Dışa Bağımlılık Nereye Kadar!!! - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Dışa Bağımlılık Nereye Kadar!!!


lastottoman
Üye

Toplam 979 yazı
09/06/2009 :  15:08:14   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Bugünlerde üretim ve istihdam paketi konuşuluyor. İyi de yapılıyor. İyi ki konuşuluyor.

Bilim ve teknoloji paketini ne zaman açacağız acaba?

Yoksa hala üretimi yaparken teknolojiyi dışarıdan almaya devam mı edeceğiz?

Keşke paketi birlikte açsaydık da, ham olarak sattığımız madeni işletecek teknolojiyi nasıl üreteceğiz onu da bu arada konuşup halletseydik ya. Ne güzel olurdu.

Sanırım, yakıt ekonomisi ve çevreci yakıtlar konusunda biraz kafa yormuş arkadaşlar lafı nereye getirmeye çalıştığımı anlamışlardır.

Lafı, dünyadaki rezervlerin yüzde 65’ine sahip olduğumuz ancak henüz çamaşır suyu üretimi konusunda istifade edebildiğimiz bor madenlerine getirmek istiyorum. Lafı, pille çalışan otomobil üretebilmeye, bizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltecek teknolojiyi üretebilmeye ve bundan istifade edebilmek gibi artık önemli bir derdimiz olması gerektiğine getiriyorum arkadaşlar.

Konuya girmek için ibretlik bir kaç not:

Bor madeni nükleer sanayiden uzay araçlarına, gübre sanayinden ilaç sanayine, kimya sanayinden otomobil sanayine kadar 400#8242;ü aşkın alanda kullanılıyor.

1.019.000 ton rezervin 644,000’i yani yarsından fazlası Türkiye’de bulunuyor.

Bunun ekonomik değer olarak karşılığı 1 trilyon dolardan daha fazla zenginlik demek.

Ham ya da yarı rafine halde sattığımız bordan yıllık sadece 102 milyon dolar, bor ürünleri ihracatından ise yıllık sadece 106 milyon dolar gelir elde ediyoruz.

Ve maalesef 90 milyar dolar civarındaki dünya bor ürünleri piyasasındaki payımız yüzde 1’i bile geçmiyor.

Ve şimdi sıkı durun:

Hammadde olarak Dünya üretiminin yüzde 32’sini gerçekleştiren Türkiye, dünyanın en zengin Bor yataklarına sahip olduğu halde, yurt dışına ihraç ettiği tinkal ve borakstan üretilen sodyum perboratın ithalatçısı konumundadır.

Sodyum perboratın ne olduğunu merak edenler Google’da arattığında çamaşır suyu olduğunu göreceklerdir.

İşte durum ortadadır.

Yazımın konusu bor madenlerinin değer olarak neden yıllarca farkında olmadığımız, gerektiği biçimde işletemediğimiz ve uygun teknolojileri üretip buna uygun açılımlar sağlayamadığımız gibi politik bir tartışma değil. Fakat istenirse böyle de algılanabilir. Bir mahsuru yok.

Yakıt ekonomisi çevre kirliliği ve bunlara mukabil yenilebilir ürünlerden mamul bitkisel yakıtlar, elektrik ve benzinle çalışan hibrit otomobiller der dururuz.

Evet, aynen deriz ve dururuz. Ne yaparız hiçbir şey. Elalem çalışırken bizim bakmamıza, “adamlar yapmış kardeşim” diyerek ağzımız açık seyretmemize hiç gerek yok.

Toyota, ilki 1997’de Japonya’da satışa sunulan hibrit otomobillerden bugüne kadar 2 milyon adete yakın satmış.

Hibrit ne?

Yani şöyle, trafiğin yoğun olduğu ve emisyon değerleri konusunda havaya en yoğun karbonmonoksit yayılımının oluştuğu şehir içi trafiğinde aracınızın motorunu elektrik konumuna, daha yüksek hızlarda seyretmek için ise benzin konumuna alarak hem yakıt tasarrufu hem de daha fazla oksijen sağlamış olursunuz. Ekonomi artı temiz hava.
Bundan iyisi mi var diyenlere cevabım, evet bundan iyisi var. Ve hem bunu yapabilecek akla, mühendisliğe ve okumuşluğa, hem de yukarıda belirttiğim üzere bol miktarda enerjiye ya da hammaddeye sahibiz.

İşte yazımın da asıl konusu budur.

Yurtdışında, özellikle Amerika’da pille çalışan otomobiller üzerine bazı örnek çalışmalar mevcut. Özellikle Rutgers Üniversitesi araştırma geliştirme merkezinde geliştirilen prototip otomobille, bir depo sodyum bora hidrat çözeltisi kullanılarak 600 km. yol alınabilmiştir.

Sodyum bora hidrat nedir?

Kahramanımız bordan elde edilen ve unu andıran beyaz toz görünümlü bir madde. Sodyum bora hidrat sadece suda eriterek elde edilen adına Notrium dediğimiz enerji yoğunluğu yani gelecekte benzinin yerini alacak olan mucizevî yakıt.

