Karar Süreçlerini Etkileme Aracı Olarak Lobicilik - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Karar Süreçlerini Etkileme Aracı Olarak Lobicilik


akinselcuk
Editör

Toplam 5590 yazı
21/07/2008 :  21:42:55   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Lobicilik, siyasal anlamda kanun yapıcıları etkileme ve karar süreçlerini yönlendirme faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Demokrasinin gelişmesi ile birlikte “örgütlenme kültürü” tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Parlamenter demokrasilerde, örgütlü gruplar, siyasal ve sosyal çıkarlar için bir takım profesyonel faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu faaliyetlerin genel adı Lobicilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Lobicilik, ilk olarak pek çok multi disiplinin kaynağı olan Amerika’da kendini göstermiştir.

Ülkelerin ve sistemlerin birbirine gün geçtikçe entegre olduğu küresel dünyada, karar süreçlerini etkilemek kritik bir durum haline gelmiştir. Bunun için profesyonel baskı grupları “lobicilik” yaparak, adına çalıştıkları kurumlara çok önemli sonuçlar sağlamaktadır. “1990’lı yılların başlarında Avrupa Birliğinde 20.000’in üzerinde lobicinin olduğu ve bunların yıllık kazançlarının 450 milyon Euro’yu geçtiği tahmin ediliyor.”[1]
AB’nin müzakere esaslı entegrasyon yapısı esasında lobiciliği özünde barındırmaktadır. Dünyada siyasal, ekonomik, kültürel (kredi bulma ve yatırımcı çekme vs.) başarıların önemli oranda “stratejik ilişki ağlarına yani lobiciliğe (lobbying)” bağlı olduğu bir gerçektir. Dünya’da öne çıkan bazı lobi grupları şunlardır: Yahudi Lobisi, Ermeni Lobisi, Tayvan lobisi, Yunan lobisi vs.

“Baskı gruplarının kendileriyle ilgili hedef gruplarını etkileme çalışmaları iki şekilde gerçekleşmektedir. Bunlar doğrudan doğruya etkileme faaliyeti ve dolaylı etkileme faaliyeti şeklinde olmaktadır.
Doğrudan lobicilik faaliyetlerine; lobisi yapılan kurumun ileri sürülen taleplerinin haklı olduğuna inandırmak için yetkili otoritelere raporlar, etüdler, belgeler, sunulması, sözlü açıklamalarda bulunmak üzere heyetler, delegasyonlar göndermek örnek olarak gösterilebilir. Dolaylı etkileme çabaları ise, kamuoyunu hedef almaktadır. Basın ve yayın aracılığı ile propaganda, kamuoyunu etkilemenin başlıca tekniğidir.”[2]

Lobicilik, bilimsel araştırmalara ve istatistiklere bağlı olarak yapılmaktadır. Lobici, bu bilimsel verileri bir dosya şeklinde ya da bir sunumla karar vericileri etkilemeye çalışır. Bu anlamda lobicilik, sistematik ve stratejik bir planlamayı gerekli kılmaktadır.
“Lobicilik sanatında deneyimli uzmanların ortak görüşü ise şöyle; “…tezin (dosyanın) savunulması için en doğru kişiyi, en doğru zamanda görmek gerekir….Etkilenmesi istenilen konu, ne yazılmadan önce, ne yazılmadan sonra saati saatine ve detayları ile takip etmek gerekmektedir.”[3]

Sözde Ermeni soykırımı iddialarını tüm dünyada kabul ettirmek için planlı ve uzun dönemli çalışmaların içinde bulunan Diaspora Ermenileri, bugün 15 ülkede sözde soykırımın tanınmasını sağlamıştır. Diaspora Ermenileri, konuyu tartışmak yerine kendi düşüncelerini kabul ettirmek için her türlü propaganda aracını kullanmaktadırlar. Elbette bu bir yöntemdir. Şimdilik bunu başarılı bir şekilde sürdürmeye devam ediyorlar. Diaspora Ermenileri bu iddiayı kullanarak kendi kimliklerini üretip, pekiştirme yoluna gitmektedirler.
Kin ve nefret üzerine bir kimlik ve tarih inşa etmeye çalışmaktadırlar. Başarılarının arkasında kamuoyu diplomasisini iyi kullanma ve etkili lobi faaliyetleri yatmaktadır. Diaspora Ermenilerinin sözde soykırım iddialarını anlatan binlerce kitap yayınladıkları bilinmektedir.

Türkiye son dönemde geliştirdiği başarılı dış politikalarını büyük ölçüde “ilişki yönetiminin başarılı bir şekilde yürütülmesine borçludur” İlişki yönetimi lobi faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Türkiye, bire bir ilişkilerle sağlam zeminler oluşturmakta ve bunu “barış ve çözüm temelli” bir vizyonla sürekli geliştirmektedir. Ne var ki, bu başarıyı entegre bir şekilde diğer alalarda kullanabildiğimiz pek söylenemez. Ülke tanıtımından, siyasal zemini sağlamlaştırmaya pek çok alanda aynı başarıyı henüz gösterebilmiş değiliz. Bunun için “esnek, sistematik ve stratejik bir zihni yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

LOBİ TEKNİKLERİ

Lobicilik, Halkla İlişkiler mesleğinin de ilgilendiği hatta iç içe olduğu bir meslektir. Lobicilikte de halkla ilişkiler yöntemleri kullanılmaktadır. “Halkla ilişkiler ayrıntılı araştırmayı gerektirir. Bir lobicilik faaliyeti için de bu çalışmayı yapacak olan kişinin konusunu en iyi şekilde araştırması ve bilgi sahibi olması şarttır.”[4] Kullanılan bazı yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:

a- “Kısa aralıklı ve bireysel bazlı ziyaretler
b- Sektör temsilcileri ve dernek, vakıflarla birlikte hareket etmek
c- Dostluk ve hemşehrilik bağlarının kullanılması
d- Bürokrat ve kanun yapıcılara yakın isimlerle kontak kurmak
e- Siyasi parti başkanları ile ikili ya da çoklu görüşmeler yapmak
f- Açık hava toplantıları, sessiz yürüyüşler, basın toplantıları vs.”[5]

Bu çalışmaların planlı ve iyi belirlenmiş bir misyonla yapılması gerektiğini de vurgulamalıyız. Lobicilik temelde ikna etme sürecidir. Hedef grubu ikna etmek için stratejik iletişimin imkanları kullanmak gerekmektedir. Stratejik iletişim, “Kurumun iş hedefleri doğrultusunda sosyal paydaşları nezdindeki algının iletişim yoluyla nasıl farkındalık, beğeni, güven, ilişkiye geçme, tatmin, bağlılık ve nihayet taraftarlığa dönüşeceğinin planıdır.”[6] Stratejik iletişimle kurumun özellikleri, üstünlükleri, ve talepleri en doğru şekilde, en doğru zamanda anlatılarak, olumlu kanaat uyandırılmalıdır. Bununla birlikte tanıtma ve bilinirlik çalışmaları sürdürülebilir şekilde gerçekleştirilmelidir.


KENT KALKINMASI AÇISINDAN LOBİCİLİK

KONYA LOBİSİ İÇİN STRATEJİK BİR ÇERÇEVE

Günümüz dünyasında “lobicilik” bir zorunluluk haline gelmiştir. Kurumlar, toplumlar, haklarını ve taleplerini her platformda savunmak amacıyla düzenli faaliyetler yapmaktadırlar. Dünyanın her yerinde insanlar karar süreçlerinde yer almak için çaba sarfetmektedirler. Parlamenter rejimlerde bu etkileme gayreti, baskı grupları marifetiyle gerçekleşmektedir.

Lobicilik, siyasal kültürün yapısı ile şekillenen bir olgudur. Siyasal kültürlerin çeşitliliği lobiciliğin biçimlerini de çoğaltmaktadır. Türkiye çok partili siyasal yapısı itibarı ile lobiciliğin ortam bulacağı bir zemini barındırmaktadır. Karar süreçlerinde partiler, gruplarını kimi zaman serbest bırakıp kimi zaman grup kararı alarak, etkilere kendilerine kapatmaktadır. Türkiye, olgunlaşmamış demokrasisine rağmen gelişmelere açık yapısını korumaktadır.

“Merkezi yönetimlerin yerelin sorunlarını tespit etmede yetersiz kalmaları, yerelin sorunlarını zamanında tespit edememesi “yerinden bir çözümü zorunlu kılmıştır.”[7] Bunun için kent konseyleri ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gündeme gelmiştir. Türkiye aşırı merkeziyetçi yapısı ile bürokratik mekanizmanın çok güçlü olduğu bir devlet görünümündedir. Bu durum yerel birimlerin işlerinin zamanında halledilmesini güçleştirmekte ve talepler vaktinde değerlendirilememektedir.

Türkiye’de kimi bölgeler diğerlerine göre daha fazla kalkınmış ve gelişmiştir. Ekonomik ve sosyal dengesizliklerle göç olgusu güncelliğini hiç kaybetmemiştir. Kimi şehirler diğerlerine göre, gerek kamu yatırımlarından ve gerekse devlet desteklerinden daha fazla yararlanmaktadır.
Örneğin Ege lobisi, Karadeniz lobisi gibi bölgesel lobicilikler yapılmakla birlikte, şehir lobiciliği de yapılmaktadır. Bursa, Kayseri, Gaziantep gibi şehirler bu anlamda başarılı işler yapmaktadırlar. Şehir lobiciliği, şehir adına merkezi yönetimden ayrılan bütçeden daha fazlasını almak, devlet destekleri ve kamu hizmetleri sağlamak gibi amaçlarla kent yöneticilerinin, ortak bir amaç etrafında kümelenip bilinçli hareketlerini kapsamaktadır.


KONYA LOBİSİ

Konya Orta Anadolu’da, tarihsel zenginliği, ekonomik, sosyal kültürel potansiyeli ile dikkat çeken bir şehirdir. Konya’daki gelişmenin en önemli taşıyıcısı sanayi ve turizmdir. Özellikle son yıllarda hızlı bir sanayileşme içerisine giren Konya, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinirken şimdi büyük bir ekonomi ve kültür merkezi haline gelmiştir.
Tarım ve Tarıma dayalı sanayilerde ve 80’e yakın sektörde çok yönlü olarak gelişme kaydedilmektedir. Özellikle otomotiv yan sanayisinde son yıllarda ciddi ilerlemeler sağlanmaktadır.
Konya sanayisi dışa yönelik bir açılım sergilemektedir. I.II.III. ve IV Organize sanayi bölgeleri, özel sanayi bölgeleri, irili ufaklı pek çok sanayi sitesi ile düzenli bir gelişme sağlanmaktadır. Tüm bu parametreler Konya’nın ulaştığı potansiyeli yansıtan önemli göstergelerdir.

Konya, İstanbul’dan sonra Anadolu’da yeni bir merkez şehir olma kapasitesine sahip, kara ve hava ulaşım potansiyeli ile stratejik bir önem taşıyan, çevre illerden göç alıp, bölgesini geliştiren bir şehirdir. Bu çok etkileşimli ve dışa açılmaya hazır “kent dinamiği” dünya kenti olma yolunda Konya’yı taşımaktadır. Konya’nın mukayeseli en önemli üstünlüğü 1980’li ve 1990’lı yıllardan bu yana sürekli ataklar içerisinde olan “girişimcilik kültürü“ ve Öz sermayeye dayalı sanayisidir.

Konya, sahip olduğu kapasite ve birikimine karşı bu birikimi daha yüksek noktalara çıkartacak devlet desteğini de yeteri kadar alamamıştır. Bu çerçevede Konya alt yapı sorunlarını büyük ölçüde bitirmiş olmasına rağmen birtakım problemleri halledebilmiş değildir. Bu sorunlar; Konya Ovaları Sulama projeleri ve Mavi Tünel, Teknik Üniversite, Bölgesel Borsa, Sivil Havaalanı, Endüstri Bölgesi kurulması, Hızlı Tren, Beyhekim Sağlık Kompleksinin tamamlanması olarak sıralanabilir.

Konya, mevcut imkanlarını ve potansiyelini sürdürülebilir bir planlamayla yönetebilmiş değildir. Şehrin sivil ve resmi kesimleri ortak bir vizyon etrafında bütünleşememiş ve parçalı yapıdan kurtulamamıştır.
Siyasal, akademik, bürokratik ve sivil toplum kanadında Konya, önemli bir birikime sahiptir. Tüm bu birimler ortak bir akıl etrafında aynı vizyona kilitlenemediği için Konya, devletten istediklerini almakta zorlanmıştır. Şehir lobisinin oluşumu için önceliklerin belirlenerek ortak bir amaç tespit edilmeli ve gönüllülük esasına bağlı olarak duygulara hitap eden bir stratejik iletişim geliştirilmelidir.

Şehrin görünürlüğünü, sanattan, kültüre, ekonomiden, akademiye her alanda sağlamalı ve bununla birlikte “sahih Konya imajı” tasavvur edilmelidir. Bu tasavvura göre tüm kesimlere duyurumlar yapılmalıdır. (publicity) karar mekanizmalarını etkilemek için Ankara’da bir Konya Lobisi bürosu kurulmalıdır. Bu büro Konya lobisini oluşturan kurumların Ankara ile olan bilgi akışını sürekli ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmelidir.
Lobicilik konusunda uzman kişiler bu bürolarda istihdam edilerek, Konya- Ankara arasında stratejik girişimlerde bulunmalıdır. Konya – Ankara hattı sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişkiler ağı ile kurgulandıktan sonra, tüm Türkiye’de tanıtma ve olumlu kanaat uyandırma çalışmaları uygulanmalıdır. Tüm bunlar “stratejik bir eksen üzerinden şekillenmeli ve koordine edilmelidir.

Konya – Ankara hattı üzerinde hangi Lobici, hangi siyasi ya da bürokratla görüşmeli, gibi hususların bir haritası çıkartılmalı ve Konya dışında bulunan Konyalı vakıf ve dernekler bu lobi etrafında birleştirilmelidir. Konya dışındaki işadamları ile sağlıklı ve sürekli bir iletişim içinde olunmalı ve bulundukları bölgede Konya lehine etkinliklerde bulunmaları sağlanmalıdır.

Şehir lobiciliği bir gelecek tasavvuruna bağlı olarak yapılmalıdır. Bu da ortak bir amaç etrafında samimiyetle yapılan uzun vadeli çalışmalarla gerçekleşecektir. Artık dünya küresel bir köy olarak tanımlanmaktadır. her şeyin bir birine bu kadar yaklaştığı mevcut konjonktürde lobicilik daha da fazla önem kazanmaktadır.


ŞEHİR LOBİCİLİĞİ AÇISINDAN
“KONYA GELİŞİM GRUBU” ÇALIŞMALARI

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), uluslar arası ölçekte profesyonel, kurumsallaşmış bir sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’de Odalar ve Borsa’lardan sonra, yut sathında teşkilatlanmış ilk sivil toplum kuruluşudur.
MÜSİAD Anadolu sermayesini temsil etmek için yola çıkmış ve bugüne kadarda bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş bir kurumdur. Özellkle, yüksek ahlak ve yüksek teknolojiye dayalı; girişimcilik, örgütlenme ve dayanışma kültürü ile Türk sanayisi ve ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır.
MÜSİAD’ın yurt çapındaki 27 Şubesinden, teşkilatlanma ve faaliyet yapısı itibarı ile en başarılı şubelerinden olan MÜSİAD Konya Şubesi, tüm birikimini Konya için kullanan, Konya sanayisinin dışa açılmasında önemli katkılarda bulunan bir kurum olarak dikkat çekmektedir.

MÜSİAD Konya Şubesi, Konya’nın meseleleri, sorunları ve projeleri ile yakından ilgilenen bir kurum olarak göze çarpmaktadır. MÜSİAD, Konya sanayisine yönelik faaliyetlerinin yanı sıra Konya için lobi faaliyetlerinde de bulunan bir sivil toplum kuruluşu olmaktadır.

Konya’nın tanıtımından, kamu yatırımlarına, yabancı yatırımcıdan, endüstri bölgesine kadar pek çok alanda karşılaştığı sorunlar bulunmaktadır. MÜSİAD Konya Şubesi bu sorunların farkında olarak bir çalışma başlatmış ve şehrin yöneticilerini, siyasilerini, sivil toplum kuruluşlarını, oda başkanlarını ve basın temsilcilerini bir araya topla**** düzenli toplantılar yapmaya başlamıştır. Bu çalışma grubu “Konya Gelişim Grubu” olarak nitelenmiştir.

Konya Gelişim Grubu, MÜSİAD’ın öncülüğünde Konya için birlikte hareket etmek, Konya’nın projelerine ve meselelerine birlikte sahip çıkmak ve Ankara nezdinde de sonuçlar almak amacıyla; Konya Milletvekilleri, Konya Valisi, Büyük Şehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, Ticaret, Sanayi Odalarının Başkanları, Ticaret Borsasının Başkanı, Odaların Meclis Başkanları, Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Başkanı, Basın temsilcileri ve MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyelerinden oluşan bir çalışma grubu ve lobi olarak faaliyetlerde bulunmaktadır.

Konya gelişim grubu ilk toplantısını 8 Mayıs 2004’de yaparak, Konya’nın kamu yatırımlarından aldığı payı ve teşvik yasasını masaya yatırmış, toplantı öncesi kapsamlı bir rapor hazırlanarak ilgili kişi ve kurumlara dağıtılmıştı.
İlk toplantı olmasına rağmen, bu toplantıya katılımcıların ilgisi oldukça yüksek olduğu gözlemlenmiştir. 2004 yılı Kamu Yatırımlarında Konya’ya 113 trilyon’luk bir pay ayrılmıştı. Kamu yatırımları ve teşvik yasası konusunda Konya Gelişim Grubunun oluşturduğu kamuoyu baskısı ve Konya milletvekillerin girişimleri ile 2005 yılı Kamu yatırımlarında Konya’ya 288 Trilyon TL ayrıldığı görüldü.

Konya gelişim grubu, ikinci toplantısını 23 Eylül 2004 Perşembe günü “Konya’ya Endüstri Bölgesi Kurulması” konusunda gerçekleştirdi. Endüstri Bölgesinin çok önemli getirilerinin olacağını ve bu sayede Konya’nın yatırım açığının kapatılabileceğini düşünen Konya gelişim Grubu üyeleri, bu konuda bir rapor ve sunum hazırladılar. Diğer bir çok ülkede uygulanmakta olan Endüstri bölgeleri Türkiye’de de uygulanmaya çalışılması için kamuoyu oluşturularak, hükümet nezdinde girişimlerde bulunuldu.

Endüstri bölgesi hakkında hazırlanan rapor başbakana verildi. Konya’nın, mevcut sanayi alt yapısı, üretim kültürü ve ihracat atılımı ile endüstri bölgesini hak ettiğine inancıyla Konya Gelişim Grubu, bu konuda yetkilendirilen Konya Sanayi Odasına her türlü desteği sağla****, çalışmaları takip etmektedir.

Konya Gelişim Grubu düzenli olarak sürdürdüğü toplantılarının üçüncüsünü 29 Ocak 2005 Cumartesi günü Konya’nın Ulaşım Meselesi konusunda yaptı. Toplantıya; Konya’nın önde gelen isimlerinin yanı sıra Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’de katıldı.
Hazırlanan raporda; Konya’nın kara, hava ve demiryolu ulaşımı detaylı bir şekilde ele alınarak, konu hakkında Şehir yöneticilerine ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine konuyla ilgi bir sunum yapıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a da Konya’nın Ulaşımı raporu verildi. Ulaştırma Bakanı raporu büyük bir memnuniyetle okuduğunu ve özellikle Konya’nın demiryolu sorunları ile yakından ilgilendiğini ve Konya T.C.D.D müdürlüğünün bağlı olduğu, Adana Bölge Müdürlüğünden konu hakkında detaylı bir rapor istediğini ve bu çerçevede bu konuyu takip ettiklerini belirtmiştir.
Konya Gelişim Grubu üyeleri bu bağlamda adana böle Müdürlüğü ile Konya demiryolları için neler yapılabileceğine dair görüşmeleri sürdürmektedir.

Konya’nın en eski ve en önemli projelerinin başında yer alan Konya Ovaları Sulama Projeleri ve Mavi Tünel, Konya Gelişim Grubu tarafından 4 Temmuz 2005 pazartesi günü geniş bir katılımla masaya yatırıldı. Toplantı için Kop ve Mavi Tünel hakkında detaylı bir rapor ve sunum hazırlanarak, su konyakları politikaları, devletten beklentiler, yerel yönetimden beklentiler ve Konya kamuoyuna düşen görevler anlatıldı.
Ortak bir kanaat oluşması için öncelikler tespit edildi. Projelerin tamamlanması için Konya Milletvekilleri ile Ankara koordinasyonunun sıkı bir şekilde sağlanması vurgulanmıştır.

KOP içerisinde bulunan 12 adet proje demetinden en büyüğü Konya – Çumra Projesidir. 3 merhaleden oluşan Konya – Çumra Projesinin de en büyük ve en önemli kısmını Konya – Çumra III. Merhale Projesi teşkil etmektedir. Türkiye’nin büyük sulama projeleri arasında yerini alan ve Konya Ovaları Projelerinin de bel kemiğini oluşturmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Projesi Türkiye’nin en büyük sulama projesidir. GAP projesine bu zaman kadar 19 milyar $ yatırım yapılmasına rağmen GAP’ta şu an için sulanabilir arazi 222.617 ha’dır. KOP projesi kapsamında Konya – Çumra projesinin 3.Merhale kısmının hayata geçirilmesi ile sulanacak alan 223.410 ha’dır.
3.Merhalenin proje değeri GAP’a bugüne kadar yapılan yatırımın %10’u dur. Konya – Çumra projesi ile sulanacak alanda GAP projesindeki sulanan alandan büyüktür. Tüm bu bilgilerin yanı sıra Konya’nın suya kavuşması ile sahip olduğu endüstriyel birikimle, su kaynaklarını en verimli şekilde kullanacağı ve bölgenin Türkiye’nin en stratejik merkezi haline geleceğine dikkat çekilmiştir.



KONYA GELİŞİM GRUBU ÇALIŞMALARI İÇİN YAPILAN HAZIRLIKLAR

Konya Gelişm Grubu toplantıları öncesinde uzun bir hazırlık evresi geçirilmektedir. Tüm katılımcılara Toplantı öncesi hangi konu üzerinde durulması gerektiği hakkında bir anket düzenlenmektedir.
Alınan cevaplara göre bir konuda konsensüs sağlanıp o konu hakkında detaylı, mukayeseli, ve görsel ağırlığın ön planda olduğu raporlar hazırlanmaktadır. Beraberinde toplantıda tüm katılımcıların ortak bir kanaate ulaşmalarını sağlamak üzere Power point sunumu yapılmaktadır. Tüm katlımcılara çeşitli iletişim araçları ile duyurum yapılmaktadır.

Halkla İlişkiler teknikleri toplantı öncesinde ve sonrasında uygulanmaktadır. Basının bilgilendirilmesi için toplantı öncesi basın ziyaretleri yapılmakta, kamuoyu toplantı öncesinde hazırlanmaktadır.
Toplantı sonrasında basın bülteni gönderilerek, katılamayan basın kuruluşları bilgilendirilmektedir. Hazırlanan raporlarda ve sunumlarda “konu ile ilgili sorunlar tespit edilip, çözüm önerileri” sunulmaktadır. Konya gelişim Grubu toplantılarından çıkan ortak kanaatler ve fikirler hem karar alıcılar nezdinde hem de ilgili tüm kesimler nezdinde takip edilmektedir.


Sonuç

Şehir lobiciliği, kentlerin gelişimi ve kalkınması açısından son derece önemli bir kavramdır. Türkiye’de fiili olarak kent lobiciliği, hatta bölge lobiciliği yapılmaktadır. Aşırı merkeziyetçi yönetime sahip olan Türkiye’de kentler, kimi teşviklerden ve hizmetlerden yeterli oranda faydalanamamaktadır. Merkezi yönetimin dikkatini çekmek, siyasi iradenin ağırlık noktası ile sürekli temaslarda bulunmak, haklı taleplerini dile getirmek, şehir hakkında olumlu kanaatler oluşturmak, siyasal ve sosyal anlamda destek sağlamak için şehirler profesyonel lobiciliğe yönelmektedirler.

Şehir lobiciliği, pek çok düzlemde ele alınıp, buna göre lobi faaliyetleri yapılmaktadır. Konya lobisinin etkinleştirilmesi ve kurumsallaştırılması için “Konya Gelişim Grubu” örneği çok önemli ipuçları sunmaktadır. Konya Gelişim Grubu, MÜSİAD bünyesinde doğduğu için sivil ve yakın ilişkileri kapsayan bir lobi çalışması özelliği taşımaktadır. MÜSİAD’ın uluslararası ölçekli yapısı Konya içinde dışa yönelik gelişmeyi tetikleyen önemli bir unsur olmuştur. Bu bağlamda MÜSİAD Konya Şubesi “küreselleşme ve yerelleşme” ilişkileri açısından da yerel düzlemde küresel nitelikler taşıyan bir örgütlenme ve faaliyet biçimi geliştirmiştir.

Konya gelişim Grubu, dağınık Konya lobisinin buluşma ve birlikte hareket etme zemini olmaktadır. Konya gelişim grubu, gerek etki alanı ve gerekse birleştirici yapısı ile Konya’nın ortaya çıkardığı en önemli lobi grubu olmaktadır. Bu grubun Konya dışındaki gruplar, bürokratlar, işadamları, sanatçılar ve siyasetçilerle stratejik bir çerçevede birlikte hareket etmesi ile şehir lobiciliği anlamında büyük mesafeler alınabilecektir.

Alıntı : Faruk YAZAR
HALKLA İLİŞKİLER UZMANI
tamnland.com

Yerleşim : Türkiye / Türkiye  |  Meslek : Diğer
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.09 saniye.
13:10:06, 29 Mart 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım