Bayan Mühendis Olmak Ve Çalışma Şartları - Koniks.com

Bana çok faydası olabilecek bir başlık açmışsınız. Eğer yorum yaparlarsa, faal bir bayan mühendisin klavyesinden hali hazırda ki duvarları ve yüksekliklerini zahiri mi yoksa gerçek mi olduklarını anlayıp fikir edinilebilecek bir başlık.

Fakat yazınızdaki dip not sizin baylara tepkili durumda olduğunuzu hissettiriyor.

Piyasada en çok gözlediğim şey, kişinin kendini kabul ettirebilme yeteneğindeki zayıflık ile kabul göremediğinde bunu bayan olmasına bağladığı durumdur.

Kabul görmek bir erkek için de sıkıntı unsurudur. Bilgi sahibi uzman bir mühendis olmak, hiyerarşik baskınlık az ise zaman zaman işe yaramaz hale gelir. Kişilerde saygınlık uyandıran bir mühendisin az bilgiye ve hatta hiyerarşik baskınlık eksikliğine karşın grubu içinde üstün geldiği bir çok durum vardır.

Ancak tarif etmeye çalıştığım çerçeve çok genel basit bir açıklamadır. Gerçekten de kafadaki bayan standartına uymayan bir mühendisin grup içinde sıkıntı yaşaması mümkün. Kapalı diye mümkün , açık diye mümkün , siyaseten farklı diye mümkün , hatta erkek iş arkadaşlarının kendi korkuları yüzünden mümkün.

Elimde eğitmenliklerini, yaptığım 32 tane mühendis adayı bayan var. Bunların bazıları daha şimdiden direk kendi aileleri tarafından hep ikinci planda durmaları gerektiği konusunda güzelce eğitilmiş durumdalar. Bunu kırmanın yolları konusunda bu başlığın bana da bir fikir vermesini umuyorum.

Ancak inancım odur ki ; Piyasada erkeklerin de kabul edilme konusunda yaşayacağı bir çok konunun direk bayan olmaya bağlanmaması gerektiğidir.

Saygılarımla....

Selam Akın Bey,
Öncelikle aydınlatıcı cevabınız için tesekkur ederim..Dipnot olarak yazdığım cümlenin yanlış anlaşılmasındanda üzgünüm öyle anladıysanız yanlışlık olmuş.Zaten bay lara karsı öyle düşüncem olsa sectiğim meslek makina olmazdı..Ben bayanlara yönelik konu açtığım için cevap vermek isteyen erkeklerde yazabilir bab ından öyle not düştüm.Herkes benim için Allah ın yarattığıdır.

Merhabalar,Berrin hanım,1986 senesinden beri çalışıyorum.Ankara doğumluyum,Aslen İstanbul luyum,şu anda uzun senelerden beri Antalya da yaşıyorum.Bide buna gurbetçi ailenin çocuğu olduğumdan dolayı Berlin ide ekleyin,oldu size 4büyük şehir.Ama hikayeler hep aynıdır,işten,okuldan gelinir yorgun geç vakit,alel acele eve gelmeden yapılan küçük alışverişler,nihayet tüm ailenin bir araya geldiği akşam sofrası. Ve o masa başında anlatılan günün kısa hikayeleri,okulda şöyle oldu hocam şöyle dedi,sıra arkadaşım şöyle yaptı,amirim,müşterim, hep genelde bunlar konuşulur.Acısı ile tatlısı ile...Ben bazı zamanlar gerek kendimin gerek aile fertlerinin anlatıklarına yaşadıklarına baktıkça,doğrusu şaşırıyorum.Gerçekten çok zor şeylerdi yaptıklarımız yaşadıklarımız..Tüm bu şehirlerde en zor ve en güzel şehir İstanbul du bence.İşten çıktığımız tükendiğimiz saatlerde sıcacık evlerimize o sofraya kavuşmak için aceleci hızlı adımlarımızla duraklara doğru yarışırcasına akarken başlayan sağnak yağmurlara çok yakalanmışımdır hazırlıksız. Durakta sıra bize gelecek yada bizi evimize ***ürecek otobüsü, dolmuşu ,vapuru ,treni beklerken sırıl sıklam olurduk.O anlarda böyle çaresiz beklerken aynı durumu paylaşan bayanlara takılırdı gözüm.Sakın yanlış anlaşılmasın çapkınlığımdan değil,sadece zordur iş hayatı ,okul,tarla bağ bahçe işleri,biz erkekler bile dayanamayıp isyan ederken ya bu bizimle aynı hayat mücadelesinde onuru ile yer alan çileyi paylaşan kadınlarımız,kızlarımız.Çalışma hayatımda her kese yardımcı olmaya çalışır birinin zorlandığını görünce hep koşardım yardımına,ama bayanlarda daha bir dikkat etmişimdir.Yöneticilik yaptığımdada ne kadar kızarsam kızim bir bayan arkadaşımız oldumu muhatabım,daha esnek olmaya çalışmışımdır.Eğitimde özellikle yine hanımlara daha çok zaman ayırmaya daha çok sorularına cevap vermeye çalışmışımdır.Zira modern Türkiyenin kurucusu atamızın şu sözünü hiç aklımdan da çıkarmam,atamız halkın sadece yüzde 50 si ile kalkınma olmaz demiştir.Yani bayanların rol almadığı bir erkek egemenliği olan toplumlarda.Zamanda onu haklı çıkarmıştır.Ben çalışma hayatımda partnerlerimi seçerim genel tercihim de doğrudur erkeklerdir,zira biz sadece işimize bakar,aile bütçemize denklemeye çalışırken,işimiz bitipde eve döndüğümüzde her şey biter.Ama bayan çalışanların ki bitmez,ama şöyle bir geçmişe baktığımda verimli hatta telapatik profosyonelce çalıştığım 5 erkek arkadaşım varsa iyi anlaştığım size 5 tane de bayan ismi verebilirim,yani erkeklerin kalite açısından bir üstünlüğünü şahsen ben görmedim,ama genel iş hayatında kadın erkek ayrımcılığı var olduğuda inkar edilemez.Bütün iş bence nitelikte bitiyor,kadın yada erkek olmamızda değil.O bahsettiğim 5 bayanı görseydiniz,bunlardan yarısı benim amirim üstüm pozisyonundaydı bana hak verirdiniz.

Ha unutmadan bayan arkadaşlarımızın da yorumlarını alalım lütfen,sesim geliyormu.............

Yazılarınız için tesekkurler düşüncelerinize katılıyorum.Siz (METTİN) demişiniz bayanlarda daha esnek olurum daha yardımcı olurum diye acıkcası ben iş hayatında aksine şeyler yaşadım.İş hayatında herkes çakal olmuş bayan ,erkek kimsenin dinlediği yok malesef..Aksine bayanları sindiririz politikası mevcut.Mesela alacaklı durumda olup paramı alamadığım çok zamanlar oldu hatta akıllandım bu sefer yaş yere basmam dedim yine alamadığım zamanlar oldu.Yani öteki dünyayı düşünen yok ,toprağın altında kimse kendini görmüyor gibi geliyor..Bunları yaşayıp çok ders cıkardığım zamanlar oldu kaybettiğim paraları hayat eğitimi aldım kendime yatırım yaptım düşüncesiyle yaklaştım..Ama bu gibi insanlar kazandıklarını zannediyolar ,maddi olarak günlerini,aylarını kurtarıyolar sadece.Gelecekte bi baltaya sap olduklarınıda acıkcası göremedim.
Bayanların çalışmasına gelince Gözlemlediğim kadarıyla biçok firma daha cok iş alabilecek yapıdayken işleri organize edememeleri ve dagınıklıkları yüzünden ilerleyemiyorlar bayanların bu konuda özellikle iş hayatında enönemli olan bu faktörlerin erkeklere oranla daha iyi yapacaklarına inanıyorum.
Bence maddi durum iyiyse özel durumlar yoksa cocuk veya cocuklar varsa bi bayanın çalışmada ara vermesi inancındayım.Hayırlı cocuklar yetişmesi benim için daha kazançlıdır.Hayırsız cocuklar olursa birgün gelir o kazandığın hersey birgünde gidiverir.
Tamam gari benden bu kadar :)

Ben iş hayatında ilk 3 ayını geride bırakmış yeni mezun bir makine mühendisi olarak, Sizler kadar anlatacak şey yaşamamış olsamda belirtmek isterim ki. çok çok ikili oynuyor erkek yöneticilerin bir kısmı.. Tabiki bu genelleme değildir. Bulunduğum 2-3 iş yeri için konuşabiliyorum sadece.
Yani bazen bayan olduğunuz için onlara göre lüzümsuz veya ikinci sınıf olan !! bazı işleri yapmanız bekleniyorken, bazende bir erkek gibi gece- gündüz oraya ayırmanız beklenebiliyor...

Ben hep olmak istediğim sektörde çok sevdiğim mesleğimi yapacağımı düşünüyorken şimdi 3 ayda yaşlandım, yıllandım gibi hissediyorum..
Enerjimi nasıl daha iyi bir mühendis olabilirim ? gibi sorulara vermem gerekirken nasıl ayakta kalabilirim? İmalara,iğnelemelere, hırsa, sömürülme girişimlerine nasıl medeni bir şekilde cevap verebilirim diye harcıyorum... Oysaki benle aynı şartlardaki erkek mühendis arkadaşımın iş ilişkileri ve yaklaşımları çook başka...Henüz tecrübem bu karmaşayı çözmeye yetmiyor...

Bence işe işyeri hiyerarşisini anlatan bir kaç kitap oku**** başlayabilirsiniz. İş yerlerinde mühendislik bilgisi, iş yapma kabiliyetinden başka birde ayakta kalabilme becerisi gerekiyor. Aslında bu beceri erkekler için de lazım. Fakat azınlıktaki bayanlar bu çarkın içine daha kolay düşebiliyor.

Hayırlı olsun ilk üç ayınız. Birinci yıl dolduğunda, artık başarınızı kutlayabilir hissedeceksiniz.

Çok teşekkür ederim Sevgili akinselcuk ;

Çok güzel özetlemişsiniz " ayakta kalabilme becerisi " tabiriyle gerekeni.

inşallah bir yılın başarıyla dolduğunuda görürüm..

İş yeri hiyerarşisiyle ilgili kaynaklara yönlendirmişsiniz beni. Aslında bir kaç kaynak var elimde yıllardır göz attığım ama uygulamada sıkıntılar yaşıyorum.
Sanıyorum tecrübe yetersiz olunca her bildiğini aynı verimle uygulayamıyor insan .Adım adım profesyonelleşiyoruz.

Ben discovery kanalını çok izlerim. Doğal hayatta ormanda kurt yavruları doğar. Yavruların biri diğerlerinden baskındır. O en önce büyür. Sürüden ayrılır Alfa erkeği veya dişisi olur. Bir sürünün başına geçer. diğerleri ona boyun eğer.

Bu sistem insanlarda da farklı değil. Bazıları genetik olarak daha şanslı olmak zorunda. Bizimle aralarındaki tek fark , onların hepsi aynı şartlarda büyür. Alfa, alfalığını yaşar. İnsanların alfa şansını yakalamış olanların bazılarına hayat erkenden acımasız davranır alfalığı boşa gider. Bazıları ise bu alfalığı yaşama şansını yakalar. Bizlerin bir şansı da bu kurtlardan daha akıllı olmamızdır. Alfalığı sonradan öğrenme şansına da sahibiz.

Bir bakın piyasaya ''Nasıl Dominant Oldum'' diye bir kitap var mı ? İnsanları bastırabilmekten daha zevkli bir şey yoktur hayatta. Birinden su isteyerek başlayın mesela. Eninde sonunda kendini size su getirmeye mecbur hissedecek birini yakalarsınız.

Çok absürt mü geldi bunlar ? Ama tam olarak böyle . . . Bazen bir müdür bile parmakta oynamaya size fikir danışıp medet u*****a başlayabilir.