Bu yakıtın önemi ise patlayıcı olan hidrojen gazını serbest halde değil de sözünü ettiğimiz bileşikte depo edebilmesinden kaynaklanıyor. Zira hiçbirimiz araçlarımızın şasileri üzerine yerleştirilmiş hidrojen bombalarının üzerinde seyahat etmek istemeyiz.

İşte mucizevî sonuç;

Sodyum bora hidratın yakıt pillerine sağladığı enerji yoğunluğu, içten yanmalı benzin motorlarının enerji yoğunluğuna eşit. Yani bu, bir depo benzinle 600 km. gidebilen bir araç pil teknolojisi ve hidrojen gazıyla da bir depo ile 600 km. yol alabilir anlamına geliyor.

Daha ne olsun.

Pekâlâ, sorun nerede?

Sorun zihniyette efendim, sorun kafalarda.

Sorun sanayi ve enerji bürokratlarımızda, üniversitelerimizde, topluca bilim ve teknoloji adına akıl ve fikir yürütmekle mükellef bilumum vatan evlatlarında.

Dünyan 47. büyük üniversitesi konumundaki Rutgers Üniversitesi Profesörleri hidrojen gazı ile çalışan güvenli otomobiller geliştirme çabasıyla iştigal ederken bizim bilim yuvalarımızdaki profesörlerimiz nelerle iştigal ediyordu acaba?

Ya da şu koca ülkeye bir fayda sağlayacak ne bir proje ne de bir teknoloji geliştirmekten yoksun sözüm ona sanayici güruh neyin kavgasını veriyordu sizce?

Tofaş kuş familyasını sözde araba diye üretip de kakalamadı mı bazıları bize yıllarca?

Artık bu saatten sonra konuyu politikleştirmeye ve suçlu aramaya lüzum yok.

Amerika bor ihracatını yasaklamış durumda. Bizimse yılda 200 milyon dolar için bol kepçeden hammadde israf etmemize gerek yok.

Geleceğin petrolünün hammaddesini yüzde 65’lik bir potansiyelle elinde bulunduran bir ülkenin insanları olarak, şimdi şapkamızı önümüze alıp düşünmenin ve bir an önce harekete geçmenin vaktidir.

Bu madeni işleyecek tesisleri nasıl kurabileceğimizi,

Bunu enerjiye çevirecek ve yakıt kaynakları imal edecek teknolojiye nasıl sahip olabileceğimizi ve bunu nasıl geliştireceğimizi,

Ve sonra, bu yakıtlarla çalışacak otomobil tank uçak, uzay mekiği vs nasıl üreteceğimizi düşünmeli ve planlamalıyız.

Ben üzerime düşeni yaptım. Un var, su var, şeker var.

Gerisini helvacılar düşünsün.

Salih ÖZDERYA
“Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.” (N. F. Kısakürek)

Yerleşim : Bulgaristan / Veliko Tirnova  |  Meslek : İthalat / İhracat
lastottoman
Üye

Toplam 979 yazı
09/06/2009 :  17:00:31 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Bu Arada sıte yonetımınede tesekkurlerımı bıldırmek ıstıyorum,cunku yazımın yerı bu baslıktan alınarak dıger konular kısmına yerlestırılmıstı,yazmıs oldugum sıkayetımı dıkkate alıp tekrar eskı yerıne koydukları ıcın tesekkur edıyorum.

Cunku konu ulkemızın gelecegı ıcın gercekten onemlı bır yere sahıp, degerlı okuyucularımızında bu konuya yorumlarıyla katkı vermelerını rıca edecegım.

saygılarımla.
“Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.” (N. F. Kısakürek)

Yerleşim : Bulgaristan / Veliko Tirnova  |  Meslek : İthalat / İhracat
Bir Garip Yolcu

Üye

Toplam 351 yazı
09/06/2009 :  21:16:42  Alıntı
Sayin Lastottoman gercektende gene cok onemli bir konuya deginmis.

Buna bizim mermer firmalarinida ornek olarak gosterebiliriz.Baska ulkelere blok olarak yok fiyatina mermer veriyoruz onlar isleyip uretip ,bir marka olarak uzerine kat kat fiyat koyup avrupaya satiyorlar.Ornekler cogaltilabilir.Marka olmaktansa hammaddemizi yok pahasina satmak daha kolay geliyor sanirim.Bu hazircilik hastaligindan kurtulup piyasayi yonlendiren pozisyonuna girmeliyiz.

Acaba savasi birlikte kaybettigimiz halde nasil olmusta Almanya mesela bizden bukadar farkli bisekilde ilerleyebilmis.Almanlar daha durust yada caliskan olduklarindanmi? Hayir . Onlar kalkinmanin teknoloji satin almakla degil uretmekle basarilabilecegini anlamislar. .Bizde ise henuz yeni yeni teknoloji uretmeliyiz diye sesler yukselmeye basladi. Ama bunada sukur.Gecikme var tabiki ama kaybetmis degiliz. Eger ulusca kalkinmak istiyorsak kendimiz uretmeliyiz. Bu sesler dahada yukselmeli ve artik gercek bir devlet politikasi olarak benimsenmeli. Gunubirlik kazanclarla yetinmemeliyiz.Markalarin hammaddesine degil kendisine sahip olmaliyiz..

Ben bunu bir Turk oldugum icin soylemiyorum,bunu objektif bir sekilde goruyorum.Ne Almanlar nede Amerikalilar bizim kadar caliskan degiller.yada bizden zeki hic degiller.Bize gerekli olan artik gercek bir kalkinma hareketidir.Planlanmis bir devlet politikasi ve destegidir ..

Saygilarimla...

Yerleşim : ALMANYA / Köln  |  Meslek : Satış / Pazarlama
lastottoman
Üye

Toplam 979 yazı
09/06/2009 :  21:36:01 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


evet gercekten sayın yolcu konuya farklı bır persfektıften bakmıs, aynen mermerdede bu olay mevcut mesela su anda ıtalya kendı mermer rezervını korumak ıcın ozellıkle turkıyede ocak alımlarını devlet polıtıkası olarak desteklıyor ve son zamanlarda mermer sektorunde olanlar daha ıyı bılır ıtalyan mermercıler turkıyede yogun sekılde ocak ve blok alımı yapıyorlar bız ıse agzımızı acarak sadece seyredıyoruz.
Sadece bor rezervlerının naktı degerı 1 trılyon dolar ıken bu madenı ham madde olarak yurt dısına sunmak bence kendı elımızle bındıgımız dalı kesmek demektır.

100 e yakın universıtemız var ama ne yazıkkı pıyasayı sallayacak hıc bır bulusumuz yada arastırmamız yok bır araba markamız yok bır ucagımız yok bır tankımız yok bu yoklar devam edıp gıdıyor nereye kadar gıdecek merak edıyorum.
“Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.” (N. F. Kısakürek)

Yerleşim : Bulgaristan / Veliko Tirnova  |  Meslek : İthalat / İhracat
Bir Garip Yolcu

Üye

Toplam 351 yazı
09/06/2009 :  22:26:01  Alıntı
Nasil bir devlet politikasi olmasi gerektigine devlet buyukleri karar vermeliler.ama artik bir karar vermeliler bu konuda.. Bence bu ulkede yeni bir sey ureten icat eden zengin edilmeli.Bir Basbakandan daha cok saygi gormeli.Enazindan su dun vardi bugun yok sacma sapan paparazi sanatcilarindan daha fazla saygi gormeli calisan ,ureten ve dusunen insanlar..Ibo kime nedemis ,kim kimi aldatmis hic ilgilendirmemeli bu milleti.ureten hakkinda ,dusunen hakkinda programlar yapilmali artik...

Yerleşim : ALMANYA / Köln  |  Meslek : Satış / Pazarlama
rterzioglu
Üye

Toplam 1714 yazı
10/06/2009 :  00:23:00 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
onlar bize bağımlıysa bizde onlara bağımlıyız. Global dünyada bağımlılık artık kullanılmaması gereken bir kelime. Hele ki para global dünyaya hükmedebiliyorsa.

Amerika hep girişimcisine güverek yarattı bu teknolojiyi çünkü geleceği görebildi.
Türkiye'de böyle birşey hiçbir zaman olmayacak. Biz teşvik etsek etsek birilerinin cebini doldurmaya teşvik ederiz.
Bu işte para var! - https://buisteparavar.com

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Yöneticilik
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
02/08/2009 :  01:07:07  Alıntı
Bence çok güzel şeyler olacak yakın zamanda,tabii şu suni gündemlerle uğraşmazsak,bide devlet, falan sayınlardan medet ummazsak,Atatürk de padişahtan medet umsaydı,şimdi hepimiz,tüm bizim mücadelemizi örnek alan ülkeler de,sömürge olur,kızılderelilerin yada ABD deki zencilerin akıbetine uğrardık..Bunu başarmak aslında çok kolay,her kes işini düzgün yapsın,yarından itibaren boş vermeyi bırakır,profosyonele yakışır şekilde işimize yaklaşırsak,bakın neler oluyor,örnek çaycımız bile çayı demli istediğimiz de demli getirse,okey masasında bir araya geleceğimize,mahallede bir yeri yeşillendirme de yada hayırlı bir işte buluşsak,devlet dairesindeki memur bizi güler yüzle karşılasa,bizde onu dükkanımızda... işte böyle ce toplumsal kaliteyi yakalarız,verimliliği sağlayınca güzelde, kolayda, örnek olduğumuzda eminim bir şeyleride düşünecek oluşumlar da çıkar..Konu ilede ilgili bir şey söylim,sayın Obamanın ilk ziyeretini yapmasının nedeni olarak bu bor un sahibi,ETİBANK ın özelleştrilmesinden bahsediliyor,yani yine tek taraflı aşk,bu konuyu dikkatli takip etmekte fayda var,sonra joniler bizim yerimize bor şeyhleri olmasın...Saygılarımla...

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

3.66 saniye.
08:03:45, 5 Mayıs 2024, Pazar

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım