Deli Para Bu Ülke İçin Bir Faciadır - Koniks.com

Genç Yöneticiler ve İşadamları Derneği Başkanı Pınar Eczacıbaşı büyük bir tehlikeye dikkat çekti. Tehlikeyi `deli para` olarak adlandıran Eczacıbaşı; `bu para 150 milyar dolar ***ürdü` dedi.YILLIK ZARARI 150 MİLYAR DOLAR

Genç Yöneticiler ve İşadamları Derneği Başkanı Pınar Eczacıbaşı, yabancı yatırımcının neye ve nasıl geldiğinin önemli olduğunu vurgula**** , " Dövizle gelip bunu Hazine bonosuna yatıran yabancı rantiye Türkiye’den son birkaç yılda nerdeyse 150 milyar dolarlık çok büyük bir kaynağı cebine koydu. Bu bir facia. Eğer ekonomi böyle giderse bu deli para gelecek yıllarda da en az 150 milyar dolar ***ürecek demektir Türkiye’nin ulusal zenginliğinden. Deli para diyorum ama kendileri için çok akıllı olanı yapıyorlar"dedi.

GYİAD Başkanı Eczacıbaşı, Türkiye`de ekonomi ve siyaset cephesinde yaşanan güncel gelişmeler karşısında duyarsız kalmanın mümkün olmadığını belirterek iş adamlarını, iş kadınlarını ve profesyonel üst düzey yöneticileri ülke meselelerine daha cesaretle sahip çıkmaya çağırdı.

Eczacıbaşı, 2001 krizinin bilinmeyen bir yönünü de şu sözlerle aktardı: "2001 krizi patlak verdiğinde GYİAD da büyük bir fatura ödedi.Üyelerimiz içinde finans sektöründen profesyonel üst yöneticiler ağırlıktaydı ve 2001 krizinin de en büyük faturasını da onlar işlerini kaybederek ödediler. Aidatlar ödenemediği için üye sayımız nerdeyse yarı yarıya azaldı. Kapımıza kilit vurma noktasına geldik. Ruh hali nerdeyse sıfırlandı. Korkunç günlerdi bizler için. Allah bir daha yaşatmasın. GYİAD üyelerinin krizle ödediği fatura bir anlamda üye profilimizin ekonomik hayatta ne kadar önemli olduğunun da bir ölçüsüdür."

Genç Yöneticiler ve İşadamları Derneği (GYİAD) Başkanı Pınar Eczacıbaşı, Türkiye`de ekonomi ve siyaset cephesinde yaşanan güncel gelişmeler karşısında duyarsız kalmanın mümkün olmadığını belirterek, iş adamlarını, iş kadınlarını ve profesyonel üst düzey yöneticileri ülke meselelerine daha cesaretle sahip çıkmaya çağırdı. Eczacıbaşı, bugün ortaya çıkan resimde işadamlarının siyasete çok mesafeli durmalarının da payının önemli olduğunu, genelde işadamlarının “aman siyasetten uzak durun” uyarısıyla yetiştirildiklerini hatırlatarak, “Bana göre iş adamlarının ekonomide, iç politikada, demokrasiyle ilgili tartışma konularında, AB ilişkilerinde dengeli bir şekilde siyasete daha yakın olmalarında büyük yarar var. Bu iş böyle gitmez demekle olmuyor. Bence bu iş böyle de gitmeye devam eder, eğer işadamları da ellerini taşın altına sokmazlarsa. Eleştiri mekanizmalarının işlemesi gerekiyor. Negatifi de pozitifi de dengeli eleştiren bir yaklaşım benimsenmeli. Korkarak, çekinerek hiçbir yere varamayız" dedi.

Güncel gelişmelerle ilgili görüşlerini ANKA`ya açıklayan Pınar Eczacıbaşı, GYİAD`ın üye profili olarak çağdaş, laik ve tam demokrasiye inanan homojen bir grup olduğunu, GYİAD’in Türkiye’nin modernleşme ve dışa açılmasında ve liberal politikaların gelişmesinde önemli bir payının bulunduğunu ifade ederek, "Siyasi konularda işadamlarının haklı bir takım çekinceleri olsa da profesyoneller doğal olarak daha cesur olabiliyorlar. Biz GYİAD olarak bir takım konularda görüş oluştururken üye profilimizin verdiği avantajla bu dengeyi daha rahat sağlayabiliyoruz. Derneğimizin görüşleri profesyonellere işadamlarının yaklaşımlarını güzel bir şekilde harmanlanarak oluşuyor. Bu tarz bir örgütlenmeyi yabana atmamak lazım" diye konuştu.

ÜYELERİMİZ 6 MİLYAR DOLAR CİROYA SAHİP

Eczacıbaşı, çağdaş, laik düşünceyi ülkeye yaymak, iş hayatının daha sağlıklı koşullarda gerçekleşmesi için çalışmalar yapmak, üniversiteler ile girişimciler ve iş dünyası arasında ilişkiler kurmanın GYİAD`ın temel hedefleri arasında bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Dengeli olmaya özen göstererek, ama sözümüzü de sakınmadan demokrasinin işleyişi ilgili tüm tartışma konularının yanı sıra türban, parti kapatmalar, 1 Mayıs olayları gibi konularda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Genç deyince kimileri hafife alabilir ama, GYİAD’ın çok önemli bir misyonu var. Biz bir sektör derneği veya çıkar grubu değiliz. Üyelerimiz birçok sektörden geliyor. Dolayısıyla bu kadar değişik alanı temsil eden insanları ticari konuların ötesinde ortak bir paydada buluşturmak da o kadar kolay değil. Bugün GYİAD’ın üyeleri toplam 30 bin kişilik bir istihdamı yönetiyor ve toplam ciroları da 6 milyar doların üzerinde bulunuyor.”

2001 KRİZİNİN EN AĞIR FATURASINI GYİAD ÜYELERİ ÖDEDİ

Pınar Eczacıbaşı, GYİAD`ın 1986’da Türkiye’de liberalleşme akımlarının en canlı olduğu Özal döneminde kurulduğunu, liberal ekonomiye geçiş sürecinde iş dünyasının genç, dinamik iş insanlarını bir araya getirerek ülke sorunlarına açılım çabalarında bulunduğunu kaydederek, 2001 kriziyle ilgili kamuoyunca fazla bilinmeyen bir konuyu şu sözlerle aktardı:

"2001 krizi patlak verdiğinde GYİAD da büyük bir fatura ödedi. Birçok üyemiz ayrıldı, üye sayımız nerdeyse yarı yarıya azaldı. Kapımıza kilit vurma noktasına geldik. Ama bunu kendimize yediremezdik ve ben bu en zor koşullarda bile derneğimiz yaşamalı dedim. Üyelerimiz içinde finans sektöründen profesyonel üst yöneticiler ağırlıktaydı ve 2001 krizinin de en büyük faturasını da onlar işlerini kaybederek ödediler. 2001 krizinde sadece bankalar ve sektörler değil STK’lar da büyük darbe yedi. Ruh hali nerdeyse sıfırlandı. Korkunç günlerdi bizler için. Allah bir daha yaşatmasın. GYİAD üyelerinin krizle ödediği fatura bir anlamda üye profilimizin ekonomik hayatta ne kadar önemli olduğunun da bir ölçüsüdür."

RANTİYECİ YABANCI TÜRKİYE` NİN 150 MİLYAR DOLARINI CEBİNE ATTI

Ekonomideki yabancılaşma konusunda da görüşlerini dile getiren Eczacıbaşı, yabancı yatırımcının neye ve nasıl geldiğinin önemli olduğunu, mevcut durumda yabancıların Türkiye’nin en iyi şirketlerine yüzde 50 ortak olduklarını ya da önemli kuruluşları tümüyle ele geçirdiklerini vurgula**** şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben finans sektöründeki yabancı payını olumlu karşılıyorum. Teknoloji ve yenilik getirecek, istihdam yaratacak ve mevcuda değil yeni projeler üretmek üzere ülkeye gelecek yabancı sermayeye ihtiyaç var. Dövizle gelip, bunu bozdurup Hazine bonosuna yatırım yaparak tümüyle rant oluşturan bu deli paraya Türkiye’nin ihtiyacı olmamalı. Türkiye’den son birkaç yılda nerdeyse 150 milyar dolarlık çok büyük bir kaynak bu rantla yabancıların cebine girdi. Bu bir facia. Eğer ekonomi böyle giderse bu deli para gelecek yıllarda da en az 150 milyar dolar ***ürecek demektir Türkiye’nin ulusal zenginliğinden. Deli para diyorum ama kendileri için çok akıllı olanı yapıyorlar. Gerçekten bizim için de akıllı olacak yabancı paraya ihtiyaç var. Biz sıfırdan gelip yatırım yapacak yabancılar istiyoruz."

TÜSİAD` DAN BEKLEDİĞİMİZ İŞBİRLİĞİNİ GÖRMÜYORUZ

TÜSİAD ile ilişkileri değerlendiren Pınar Eczacıbaşı, iş hayatında ağırlıkla profesyonel olarak görev yaptığı için şimdiye kadar TÜSİAD`a üye olmayı düşünmediğini belirterek, "TÜSİAD’ı kuran ve geliştiren bir aileden geliyorum. TÜSİAD`da her zaman aktif oldu Eczacıbaşı ailesi. Belki GYİAD’dan sonra ben de üye olmayı düşünebilirim` derken işbirliğine bakışını da şöyle özetledi :

”TÜSİAD ile GYİAD’ın aslında çok daha yakın olmasını istiyoruz. AB konularında özellikle yakın bir diyalog ve işbirliği içinde olmayı ve ortak komisyonlar oluşturarak yeni fikirler, politikalar geliştirmenin gereğine inanıyoruz. Bu konularda şimdiye kadar yeteri bir yakınlık gördüğümüzü söyleyemem. Genel olarak Türkiye’de sivil toplum örgütlerinde solo hareket etmek eğilimi hakim. TÜSİAD ile üyelerimiz bir dizi konuda ortak ruh halini paylaşıyor, aynı soyadı taşıyan birçok üye var her iki dernekte de. Bir anlamda babalar orada çocuklar burada üye. Dirsek temasının daha fazla olması lazım. Bu sinerjinin oluşması için TÜSİAD tarafında da daha fazla istek olması gerekir. TÜSİAD’da şimdi genç üyeler de var ama, yeteri kadar genç üye olduğunu düşünmüyorum. Bizde 80 doğumlu üyeler var. Alttan gelen bu heyecanı bir şekilde TÜSİAD’ın da yakalaması lazım. TÜSİAD için bir okul olabiliriz. Bu TÜSİAD’ın gelişimi ve kuşaklar arası iletişimi geliştirmek açısından önemli.”

GENÇLİK ÖMÜR BOYU SÜRER

Kendinizi ne kadar genç ve ne kadar işadamı-iş kadını hissediyorsunuz şeklindeki bir soruya Eczacıbaşı, "Kendimi öncelikle çok genç hissettiğimi belirtmeliyim. İş hayatı içinde olduğunuz sürece genç olmak zorundasınız zaten. Türkiye de insanlar en kıymetli yaşlarında emekli oluyorlar.Gençlik kavramını yaşla sınırlayamazsınız. Üretim içindeyseniz ve bilgi birikiminizi hayata geçirdiğiniz sürece gençsiniz. Amcam rahmetli Nejat Eczacıbaşı 80 yaşına kadar çalıştı. Bu jenerasyonun ortak özelliği yenilikçi olması, girişimci ruh taşıması ve cesarete sahip olması. Yenilikler dünyasına adapte olabilmek ve ayakta kalabilmek için ışık hızında çalışıyoruz. Aile şirketlerinin ikinci nesilden sonra nasıl yaşayacağı konusu bizim için çok önemli. Dolayısıyla iyi yönetişim konularında ciddi çalışmalar içindeyiz" yanıtını verdi

Haber : tümgazeteler.com.