Beynin İnanılmaz Gücü - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Beynin İnanılmaz Gücü


recep
Üye

Toplam 6 yazı
21/04/2001 :  15:43:12 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Bilinçli yaşam için % 100 beyin kullanımı
Melvin D. Saunders ' in makalelerinden derlenmiştir.

Bir düşünsenize, insanoğlu tüm işlerini tek parmakla yapıyor olsa idi, o zaman 10 parmakla donatılmış olarak doğmazdık. Eğer beyin hücrelerimizin sadece % 10 u mutlu, seviyeli bir yaşantı sürdürmeye yetse idi, kafamız tam 10 katı daha fazla hücre ile dolu olmazdı. Aslında, insanoğlu (homosapien) dünyada beyin kapasitesinin % 100 ünü kullanmayan tek varlıktır. İnsanoğlu aynı zamanda, beraber yaşadığı diğer canlılar ile sürekli uyumsuzluk halindeki tek varlıktır.

Yunuslarda insanlara benzer kapasitede bir beyin ile donatılmışlardır, ancak onlar beyin kapasitelerinin tümünü kullanarak yaşamlarını akıllı, eğlence sever, çevreleri ile uyumlu varlıklar olarak devam ettirmektedirler. İnsanlarında daha fazla beyin kapasitesinin kullanımı ile daha mutlu, daha uyumlu bir yaşam sürebileceğini söylemek yanlış olmaz. Siz hiç, beyninin 100 % ünü kullanan birisinin suç, savaş, açlık, salgın hastalık, önyargı ve çevre katliamı ortamlarında olabileceğini düşünüyormusunuz ?

Başka bir deyişle, bizlerde aynı diğer canlılar gibi mükemmel yaratılmışız ancak, onlar gibi tüm potansiyelimizi kullanamıyoruz. Neden ? Belki, bizler diğer canlılar gibi enerji kaynağına nasıl bağlanacağımızı artık bilemiyoruz. Yada kendi özgür irademizi kullanma konusu umrumuzda değil. Belkide özgür irade, sadece bedeninin tepkilerine cevap veren % 10 kullanımlı insanlar için çok karmaşık bir ifade.

Bu potansiyelin kullanılmamasının nedeni ne olursa olsun, burada da kullanmazsan kaybedersin gerçeği ortaya çıkmakta ve normal bir insan yanlış kullanım veya kullanılmama yüzünden günde 100.000 beyin hücresini kaybetmektedir. Bu potansiyel değerlendirilmedikçe de,kişinin durumu zamanla daha kötüye gitmektedir. Sizce neden Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların oranı dünyanın doğum oranı ile ters bir oranda büyümektedir. Peki...Çözüm ne ?

Gerçektende beynimizin tam kapasitesini kullanabilir, bu sayede yaşam kalitemizi yükseltebilirmiyiz ? Tabiki yapabiliriz. Hafıza kaybına uğramak yerine, hafıza sihirbazı, en basit problemlerden bunalan kişi yerine yaratıcı bir dahi, mutluluktan uzak, tekdüze yaşam tarzı yerine, diğer canlılar ile tam ve değişken bir uyum içerisinde olmayı öğrenebiliriz.

Aslında yaşam düşündüğümüzden daha zor. Parasızlık, kötü geçen çocukluk, yada çervemizdeki diğer insanlar, dış etken olarak insanın kişiliğini etkiler. Ama tüm olumsuzluklara rağmen, kötü başlangıç yapıp sonrada istikrarlı, mutlu bir yaşam kuran insanlarda vardır. Bu kişiler, kendini yetiştirmenin ve sürekli geliştirmenin faydalarını farketmiş, öğrenmiş insanlardır. Kişi, kendini tanıma sürecini geliştirdikçe, aslında içinde bulunduğu konumu veya durumu ile ilgili gerçeğin, tamamen kendi bilinçli, içgüdüsel veya tepkisel seçimlerinden kaynaklandığı farkeder. Aklın ve vücudun tam ve doğru kullanımı ile kişinin kendini daha iyi hissetmesi, dolayısı ile ruhsal gelişimi, daha bilinçli bir yaşam tarzı seçmesini sağlar.

Bir çok insan tekdüze günlük hayata takılmakta, sadece tepkisel davranışlar sergilemekte böylelikle çevresindeki bir çok olasılıkları ve seçenekleri görememektedir. 100 % beyninizi harekete geçirmek için aşağıdaki beyin jimnastiği testini 7 gün boyunca deneyin ve bu kısa süre içerisinde ne kadar yol aldığınızı görün.

Testteki her bölüm beyninizin başka bir bölgesini çalıştırmaktadır.

1. Vücudunuzu değişik yeni yöntemler ile sınayın. Normalde hangi elinizi kullanıyorsanız bir günlüğüne saçınızı taramak, dişlerinizi fırçalamak, çayınızı karıştırmak gibi basit işlemlerde elinizi değiştirin. Gözünüzü kapatın, ve eşyaları hissederek odanızın içinde dolaşın. Sesleri dinleyin, çevredeki kokuları duymaya çalışın. Yere düşen eşyaları ayağınız ile almaya çalışın, kapıyı , buzdolabını ayağınız ile kapatın. Okudunuz kitaptan bir sayfayı yan tutarak, bir sayfayıda ters tutarak okumaya çalışın.

2. Normalinde sorgulayıp, kritize edeceğiniz bir kişi hakkında onu onore edecek bir kompliman bulmaya çalışın. Kişi hakkındaki yargınızı sorgulayıp, kendinizi onun yerine koyup durumu tekrar gözden geçirin.

3. Buzdolabınızı açıp, birkaç saniye içindekileri gözden geçirin. Kapatıp içinizden tekrarlayın. Aynı şeyi bir oda içindeki eşyalarda, bir mağaza vitrinindeki kostümlerde, duvarda asılı detaylı bir resimde deneyin. Adetleri, büyüklükleri, renkleri hatırlamaya çalışın.

4. Her gün 5 dakika kendinizi başka bir insan yerine koyun. Sizin şu anda olduğunuz durumda o kişinin neler hissedebileceğini, neler düşünebileceğini hayal edin.

5. Kendinizi moralsiz, keyifsiz veya sürümcemede hissettiğinizde, hayatta en çok istediğiniz şeyin ne olduğunu hatırlayıp, başarılı olmanız için ne yapmanız gerektiğini tekrarlayın. Ne zaman negatif bir düşünceye kapılırsanız, kafanızda yarattığımız bu küçük positif filmi tekrarlayın.

6. Gün içerisinde her saat başı, birkaç saniye için önceki saat içerisinde ne olduğunu düşünün. Günün sonunda, tüm günün bir değerlendirmesini yapın. Hatırlayamadığınız küçük parçalar sizin gün içerisindeki çok fazla bilinçli olmadığınız dakikaları gösterir.

7. Günlük hayatınıza adaptasyon ve esneklik kazandırmak için her gün farklı bir şey yapın. Alış verişinizi değişik dükkandan yapın. Eve geliş yolunuzu değiştirin. Evde ekmek veya kek pişirin. Değişik farklı bir spor yapın. Kendinizi yeni bir komşuya tanıtın.

Her gün aynı şeylerin yapılması beynin hep ayın bölümlerinin kullanılmasına, diğer bölümlerin körelmesine yol açar. Unutmayın çeşitli, farklı uyarımlar, stimulasyonlar beyin kapasitesinin kullanımı için en önemli anahtardır. Aynı zamanda sizi yoran, sizi zorlayan, rahatsız eden alışkanlıklarınızı bırakmanızıda kolaylaştırır.

İstediğiniz rüyayı görmeyi veya uyandığınızda gördüğünüz rüyayı hatırlamak istermisiniz ?


Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : Ögrenci
M. Orhun Eskici

Yazar

Toplam 175 yazı
21/04/2001 :  20:27:35 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Ne diyeyim, hoş bir yazı. Epeydir üzerinde düşünmediğim fakat ilgilendiğim bir konuyu tekrar hatırlattı.

Bekleneni yapmak yerine, yazıda önerildiği gibi farklı bir şey yaparak, bu sefer konu üzerinde derinliğine yorum yapmamayı tercih ediyorum. :)

Daha sonra daha salim kafayla yazmak ümidiyle ;)

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Ekonomist
İsmail
Yazar

Toplam 81 yazı
29/09/2001 :  18:00:06  Alıntı
Beynimiz ile ilgili yukarıdaki yazıları okuyunca , Prof.Dr.Ayhan Songar'ın Beynimiz ve Sinirlerimiz isimli lise yıllarımda altını çizerek okuduğum kitabını hatırladım.Beni çok etkilemişti.İnsanın kumanda merkezi diyebileceğimiz beynin fonksiyonlarını öğrenmek gerçekten heyecanlandırıyor.İnsanın kendisine emanet edilen değerlerini kullanması konusunda ne kadar çok uğraşı vermesi gerektiğini farkediyorsunuz.
Beynimiz yüzeysel olarak incelendiğinde; üç kat zar,bir miktar serebrospinal sıvı ve kabuklu cevize benzeyen,ama yumuşak olan kırışıklı bir kütleden oluşur.Ancak beynin anlaşılandan çok daha karmaşık olduğu kesin.Sağ ve sol yarımküreden oluşan bu eşşiz eserin tipolojisinde üç tane çatlak bulunur.Vücutta sinyalizasyon görevi gören yapısı her yönüyle mükemmel bir yaratılışı hatırlatıyor.
Sonlu bir beyin, sonsuzluk düşüncesini misafir edebiliyor.Sınırlı bir şekil,sınırsız duyguların adresi olabiliyor.Sevginin beyinsel kaynaklı olduğu düşüncesi bunu doğrulamaktadır.
Beynin çok aktif kullanımı halinde, ancak 1/900'ünü kullandığımızı Bilim Teknik'te yıllar önce okumuştum. Buda öğrenmemiz ve bilgi depolamamız için bizden habersiz bize ayrılan alanın büyüklüğü ve sorumluluğumuz hakkında yeterince bir ipucu veriyor.
Albert Einstein'in ,

"İnsan,ilim denizinin sahillerinde çakıl taşları ile uğraşan çocuk gibidir."

derken ne kadar haklı.Gerçek kapasitemizi kullandığımız zaman,inanılmaz bir başarıya imza atılabileceğine insanlık tarihi tanıktır.Yazımızı, uzay yolculuğu sonunda aya ilk ayak basan astronotun kulaklarda çınlayacak sözü ile tamamlayalım:

"Bu olay, insanlık için büyük,insan için küçük bir adımdır."


Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : İnş.Yük.Müh.
fero
Yeni Üye

Toplam 1 yazı
11/09/2007 :  17:38:08  Alıntı


yazı çok güzel
ayrıca songar hocanın bu kitabını nerede bulabilirim beynimiz ve sinirlerimiz

Yerleşim : Türkiye / İst  |  Meslek : Elektrik / Elektronik
GuendLine07
Yeni Üye

Toplam 23 yazı
11/09/2007 :  19:16:50  Alıntı
selam arkadaşlar. Beyin hakkında çok şey okudum bu güne kadar. Henüz bilimsel anlamda cevaplanamamış o kadar çok soru var ki... Tam olarak açıklanamamış bu organımız için bilimadamları beynimizin kaçta kaçını kullanabildiğimiz konusunda yorumlar yapmakta.Benim merak ettiğim şu; Beynin işlevi konusunda net bilimsel veriler tamamlanmamışken nasıl oluyor da beynimizin yüzde bilmem kaçını kullanabildiğimiz iddia edilebiliyor?Yoksa tüm bunların cevabı var da benim beynimde mi sorun var :)Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Halkla ilişkiler
acantilsim
Üye

Toplam 158 yazı
11/09/2007 :  19:38:43  Alıntı
Ben de meraklısıyım, insan okudukça hayreti artıyor. Mesela beyindeki kılıcallardan birisi tıkansa hiç beklenmedik aksaklık olabilir vücudunda, örneğin konuşamayabilirsin, burun koku almayabilir vs.
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - GuendLine07
selam arkadaşlar. Beyin hakkında çok şey okudum bu güne kadar. Henüz bilimsel anlamda cevaplanamamış o kadar çok soru var ki... Tam olarak açıklanamamış bu organımız için bilimadamları beynimizin kaçta kaçını kullanabildiğimiz konusunda yorumlar yapmakta.Benim merak ettiğim şu; Beynin işlevi konusunda net bilimsel veriler tamamlanmamışken nasıl oluyor da beynimizin yüzde bilmem kaçını kullanabildiğimiz iddia edilebiliyor?Yoksa tüm bunların cevabı var da benim beynimde mi sorun var :)Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim.
yok, senin beyninde sorun yok :)
Sanırım bu değerlendirme eldeki beyinle ilgili bilgiler üzerinden yapılıyor, saonuçta bugün 1%'ini kullanabiliyoruz diyorlar, yarın beyinle ilgili yeni bir bulgu olursa belki 0,5% kullanıyoruz denecek.
ali can

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğrenci
GuendLine07
Yeni Üye

Toplam 23 yazı
11/09/2007 :  20:58:14  Alıntı
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - acantilsim
Ben de meraklısıyım, insan okudukça hayreti artıyor. Mesela beyindeki kılıcallardan birisi tıkansa hiç beklenmedik aksaklık olabilir vücudunda, örneğin konuşamayabilirsin, burun koku almayabilir vs.
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - GuendLine07
selam arkadaşlar. Beyin hakkında çok şey okudum bu güne kadar. Henüz bilimsel anlamda cevaplanamamış o kadar çok soru var ki... Tam olarak açıklanamamış bu organımız için bilimadamları beynimizin kaçta kaçını kullanabildiğimiz konusunda yorumlar yapmakta.Benim merak ettiğim şu; Beynin işlevi konusunda net bilimsel veriler tamamlanmamışken nasıl oluyor da beynimizin yüzde bilmem kaçını kullanabildiğimiz iddia edilebiliyor?Yoksa tüm bunların cevabı var da benim beynimde mi sorun var :)Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim.
yok, senin beyninde sorun yok :)
Sanırım bu değerlendirme eldeki beyinle ilgili bilgiler üzerinden yapılıyor, saonuçta bugün 1%'ini kullanabiliyoruz diyorlar, yarın beyinle ilgili yeni bir bulgu olursa belki 0,5% kullanıyoruz denecek.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Halkla ilişkiler
GuendLine07
Yeni Üye

Toplam 23 yazı
11/09/2007 :  20:59:57  Alıntı
Bak buna sevindim işte. Çünkü ben beynimi tanıyorum. iyi çalışıyor. zaman zaman durduğunu saymazsak :)

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Halkla ilişkiler
Goldenist
Üye

Toplam 964 yazı
25/03/2008 :  13:37:54 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
BEYİN HAFTASI İÇİN BEYNİNİZİ İYİ BESLEYİN: EN ZEKA GELİŞTİREN 10 BESİN!



Zekayı geliştiren 10 besin

The Sun gazetesinin uzmanları, bilimsel araştırmaları inceleyip zeka gelişimine en çok katkı sağlayan 10 gıdayı belirledi


Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zeka daha verimli çalışıyor.

Çilek: İçeriğindeki fisetin maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp, bunamayı geciktiriyor.

Bitter çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşı**** daha aktif çalışmasını sağlıyor.

Üzüm suyu: Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.

Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.

Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekayı açıyor.

Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.

Kırmızı ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.

Yağsız kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.

Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor.

Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır, kendini büyük değil küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.( 1908 )

Bir adam ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki memleketi kurtarmak için evvelâ büyük adam olmak lâzımdır; der ve bunun için bir de örnek seçer, onun gibi olmayınca memleketin kurtulamayacağı inancında bulunur, bu, adam değildir. ( 1908 )

Mustafa Kemal Atatürk

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Satış / Pazarlama
Goldenist
Üye

Toplam 964 yazı
25/03/2008 :  13:47:33 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
İNSAN BEYNİ NASIL KARAR VERİYOR ?



Beyin seçim yaparken anlık keyif ile uzun vadeli mantıklı karar arasında gidip geliyor. Mantıklı kararı seçebilmek için anlık zevkin bastırılması gerekiyor.
Bilim insanları, beyinde kişi seçim yaparken devreye giren yeni bölümler keşfetti. Deneyde kişiler iki seçenek arasında seçim yapıyor, bunlardan biri mevcut durumda yararı bilinen bir seçenek, diğeri ise yeni henüz bilinmeyen ve potansiyeli olan bir seçenek. Araştırmaya göre, beyin uzun vadeli seçeneği seçebilmesi için kısa vadeli hazır yarardan vazgeçmesi gerekiyor.

Araştırmada deneklere kumar makinelerinde şans oyunları oynatıldı. Makinelerin ödül şemaları, her bir seferde değişecek şekilde ayarlandı. Oyun sonunda 14 deneğin 11"i arada sırada farklı makineyi deneyerek, acaba diğerinin daha iyi kazandırıp kazandırmayacağa baktıklarını ifade etti. Denekler, mevcut makinede iyi kazandığını düşündüğünde eldeki makineyi değiştirmiyor, bir başka makineye ancak mevcut makinede az kazandığını düşündüğünde geçiyor.

Denekler mevcut bir makinede şansını denerken, beyinde alnın hemen arkasındaki mantık işlerini gören bölge aktif hale geliyor. Daha yüksek kazancın peşinden giderken ise, beynin daha derinindeki keyif ve mükafat merkezleri aktif hale geliyor.

BİRAZ BEKLERSEN MÜKAFAT ARTAR

Araştırmayı yürüten University College London profesörü Nathaniel Daw, yeni bir seçim yaparken kişinin risklerine karşı getirilerini tarttığını ve bunun mantık merkezi ile mükafat merkezi arasında bir çatışma yarattığını belirtiyor. Dr. Daw"a göre seçim sırasında beyin kendine şu soruyu soruyor; “Şimdi az bir ödülle yetinmek yerine bekleyip, daha yüksek bir ödül almak daha mı iyi?”

Örneğin, şimdi tek bir kurabiye yemek anlık zevki artırıyor, ancak biraz bekleyip iki kurabiye yemek daha mantıklı. “Dolayısıyla” diyor Dr. Daw, “Beyin, tatlı bir opsiyondan feragat edip, gelecekte daha iyisini kazanma alternatifini seçebiliyor, ancak bunun için anlık keyif içgüdüsünü bastırması gerekiyor.”



Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır, kendini büyük değil küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.( 1908 )

Bir adam ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki memleketi kurtarmak için evvelâ büyük adam olmak lâzımdır; der ve bunun için bir de örnek seçer, onun gibi olmayınca memleketin kurtulamayacağı inancında bulunur, bu, adam değildir. ( 1908 )

Mustafa Kemal Atatürk

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

4.94 saniye.
01:18:36, 3 Mayıs 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım