Bizi Kimler Anlar?

İnsanlar gerçeklerle yüzleşince farklı oluyor. Bu millet kendisine hizmet edeni takdir ediyor. Hizmet eden insanlara karşı kurulan düzenlerin, ne anlama geldiğini anlayınca doğrunun yanında yer alıyor.
Bizim insanları aldatma lüksümüz yoktur. Aldanacak insanımız da çok şükür yok. Hadi bir şekilde yalanımıza inandı, ne zamana kadar inanırlar? Gerçeklerin ortaya çıkmasının süresi kadardır.
Hep inanırım düzen kurmakla bir yerlere gelme düşüncesinde olanların kredisinin tükendiğine. Bir çok insanda bunun böyle olduğunu söylüyor.
Nasıl kredisi tükenmesin ki, başkasının emeğinin üstüne gelerek , hiç çalışmadan, benimsiyorsunuz. Asıl sahibini dışlıyorsunuz. Bu işin hayrı olur mu? Olmaz. Çünkü işin temeli yanlışın üzerine bina yapmaya çalışıyorsunuz.
Temelde yanlış başlanılan işin akıbetinin hayır olacağını düşünecek kadar saf kalpli olmam, olmadım da , olmak da istemem.
Yaşantımızın sonucunda çok tecrübemiz var sayılır ,birçok olumlu ve olumsuz yaşantılara şahit oldum. Her olay benim için yıllarca kitap okumaktan daha etkin oldu.
Yaşa**** öğrenme bu olsa gerek. Yazarların birçoğu da tecrübenin insan hayatında çok önemli olduğuna vurgu yapmıştır.
Geçmişimiz bizim hafızamız olmalıdır. Geçmişte hata yaptım değil mi? Hata yaptım, o hata benim için büyük ders olmalıdır.
Aynı hataya düşmeden, bu insanın gelişmesinde çok faydası olur. Her hatadan ders çıkartmasını bilmek çok büyük özelliktir.
Hatayı fırsata dönüştürenler genelde hayatta çok başarıya ulaşmışlardır... Hatayı oflama, puflamayla karşılarsak sonuç hayırlı olmaz.
Fırsata dönüştürme başarısının yetenek gerektirdiğini de inanmıyorum. Fırsatlar oluşunca bağırarak ben buradayım demez.
Onu biz tespit etmeliyiz. Tecrübenin insan hayatında çok önemli olduğuna hepimiz ileri derecede inanmamız gerekiyor.
Mesela atasözlerinin yorumlarını okuyorsunuz. Gündemde olsun, olmasın atalarımız sanki bugünü görmüşte öyle söylemiş diyor insan.
İnsanların ruhuna hitap etme yerine alakasız şekilde konuşmanın ne kadar süreceğini çoğumuz tahmin eder.
Bulunduğunuz yere emek çekerek gelirseniz hiçbir güç size söz söyleyemez. Ama ayak oyunlarıyla , uyduruk boş sözlerle gelirseniz, o işte başarı şansınız yoktur.
Emek çekilmeden ilerleme olmaz. Olmuş gibi olsa da yanıltıcıdır. Kimileri ışıltılara kanar. Kolay gibi gelir işlerin başında bulunmak.
Aslında çeken bilir zorluğunu ve kolaylığını. Çekmeyen ne bilsin ki. Bilir mi çile çekmeyen çileyi
Uykusuz kalmayan uykunun değerini bilir mi? Bilmez , dert çekmeyen derdi bilmez. Değerin kıymetini o işin ızdırabını çeken bilir. Gerisi sadece laf eder.
Emeksiz yemek olursa kıymeti takdir edilmez. Birliğin kıymetini birlik için emek çeken bilir. Nasrettin hoca der ya hani.
Ağaçtan düşer, insanlar ah hocam , vah hocam derler.Üzülürler güya. Hoca dostlar siz beni anlamasınız.
Hocam ayıp oluyor , olur mu üzüldük derler.
Üzülebilirsiniz ama beni anlayamazsınız. Beni anlamak için daha önceden benim bu halimi yaşamış olmalısınız.
Bu hali yaşayan varsa yanıma gelsin, diğerleri gidebilir der. Hoca ne kadar haklı , daha önce tecrübe yaşayanlar elbette bizi çok iyi anlarlar.

Hatalarımız bize ders olur belki bu çok mantıklı ama ya huy !! Ya huylarımız , beynimize doğuştan programlanmış yeteneklerimiz , zaaflarımız , bunlar tecrübelerle değişebilir mi ??

Benim iş hayatında en çok ürktüğüm şey budur. Bunlar tecrübelerle biraz kontrol altında tutulabilse bile asla değişmiyor gibime geliyor, ne dersiniz ??

Alıntı Yapılan Metin:

Yazıyı gönderen - akinselcuk
Hatalarımız bize ders olur belki bu çok mantıklı ama ya huy !! Ya huylarımız , beynimize doğuştan programlanmış yeteneklerimiz , zaaflarımız , bunlar tecrübelerle değişebilir mi ??

Benim iş hayatında en çok ürktüğüm şey budur. Bunlar tecrübelerle biraz kontrol altında tutulabilse bile asla değişmiyor gibime geliyor, ne dersiniz ??

Aslında bu huylar ve korkular da değiştirilebilir. Ben İStanbul da değişim dönüşüm seminerlerine gidiyorum. Benim içimdeki yolculuğumun bana artıları çok fazla. Tavsiye ederim..
Hayatta olmaz olmaz biliyorsunuz öyle bir söz vardır: "Olmaz Olmaz deme Olmaz Olmaz"

Huyların değişmemesinden ve bunlardan tüm tecrübelere rağmen tekrar zarar görme ihtimalimizin her zaman bulunması korkuma rağmen bir de şu var ;

Kurtlarla dans filmindeki gibi , bir yerdeki basit birinin başka bir yerde bambaşka biri olup çıkması. . .

İçimizde birçok potansiyel var. Doğru yerde olabilmeyi başarmak ya da doğru işle uğraşmak , doğru zamanı yakalamak . . .

Farklı yerlere bakabilmek , farklı insanların çevreyi nasıl gördüğünü inceleme fırsatı yakalmak , farklı insanlarla konuşabilmek , farklı hikayelere şahit olmak , çok farklı işlere göz atabilmek . . .

Burası bize bunu mu sağlıyor yoksa. Ondan mı pek beğenip takılıp kaldık ??

Geçen bayram epeydir görüşmediğim bir arkadaşımı buldum Ankara da. Ülkemizdeki her esnafın yaşamak zorunda olduğu klasik tecrübeleri o da yaşamış ve bu yüzden bir çok ortak hikayemiz oluştuğunu anladık. En sonunda O'na sordum;

Peki aynı şeyleri tekrar yaşamayacağımızın ne garantisi var dedim. Ondan farklı bir cevap almayı umuyordum. Sihirli cevabı alacaktım. O na bu bakımdan bir güven duymuş vaziyetteydim. Ama o bana ; hiç bir garantisi yok becerebildiğimiz kadar bu zaafiyetlerden uzak duracağız kendimizi kontrol edeceğiz dedi.

Ben elektronikten o da inşaattan zarar etti. Ne yaptığımızda bu zarardan kurtulduğumuzu da öğrenmiş vaziyette olmamıza rağmen o inşaat ben de elektronik yatırımına derin bir zaaf duyuyoruz.

O seminer bizi bundan kurtarır mı acaba ?? Ben elektronikle uğraşmaya 7 yaşımda başladım. Cebimde hep bir pil biraz kablo ve bir minik ampul olurdu. Akan bir su görsem hemen bir dinamo bu suyla nasıl çalıştırılır onu düşünürüm. Kuşların sesini değilde motorun gürültüsünü hayal ederim. Bahsettiğim bu zaaf işte. İkizler burcunun macereperestliğini, Kovanın akılcılığına çevirmek mümkünmüdür ki acaba bir seminerle ??

Merak ettiğim budur..

Evren de "ne ekersen onu biçersin" sözüne inanmalıyız. Ekeceklerimizin beklentilerimize uygun olmasını sağlamak ve dilemekte bizi isteklerimize, niyetlerimize ulaştıracak adımlar olmalıdır.
Umut etmek, içimizdeki sevginin gücüne ve önce kendi benliğimizi, sonrada insanları, herkesi ve yaradandan ötürü yaradılanı sevmek herişimizi sevgiyle ve iyi niyetle yapmak bizi başarıya ***ürür...

Hareketlerimizi, beklentilerimizi yönlendiren duygularımızı, öfke ve sevinçlerimizi ve o duygularımızın altında yatan korkularımızı bulma serüveni beni gittiğim seminer. İçime yolculuğu ve bendeki Allah ın nefesini, özü sevgi olan gücünü faketmeye başladıkça hangi burçta olduğumu, kimi seversem ve/veya kiminle ne yaparsam mutlu olurumu unuttum. Hatırladığım ve söylediğim tek şey artık Allah içimde ve ben onun sevgiyle ruhuma üflediği nefesim. Ben Allahın içimdeki sevgi dolu nefesinin gücüyüm. Ben değerliyim, sen ve herkes benim kadar Allah ın ruhumuza üflediği nefesler kadar değerliyiz..:D

Merakım gitmiş değil. Pek farklı şeyler yazmışsın doğrusu . . .

Yazdıklarım farklı ama bir o kadarda insanın yaradılış gerçeğine yakın.
Bu yolculuğa başladığım için mutluyum. Umarım herkes bir gün içine yolculuğa başlayabilir ve içindeki o yüce gücün sesini sade ve akılcı cevaplarını farkeder.
Teşekkür ederim..

Bizi Kimler Anlar? - Koniks.com

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.