Üye Toplam 406 yazı |
|
iturkmen Üye Toplam 406 yazı | 09/09/2004 : 14:35:34 Alıntı
işe alınacak personelin çalışacağı departmanda ki üst düzey bir yetkili nezaretinde bu işe alım evresi geçilmeli yani herkes elendikten sonra al bizce bu uygun onaylıyormusun gibi bir mantık ne kadar doğru sizce. işe alımlarda çoğu yerde görmüş olduğum bir kelime sadece 4 yıllık ünv. mezunları başvurabilir.Peki 2 yıllık mezunu olup şuan türkiyenin en büyük şirketlerinde önemli görevlerde olan bir sürü insan var hadi onu geçelim nerden biliyorsunuz o 4 yıllık mezununun daha da başarılı olacağını. [red]İşe alımlarda ilk başta şirketin şartlarına uyacak ve şirket mantalitesiyle düşünecek insanları tercih ediyorlar ve bu şahıslar işe girip birşeyleri değiştirmeye kalktığında da dur sen ne yapıyorsun deniyor. Halbu ki şirketin sabir basma kalıplarıyla düşünen ve sizin her dediğinizi harfiyen yapacak bir emir subayı değil de sizin emirlerinizi sorgulayacak şirketin yapısında ki hantallıkları değiştirecek az zamanda çok iş yapacak insanlar tercih edilmeli Tabiki buda bence türkiyede özellikle büyük fabrikalarda tam manasıyla uygulanmayan 'İŞE GÖRE MAAŞ'anlayışının olmamasından kaynaklanıyor.(Bunu başka bir forumda değerlendirelim.) ....................... devamını sizlerden bekliyorum Yerleşim : Türkiye / Kayseri | Meslek : Satış / Pazarlama |
iturkmen Üye Toplam 406 yazı | 09/09/2004 : 14:52:31 Alıntı
Seçilecek personel daha önceki deneyimlerini yeni çalışacağı firmaya ne oranda katacak -bence en önemlisi.- Personelin hayat anlayışı ,kültürü,alışkanlıkları çalışcağı departmana simerjimi kazandıracak yoksa o departmanda ilk 6 ay boyunca stajyer muamelesimi görecek. Personelin hayat düsturu ne ? ne için çalışıyor? hayattan beklentisi ne? Siz hedefleri hep ileriye dönük bir personele genelde güvenip sırtınızı dayayabilirsiniz ancak firmalar hep şunu soruyorlar BİZDEN BEKLENTİN NEY PARA OLARAK .Bu kadar saçma soru olurmu. Hayattan beklenti önemli bence firmasına aşık ,firmayı kendi firması olarak benimsemiş insanlarla maraton koşulur bunun hariciyse sadece kısa koşular içindir. Personel alımında sabit maaş +prim sistemi yerine aylık personel değerlendirme analizlerinin/ülkemizde yok belkide/yapılarak o personelin o ay işletmeye ne kadar artı değer kazandırdığı na göre maaş. Personel alımında düşük ücreti tercih edenlerin veya sizin verdiğiniz maaşa razıyım diyenlerin genelde tercih edilmesi.-tartışılabilecek bir konu- Personel alımında genellikle işletmenin işleyişiyle ilgili detaylara girilmemesi ve bunun sonucunda personelin işe girdikten bir süre sonra mantığının almadığı olaylarla karşılaşıp bir süre sonra işi bırakması.Halbuki siz o personelle alakalı en az 20 saatinizi harcadınız yeni personel içinde 20 saat daha harcayacaksınız.Bir o kadar ilan parası. Zaman tasarrufundan ve verimlilikten yoksun bir anlayış. .............................................. Yerleşim : Türkiye / Kayseri | Meslek : Satış / Pazarlama |
erkansuder Yeni Üye Toplam 9 yazı | 11/09/2004 : 10:14:55 Alıntı
Çözüm üniversitelerin piyasa ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte insan yetiştirmelerinden geçiyor. Ben İktisat Fak.mezunuyum. Yıllarca hep aynı geçerliliğini yitirmiş teoriler anlatılmıştır Öğrencilere. Zerre kadar uygulamalardan bahsedilmemiştir. Hele birde ekonometri okuyorsanız vay halinize. Rahmetli Keynesin az kulaklarını çınlatmamışızdır. Teorik bilginin yanında uygulamalarada yer verilmelidir. İşveren elbette isyanda. Kendine katma değer yaratacak. işi yönetecek firmayı vizyonuna taşıyacak, güveneceği, kendisini yarı yolda bırakmayacak eleman arıyor. İşverenin kafasında şu var.Az para vermeliyim çok faydalanmalıyım. Yani işveren problemi simplex metoduyla çözmek istiyor. Minimum ücret max kar. Optimizasyon yapıyor. ( Dantzig yaşasaydı da görseydi nasıl optimizasyon yapılıyormuş.) Piyasa: iş arayan binlerce üniversite mezunu ile dolu olduğundan işverenlerin çoğu aslında çokda isyan edip strese girmiyor bu konuda. İşveren kendi savunma mekanizmasını geliştirmiştir. Sözleşmeler, deneme süreleri vs. En büyük sorun güven meselesidir. Piyasada kimsenin kimseye güveni yoktur. Kimse parlak özgeçmişlere, bildiğin yabancı dillere, yaptığın araştırmalara bakmaz. İş sonuçlarına bakarlar ve sonuçlar olumsuzsa hüsrana uğrarsınız. En önemli yatırım insana yapılan yatırımdır ve en önemli sermaye kaliteli insan sermayesidir. Ne kadar kulağa hoş geliyor değil mi? Ama ya sonrası. Madalyonun öteki yüzü. Realitede bu böylemidir. İş dünyasında en geçerli slogan; Başarı sonsuza kadar, Kar sonsuza kadar. Gerisi hikaye. Bana göre personel seçiminde araya insanlar ve sistemlerin konulmasına gerek yoktur. İnsan kaynakları uzmanı arkadaşlar sakın alınmasınlar, gerçekten çok değerli işler yapıyorlar. Personel seçimi sadece işlerinin bir parçası. Personel seçimini direkt işi yöneten kişi. işin sahibi yapmalıdır. Selamlar. Yerleşim : Türkiye / İstanbul | Meslek : Pazarlama Uzmanı |
|
| ||||
Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz. | ||||
© 2000-2024 Koniks.com İletişim || Kullanım Şartları | Kurallar | Sitenin Kullanımı | Gizlilik | Yardım |