Geçen yılın son çeyreğinde ağırlığını iyiden iyiye hissettiren ABd kaynaklı küresel mali kriz neredeyse tüm sektörlere ağır darbe vurdu.
Krizin kaynağı ABD'den bir türlü iyi haberler gelmeyince güven ortamı bir türlü oluşmuyor. Türkiye'yi 'teğet' geçmeyen kriz, yeni ihtiyaçların doğmasına ve buna bağlı olarak yeni sektörlerin gelişmesine neden oldu.
Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu, krizde yükselen sektörleri ve yeni pazarlama stratejilerini Gazeteport'a değerlendirdi.
FİRMALAR EVLERE GİRECEK
İnsanların kriz nedneiyle evlerine kapandığını söyleyen Ocakoğlu, evde tüketilen ürünlerin ön plana çıktığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Mali krizle başladık, ekonomik krize doğru gidiyoruz. Sektörel krizler yaşıyoruz. Bazı alanlar büyüyor. DVD ve dergi satışlarında artış var. Çerez sektörü de yüzde 10 oranında büyüdü. Deterjan sektörü kendine kriz döneminde yüzde 20 büyüme hedefi koydu. Kadın ürünlerinde artış var. Kadının kendini iyi hissetmesi çok önemlidir. Küçük ev aletlerinde de satışların arttığı kulağımıza geliyor. Durum böyle olunca pazarlama stratejileri de değişti. İnsanlar dışarı çıkmıyorsa firmalar evlere girecek. Burada interaktif pazarlama devreye giriyor. İnternet, Bağdat Caddesi'nde 24 saat açık bir dükkan gibi."
'MARKALAŞMA TRENİNİ KAÇIRDIK'
Türkiye'nin bir dönem tekstil ülkesi olarak konumlandığını söyleyen Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni sözlerine şöyle devam etti:
" Uzun yıllar tekstil merkezli bir ülke olduk. O dönemde markalaşma fırsatını kaçırdık. Eğer markalaşabilseydik durum bugün başka oldu. Bu ülkenin en büyük sıkıntısı cari açıktır. İhraç malların tamamına yakını ithal mallarla üretiliyor. Aslında dışarıdaki kaynakları değerlendirip bizim üretmemiz lazım. Biz fasonculuk yapıyoruz. Bizi farklı kılacak bir malımız yok. Doğru çözüm cazibelerimize bakıp onların üzerinden yürümek.
'MARKASI OLAN ÜLKELER DAHA AZ ETKİLENECEK'
Markası fazla olan ülkelerin krizden daha az etkileneceğini dile getiren Ocakoğlu," Üreten ülkeler krizden daha az etkilenecek. Hangi alanlarda marka yaratabiliriz? Bu soruyu sormamız gerekiyor. Coğrafi konumumuz çok özel. Özgün bir ülkeyiz. Ulaşım, insan kaynağı, teknolojiye yatkınlık, bölgenin iş yapabilme kapasitesi. Bunların hepsi bizde var" şeklinde konuştu.
'KRİZDEN EN SON BİZ ÇIKABİLİRİZ'
IMF'le bir türlü yapılamayan anlaşmaya da değinen Günseli Özen Ocakoğlu," IMF anlaşmasına nasıl baktığımız çok önemli. Eğer anlaşma yapar, ancak krediyi eski sistemle ödersek ve sorunlar çıkarsa herkesin krizi bittiğinde bizim krizimiz devam ediyor olabilir" dedi.
'YENİ ALANLAR YARATMAZSAK OLMAZ'
Krizin en tehlikeli noktasının insanların evde oturması olduğunu kaydeden Ocakoğlu," Akıllı yatırımcılar krizde ihtiyaç duyulan alanlara yatırım yapmalı. Krizin temek noktası durmaktır. Durmamak için hareket etmek lazım. Bir sonucu olamasa bile.. Çark dönmeli. Evde oturmak bir depresyon göstergesidir. Çıkıp caddede yürümek gerekiyor" şeklinde konuştu.
ÇIKIŞ BİLİŞİMDE
Türkiye nüfusunun yüzde 52'sinin 26 yaş altı olduğuna dikkat çeken Ocakoğlu," Var olan işlerimizi büyütmemiz gerekiyor. Yüzde 52'si 26 yaş altında olan bir nüfusumuz var. MSN, faceebook kullanım oranlarıyla gurur duyuyoruz ancak bilişimle ilgili bir ürün üretmiyoruz.Burada en güzel örnek Hindistan. Bilişime ağrlık vermeliyiz. Biz halen PC üreten bir ülkeyiz. Akıl ürününün üretileceği bir ülke olmalıyız" dedi.
'KRİZDEN HEP BERABER ÇIKACAĞIZ'
Günseli Özen Ocakoğlu, "Bu krizden ancak hep beraber çıkarız. Konsorsiyumların olması lazım. Birlikte iş yapanların güçlü yönlerini birleştirmesi gerekiyor. Niş alan bulup bu alanda ürün yaratmamız gerekiyor. Bu hizmet de olabilir. Ürününüzü markalaştırmak için pazarlama yatırımları yapmanız lazım. Krizin yarattığı ihtiyaçları tespit edip yeni ürünler yaratmak gerekiyor. Kabiliyetlerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Yenilikçi olmak şart" şeklinde konuştu.
'POP STAR DEĞİL, WEB STAR YARATMALIYIZ'
Türkiye'nin pop star değil, Web star çıkarması gerektiğini savunan Ocakoğlu," Herkes güzel şarkı söyleyemez. Herkes güzel dans edemez. Yıllarca pop star çıkarmak için büyük çalışmalar yapıldı. Bu ülkenin Web Star'ı neden olmasın? Bizim böyle bir çalışmamız var" şeklinde konuştu.
PAZARLAMANIN ŞEKLİ DEĞİŞTİ
Küresel krizle birlikte pazarlama stratejilerinin değiştiğini söyleyen Günseli Özen Ocakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
" Pazarlamayı nasıl gördüğünüz çok önemli. Artık bilen pazarlamacılar aranıyor. Reklam yatırımlarında belli düşüşler oldu. Çıkışlarını reklamda gören kuruluşlar bütçelerini kıssa bile reklama devam edecekler. Bunları nerelere dağıtıyorsunuz. Bu çok önemli. Prodüksiyon şirketlerinin işleri düştü. Dorğudan pazarlama etkinliklerine kayıldı. İnteraktif bunlardan bir tanesi. Burası büyüdü. Deneyimsel pazarlama da büyüdü. İnsanları bire bir yakalamaktan söz ediyoruz. Satış noktasındaki göz alıcı reklamlar büyüdü."
'ARTIK SADECE REKLAM YETMİYOR'
Ocakoğlu," Artık sadece reklamın yetmediğini herkles biliyor. Bir içerik yaratmak şart oldu. Pazarlamanın formatı değişti. Kriz var. Paramızı hesaplı harcamamız gerekiyor. Sokakta bugün kazanıp bugün harcayan bir kesim var. Kredi kartı borcunu ödemeyen insanların sayısı arttı. Herkes kendi köşesini korumak istiyor. Tüketici sokağa çıkmıyorsa firmalar evlere gidecek. Advergaming, pop art gibi araçların etkinliği burada artacak. Daha küçük bütçelerle yapıplan işler büyüdü. Eventler bitti. Halkla İlişkiler ve algı yönetimi arttı. İyi bir haberin bir reklamdan daha fazla etkisi olduğu artık biliniyor" dedi.
'Başarı Tesadüf Değildir'
Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu, üçücü kitabı 'Başarı Tesadüf Değildir'i 'çifte kavrulmuşların hikayesi' olarak nitelendiriyor:
" Bu benim üçüncü kitabım. Yabancı yazarlar işi iyi biliyor. Bizde yabancı hayranlığı var. Ben de bizim işadamlarımız krizleri daha iyi bilyor. Bu insanlara 'çifte kavrulmuş' diyorum. Yöneticilerimizin ve CEO'larımızın beyin kasları yanmış durumda. Bu birikimleri bir yerde toplamak istedim. KOBİ'ler, öğrenciler ve kariyer basamaklarındaki insanlar bu kitaptan bir cüümle alırsa kendimi başarılı sayarım.
Dört ana koldan gittim. O kişinin profili, kurumsal yönü, kurumun sektördeki süreci ve kurumun ülkedeki ekonomi içindeki konumu.
Kitapla ilgili çalışmalarıma yaklaşık 2 yıl önce başladım. Ocak ayının ilk haftasında raflarda yerini aldı. Kitabı krizle bağdaştırmadım. D&R'da en çok satanlar listesinde.
Kitapta yer alan her insan şu anda aktif olarak çalışıyor. 100 milyar dolarlık bütçeyi yöenten insanlar konuştum.
Bunlardan bazıları dava adamı. Bunlar şu anda ateşten gömlek giyiş insanlar. CEO diyorsunuz gözleri doluyor. Karizmatik liderler var. Kimisi hizmet eden lider karekterinde. Kimisi bilge lider.
İnsnalar yönetemezsiniz ancak faaliyetlerini yönetebilirsiniz. Böyle bakıldığında her birisine bir yorum yazdım. Şu anda kadar 3 bin sattı. Bu kitapta 80 CEO var, 20 CEO'nun nun yer aldığı başka bir katap da hazırlıyorum.
Gazeteport