Ekonomik Esaretten Kurtuluşun Yolu Üretimden Geçer - Koniks.com

Üretim bir ekonominin motoru olsa da tek başına yeterli değildir. Eğer ülke topyekun kalkınmıyorsa üretime paralel olarak halkın alım gücü yükselmiyorsa bir zaman sonra üretim stokların birikmesine ve eritilemeyen ürünler bir çok fabrikanın şalter kapatmasına neden olur. O zaman ürettiklerimizi ne yapacağız nereye satacağız. Burada en temel pazar olarak ihracat karşımıza çıkmakta ve ülke ekonomilerinin ciğerini açan bir fonksiyona sahip olmaktadır. Eğer bugün Çin kendi ürettiklerini kendi halkına satmayı bir temel felsefe olarak ele alsa çok sürmeden ekonomisi çıkmaza girecektir. Çünkü kendi halkının talebinin kat be kat üstünde üretim yapmaktadır. Peki biz ne yapacağız. Evet kesinlikle katma değeri olan stratejik ürünler üretmenin yol ve yöntemlerini arayacağız. Ama satış ve pazarlamadaki temel hedefimiz ihracat merkezli olmalı. Bugün Türkiye'de bir çok ürün talebin çok üstünde üretilmekte bu da pazarı daralttığı için sermaye konulup kurulan bir çok fabrikanın kepek kapatmasına neden olmaktadır. Bugün hala maalesef ülkemizde yönetilemediği, kar edemeği için ayakta duramayan ve kapatılan fabrikaların, otellerin işyerlerinin bir envanteri yoktur. Ne kadar ve hangi sektörde atıl fabrika var bir tespiti yapılmamıştır. Seyahatlerde yol kenarlarında kapalı duran fabrika, istasyon vs. gördükçe insanın vicdanı sızlıyor. Dolayısıyla katma değeri yüksek ve ihracat odaklı ürün üretemez isek bu kısır döngüden çıkışımız çok zordur. İhracat kanalları öyle bir açılabilmeli ki çok küçük üreticiler bile ürettiği bir ürünü dünya pazarına sunabilmeli, satabilmeli ve devlet bunun lojistiğini sağlamak için seferber olmalı. Alibaba da 5 dolara alınan bir ürün kargo ödemeden Türkiyeye gelebiliyorsa biz de ürettiğimiz bir çok ürünü hiç sıkıntı yaşamadan satabilmeliyiz. Burada ürünün diğer pazarlara ulaşım ve gümrük problemlerinin çözümü için devlet bizzat işi çözücü olmalı. Ptt sadece maliyetine bile olsa dünyanın her tarafına kısa sürede ürünün lojistiğini sağlayacak bir yapıya ulaşmalıdır. Hangi ülkede neye ihtiyaç olur, bunun tespitleri yetkililer tarafından tespit edilmeli ve o noktada üretime teşvik edilmelidir. Özellikle Çin'den ithal edilen ucuz yollu ve ülkemizde üretilebilecek ürünlere kota konmalı. Bu noktada yerli üretim teşvik edilmelidir. Örneğin Çin'den cam ve porselen türü ürünler ithal etmeye ihtiyacımız mı var ki piyasa bunlarla dolu. Bizim ürünler pahalıysa maliyetleri indirecek politikalar uygulanmalı. Kısaca ülke içindeki para miktarı bellidir ve bu paranın ihracat yapıp döviz getirme dışında artırılabilmesi mümkün değildir. Tüketim değil, üretim ve ihracat hayaliyle yetişen bir nesil yetişmediği sürece ekonomik dışa bağımlılıktan kurtulmamız mümkün değildir. Kısaca yapmamız gereken çok iş var.

Hayallerini devlet desteğine bağlayan sadece şikayetlenir. Bişeyleri tek başınıza başarmanın yollarını arayın ve bulun. Obur turlu sadece Şikayetlenir olumsuz olumsuz konuşur durursunuz

Eğer yukarıdaki söz benim yazıma binaen yazılmışsa bugün dünyada bütün büyüklerin arkasında kendi devletleri vardır. En azından önlerine engel olacak sıkıntıları aşmak için vardır. Gazpromun arkasında Rusya, Kore Samsungun arkasında olmasa dünyadaki rakipleriyle mücadele o kadar kolay değil. Devlet hiçbir zaman işin içine girmesin ama yol açıcı olsun. Bugün bir ülkeye satacağım ürün karşı ulke tarafından ülkeler arası anlaşma olmadığı için ürünü ülkeye sokmuyorsa bunun çözümü üreticinin değildir. Ülkede üretilen her ürünün diğer ülkelere satışı için üreticiler değil, devletler anlaşır. Dünyada bir ülkeye zeytinyağı göndereyim dediğimde lojistik firması hemen bakalım bu ürünle alakalı karşı ülkeye satış/gümrük vs anlaşmamız var mı diyorsa üretici bunu nasıl aşsın. Devlet yolu açsın üretici zaten satacak pazar arıyor. Öte yandan para olarak Allah kimseye devlet desteği nasip etmesin. Bana göre o, o ülkedeki tüm insanların parasıdır. 82 milyonun hakkı vardır. Devlet işi kolaylaştırsın gerisini üretici takip eder.

K2T4, sanırım konuya hakim olmadığınızdan bunları yazıyorsunuz. Sadece bir iki örnek verelim; Çin'de devlet üreticilere elektriği inanılmaz ucuz veriyor, vergi az, ihracatçılara ekstra teşvikler veriliyor, işçilik zaten ülkemize göre ucuz. Bizde elektrik inanılmaz yüksek, vergileri zaten biliyorsunuzdur. Bu durumda senin 5 liraya mal ettiğin ürünü Çinli veya başka bir ülke 3 liraya mal ediyor. Siz bu durumda dış piyasada nasıl rekabet edeceksiniz? Arkadaş örnek vermiş bir ürünü 5 dolara kargo dahil gönderiyorlar. PTT'ye gidin bir kaç gram gümüş yüzüğü veya metal bir yüzüğü yurt dışına 10 dolara bile gönderemezsiniz. Sadece kargo parasından bahsediyorum. İnsanlar elbette devlet desteği bekleyecek. Senin 5 liraya mal ettiğini adam 3 liraya mal ediyorsa istediğin kadar uğraş tıkanır kalırsın. Biraz satabilirsin ama ciddi bir pazarın olmaz.

K2T4
kim teşvikten bahsediyor
Sizin yorumunuzdan durduğunuz yer görüntüsü aynen şu şekilde
1- bürokratsınız yada bir bürokrat yakınlığınızdan
2- mevcut hükümet fanatiğisiniz konu hükümetin yetersiz ve tutarsız politikalarını örtbas etmek
3- İşiniz tıkırında sistemden beslenerek yürüyor ve kendiniz dışındakileri yok sayıyorsunuz
Arkadaşım
Bizler hükümeti desteklediğimizde yanlışlarını da desteklemek durumunda değiliz. Yaptığı doğruları alkışlar yapmadıklarını veya yanlışlarını da eleştiririz eleştirmeliyiz de
Kaldı ki yorum yapan ''seten'' kardeşimiz doğru noktalara temas etmiş ben bu konulara girmeden yüzeysel olarak size kısaca şunu söylemek istiyorum.
Sanayi bakanlığı ve ona bağlı kurumlar üzerine düşeni yapmış gerçekten üretenlere kulak vermiş olsa bugün bu sorunları konuşuyor olmazdık. Ancak ben bizzat şunu da çok iyi biliyorum. Bunlara takılmadan bireysel olarak yeni yöntemler keşfederek deneyerek kendi yolumuzu kendimiz açmalıyız. Eğer hükümet yürütmeyle kanun koyuculukla bunlara destek vermiyorsa gerekirse yurt dışına gidip üretimi orda yapmalıyız. Haaa bunun karşısındayım ancak hukumetimizle savaşacak çatışacak da değiliz. Bizler güçlü olmak için kendi göbeğimizi kendimiz keseceeğiz.
Ancak problem kesinlikle üretmekten geçiyor üreten kazanır istihdam yaratır,katma değer yaratır,Döviz kazandırır, daha fazla yatırım yapar ve toplum olarak kazanırız.
Üretmek konusundaki eski anlayışları bırakmamız lazım Bildiğimiz gibi bir sektörde bir ürün hit olmaya başladıüğında taklitçiler gider birebir taklit ederek o ürünü üretmeye başlarlar sonra pasta küçülür ardından rekabet vs derken çöküş başlar. Kimse yeni bir ürün yeni farklı bir sistemle daha avantajlı üretmeyi düşünmüyor sebep basit üretmek geliştirmek yetenek ve deneyim ister buda malesef herkeste yok. Bizler vatandaşlar olarak zihniyetimizi değiştirmeli ve eğitim sistemimiizi inovasyonu yenilikçiliği ve üretkenliği destekler hale getirmeliyiz bu konuda proje geliştiren hükümetler desteklenmeli STK lar yoluyla yönetime öneri hatta baskı yapılmalı ki bürokrasiyi toplumca denetleyebilelim.
Uzun lafın kısası sezarın hakkı sezara ve dost acı söyler ilkesini benimseyen ve çalışkan bir toplum olmaktan başka çaremiz yok herkese saygılarımla

Arkadaşlar
Türkiye İcatçılar Birliği kısa adı TİB olan bir sosyal medya oluşumu var kurucularından bir arkadaşla geçenlerde uzun bir sohbetimiz oldu
Amaçları emniyetinden kurumların sorumluluk ve eksikliklerine varıncaya kadar itici bir güç bir STK olarak ülkeye hizmet etmek
Hizmet anlayış ve yöntemlerini tuttum. Sizlere önerim bu sayfayla bir bağ kurmanız ve takip etmeniz yönündedir.
Hasan Kum (sosyal medyada Kum mucit olarak bilinen) ve birçok konuda uzman deneyimli bir kurucu kadroları var bazı projelerini öğrendim
Ülkeye ciddi projeler kazandıracaklarını düşünüyorum Ayrıca dediğim gibi Hükümet ve bürokrasi ilişkileri yeni ve farklı bir sistem içeriyor
Umuyorum bir an önce resmiyet kazanır ülkemize hizmet etmeye başlarlar
Bilginiz olsun istedim konu açılınca