İşletmelerde Başarısızlık - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

İşletmelerde Başarısızlık


iturkmen
Üye

Toplam 406 yazı
19/01/2004 :  14:56:24 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Hüseyin DEMİR
Şube Müdürü

Ekonomik Araştırmalar ve DeğerlendirmeGenel Müdürlüğü

Bitimine üç yıl gibi kısa bir süre kalan yirminci yüzyılda işletmecilik sektörü bir hayli değişiklikler yaşamıştır. Her teknolojik gelişme işletmelerin yapısını, konumunu, faaliyet alanını ve sermaye birikimini etkilemiştir. Zamanı ve gelişen teknolojiyi iyi değerlendiren işletmeler ulusal ve uluslararası rekabet şansını yakalarken, bu gelişmelere ayak uyduramayan işletmeler tarihe karışmaktadır.Dünyadaki bu gelişmelere parelel olarak insanların ihtiyaçlarında da değişiklikler olmaktadır. Onsekizinci, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılın insanlarının ihtiyaçlar hiyerarşisi hiçbir zaman aynı olmamıştır. Dolayısıyla gelişen teknoloji toplumların kalkınmışlık düzeyine göre ihtiyaçlar hiyerarşisini de değiştirmektedir. Modern ekonomide temiz hava, temiz su, temiz çevre ihtiyaç olarak sayılmaktadır. Oysa eski ekonomi kitaplarında bunlar kıt kaynaklardan sayılmıyordu. Belkide gelişmiş ülkeler bugün en büyük yatırımlarını temiz hava, temiz su, temiz çevre elde etmek için yapmaktadırlar. En yalın ifadesiyle karnı tok, sırtı pek, ayağı sıcak ve kesesi dolu olan insanlar kirli hava, kirli su zehirlenmesiyle ölüyorlarsa, temiz hava,temiz su nasıl kıt kaynak sayılmazki...Dünyadaki bu gelişmişlik bir yandan ürünlerin çeşidini, diğer yandan bu ürünlerin uluslararası piyasalarda rekabetini doğurmaktadır. Serbest piyasa kuralları çerçevesinde işleyen piyasalara diğer ülkelerin ürünleri gelmektedir. Bu durumda tüketici bir ürünü almaya mecbur kalmadan aynı türden birçok ürün arasından tercih yapmakla karşıkarşıyadır.Topluma sunulan bütün ürünlerin ve hizmetlerin gerisinde meslek kolu ne olursa olsun, genel adı işletme olan bir kuruluş vardır. Ama ne varki bize bu kıymetli ürünleri üreten, ayağımıza kadar getiren işletmeler zamanla kapanmaktadırlar.Bu çalışmada uzun vadede faaliyet yürütmek amacıyla kurulmuş, kurumsallaşmayı hedef almış, fakat olumsuz tercihler ve olumsuz ekonomik gelişmeler sonucu işletmenin yaşamına son vermek zorunda kaldığı nedenler irdelenirken, faaliyetlerini sürdürmek isteyen işletmeler için, muhtemel çıkış yolları kısaca anlatılmak istenmiştir.Özel amaçlı olarak kurulan işletmeler istenilen hedefi yakaladıklarında kendi kendilerini fesh edebilirler. Bu işleme infisah denmektedir. Belki bu bir başarısızlık değil, amacına ulaşmış işletmenin yine kendi isteği ile kendi yaşamını bitirmesidir. Bu meyanda örnek vermek gerekirse, 200M2 ipek halı üretimi yapmak üzere kurulan bir işletme işi bitirip malı teslim ettiğinde faaliyetini durdurabilir. Veya belirli sayıda gözlük çerçevesi tasarımı üzerine kurulan bir işletme hedeflediği sayıyı yakaladığında hayatiyetine son verebilir. Bazı işletmeler de mevsimlik olarak faaliyet gösterirler. Bu tür işletmeler mevsim sonunda kapanabilirler. Bunun için İç Anadolu’da ve Doğu Anadolu’daki küçük tarım işletmelerini örnek vermek mümkündür. Tohum temizleme makineleri ve biçerdöver çalıştıran işletmeci ile un, bulgur üretimi yapan değirmenciler hasat döneminde belirli bir süre çalışıp gelecek yılın aynı dönemine kadar faaliyetlerini durdurmak zorunda kalabilirler. Bu işletmeler daha çok tek kişilik şahıs işletmeleridir. Bu tür işletmelerin faaliyetlerine ara vermeleri fesih veya infisah olmayıp tamamen mevsimlik gelişmelerden kaynaklanmaktadır.Diğer yandan, doğal rezervlerin tükenmesi de işletmelerin yaşamına mecburen son verme nedenlerinden biri olabilir. Mermer, taşocağı, bakır, krom vb. doğal kaynakları işleten işletmeler, bağımlı oldukları ocaklardaki rezervlerin tükenmesiyle taşınmak veya kapanmakla karşıkarşıya kalabilirler.Teknolojinin gelişmesi sonucu, işletmeler üretim dallarında otomasyona geçmişlerdir. Bu nedenle de bazı iş kollarında ve meslek dallarındaki işletmeler kapanmak zorunda kalmışlardır. Ev araç ve gereçlerinden çelik eşya üretimine geçiş, bakır eşya üreticilerini ve buna bağlı olarakta kalaycılık mesleğini öldürmüştür. Ulaşım sektöründe otomobillerin gelişmesi haracıların, semercilerin ve nalbantların mesleğini bitirmiştir. Dokuma ve örme sanayindeki otomasyon ise, kentli ve köylülerin çıkrıkta yün eğirme sanatını bitirirken, tarım sektöründe traktörlerin-biçerdöverlerin gelişmesi saban, pulluk, tırpan ve kağnı ustalarının mesleklerinin tarihe karışmasına neden olmuştur. Saydığımız alet ve edevatları artık sadece müzelerde görebilmekteyiz. Fakat ilkel usullerle işleyen işletmelerin kapanmaları ulusal ekonomiye bir zarar değil fayda temin etmiştir. Zira, makinalaşmayla zaman iyi değerlendirilmiş ve üretim artmıştır. Süresiz faaliyeti hedefleyen işletmeleri aşağıda belirtildiği üzere iki grupta toplamak mümkündür.1-Kar amaçlı işletmeler,( adi ortaklıklar, şahıs şirketleri ve sermaye şirketleri )2-Mal ve/veya hizmet üretmeyi amaçlayan işletmeler, (kooperatifler, dernekler, vakıflar vb.) Amacı ne olursa olsun, bir işletmenin faaliyetlerinin kesintisiz olarak devam edebilmesi için, bu işletmenin mal ve hizmet üretimini düşük maliyet ve kalite yüksekliğine dayandırması, toplumun tercihine uygun ürün seçimini yapması, ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabet edecek düzeye ulaşabilmesi, ürünün maliyetini asgari düzeye çekebilecek şekilde işletme prensiplerine uymasının yanısıra, işletmede çalışanların refah düzeyini yükseltecek bir politika izlemesi, ayrıca bulunduğu çevreyi de tahrip etmeyerek toplumun güvenini dolaysıyla işletmenin güvenilirliğini sağlaması gerekmektedir.A- İşletmelerde Başarısızlığın NedenleriGenellikle tarım, bankacılık, sanayi, madencilik gibi ekonominin temel sektörlerinde faaliyet gösteren bütün işletmelerde başarısızlıkların kesiştiği ortak nokta finansal yapının bozulması sonucu işletmenin faaliyetlerini ve yükümlülüklerini yerine getiremez hale gelerek fesih, iflas veya tasfiyeye maruz kalmasıdır.A.1- Başarısızlığa Neden Olan Etkenler:A.1.1-Yatırım:-İşletmenin ilk kuruluş aşamasında sağlıklı bir yatırım projesinin seçilmemiş olması, - Bu projenin hedeflerinden gerçek dışı nedenlerle sapmalar olması, -İşletmede yatırım ekipmanlarının yüksek maliyetli teknolojilerden seçilmesi,-İşletmenin kuruluş aşamasında yanlış üretim metodunun seçilmesi,A.1.2-Üretim:-İşletmede kullanılacak direkt girdilerden hammadde, işçilik ile endirekt girdilerden nakliye, enerji ve ambalajlama gibi giderlerin pahalıya malolması durumunda işletme daha üretim aşamasında yenilgiyi seçmiş demektir.-İşletmenin hedef pazarlardaki ürün standartlarına ilişkin ön araştırmalar yapmadan üretime geçmesi ve halkın kalite anlayışının gözardı edilmesi işletmeyi başarısızlığa ***üren önemli bir faktördür.A.1.3-Pazarlama:-İşletme pazarlama ağının kurulamaması ve/veya verimli çalışamaması, -Sağlıklı pazar ve tüketici analizinin önceden yapılmaması, -Pazarlama işlemlerinde modern pazarlama tekniklerinin kullanılmaması,A.1.4-Yönetim:- İşci ve işveren arasında uzun süre grev ve lokavt uyuşmazlığının yaşanması,- İşletmede yönetim ve üretim evrelerinde yeterinden fazla, yeterinden az ve/veya vasıfsız personel istihdamı yapılması,- İşletmenin idari kadroları arasında yetki ve sorumlulukların dağıtımında karışıklık olması,- İşletmenin girdi, üretim ve pazarlama safhalarında maliyeti azaltıcı tedbirlerin yönetimce zamanında alınmaması,- İşletme ortakları arasındaki geçimsizlik, - Yönetici kadronun bilgi eksikliği ve idari yeteneksizliği nedeniyle, işletmenin karşılaştığı güçlükler karşısında doğru kararların zamanında alınıp uygulamaya konulamaması,- İşletme departmanları arasında yetki ve sorumluluk alanlarının belirlenmemesi,A.1.5-Finans:- İşletme sermayesinin yetersiz olması,- İşletmede nakit akışının düzensiz olması,- İşletmenin borçlarını zamanında ödeyememesi veya alacaklarını zamanında tahsil edememesi,- İşletmede çalışanlar arasında adil ve liyakat esasına dayalı bir ücret politikasının olmaması,gibi nedenleri, işletmelerin temel başarısızlık nedenleri olarak saymak mümkündür.İşletmeler, doğal afet (deprem, sel, yangın felaketi vb.) olaylarına maruz kalmadıkça başarısızlığa giden yolun tüm aşamalarını kademe kademe yaşarlar. Ancak çoğu işletme yöneticisi bu duraklama döneminin önce başarısızlığa, daha sonra icra ve iflasa ***üreceğini kavrayamaz ve acil önlemler alamaz ise, buna işletme yönetiminden kaynaklanan başarısızlık demek mümkündür. İşletmeyi kuran, işleten, yöneten insan olduğu gibi onu yaşatacak olan da insandır. Yapılan araştırmalara göre işletmelerin başarısızlık nedenlerinin ekseriyeti bilinçsiz yönetimden kaynaklanmaktadır.A.2- Başarısızlığa Neden Olan Çevresel Faktörler:A.2.1-Çevresel Faktörler:İşletmelerin tüzel kişilikleri ülke ve dünya toplumlarının dışında düşünülmemelidir. İşletmeler de tıpkı insanlar gibidirler. İçinde bulundukları toplumla sürekli etkileşim içerisindedirler. İşletmeler üzerinde toplumun gelir düzeyi, tüketim alışkanlıkları, kalite anlayışları, kültürel yapıları, inanç ve örfleri önemli düzeyde etkili olmaktadır. İşletmelere dışardan etki eden bu olaylara dışsal etkenler denmektedir.Buradan şu sonuca gitmek mümkündür: İşletme tüzel kişiliği toplumun bireyleri ile devletle ve diğer rakip işletmelerle içiçedir.2.1.1-Toplumsal Çevreİşletme tüzel kişiliğinin etrafında işletmenin doğrudan ve dolaylı olarak ilişki içerisinde bulunduğu insan topluluğu bulunmaktadır. Toplum işletme için dışsal ve hayati bir faktördür. Hiçbir işletme kendini içinde bulunduğu toplumun dışında düşünemez. Hatta işletmeler çalışanlarını toplumun bireyleri arasından seçerler. Yine işletmede üretilen ürünlerin ilk pazarını işletme çevresinde bulunan fertler oluşturmaktadır. Bu nedenle işletme yönetimi, işletmeyi çevreleyen toplumun alım gücünü, örf ve adetlerini hep gözönünde bulundurmalıdırlar.Toplumsal çevre oldukça dinamiktir. Toplum sürekli kendini yenilemekte ve içerisine yeni tüketiciler katmaktadır. Bu nedenle işletmeler, içinde bulundukları toplumu sürekli izlemek zorundadırlar.Günümüzdeki toplumsal yapı, eskiye nazaran hem daha değişken hem de daha örgütlüdür. İşletmeler derneklerle, sanayi ve ticaret odaları ile örgütlenmeye gittiği gibi, toplumda tüketici haklarını korumak için örgütlenmeye gitmiştir. Dolayısıyla, bilinçli tüketiciler bozuk ürünleri kabullenip sineye çekmek yerine, üretici işletmeyi basılı ve sözlü yayın organlarına, tüketiciyi koruma teşkilatlarına şikayet etmektedirler.Ülkemizde tüketici haklarının korunması hususunda (1982) Anayasası’nın 172. Maddesinde sarih olarak “Devlet, tüketicileri koruyucu tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder” diyerek bir yandan tüketicilerin korunmasını yasal güvenceye almakta, diğer yandan tüketicilerin yasalar çerçevesinde örgütlenmelerini önermektedir. Nitekim 8 Mart 1995 tarih ve 22221 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” ayıplı mal ve hizmetlere ve yanıltıcı reklamlara karşı tüketicilerin haklarını koruma altına almıştır. Diğer yandan ülkemizde tüketici haklarını koruyucu dernek, vakıf ve tüketim kooperatifleri kurulmuş olup, halkımızın bu konudaki bilinci de giderek gelişmektedir. Toplumun yöresel ve bölgesel tercihlerini dahi dikkate alan ve onun beklentilerine uygun kalıplarda ürün geliştiren işletmeler başarılı işletmelerdir.İşletmeler, ürettikleri ürünlerde kar amacı güderlerken, tüketiciler de satın alacakları ürünlerde; kalite, ucuzluk, çekicilik, estetik, moda, yeni model gibi asıl ve tali üstünlükleri aramaktadırlar.2.1.2- Hukuki Çevreİşletmeler yasal kurallara göre kurulur ve faaliyet gösterirler. Ticari ve mali işlerle ilgili tüm işlemlerin de hukuki bir boyutu vardır. Bu boyut; üretici-tüketici, borç-alacak, işçi-işveren, sendika-işçi, sendika-işveren, işletme-diğer işletmeler, işletme-devlet, işletme-çalışan, işletme-ürün; kalite - standart - patent, işletme-çevre ilişkileri, işletme-uluslararası işlemler gibi tüm davranış şekillerine ilişkin yasal düzenlemeler kanunlarla, yönetmeliklerle ve tebliğlerle belirlenmiştir. Yasal düzenlemelere uymak bir takım maddi-manevi güvence temin ederken, uymamak ise maddi-manevi müeyyideler getirmektedir.Yasaların işletmeler üzerindeki olumsuz etkileri yeni yasal düzenlemelerle giderilmelidir. Yasaların hazırlanıp uygulanmasında, politik ve bürokratik çevrenin önemi büyüktür. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde kanunları halkın seçtiği meclis yapmaktadır. Dolayısıyla, işletmeler meclis tarafından yapılan yasalar çerçevesinde faaliyetlerini sürdüreceğinden politik çevrenin etki alanının dışında düşünülemezler. 2.1.3- Ekonomik Çevreİşletmeler hem alan, hem satan kuruluşlardır. İşletmeler toplumun ihtiyacını karşılamak için bir yandan pazara mal ve hizmet sunarken, diğer yandan üretim yapabilmek için aynı pazardan işgücü ve girdi tedarikinde bulunmaktadırlar. Dolayısıyla işletmeler bir yönüyle arzın diğer yönüyle talebin dışında değildirler. İşletmeler topluma mallarını sunmakta ve karşılığında para almakta iken, toplum da işletmeye işçilik sunmakta ve karşılığında ücret almaktadır. Bu devri daim piyasanın akışını sağlamaktadır.İşletmenin ekonomik çevresinde devletin de belirleyici rolü bulunmaktadır. Hernekadar serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde devletin ekonomideki rolü hafifletilmeye çalışılsa da, ülke ekonomisinin geleceğini belirleyecek makro ekonomik kuralları devlet koymaktadır. Devlet, döviz kurlarını, ithalat - ihracat rejimini, faiz oranlarını, vergi mevzuatını, mali yardım ve destekleri belirleyerek işletmelerin faaliyetlerini etkilemektedir. 2.1.4- Doğal ÇevreBuradaki doğal çevreyle işletmenin temel girdilerini temin ettiği doğal kaynaklar konu edilmektedir. Doğal kaynaklara dayalı faaliyet yürüten işletmeler bağlı bulundukları rezervlerin tespitini önceden yapmak zorundadırlar. Yeterli rezervlere sahip olmayan işletmeler erken dönemde iflasla veya taşınmakla karşı karşıya kalırken, yeterli rezervlere sahip fakat bu rezervlerin uzağında kurulan işletmeler de pahalı üretim yapmak zorunda kalacaktır. Zira, rezevlerin uzaklığından kaynaklanan nakliye maliyeti işletmeyi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu tür işletmeler ucuz işçilikle veya gelişmiş teknoloji kullanımı ile benzer işletmelerle aradaki maliyet farkını gidermeye çalışsa dahi diğer işletmelerde aynı kriterleri kullandıklarında maliyet farkının giderilmesi kolay olmayacaktır.Yukarıda ifade edilen hususlara rakamlarla örnek vermek gerekirse, sadece 1996 yılında Avrupa Birliği Ülkelerinden; Fransa’da:59.900, İngiltere’de:42.900, Almanya’da:31.000, İtalya’da:15.600, İsveç’te: 12.200, Belçika’da:7.400, Hollanda’da:5.600, Finlandiya’da:4.900, Norveç’te:3.800, Danimarka’da:1.900, Yunanistan’da:1.500, İspanya’da:1.100 şirket iflas ederken Türkiye’de 631 şirket iflas etmiştir. Genellikle bu işletmelerin Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler olması dikkati çekmektedir. Dünyamızda globalleşme diye bir süreç yaşanmaktadır. Bu süreçle birlikte ulusal ve uluslararası rekabet artmıştır. Bu yoğun rekabete karşı koyabilmek için bazı büyük şirketler dahi ekonomik güçlerini birleştirmektedirler. Mobil ve BP’nin ekonomik güç birliği yapmaları konumuza güzel bir örnektir. Dolaysıyla ülkemiz KOBİ’lerinin de ister yerel, ister bölgesel, ister sektörel olarak güç birliği yapmaları onların rekabet şanslarını arttıracaktır.B-İşletmelerde Başarısızlıklardan Çıkış YollarıBaşarısız işletmelerde başarısızlık nedenleri doğru tespit edilmelidir. Başarısızlık sermaye yetersizliğinden kaynaklanıyorsa, özkaynak arttırımına veya başka bir işletme ile birleşmeye gidilmelidir. Şayet başarısızlık yönetimden kaynaklanıyorsa, yönetim yeniden yapılandırılmalıdır. Başarısızlık eleman yetersizliğinden kaynaklanıyorsa, yeni işçi istihdamına, işçilerin yeteneksizliklerinden kaynaklanıyorsa, ya mevcut elemanlara beceri kazandırılmalı veya kalifiye eleman alımına gidilmelidir.Başarısızlık borçlardan kaynaklanıyorsa, borçlar ya vadesinde ödenmeli veya vadeleri uzatılmalıdır. Başarısızlık işletmenin pazarlama ve tanıtım ağı oluşturamamasından kaynaklanıyorsa, bu durumda toplumun güvenini kazanmış acentalara, toptancılara, perakendecilere ihtiyaç vardır. Tanıtım için, günümüzün en hızlı iletişim ağını oluşturan yazılı, sözlü ve görsel basın yayın organlarından yararlanılması doğru olacaktır.Başarısızlık bölgesel veya genel iç pazarın daralmasından kaynaklanıyorsa işletme dış pazar arayışına gitmelidir. Bunun için de işletmenin kullandığı teknolojinin, ürün kalitesinin, personel istihdamının yeterli olması ve girdi maliyetlerinin de ucuz olması gerekir.Dış pazarlara açılan işletmelerin dikkat etmeleri gereken önemli bir husus, girdikleri pazarlarda devamlılığı sağlamalarıdır. Bu, ülkenin dışardaki imajı açısından önemlidir. Belli bir parti ürünü sattıktan sonra geri çekilen işletmeler, kendilerinin ve bağlı bulundukları ülkenin güvenilirliğini sarsmaktadırlar. Bu nedenledirki, dış pazarlara açılan işletmelerin, satış sonrası kontrol ve satış sonrası servis ağını kurmaları gerekmektedir.Ülkemizde, 1980’li yıllardan bu tarafa dış pazarlara açılmak için önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Bunlar arasında Türkiye’nin dışa dönük büyüme modelini benimsemesi yeralmaktadır. Bu atılımlar ülkemiz ekonomisinin gelişmiş dünya ekonomileriyle entegrasyonu açısından oldukça önemlidir. Ülkemizde dışa açık, ihracata dayalı büyüme hedefinin yakalanabilmesi için para piyasalarında sabit kur politikasından serbest kur politikasına geçilmiş, milli para konvertıbl hale getirilmiş, Avrupa Birliği ülkelerine karşı koruma duvarları kaldırılmış, üçüncü ülkelere karşı ise ithalattan alınan vergi oranları düşürülmüş, serbest bölgelerin açılması, işletilmesi yaygınlaştırılmış, ülkeye yabancı sermaye girişi teşvik edilmiştir.Diğer yandan, ülkemizin iç ekonomik yapısında hem yatırım, hem de üretim sektörlerinde önemli potansiyel güç oluşturan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin altyapı eksikliklerinin giderilip, dış pazarlara açılmalarının temin edilmesi, bu işletmelerimizin yaşama ve büyüme şanslarını arttıracağı gibi, ülkemize döviz girdilerinin artışına neden olacağı aşikardır.İşletmelerin başarısızlıklardan kurtuluş yöntemleri başarısızlık nedenlerine ve işletmelerin meslek kollarına göre farklılık arzetmektedir. Herhangi bir nedenle başarısız olan işletmelerin başarılı hale gelmeleri öncelikle işletme içinden ve işletme dışından kayanaklan sorunların doğru olarak tespit edilip, gerekli çözümlerin geliştirilmesine ve uygulanmasına bağlıdır. Kaynakça- Anayasa - 1982- Anadolu Üniversitesi “İşletme Finansmanı” II.Kitap, Eskişehir-1994- Anadolu Üniversitesi “Muhasebe Uygulamaları” II.Kitap, Eskişehir- 1994- Anadolu Üniversitesi “Ticaret Hukuku” II.Kitap, Eskişehir-1994- Bülent ŞAHİNALP “İhracatta Başarılı Olmanın On Temel Şartı” DTM- Dış Ticaret Dergisi sayı:2, Temmuz 1996- Cem Kozlu “Uluslararası Pazarlama” T.İş Bankası-1986- DPT İhtisas Raporu “Tüketicinin Korunması-Vergilendirme”-Cilt:2 Kasım-1995- Erkut ONURSAL, Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, O.A. İhr.Birlikleri-Ankara 1996- Prof. Dr. Erol EREN “Yönetim ve Organizasyon” İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi-Yayınları, İstanbul-1996- H.DEMİR-A.KARAKAYALI, Dış Ticaretimizde KOBİ’lerin Yeri ve Önemi, DTM-Dış Ticaret Dergisi, KOBİ Özel Sayısı-Aralık 1996- Resmi Gazete 8 Mart 1995 / 22221(Tüketicinin Korunması Hk. Kanun)- Ticaret Bakanlığı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı ve Gerekçesi” Nisan-1983- TOBB “Avrupa Topluluğu’nda Tüketiciyi Koruma Politikaları ve Türkiye’nin Uyumu” Ankara-1989- Vakur KAYA, Türkiye Gazetesi Avrupa Birliği Sayfası-3 Mart 1997

Yerleşim : Türkiye / Kayseri  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.55 saniye.
14:47:07, 28 Mart 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım