı Kont Marsigli, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Şöyle diyor: "Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. İyiliklerini yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teşmil ederler." Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarına kuş sarayları yaparlar…

Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı avukat Guer misallendiriyor:"Türk şefkati hayvanlara bile şamildir" dedikten sonra şu örneği zikrediyor:
"Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar... Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."
"Kaçık"lığın kaynağını da veriyor adam: "Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar. Bunu yapan bir Türk'e bir gün yaptığı işin neye yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: Allah'ın rızasını tahsile yarar."
Türkiye Seyahatnâmesi'yle meşhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü şöyle: "Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Şefkatimiz yalnızca insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu.


Galiba geçmişimizden uzaklaşmak(en azından olumlu taraflarından ) bize çok pahalıya patladı!

Yerleşim : Türkiye / Gaziantep  |  Meslek : Muhasebe
colomb19
Yeni Üye

Toplam 2 yazı
15/07/2006 :  11:26:49  Alıntı
kardeş şuan savaş olsa bu gençliğin %60 ı korkar gitmez.ama eskiden vatan sağolsun deyip vatanı korurlardı.görmüyomusun ülkenin halini.tecavüzcüler gayler afedersin toplar,gençlik uçuruma sürükleniyo

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğrenci
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.67 saniye.
04:18:44, 2 Mayıs 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım