Pazarlamanın Önemi - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Pazarlamanın Önemi


eylul
Yeni Üye

Toplam 45 yazı
16/02/2005 :  23:47:22   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Bu forumda pazarlama - satış başlığı altında sürekli pazarlama stratejilerinden, marka öneminden vb. konulardan sürekli bahsediyoruz. Ama bahsetmeyi unuttuğumuz bir şey var. O da "pazarlamanın önemi".
Türkiye henüz gelişmekte olan bir ülke. Son dönemde rekabet oldukça kendini hissettirmeye başlamış olsa da henüz yurtdışındaki kadar yoğun bir rekabet yaşamıyoruz. Herkes pazarlamadan bahsediyor ama gerçek anlamda pazarlamayı bilip onu uygulan kaç şirket var?
Büyük şirketlerimiz bile ilanlarında ürün yöneticisi, pazarlama sorumlusu ararken "sıcak satış deneyimi olan, tedarik sürecini iyi bilen, aktif olarak ehliyet kullanan" insanlar arıyorlar. Marka müdürünün ne iş yaptığını pek bilmiyorlar sanırım, malum ilanlar genelde şöyle oluyor; "marka alanında en az 5 yıllık deneyimli"...
Hala satışla pazarlamayı birbirinden ayırt edemiyoruz. Siz boşverin şirketlerin müşteri odaklı olduklarına hala zihinlerinde "ne üretirsem onu satarım yeter ki satmasını bileyim" düşüncesi var (Bu cümleyi adını unuttuğum bir pazarlama kitabında duymuştum çok da hoşuma gitmişti - satış dönemini simgeler).
Kimse hala tüketicinin ne istediğini bilmiyor, tüketiciyle iletişim kurmak reklamlardan öteye geçmiyor.
"Pazarlama, reklam, PR, marka, tüketici" diye yırtınıyoruz ama hiçbir şey yapamıyoruz. Temel eksikliği var ne olsa.
Ben pazarlama aşığı bir insanım. Elimden geldiği kadarıyla bulabildiğim her yere bu konuda bir şeyler yazmaya çalışıyorum, karşılaştığım ya da yazılarını okuduğum her insandan bir şeyler öğrenmeye çabalıyorum. Kendimi övecek değilim ama bir pazarlama yöneticisi keşke bu kadar uğraşsa...
Bu yazıyı rahatlamak için yazdım... Çünkü inanın her gün pazarlama adına o kadar saçma sapan uygulamalar görüyorum ki deli oluyorum artık :)
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir.
Devrimi satın alamazsınız.
Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak..."

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Diğer
hascence
Üye

Toplam 1122 yazı
17/02/2005 :  00:03:02 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Gerçekten çok haklısın. Çok doğru bir konuya değindin. Şirketler ehliyet ve güler yüz diyor başka bir şey diyemiyor. Malesef rekavbetin olduğu bir piyasada ne üretirse satamıyor şirketler. O yüzden zarar ediyorlar, o yüzden bir çok şirket kapanıyor. O yüzden bir çok yatırım yapılamıyor. Onca sene dirsek çürüten bir sürü projeyle uğraşan, kendini geliştiren insanları pazarlama elemanı yapacaklarına, saçma sapan ıq test yapıp seçiyorlar. Pazarlamaya çok dar bir anlamda yapıyorlar. Ayrıca bunu yapan çok büyük şirketler, ben bizzat bir kaçının sınavına katılmıştım.
Hoş puanımdan çok medeni halime bakıp işe almadılar o ayrı mesele. Bu kadar basite indirgiyorar yani.

Yerleşim : Kuzey Kıbrıs TC / Güzelyurt  |  Meslek : Bankacılık-Finans
eylul
Yeni Üye

Toplam 45 yazı
17/02/2005 :  00:13:33 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Sanırım sen de benim gibi pazarlama alanında çalışmak isteyip de bunu yapamayanlardan birisin (yanlış anlamış da olabilirim). Projeyle uğraşan yeni fikir geliştiren insanları işe almıyorlar gerçekten. Pazarlama alanında çalışan çok insan gördüm ama pazarlama bilgisine sahip insan pek görmedim. İş görüşmelerinde de zaten kimse pazarlamaya ilişkin yeni fikirleri filan sormuyor. Kimse proje istemiyor. Sordukları tek şey "neden pazarlama". Birisi de çıkıp sorsa "sen bizim için ne yapacaksın, ürünlerimizi biliyor musun, ürünlerimizin geliştirilmeye açık yönleri var mı, varsa neler, sence halkın gözünde nasıl bir imajımız var..."
Eğer birileri gerçek anlamda pazarlamanın anlamını kavrayamazsa ekonomimizi zor günler bekliyor. Artık dünyanın bir ucundaki bir şirket dünyanın diğer ucundaki pazarlarda yerel şirketlerle çok rahat rekabet edebiliyor. Bizimse hareket alanımız 75 milyon. Hoş ihracatta rekor kırıyoruz ama sattığımız ürünler no-name. Markasız ürünü fason satsak üç beş yıl bundan para kazansak ne olacak ki? Sonra bir ülke çıkacak ürettiğimiz ürünü bizden daha kaliteli ve daha az maliyetle üretip tedarikçi konumuna o geçecek (tekstil piyasası örneğinde olduğu gibi...).
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir.
Devrimi satın alamazsınız.
Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak..."

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Diğer
marketallica
Yeni Üye

Toplam 55 yazı
17/02/2005 :  00:49:25 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Eylul, doğru bir konuya temas ettin. Benca, suç biraz da pazarlama da. Pazarlama kendisini şirkete pazarlayamıyor, ölçülemiyor, müşteri bilgisine sahip değil. Hani meşhur bi söz vardır "Reklama verdiğim paranın yarısı boşa gidiyor, ancak hangi yarısı bilmiyorum" Artık, böyle mazeretler sunmamalı pazarlama. Ölçülebilr, yönetilebilir olmalı.

Gözlemlerinde haklısın. Ve bence bir şirketle ilgili iyi bir projen varsa, yukarıda sorduğun sorulara cevap verebiliyorsan, bence direkt genel müdürle görüş, pazarlamadan (hiç anlamasa bile) seni dinleyecektir. Para kazanma lafını duyunca :)
Rocking your marketing world -www.marketallica.com

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğrenci
m.soker
Üye

Toplam 133 yazı
17/02/2005 :  15:59:32  Alıntı
Sorun pazarlamada değil bence;
Sorun pazarlamanın yapılacağı kesimin kültür seviyesinde iş böyle olunca pazarlamacının da ona göre seçimi gerekiyor.İnsanlar alış veriş yaparken ihtiyaçlarını belirleyip ona göre mal seçimi yapmalı ama Türkiyede insanlar bir malı alırken kalitesinden çok markasına fiyatına ve komşusunun fikrine göre haraket ediyor dolayısı ile satış kaliteden çok pazarlamacının becerisine kalıyor ve fiziksel görüntü, medeni hal teknik bilgi ve satış tecrübesinin önüne geçiyor.
Yani anlatmak istediğim toplumun kültür seviyesinin yükselmesi ancak ozaman kalifiye pazarlamacı ve yönetiler işe yarar hale gelecektir.
saygılar;
**SökeR**

Yerleşim : Türkiye / Adana  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
pazarpayı
Yeni Üye

Toplam 1 yazı
17/02/2005 :  17:02:31  Alıntı
Söylediklerinize katılıyorum.İK sitelerine özellikle köklü şirketlerin İK departmanlarının ilan verirken böylesine büyük hatalar yapmaları beni şaşırtıyor.Sanırım işe alım sürecinde en büyük rolü üstlenen İK departmanları henüz hangi bölümün ne iş yaptığından habersizler ki böylesine büyük yanlışlıklar yapabiliyorlar.Aynı sorunu biz kendi şirketimizin İK departmanı ile de yaşadık.Bence önce onlar bilinçlendirilmeli.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Satış / Pazarlama
m.soker
Üye

Toplam 133 yazı
17/02/2005 :  17:25:11  Alıntı
Pazarlamada şartları belirleyenler pazarlamacılar değil aslında alıcılardır siz dünyanın eniyi malını en ucuza satsanız bile hedef kitlenin alım gücü ve şartları satışı gerçekleşmesini belirler.
saygılar;

**SökeR**

Yerleşim : Türkiye / Adana  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
hascence
Üye

Toplam 1122 yazı
17/02/2005 :  22:33:30 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Aslında pazarlama müşteri odaklı olmalıdır. Müşterinin ihtiyaçları göz önünde bulunmalıdır. Ne istediği keşfedilmelidir. Gerektiğinde ihtiyaç yaratılmalıdır. Bunlarıda sıradan ehliyeti olan üç beş pazarlamacılık yapmış insan anlayamaz. Bence yeteri düzeyde işletmeer mallarını pazarlayamıyorlar.

Yerleşim : Kuzey Kıbrıs TC / Güzelyurt  |  Meslek : Bankacılık-Finans
eylul
Yeni Üye

Toplam 45 yazı
18/02/2005 :  00:03:23 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Marketallica'nın dediği gibi biraz da suç pazarlama bölümlerinde. Buralarda çalışan insanlar sürekli öğrenmenin önemini kavrayamıyorlar. Pazarlamacı dediğimiz insanlar her an bir şeyler öğrenmeli ve kendilerini geliştirmelidirler. Pazarlamacı haklı olduğuna inandığı konunun arkasında durmalı ve şirket yönetimini de ikna etmeyi becerebilmelidir; dünyada popüler diye bir kaç akımın peşinden gitmemelidir. İş hayatında sürekli kullandığı "pazar payı, marka, pazar araştırması, reklam, e-ticaret" vb. kavramların gerçek anlamlarını öğrenmeli ve bunların derinine inmelidir.
Ekonomi ve pazarlama arasında da oldukça önemli bir bağlantı var elbette. En başta söylediğim gibi biz gelişmekte olan bir ülkeyiz (en azından ben böyle düşünüyorum). Ekonomimizi kalkındırmak için de daha fazla satış yapmalıyız. Bu satışlar kısa dönemli değil uzun dönemli olmasına dikkat etmeliyiz. Pazarlama da burada önem kazanıyor. Uzun dönemli başarı için şirketlerin pazarlamayı daha çok önemsemeleri ve benimsemeleri gerekiyor. Türkiye'de milyonlarca insan yaşayabilir ama dışarıda milyarlarca insan vardır. Bir şekilde onlara da ulaşmayı başarmalıyız.
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir.
Devrimi satın alamazsınız.
Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak..."

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Diğer
marketallica
Yeni Üye

Toplam 55 yazı
20/02/2005 :  13:56:02 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Pazarlamayı önemli yapan bir noktada pazarlama sonuçlarına bakarak ileriyi görürsünüz, finansal sonuçlara bakarak geriye bakmış olursunuz. Finansal sonuçlar, şirketin geçmişte uyguladığı stratejinin geçmişte nasıl sonuç verdiğini ölçer. Dikiz yanası gibidir. Ve dikiz aynasına bakarak araba kullanılmaz. Gelecekteki başarı olasılığını gösteren göstergelere ihtiyaç duyarsınız. ( Müşteri memnuniyeti, müşteri devamlılığı, müşteri başına kar, yeni ürünlerin satış oranı...)İleriye bakan bir pencereye ihtiyacınız vardır. O da pğazarlmadır. Packard'ın bir sözü "pazarlama, pazarlama departmanına bırakılmayacak kadar önemlidir."
Rocking your marketing world -www.marketallica.com

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğrenci
eylul
Yeni Üye

Toplam 45 yazı
20/02/2005 :  15:51:47 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Marketallica bence bu dediklerini performans göstergeleri sayesinde ölçmek mümkün. Pazarlama bence bu göstergelerin öğrenilmesi konusunda kullanılan bir araç.
Bu arada sana Balanced Scorecard kitabını (Kaplan&Norton) tavsiye ederim. Orada okuyacakların (özellikle müşteri boyutu hakkında olan yazılar) pazarlamanın finansal boyutla nasıl bağlanabileceği konusunda önemli bilgiler içeriyor.
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir.
Devrimi satın alamazsınız.
Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak..."

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Diğer
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

5.34 saniye.
10:54:51, 25 Nisan 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım