liderlik - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

liderlik


iturkmen
Üye

Toplam 406 yazı
19/01/2004 :  14:25:58 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı



BİLGİ ÇAĞI SONRASI LİDERLİK MODELİ OLARAK ENTELEKTÜEL LİDERLİK



Giriş
Kurumların ihtiyaçları değiştikçe liderlik kavramı da gelişiyor ve daha fazla önem kazanıyor. Toplam Kalite yönetimi ve yönetim alanında gerçekleşen değişimler, liderlik alanında da yeni kavramların doğmasına yol açmıştır. Özellikle 1978 yılından itibaren liderlik tarzlarındaki geleneksel yaklaşımların yeterli olmadığı bulunmuştur ve yeni ayrımlara gidilmiştir. Teori ile gözlemler arasındaki açıklık, yeni bir liderlik anlayışının ve buna dayanan yeni bir yönetim paradigmasının gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Bilgi teknolojileri, internet, globalleşme ve yeni yönetim anlayışlarının çerçevesini çizdiği günümüz çevresinde, dinamik, öğrenme odaklı ve tersine yönetimi benimseyerek, marjinal, yabancı, klişelere ve otoriteye karşı geçiciliği, gezgini tercih eden liderlik modeli olarak entelektüel liderlik kavramı ortaya çıkmıştır.

Entelektüel liderler, organizasyonların kendilerini keşfederek dinamik ve rekabete duyarlı prosesler oluşturulmasında, çalışanlara yaratıcılık ve kendini kanıtlama fırsatı sunularak yüksek katma değer elde edilmesinde etkili bir liderlik modelidir. Teknoloji adaptasyonu, kar optimizasyonu, kümülatif başarı odağı entelektüel liderlerin günümüzde gereksinim duyulan özelliklerini sergilemeleriyle mümkündür. Entelektüel liderler, öğrenmeye ve kişisel gelişime verdikleri öncelikle çalışanların ve dolayısıyla işletmelerin rekabet yeteneklerini arttıracaklardır. Yeni organizasyon modellerinde de beklenilen performansın yaratılabilmesinde entelektüel liderlerin önemli bir rolü olmaktadır. İşletmelerin, entelektüel ekonominin bilgi ve enformasyona dayalı süreçlerinde başarıyla rekabet edebilmek için entelektüel liderlik modeline öncelik vermeleri gerekmektedir.

1. Liderlik ve Entelektüel Liderlik Kavramları
Liderlik son yıllarda özellikle işletmeler için önemi anlaşılmış bir kavramdır. Liderlik kavramının literatürde pek çok tanımı vardır ancak en sade tanımıyla liderlik insanları etkileyebilme gücüdür. Daha genel anlamda liderlik, işletmenin amaçlarına ulaşabilmek için takipçilerinin istekli katılımını sağlayan sosyal etki sürecidir. Liderlik sadece güçle başlayan ve bir tek bununla açıklanabilecek bir süreç değildir. Liderlik aynı zamanda danışmanlık, güven, sevgi, tutku, eğlence, tutarlılık ve sabır isteyen bir durumdur.

Liderlik bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçirme bilgi ve yeteneklerinin toplamıdır. Liderlik, bir organizasyonun hedeflerine ulaşabilmesini sağlamak için insan kaynağını etkin ve verimli bir şekilde yönlendirme becerisidir. Tanımda önemli olan iki anahtar kelime var; birincisi insan kaynağı, ikincisi ise kurumsal hedefler.

Liderin öncelikli görevi organizasyonun stratejik iş amaçlarına ulaşması için bir eylem planı hazırlamaktır. Bundan sonra şirketin entelektüel sermayesi olan insan kaynağını bu amaçlar doğrultusunda harekete geçirmek gelir. Bu etkinin oluşumu için uygun ortam ise ancak liderle diğer çalışanlar arasındaki etkileşim aktif hale geldiğinde mümkün oluyor. liderliği; Bireyler tarafından gerçekleştirilen ve diğer bireylerin ortaklaşa yaratılan vizyona dönük olarak bir araya gelmesini, istekli ve coşkulu olarak ortak hedefleri benimsemesini ve bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için güçlenerek bütün varlıkları ile katkıda bulunmasını sağlayan enerjik bir süreç olarak tanımlayabiliriz.

Bugünün hızlı değişen teknoloji ve üstün haberleşme ve networking ortamında işletmelerin etkin yönetimi için uzman ve yetkin yönetim modellerine ve buna uyan yöneticilere ihtiyaç olduğu açıktır. İnsanlık tarihinin hiç bir döneminde insanlar uygarca yaşayabilmeleri , için işletmelere, kamu kuruluşlarına, hastanelere, okullara ve diğer örgüt şekillerine bu kadar bağımlı olmamışlardı. Bu nedenle modern ve karmaşık kuruluşların etkin çalışabilmesi için uzmanlığa ve yeteneğe dayanan yönetim sistemlerinin oluşturulması ve geliştirilmesi yaşamsal bir önem taşımaktadır. İnsanların yaşam kalitesi, çevrenin korunması bu işletmelerin olabilecek en etkin yöntemlerle yönetilmesini ve buna uygun profesyonel yöneticilerin yetiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Bireysel yetkinlik olmadan örgütsel yetkinliği sağlamak olanaksızdır ve bu günün profesyonel ve yönetsel pozisyonları teknik becerilerin çok üstünde yönetsel beceriler gerektirmektedir. bu yönetsel becerilerin başında insanları görünen görünmeyen çok sayıdaki engeli aşarak istenen hedeflere ulaşabilmelerini ve yaşadıkları süreçten mutlu olmalarını sağlayacak liderlik becerileridir. Bu beceri, bozucu, çözücü, caydırıcı ve dağıtıcı çok sayıda gücü bertaraf ederek insanların anlamlı hedefler için bir araya gelmelerini sağlar. Bu beceri toplumun kurum ve kuruluşlarının bürokratik katılık, politik çekişme ve iktidar kavgalarından kaynaklana bir verimsizliğe düşmesini de engelleyebilmektedir. Kısacası liderlik bir sosyal sistemin karmaşık ve girdaplı iktidar dinamiklerinin, sistemin gelişmesini engelleyici yönde değil destekleyici yönde çalışmasını sağlayabilmektir. Liderlik, işletmenin dinamik bir aktifini oluşturan entelektüel sermaye ile insan kaynağını oluşturan entelektüel çalışanların optimal bir düzlemde bir araya gelmesini sağla**** performanslarını arttırmaktır.

Organizasyonda insan unsurunun, dolayısıyla düşünce ve bilginin en önemli sermaye haline geldiğinin farkına varıldığında, liderlik anlayışının da yavaş yavaş boyut değiştirdiği görülmektedir. Artık liderler, sadece uzmanlıklarıyla, otoriteleriyle veya karizmalarıyla etkili olmayacaklardır. Bilgi toplumunda, liderlerin entelektüel özellikleri ön plana çıkmakta, özellikle düşünsel gücü gelişmiş, bilgi, beceri ve genel kültüre sahip, yüksek eğitimli Entelektüel Liderlere gereksinim duyulmaktadır. Entelektüel liderler, uzmanlıklarının, deneyimlerinin yanı sıra yönetime ilişkin bilgiye de sahiptirler. Yüksek bir teknik yetenek, üstün bir yönetsel beceri, kültürel duyarlılıkta açıklık, uyum gösterme yeteneği, esneklik, üstün beceri ve kavrayışlı dil yeteneği, kişisel zenginlik ve olgunluk, duygusal dengelilik, uyum ve birlik yeteneği, müzakerelere açıklık, gelecek ağırlıklı yaratıcı düşünce ve vizyoner bakış açısı ile, barış ve sevgiyi her an bir yerde gerçekleştirebilecek bir esneklik ve sadeliğe sahiptirler.

İnternet’in herkese açık ağ modeli, teknolojilerin ve mevcut ticari teşebbüsleri bozan tekniklerin geliştirilip harekete geçirilmesini sağlayan yepyeni bir alt yapı imkanı sunuyor. internet, eskiden sadece en büyük şirketlerin elde edebileceği iletişim ve koordinasyon gücünü bireylere ve küçük ekiplere sunuyor. Bu yeni yetenek küçük, hünerli firmaların coğrafi,disipliner ve sınai sınırların ötesine geçmelerine imkan tanıyor. Bunun sonucunda ürün bilgileri ve pazar hizmetleriyle ilgili harita çıkarmak için gerekli araçlar geniş bir kitlenin ulaşabileceği uzaklıklara çekilmiş durumda. Böyle bir dünya da teknolojinin başı çektiği gelişmeler dört bir yandan patlayabilecek gibi. Bu nedenle, küresel rekabet alt-yapı yoğun iş ortamından zeka-yoğun iş ortamlarına kayarken günümüz şirketleri teknolojinin başı çektiği bir bozgun çığıyla karşılaşabilirler. Bu dünyada, bir organizasyon için sağlam bir avantaj sağlayabilecek en önemli unsur, organizasyonun hızlı ve amansız yeniliklere uyum sağlama yeteneğidir.

İnternet, hızlı pazar değişimleri, küresel rekabet basıncı, beyin izdüşümlü örgütsel yapılara dönük eğilimler gibi gelişim ve değişimlere odaklanarak bilgi çağı yönetim süreçlerinde başarılı olmayı sağlayacak liderlik modeli entelektüel liderliktir. Bilgi toplumunun eleman toplumu oryantasyonundan, entelektüel toplumun entelektüel işgücünün yoğun olduğu süreçlerine geçişte merkezi rol entelektüel liderlerin olmaktadır. Entelektüel organizasyon mimarisinin biçimlendirilmesinde, entelektüel işgücünün verimliliğinin arttırılmasında ve hiper değişimlere uyum sağlanmasında entelektüel liderlik modeli belirleyici olmaktadır.

Organizasyonda insan unsurunun, dolayısıyla düşünce ve bilginin en önemli sermaye haline geldiğinin farkına varıldığında, liderlik anlayışının da yavaş yavaş boyut değiştirdiği görülmektedir. Artık liderler, sadece uzmanlıklarıyla, otoriteleriyle veya karizmalarıyla etkili olmayacaklardır. Bilgi toplumunda, liderlerin entelektüel özellikleri ön plana çıkmakta, özellikle düşünsel gücü gelişmiş, bilgi, beceri ve genel kültüre sahip, yüksek eğitimli Entelektüel Liderlere gereksinim duyulmaktadır. Maslow' dan itibaren dikkate alınan ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında en üstte bulunan, bireyin kendini kanıtlaması, yeteneklerini geliştirmesi ve kendini gerçekleştirmesi gereksinimlerinin, bilgi toplumunda optimal biçimde karşılanabilmesi Entelektüel Liderler sayesinde gerçekleşecektir.

Entelektüel lidere düşen iş, sadece görevini yapmak değil , öğrenmek ve herkes için de bir öğrenme ortamının oluşması için katkıda bulunmaktır. Entelektüel lider, sadece tek bir alanda uzmanlaşmakla yetinmemektedir. Zeka, temsil ( fiziki durum, giyim ve görünüm ), sözlü ifade (konuşma) ; yazılı ifade, muhakeme, başkalarının başarılarını etkileme ve ikna etme; mantıklı, kararlı ve tutarlı olma; analiz ve sentez ruhuna sahip olma, genel kültür sahibi olmak bilgi çağının Entelektüel liderlerinde aranan özelliklerdir. Entelektüel lider , herkesin ortak mirası olan; ulusal değerlerin uluslar arası değerlerle bütünleştirilmesini sağlayacak bir ortak kültür anlayışıyla yetişmiştir. Sosyal duyarlılık; bir organizasyonun sosyal çevresindeki sorunlara ve kısmen baskılara tepki gösterme veya cevap verme yeteneğidir. Bilgi çağının entelektüel lideri, organizasyonun sosyal sorunlara çözüm getirmek için gösterdiği tepkilerin hızı ve etkinliğiyle ilgilenerek , sosyal sorunlara da çözüm getirmeyi hedeflemektedir.

Bilgi ekonomisi, enformasyon çağı, yeni ekonomi, next ekonomi, entelektüel ekonomi ve başka isimlerle ifade edilmeye çalışılan dinamik ve şaşırtıcı bir dönüşümün içerisinde bulunuyoruz. Oyunun kuralları süratle değişmektedir. Yenilik, esneklik, cevap verme ve pazarların ve fırsatların yeniden tanımlanması, gittikçe birbirine bağlanan global bir ekonomide rekabetçi avantajın yeni kaynakları olmaktadır. Süratle değişen bu dünyada organizasyonlar, adapte olmak ve değişim için daha istekli ve daha hızlı cevap veren nitelikte esnek olmalıdır. Yeni tarzlarda rekabet etmeyi öğrenmek ve yeniliği teşvik etmek, artan bir hızla yeni bilgiyi özümsemek ve yaratmak durumundadırlar. Bu organizasyonların liderleri, dışsal değişmelere pozitif adaptasyonu teşvik etmeli ve organizasyonel öğrenmeyi kolaylaştırmada proaktif olmalıdırlar. Yeni rekabet avantajları ve entelektüel insan envanteriyle ortaya çıkan akıllı organizasyonun liderliği için gereksinilen yetenek testlerinden geçmiş ve beceri havuzu dolu olmalıdırlar.

Bilgi toplumu insanlarını etkileyen ve onlardan etkilenen, teknoloji ve sermayeyi doğru amaçlara yönlendiren, gelişmelerin, değişim ve dönüşümün neden olduğu karmaşanın içinden çıkacak olan, zor beğenen, en kalitelisini seçen, kaprisli insanları etkileyip harekete geçirebilecek kişiler ancak entelektüel yöneticiler ve liderler olabilirler. Entelektüel yöneticiler ve liderler; performans ve kişilikleri ile örnek model olmaya aday kişilerdir. Pozisyonundan gelen gücüne değil daha çok karakter gücüne, bilgi gücüne güvenen, profesyonel yetkinliğinin yanına , duygusal ve sosyal yetkinliğini getirebilen, doğru hedefler koyabilen, olaylara ve problemlere bütünsel olarak bakabilen, grubun yeteneklerini bir orkestra şefi gibi ahenkli ve birbirini destekler durumda devreye sokabilen kişilerdir.

2. Entelektüel Liderliğin Anlam ve Temelleri
Entelektüel liderler, yönetim kavramı ve süreçleri konularında analitik düşünebilen, bilginin performansını sağla**** değer yaratmaya odaklı, paylaşılan sorumluluk ve tersine yönetim anlayışını benimsemiş, takım üyelerini kendilerini motive edebilecek bir ortam yaratarak, kendini yönetme becerisiyle donatan ve kritik ve stratejik durumlarda kendi-kendilerine karar verici perspektifiyle gören liderlerdir. Entelektüel liderlik, geçmişin kalıplaşmış uygulamalarıyla, alışkanlıklarıyla ve atalet ile yetinmecilik kavramlarına karşı yoğun bir savaş veren, garanti ve güvenlik kültürlerini yıkan, paradigma geliştirme performansı yüksek, yaratıcılık ve esneklik süreçlerinde başarı kriterlerinin sınırlarını zorlayan liderlik modelidir. Değişim, teknoloji, insan ilişkilerine, sonuçlara ve topluma duyarlı, marjinal, sürekli sorgulayan, gerektiğinde karlı bölgeleri ve uygulamaları terk eden bir liderlik modelidir.

Entelektüel liderler, orijinal düşünebilme, yapıcı mutsuzluk oluşturarak pozitif bakış açısı, geleneksel düşüncelerle baş edebilme, örgütsel buzdağının görünmeyen kısımlarına yönelerek sorunları çözebilme, yaratıcı paradigmaları ortaya koyabilme ve organizasyon mimarisini hızla yeni şekillere odaklayabilme gibi nitelikleriyle günümüze kadar bilinen liderlik modellerine meydan okuyan liderlerdir. Yine entelektüel liderler, gelişkin toplumsal süreç ve dinamikleri kavra****, olası sosyo- ekonomik trendleri izleyerek ve global bağlamda gelecek öngörüsü yaratarak hem dünyaya hem de bulunduğu yere sosyal duyarlılık yaklaşımıyla değer katmaya çalışan liderler olmaktadır.

Liderlik kavramının gelişim sürecine bakıldığında, bu alan üzerinde yapılan araştırmalar;

1920-1959 yılları arasında liderliğin özellikleri,
1950-1960 yılları arasında etkin liderlerin davranışları,
1960-1970 yılları arasında çevresel şartların liderlik üzerindeki etkileri,
1970-1980 yılları arasında liderlerin sembolik rolleri,
1980-1990 yılları arasında liderlerin özellikleri ve davranışları üzerine geri dönüş yapan çalışmalar ve 1990’dan sonra ise liderliğin kültürler arası değişimleri üzerinde yoğunlaşmıştır.

Öte yandan yarının entelektüel profiline sahip çalışanlardan oluşacak dinamik, akıllı ve süper performanslı organizasyonlarını yönetecek entelektüel liderler üzerine de çalışmalar bu dönemde ortaya çıkmaktadır. Entelektüel liderliğin gelişimi bilgi toplumu ile birlikte olmuş, yeni ekonomik süreçlerin baş döndürücü bir hızla toplumu ve organizasyonları bilgiyi yaratan ve özümseyen konuma getirmesi ile entelektüel liderlik popüler ve çağın liderlik prototipi olmuştur. Entelektüel liderliğin gerekçeleri şunlardır:

-Bilgi toplumunda önde gelen sektör, dördüncü ve yeni sektör olan "entelektüel sektör" dür ve bilgi toplumu, sanayi toplumunun aksine, çok merkezlidir. Hızlı değişimlerin yaşandığı bilgi toplumunda, mal üretimi yerine bilgi üretimi ön plana çıkmakta, bilginin yönetimi de ayrı bir önem kazanırken; yenilik, farklılık ve yaratıcılık organizasyonlar için olmazsa olmaz bir koşul haline gelmektedir. Bilgi toplumu; büyük miktarda dayanıklı tüketim malı üretip tüketen sanayi toplumunun aksine, yüksek seviyede kitlesel bilgi üreten bir toplumdur.

-Akıllı işletmeler, gelecekteki başarılarının soyut bir kaynağa - organizasyon içindeki Entelektüel Sermayeye - bağlı olduğunun bilincindedir. Geleceğin başarılı işletmeleri, zekanın kapasiteden - depolanmış bilgiden- ibaret olmadığını, bu kapasiteden büyük ölçüde yararlanma yeteneğini de içerdiğini anlamaları sayesinde akıl yoluyla işletilenler olacaktır. Bu ikisinin toplamı , organizasyonun entelektüel sermayesidir ve bu sermayeyi güç haline getirmek rekabet avantajını doğuracaktır.

-Bilgi çağı organizasyonlarında, eğitilmiş insanın öneminin ortaya çıkması ve bu gücün işletmenin varlıkları arasında yer almaya başlaması dolayısıyla, bilgi toplumunda merkezi unsur, toprak ve sermaye gibi maddi varlıklar olmayıp, bilgili/nitelikli ve eğitimli insanlardan oluşmaktadır.

-Bilgi bir ölçüde bir varlığı sürdürme faktörü olarak yaşamımıza egemen olmuştur. İnsan bilgi işçisi olarak, en gelişmiş sibernetik makinelerden çok daha etkin sentezleme kabiliyetlerine kavuşmuştur. Eğitilmiş insan, bilgi işçisi olarak bir problemler yumağını, hızla çözümler demetine dönüştürebilme kabiliyeti kazanmıştır.

-Bilgi toplumunun yeni işçi tipi bilgi işçilerinin, geleneksel işçiden farklı olarak ikame edilmeleri oldukça güçtür ve yine onlardan çok daha iyi eğitim görmüşlerdir. Daha genç oldukları için, rutin işlerden hoşlanmamaktadırlar. Yeni bir gücü temsil etmektedirler. Yine bilgi toplumunda, verimliliğin artışı için büyük ölçüde sürekli eğitim gerekmektedir.

Bilgi ekonomisi ötesi ekonomi kavramı olarak ortaya çıkan entelektüel ekonomi ve işletmeler için yaratacağı risk ve avantajlar da entelektüel liderliğe olan gereksinimi arttırmaktadır. Entelektüel liderler aşağıda karakteristikleri sıralanan ekonomi labirentinde performanslarını sergileyeceklerdir:

-Bilgi üretiminin maliyeti, sanayi üretiminin maliyetinden çok daha düşük. Entelektüel konseptlerin hakim olduğu şirketlerin değeri, dev sanayi şirketleriyle yarışıyor.

-Eski ekonomide coğrafi konum stratejik bir öneme sahipti. Entelektüel ekonomide ise uzaklık kavramı önemli değil. Örneğin, Amazon üç yıl içinde 160 ülkede 1.5 milyon kişiye kitap sattı.

-Entelektüel ekonomide zaman kavramı ortadan kalkıyor. İnternet üzerinde şirketler birbirleriyle ve müşterileriyle anında iletişim kurup, işlem yapabiliyorlar.

-Entelektüel ekonomide bilgi ve insan çok önemli. Beyin gücü, entelektüel ekonomide kritik bir role sahip.

-İnternet üzerinde yeni bir ürünün tanıtımı ve satışı hızla yapılabiliyor. Ürün tutulursa satış patlamasına yol açabiliyor.

-Pazar payı, şirketlerin piyasa değerini belirleyen ana faktör haline gelmiş durumda. Kimi şirketler, pazar paylarını arttırmak için internet üzerinde bedava ürünler dağıtıyor ve böylece piyasa değerinin artmasını sağlıyor.

-Geleneksel dağıtım kanalları ve bayiler, internet ve türev teknolojilerin tehdidi altında. İnternet ve türevi olan teknolojiler işletmelerin, doğrudan müşteriyle temas kurmasını sağlıyor.

-Ürünlerin bilgiye dayalı kısımlarının, toplam değer içindeki payı oldukça yüksek oranlara ulaşıyor.

-Yeni yazılımlarla, müşterilerin fiyat karşılaştırmaları yapmaları çok kolaylaşmaktadır.

-İstenilen ürüne anında ulaşabilmek ve internetten satın almak mümkün hale geldi.

-Entelektüel ekonomide bilginin niteliği analogtan dijitalleşmeye doğru gelişim göstermiştir.

-Molekülleşme: Ekonomik faaliyetin temelini oluşturan organizasyonlar, yerlerini moleküler ve bu ölçüde dinamik birimlere bırakmaktadır

-Entegrasyon/Ağ ile bağlanma: Entelektüel ekonomi bir iletişim ağı ekonomisidir.

-Aracısızlaşma: Aracı işlemler, işletmeler ve bireyler ortadan kalkmaktadır.

-Bir noktada buluşma : Entelektüel ekonomide tüm sektörler, bilgisayar iletişim ve içerik endüstrilerinde buluşmaktadır.

-Yenilikçilik : Yenilik yaratma yeteneği, entelektüel ekonominin en önemli dinamiğidir.

-Üretici-Tüketici : İnteraktif ilişkilere imkân sağlayan teknolojiler sayesinde, entelektüel ekonomide üretici ve tüketici arasındaki sınırlar ortadan kalkmaktadır.

-Hız/İvedilik : Hız, entelektüel ekonominin en belirgin özelliklerindendir. Gerçek zamanlı işlemler üretimde, pazarlamada, muhasebe ve stok işlemlerinde sözleşme yapma ya da yenilemede inanılmaz bir hız sağlamıştır.

-Küreselleşme : Entelektüel ekonomide, coğrafi sınırlar ortadan kalkmaktadır. Ulus devleti kavramı önemini yitirmekte ve ülkeler arasındaki bağımlılık artmaktadır.

Entelektüel ekonominin bir öznesi olan akıllı organizasyonları yaratabilmek için gereksinilen süper teknolojileri, entelektüel kalifikasyona sahip çalışanları, optimal maliyetli finans mühendisliği modellerini, gelişkin müşteri isteklerine tam duyarlılık çözümlemelerini bir araya getirerek örgütsel başarının sürekliliğini sağlayabilecek liderlik anlayışı entelektüel liderliktir. Yaratıcılık, bağımsız düşünebilme, otoriteye ve yukarıdan yönetim anlayışına karşı çıkarak piramidal konsepti sorgulama, popüler olmama, esnek ve dinamik düşünebilme, yeni performans alanları ve öngörüleri yaratabilme, çizgisel düşünceye ve yerleşik tarzlara meydan okuma, yarattığı eserleri insanlara ve topluma mal ederek yüksek fedakarlıklarda bulunma entelektüel liderin davranışları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda dünyanın dümdüz bilindiği bir bilim anlayışını ters yüz ederek, çağına ve yerleşik kurallar ile otoriteye meydan okuyan Galileo, ekonomik ve sosyal olarak gelişmeye ayak uyduramadığı gibi işgale uğramış bir ülkeye hayat vererek vatandaşlarını gelişmiş dünyanın bireyi haline getirme başarısını göstermiş Atatürk birer entelektüel liderdir.

Entelektüel liderlik modeli stratejik belirleyici olarak sadece performansını adadığı kuruluşu değil bu kuruluşun içinde var olduğu sektörü ve toplumun bütününü paradigması içine dahil edecektir. Entelektüel liderler, sektörlerinin ve toplumlarının dinamiklerine sosyal duyarlılık içinde yaklaşarak ve her an stratejik bir dönüşümün kaçınılmaz olduğu anlayış ve beklentisi içinde işletmelerini, toplumu ve dünyayı çok yakından izleme ve alternatif bilgi ve beceri geliştirmeyi daima gündemlerinde bulundururlarken bir yandan da stratejik önceliklerinin ne olduğu sorusunu cevaplandırmaya çalışacaklardır.

Entelektüel insan kaynağı ve niteliklerini entelektüellerin belirlediği entelektüel kültüre dayalı anlayışı benimseyerek, yönetimin bugünkü gerçekliğini oluşturan; stratejik ve kritik enformasyona dayalı bilgi toplumu işletmelerinin mevcut proses ve insan kaynağı dinamiklerini ve değer parametrelerini entelektüel toplumun yapı, işleyiş ve değerlerine odaklı duruma getirebilmek için performans kriterlerini, politikalarını ve programlarını bugünden tasarlamak olan bir vizyonu da entelektüel liderler gerçeğe dönüştüreceklerdir.

3. Entelektüel Liderliğin Özellikleri
Bugünün entelektüel liderleri kişisel gelişime ağırlık veren, bağımsızlığa değer veren, bürokrasiden hoşlanmayan, çalışma yaşamıyla iş yaşamını dengeleyen kişidir. Bu özellik, bir insanın kendi kendine bir iç sohbeti gibidir ve kişiyi duygularına esir olmaktan alıkoymaktadır. Normal olarak herkes kötü bir ruh halinde olabilir ve duygusal dürtülerle karşılaşabilir ancak, bazı insanlar bunları kontrol altına almayı ve elverişli bir şekle dönüştürmeyi başarabilmektedirler. Öncelikli olarak, kendi duygularını ve dürtülerini kontrol edebilen entelektüel lider, mantıklıdır ve bir güven ve adalet ortamı yaratmaktadır. Entelektüel lider, kendi duygularını, güçlü ve zayıf yanlarını, ihtiyaç ve motivlerini tanımaktadır. Hem kendine, hem de başkalarına karşı dürüsttür. Kendi iç dünyasında sorunları olsa da, düşüncelerini organizasyonun sorunlarına odaklaştırabilmekte güçlük çekmemektedir. Entelektüel lider, gerçeği söylemekten kaçınmayan, duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilen, zaman zaman zayıf yönlerini de ortaya çıkarabilen bir kişidir. İletişimi, bilgi ve sevgiyle birleştiren entelektüel lider, samimi ve geliştirici bir ilişki ortamı oluşturabilmektedir. Entelektüel lider, izleyicileri tarafından yaklaşılabilir olmak için, zayıf yanlarını da bilinçli olarak göstermektedir. Entelektüel liderler için, öğrenme ve en iyiye ulaşma kaygısı, her zaman çalışma önemli unsurlardır.

3.1.Yaratıcılık ve Yenilikçilik
İnsanlarda yaratıcılık ve bundan kaynaklanan liderlik eğilimleri; kendilerini, çevrelerini, zamanı, belirsizliği, insanı, toplumu ve tarihi nasıl algıladıkları, nasıl yorumladıkları ve nasıl tavır aldıkları ile yakın bir ilişki içindedir. Yönetim sisteminde bulunan gizli ve açık yaratıcılıkları olumlu bir şekilde geliştirebilmek için:

•Araştırıcılığı ve yenilikçiliği teşvik etmeli.
•Araştırmacılık ve yenilikçilikten doğacak olan risk ve sorumlulukları paylaşabileceği ve sahip çıkabileceği görünümünü vermeli.
•Tartışma ve eleştiri yöneltme kararları açık tutulmalı.
•İyi bir dinleyici olmalı.
•Başarısız ve hatalı denemelerde durumunu yumuşatacak tavırlar alabilmeli. •Elemanlarını, merak ve ilgilerini kaydırmaya teşvik etmeli.
•Elemanlarını kendilerini değerlendirmeye ve kendilerine karşı gerçekçi olmaya sürüklemeli.
•Elemanlarının hayal kırıklıklarını aşabilmesini sağlayabilmeli.
•Başarısızlık ve hayal kırıklığı durumlarında gerginliği azaltacak bir yaklaşıma sahip olmalıdır.

Entelektüel liderler, diğer liderlerin çok üstünde bir düzey ve performansla yaratıcılık özelliğine sahiptirler. Entelektüel liderler organizasyonların mensuplarının yaratıcı potansiyelini güçlendiren bir yapı ve kişiliğe de sahiptirler. Yapıcı mutsuzluk oluşturarak çalışanları sürekli arayış içine yönlendirmekte, başarısızlıkları ders alınacak örnekler şeklinde algıla****, çalışanları cesaretlendirmekte, organizasyonel gerçekleri sürekli vurgulamaktadırlar. Hayal gücü ve gerçek arasında kapanmayacak bir boşluk oluşmasını önlemektedirler. Çevreyi, gelişen teknolojiyi, iş süreçlerini, bilgi ve enformasyon kaynaklarını ve çalışanlarını yaratıcılık için potansiyel olarak görürler. Organizasyon ve yönetim süreçlerinde öğrenmeyi, sürekli gelişmeyi ve rakiplerin önünde bir hızla yeni bilgileri özümsemeyi ve yeniden yaratmayı kendileri için görev olarak algılarlar. Entelektüel bir lider, iş modeline ve parametrelere yönelik yeni bakış açısı geliştirme, yönetim kavramını çağın ve içinde bulunduğu koşulların karşısında yeni bir süzgeçten geçirerek yaratıcılık arayışında bulunmada öncülük ederler.

3.2.Alışkanlık ve Değişmezlikle Mücadele Edebilmek
Günümüzün şaşırtıcı ve karmaşık çevresinde istikrar kavramı geçerliliğini yitirmiş görünmektedir. Hızlı pazar ve rakip değişmeleri, ileri teknoloji oryantasyonlu ürünlerin piyasalarda yarattığı türbülans, marka ve pazar paylarının internet ve türevi teknolojilerin sürekli tehdidi altında bulunması işletmeleri ve liderlerini istikrardan uzaklaştırmıştır. Günümüzde işletmeler yeni ve güncel yaklaşımlar düzleminde kaos ve karmaşıklık paralelinde örgütlenmekte ve rekabet yeteneklerini sıfır stok, çarpıcı kalite, basıklaştırılmış hiyerarşi-sıfır hiyerarşi, sanal örgütlenme, tedarik zinciri yönetimi, müşteriye uyarlama gibi teknik ve yaklaşımlarla yeniden dizayn edilmektedirler. Entelektüel liderler, teknolojiye ve kaosa duyarlı, istikrasızlığı değer haline getirmiş bir işletmecilik perspektifinde en başarılı liderlik etkinliğidir. Diğer liderlik modellerinden farklı bir tutum ve yaklaşımla ve entelektüelliğin doğasında bulunan bir tarzla istikrarın uzun sürmeyeceği öngörüsünü veri alarak, mevcut alışkanlıklarla ve uygulamalarla mücadele ederek başarılı olmaktadırlar.

2000’li yıllarda teknolojik, sosyal ve politik koşullardaki hızlı değişimler finansal yapılardaki riskleri ve pazar dengelerindeki kararlılıkları da değiştirmekte, büyük kazançlar yanında büyük kayıplar ve ekonomik hayattan şok çekilişler de yaşanmaktadır. 21. yüzyıl dünyadaki sosyal, ekonomik ve politik dengelerin değişmekte ve sancılı bir şekilde yeniden oluşturulmaya çalışıldığı bir yüzyıl olmaktadır. Denge değişimlerini gözlemek için gelecek yılları beklemenin gerekli olmadığı, bunların her an yaşandığı ve sonuçlarının bütün dünya yaşayanlarını derinden etkilediği görülmektedir. İşletmecilik ortamlardaki değişimler hem hızlanmakta hem de karmaşık bir yapıya ulaşmaktadır. Geleneksel işletmecilik kuralları iş ve otorite ilişkileri hızla değişmekte, daha demokratik daha katılımcı yöntemlerin daha fazla katma değer yaratabildiği giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Bunun sonucu işletmecilik kurallarının ve politikalarının yeniden formüle edileceği yönetim sistemlerinin entelektüel ve pratik arayışları sürmektedir.

Entelektüel liderlik gelecek odaklı ve değişen şartlara duyarlı bir tarzla hareket etmekle, stratejik öngörü geliştirerek, yönetim çerçevesi ile liderliğin evrensel çerçevesini uyumlaştırabilen bir anlayışla hareket etmektedir. Bozulan pazar ve örgütsel dengeleri değişen rekabet peyzajına göre yeniden tasarla**** oluşturabilmekte, işletmenin ekonomik ve teknolojik süreçlerinin karlılığını devam ettirebilmektedir. İstikrar ve alışkanlıkları ters yüz ederek hareket etmekte, gelişen rekabet dinamiklerini önceden keşfederek yeni yapılanmaya yönelmektedir. GE Şirketinin efsanevi lideri Jack Welch gelenek ve istikrarı mücadele alanı seçen etkili entelektüel liderlerden birisidir. Jack Welch, 1980’li yılların pazar, rekabet, strateji, karlılık, üretim, kalite, teknoloji ve örgütsel düzlemde değişeceğini önceden öngörerek harekete geçmiş, alışkanlıklara, eski değerlere, örgütsel tutuculuğa saplanmış bir şirketi 20.yüzyılın en başarılı şirketi haline dönüştürmüştür.

3.3.Paradigma Geliştirebilmek
Bilimin gözlemlediği olguları kavramlaştırarak anlamlı bir bütün etrafında birleştirip bir algılama çerçevesi haline getirmesine bir paradigma adı verilmektedir. Örneğin Öklit geometrisi ve buna uymayan Riemann geometrisi bir paradigmadır, Newton fiziği ve buna uymayan, kuantum mekaniği bir paradigmadır, pazar ekonomisi ve bunun karşıtı , komuta ekonomisi bir paradigmadır, Bilimsel İşletmecilik (Scientific Management) ve buna karşı Toplam Kalite Yönetimi bir paradigmadır. Fen bilimlerinde paradigmalar farklı başlangıç aksiyom ve postulalarından kaynaklanır, sosyal bilimlerde ise paradigmalar farklı filozofik ve semantik ontolojilerden kaynaklanmaktadır. Batı olarak adlandırılan toplumsal model, bireyin kendisinden güçlü bir topluma karşı bireyselliğinin ve haklarının korunarak kendisini. çevresini, toplumunu ve doğayı değiştirebilmesi felsefesine dayanırken doğu toplumları bireyin toplumun süren düzeni ve doğa ile uyum halinde olması felsefesine dayanmaktadır. İşletme yönetiminde merkezcil, buyurgan, bürokratik modeller paradigması yaygın bir kabul görürken buna karşı merkezkaç, katılımcı, demokratik yönetim paradigması giderek yandaş ve saygınlık kazanmaktadır. Paradigma ontolojisisnin bir sonucu olarak bilimsel model ve önerilerin özellikle sosyal bilimlerde tartışılamaz gerçekler olmadığını, özel anlayış ve kavramlaştırmalar çerçevesinde oluşan tartışılabilir yorumlar olduğunu söyleyebiliriz.

Entelektüel liderler, örgütsel gerçekleri ve kavramları farklı modeller halinde düşünerek alternatif paradigma dizaynları yaratabilen liderlerdir. Stratejileri, kavramları, organizasyon süreçlerini ve liderlik tarzlarını eleştirel ve yapıcı bir görüş açısıyla ele alarak, dinamik çevre şartlarında işletmeleri için başarı zemini hazırlamaktadırlar. Entelektüel paradigma, gerçeğin çizgisel düşünce tarzından başka sayısız modelle ortaya konulabileceğinden hareketle bir anlam etmektedir. Entelektüel yaklaşımla olayları ve dünyayı algılayan bir kişi aşağıdaki nitelikleri göstererek paradigmasını oluşturmaktadır:

-İnsan düşüncesini ve insanlar arası iletişimi kıskacı altına alan klişeleri ve indirgeyici kategorileri kırmak.
-Bir şeyleri değiştirme imkanlarına set çeken olağanüstü güçlü otoritelere direnebilmek. Muhalefete dayanan bir ruha sahip olmak.
-Yalnızlığı tercih etmek, her zaman çoğunluğa uyup, olumsuzluklara hoşgörü göstermektense yalnız kalmayı daha iyi görmek.
-Konuşma, yazma, yetiştiricilik ve kamu huzurunda sorunları seslendirme yeteneğine sahip olmak.
-İzleyicilerini, karar vericileri mutlu kılma kaygısından uzaklaşma; sıkıntı verici, aykırı olmak, keyif kaçırıcı olmak.
-Kendine özgü davranışlara sahip olma, tüm benliğiyle kendisini uzun vadeli vizyona adama, risk alma, iradeli olma, yakın durduğu kişileri heyecanlandırma.
-Kendi kendini yaratma, geleneklere ve adetlere mesafeli durma, vasatlığa ve klişelere saldırma, akılcı ve ilerici değerleri savunma.
-İnanmadığı şeye hizmet etmeme, özgürce ve bütünlükle ifade edebileceği bir hayat ve sanat tarzı bulma.
-Bilgi ve özgürlük temelli bir yaşamı tercih etmek ve dolayısıyla gezginci bir yaşamı tercih etmek.
-Marjinal, yabancı olmak; otorite ve güç sahibine değil gezgine; alışkanlığa değil geçiciliğe ve rizikoya; otoritenin belirlediği statükoya değil yeniliğe ve deneye duyarlı olmak.
-Kollektif duygular peşinden koşmamak, onları referans alarak farklılaşmaya çalışmamak.

Entelektüel liderler, çağın değer ve eğilimlerini gerçeklik testine tabi tutarak, objektif ve yaratıcı bir gözle yargıla**** hem toplum hem de organizasyon yararına sonuçlar elde etmeye çalışmaktadır. Yüksek performansa dayalı ve sorgulayan bir tutumla davranarak çevresine, organizasyona, çalışanlara ve diğer paydaşlara değer katma uğraşısı içindedir. Yöneticilerin son yıllarda en sık kullandığı sözcükler: "Değişim", "Rekabet", "Belirsizlik", "Kriz" oldu. Kuralları, varsayımları, sebepleri ve sonuçları pek belli olmayan bir düzenin "kaos" olarak tanımlanması doğaldır. Yerleşik paradigmanın yıkılması ile doğan boşlukta belirsizlik yaşanırken, her kafadan bir ses çıkmakta, arayışlar ve tartışmalar yeni bir paradigma ile sonuçlanana dek kargaşa sürmektedir. Entelektüel liderler, günümüzde süreklilik kazanan paradigma değişimlerinde işletmelerinin başarısını, yeni paradigmalar yaratabilme özelliğiyle devam ettirmektedirler. Paradigma üretebilme, var olan paradigmaların geçerlilik kriterlerini yeni gelişen koşullarda uygulayabilme ve geleneksel paradigmaları aşan bir öngörüye sahip olma entelektüel liderlerin karakteristiklerindendir.

3.4.Liderlik Kalitesini Sürekli İyileştirmek
Başarılı şirketlerde her seviyede liderler vardır. Entelektüel bir lider çalışanları arasından liderlik potansiyeli olan yerinde duramayan insanları keşfeder yüzeye çıkarır. Yeni liderler yetiştirir. “Bu kişi çok iyi, beni ileride koltuğumdan eder” gibi bir kaygısı ve kompleksi yoktur. Etrafında yetenekli insanlar oluşur. onları bir gün kendi yerini alacak şekilde yetiştirir. Bu entelektüel liderlik özelliğidir. Öncelikle alçak gönüllülüğü, kendi ile barışık olmayı ve özgüveni gerektirir. Sıradan bir lider iter ve emreder. Entelektüel ve gerçek lider çeker ve bekler. Sıradan bir lider planlar organize ve kontrol eder. Entelektüel lider ateşler, esnetir ve güçlendirir.

Entelektüel lider dürüsttür, söyledikleri ile yaptıkları uyumludur. Heyecan yaratır. İşleri basit gösterir. Anlayışlı, sevecen, insan ruhunu anlayan, gerektiğinde pedagog, gerektiğinde psikolog olur. Bir iletişim ustasıdır. İleriyi görme yeteneğini geliştirmiştir. Entelektüel bir lider alçak gönüllüdür, tutkuludur, umutludur, cesurdur, adildir, güvenir ve güven verir. Güçlü önsezileri vardır, resmin tamamını görür, detaylarda kaybolmaz. Entelektüel liderler, organizasyonun, süreçlerin, ürünlerin, ilişkilerin, örgütsel bütünün kalitesini geliştirirken, öğrenme ve gelişime açık bir kişisel tutumla kendi kalitesini de sürekli geliştirir. Örgütsel kararlarda, teknoloji portföyü ile takım mimarisinin tasarımında yüksek performans gösterirken, kişisel gelişimine önem vermenin yanında paylaşılan liderlik kavramından hareketle olumlu bir liderlik platformu yaratarak yeni liderlerin de yetiştirilmesini sağlarlar.

Entelektüel liderler, filozofik-liberter kişilikleri ile liderlik kalitesini geliştirirken şu niteliklerini de sergilerler; Engellerden üzüntü duymazlar, kendilerine aşırı güvenirler. Enerji düzeyleri yüksektir ve yaratıcı çabaya aşırı ilgi duyarlar. Aşırı çalışabilirler. Zor ve karmaşık sorunları meydan okuma olarak kabul eder ve bunları çözmekten keyif alırlar. Deneye ve değişime karşı ilgi duyarlar, Pratik sonuçlara ağırlık verirler. Filozofik ve Estetik duyarlılıkları yüksektir. Sözcük kapsamları geniştir. Olguları çok boyutlu kavramlarla düşünebilirler. Algılama şemaları esnektir, düşünce ve eylemde bağımsız davranırlar. Çevrenin norm ve değerlerinden çok kendi norm ve değerlerini izlerler. Çevrelerinin sorunlarını kendi sorunları gibi benimseler. Çevrelerine sorun gibi görünmeyen konularda da aşırı duyarlılık gösterebildikleri görülür. Ahlak anlayışında çevrelerinden farklı olabilirler. Her türlü katılık onlara aşılması gereken bir baskı olarak görülür. Dışsal otoritelere karşı kuşkucudurlar, tahakküm ile otoriteyi ayırmakta belirli bir hassaslık sahibidirler. Risk almada cüretlidirler, sorumluluk arar ve yüklenebilirler. İnsanları birey olarak algılar ve birey olarak iyi olduklarına inanırlar. Çevrelerinden olumsuz tavır beklemezler. Yabancılara, farklı gurup ve kültürlere anlayışlı ve dostça davranırlar. Uyuşumcu, gelenekçi tiplerden uzak dururlar. Özgür ve bağımsız olma eğilimleri çok güçlüdür. Bağımsızlık ve özgürlük yanlısı oldukları halde benimsedikleri amaçların gerçekleşebilmesi için kendilerini disipline edip kısıtlayabilirler. Davranışlarında esnek, yargılarında bağımsızdırlar. Değişiklikten tedirgin olmaz, sürpriz kabul edebilirler. Çelişki, gerginlik ve belirsizliğe katlanabilirler. Enformasyonun kendisini kaynağından bağımsız algılayabilirler. Baskıya karşı direnebilir, genellikle kendi sistemlerini izlerler. Zaman perspektifleri geniştir. Genelde uzun dönem optimizasyonları yaparlar. Statü, imaj, başarı gibi maddi olmayan (intangible) kazançları maddi kazançlara tercih edebilirler. Stratejik kazançlar uğruna taktik kayıpları göze alabilirler. Değerlere karşı saygı duyarlar ve karşıt değerleri de kendi değerleri gibi savunabilirler. Çıkar savunanlara dikkatli ve hoşgörülü, değer savunanlara karşı saygılı davranırlar.

Entelektüel liderler, değişime, rekabete, paradigma erozyonuna, karmaşık koşullara ve kaosa meydan okurken liderlik kalitesinin boyutlarını sürekli iyileştirme ve mükemmelleştirme arayışı içindedirler. Liderliğin kalitesinin sürekliliği işletmelerin ve dolayısıyla toplumun da kalite düzleminde mükemmelliğini getirecektir. Entelektüel liderler de filozofik ve liberter kişilikleri ile liderlik kalitesinin sürekliliğini vurgulayan liderlerdir. Entelektüel liderler, organizasyonel maliyetleri azaltırken liderlik perspektifinin de altını çizerek, gelecekteki örgütsel dokunun şekillenmesini ve dolayısıyla bütüncül bir yaklaşımla örgütün kalitesinin bugünden yarına sürekli iyileştirilmesini sağlarlar.

3.5.Küresel Bakış Açısına Sahip Olmak
Gelecekteki meydan okumaların önemli bir olgusu, bütün bu gelişmelerin işletmeciliği küresel bir konuma dönüştürmesidir. Dünya pazarları için mal ve hizmet üreten firmaların, bu eylemlerini artık ulusal formatlar içinde sürdürmeleri olanağı kalmamış gibidir. Enformatik ve haberleşme teknolojileri zaman ve mevsim farkı tanımadan artık olayların küresel bir ortamda haberleşilmesine ve gerekli etkileşmeye olanak sağlamaktadır. Ulusal pazarlardaki kaynak ve ölçek sorunları nedeniyle katma değerlerin giderek düşmesi firmaları dünya pazarlarına hızlı bir şekilde açılmak zorunda bırakmaktadır. Bu ayrıca firma yönetimlerinde de hızlı bir uluslar arasılaşmayı gerektirmektedir. Amerika’da 1990’larda yapılan araştırmalar, firmaların %30 ‘unda 5 tepe yöneticisinden 3 ünün yabancı olduğunu ortaya koymaktadır. %45’i de en önemli beş rakiplerinde üçünün yabancı olduğunu söylemektedir. 1980’lerde bu oran sadece %5’di. Geçen sürede bu oranların arttığını söylemek mümkündür.

Dünya pazarlarını zorlayan ciddi rakiplerin başında Japonların geldiği görülmektedir. Bunu diğer Asya ve Pasifik ülkeleri de izlemektedir. Artık doğu tipi üretim ve pazarlama, Batı tipi üretim ve pazarlama tekniklerini geride bırakmaktadır. Batının teknoloji üretme ve geliştirme üstünlüğünü uygun bir sosyoloji ile birleştirememesi giderek kendine pahalıya mal olacaktır. Japon ve Asya firmaları otomobil, tekstil, çelik, optik, elektronik, ev elektroniği, bilgisayar, bilgisayar çipi gibi alanlarda rekabetçi üstünlükleri ele geçirmiş durumdadırlar. Avrupa Birliğinin 1992 deki birleşme ve genişleme hamlesi ile bir çok Avrupa firması Amerika ve Kanada’ya açılırken, birleşik pazarları da bir çok Amerika ve Kanada firmasını kendine çekti. Hong Kong’ un 1997 de Çine devredilmesi, tekstilde rekabetçi üstünlüğü olan bir çok firmanın Kanada’ya geçmesine neden oldu. Böylece dünya ekonomileri ve pazarları değişik gravitasyon merkezleri oluşturarak karmaşık bir şekilde birbirine bağlanmış oldu.

Artık Japonya, parasının değerlenmesi, emlak spekülasyonu ve bankacılık işlemlerindeki açıklar nedeniyle sorunlar yaşamasına karşılık şu anda dünyanın etkin ve güçlü bir üretim-pazarlama merkezidir. Dünyada bir çok pazarda üstünlük sağladığı gibi bazı pazarlarda ise rakipsiz hakim durumdadır. Amerika kaybettiği pazarlardaki durumunu düzeltme çabasında olmakla birlikte, bu pazarlardaki stratejik hakimiyetini kaybetmiş bulunmaktadır. Bunun sırrı yetenekli bir ulusun küresel çapta bir vizyon ve stratejiyi başarı ile uygulaması olarak görülmektedir. Japon deneyimi, küresel çapta bir vizyon ve stratejisi olan uygulamaları, gelişmiş sanayi toplumu ekonomilerin algılamakta ve reaksiyon vermede geç kaldığını ortaya koymaktadır. Buna karşılık bu süreç yaşanmış ve sonuçları olgunlaşmıştır. Bundan sonraki başarılar stratejik pozisyonlar kapmak değil, oyunda kalmayı sürdürmek olacaktır.

Yukarıda çerçevesi çizilen küresel ekonomik durum ve bunu oluşturan süreçlere yön veren dinamikler organizasyonları da hem strateji hem de rekabet yönleriyle etkilemektedir. Bugünün organizasyonlarının dizayn ve çevreye yaklaşımlarında en etkili faktörün küreselleşme olduğu da söylenebilir. Entelektüel liderler, çevreye, topluma ve dünyaya geniş bir perspektifle, sosyal duyarlılık algısıyla bakmaktadırlar. Entelektüel liderlik, mimarisini oluşturduğu iş modellerine, performans yönetim sistemlerine, ileri teknoloji ve internet platformuna anlam kazandırırken yönetim çerçevesini global bir düzlemde ele alarak uygulamaya yönelmektedir. İş çevresini ve onu oluşturan faktörleri global çerçevede değerlendirmek işletmelerin rekabet ve yaratıcılık performansını da arttırmaktadır.

Değişen iç ve dış çevre koşullarına uyum sağlayabilmek, sürekli olarak gelişebilmek ve kar elde edebilmek, uzun sürede başarılı olabilmek, ancak ayların ve hatta yılların ötesine bakabilen, küçük manevralar üzerinde duracak yerde, geniş çapta stratejiler kurabilen liderlerle gerçekleşebilir. O zaman, söz konusu iç ve dış çevresel güçler onu artık kısıtlayamayacaktır. Çünkü lider, bunların çoğunu belirli bir kontrol uygulayabileceği değişkenler gözüyle bakabilecektir. Örneğin yeni görüşler ve beceriler kazanma yoluna gidecektir. Entelektüel lider, stratejik düşünen bir lider olarak gelişen rekabet süreçlerini ve global mimarinin gereklerini yerine getirebilmek için kendisini sorumlu sayan ve bunun için yeteneklerini sürekli geliştiren liderlik modelidir. Geleneksel liderlik tarzlarından farklı biçimde algıladığı çevre olarak global iş çevresinde rekabet temelinde stratejileri, fonksiyonel eylemleri ve iş programlarını uygulamaya geçirerek global dinamiklere odaklanan liderlik biçimi entelektüel liderlik olmaktadır.

3.6.Kendini ve Çevresini Motive Edebilmek
Liderlerin önemli fonksiyonlarından biri çevrelerini enerji ve coşku dolu hale getirebilmeleridir. Buna motivasyon (coşkulama) denmektedir. Motivasyon bireyleri harekete geçiren, sonuç almaya yönelten bir uyarı olarak tanımlanabilir. Etkin liderler olarak entelektüel liderler çevrelerine uyarı, esin ve informasyon kaynağı olurlar. Mustafa Kemal Atatürk bu etkinin tipik bir örneğidir. Bu kaliteler insanları harekete geçirebilmek için entelektüel liderlerde bulunan kapasitelerdir. Belli başlı motivasyon kapasiteleri şunlardır:

-Görkemli fakat gerçekçi hedefler oluşturur.
-Tavırlarına yüksek bir enerji ve sınırsız coşku hakimdir.
-İnsanlarda üstün bir amaç ve yön duygusu oluşturur.
-Başarı için plan yapar ve kestirme yolları araştırır. Hiç bir şey insanları başarı kadar başarılı olmaya motive edemez. Kimse başarısızlığın destekçisi olmak istemez.
-Aşılabilir, başarılabilir sorun ve görevleri gündeme getirir.
-İnsanların dikkat çekmeleri ve başarılarını gösterebilmeleri için fırsat yaratır.
-Verebileceği kadar çok övgü ve yüreklendirme sağlar.
-Başarısızlıkları görmezlikten gelir veya başarısızlığın sorumluluğunu üstlenir.
-İnsanları, kendilerinin bile farkında olmadıkları potansiyeller olarak görür.
-İnsanların yeteneklerine ve potansiyellerine güvenini her fırsatta vurgular.
-İnsanlara kendilerinin başarı ve performanlarından oluşmuş bir tarih duygusu aşılar.
-İnsanlara başarılarından duydukları gurur ve başarısızlıklarından aldıkları ders ile aşılamayacak engel tanımayan üstün insanlar oldukları duygusunu verir.
-Gelecek için başarı ve başarısızlıkların perspektifinde rafine olmuş bir ortaklaşa vizyon yaratır.
-Bütün bunları içtenliğinden ve tutarlılığından kuşku duyulmayacak bir üslupla yapar

Sosyal, teknolojik ve ekonomik değişimlerin hızı bir çok lideri bunaltmakta, onları az dinleyen, düşünmeden karar veren ve eleştiri ve uyarıları dinlemeyen bir karakter haline getirmektedir. Dikkatlerinin hızla ve yoğunlukla finansal sorunlar üzerinde odaklaşması, insanların sorun çözücü kapasitelerini değerlendirebilmelerini engellemektedir. Bunun doğal sonucu olarak insanlar, oluşturdukları çözümlere de isteksiz ve yetersiz katılmaktadır. Pozisyon olarak tepe yöneticiler tahakküm edici ve üstün iradelidir. İstek ve çözümlerinin arkasında büyük bir güç bulunmaktadır. Çalışanların bu istek ve iradeyle ters düşen görüş ve önerilere sahip olması imkansız değilse bile oldukça zordur. bunun sonucu olumsuz sonuçlar kendilerine zor ulaşır ve yaralanabilecekleri uyarı ve öneriler kendilerine ulaşamadan buharlaşır. Bilinen ve geleneksel bir durum arz eden bu gibi durumlarda entelektüel liderler her türlü zorlama, baskı ve tahakkümü ortadan kaldıran bir motivasyon modeliyle ortaya çıkmakta, hiyerarşi ve otorite yerine performansa dayalı otorite olarak kazanılmış otorite uygulamasını gündeme getirerek, üst yönetimle çalışanlar arasındaki bariyerleri geçersiz hale getirmektedir.

Entelektüel liderlik, motivasyonu, sadece organizasyonu bir arada tutan bir sistem olarak değil, yaratıcılık, yenilikçilik, yeni fikirler yaratarak tasarım liderliği ile müşterilerle güçlü bağların oluşturulmasında da kullanmaktadır. Kendini sürekli motive eden entelektüel liderler, yaratıcılıkları ve sistemleri üst düzeyde dönüştürebilmeleri sayesinde organizasyonun yaşam eğrisini de uzatmaktadırlar. Öte yandan entelektüel odak, günümüzde sürekli değersizleşen entelektüel sermayeyi ve eskiyen yönetim çerçevesini yeniden yaratmada ve orijinal duruma getirmede tek etkili liderlik modeli olmaktadır. Organizasyonel liderlerin sahip olduğu bilgi ve enformasyonun geçersiz, yetersiz kalması karşısında kendini motive edebilen liderlik anlayışı olarak entelektüel liderlik, bilgisini sahip olduğu tutku ve motivasyonla yenileyerek güncellemekte, bu durum organizasyonun entelektüel sermayesinin de değerlenmesine katkıda bulunmaktadır.

4.Entelektüel Liderliğin İşletmelere Sağlayacağı Yararlar
Entelektüel liderler, işletmelerin önemli stratejik ve yaratıcı değişimler gerçekleştirmelerini, entelektüel ekonomi oryantasyonunu sağla**** yeni şartlara adaptasyonunu sağlayacaklardır. Finansal verimlilik ve fonksiyonel sinerji, geniş açılı bir teknoloji öngörüsü, tatmin düzeyi arttırılmış sadık müşterilerle, işletmeler entelektüel liderliğin yararlarını elde edeceklerdir. Entelektüel liderler, kalıplaşmış, geleneksel, klasik-mekanik organizasyon yapı ve süreçlerini elimine etmede güçlü bürokratik ve semantik engelleri aşmada başarı gösterecek liderlik modelidir. Entelektüel liderler, günümüzün değişim dalgalarını ve yönetici engellerini işletmeler yararına optimizasyona dönüştürmede de etkin rol oynayacaklardır.

Entelektüel liderler, çalışanların birbirinin çabalarını ve başarılarını bloke eden rekabetçi bir tutum yerine birbirini destekleyen ve sinerji yaratan bir düzen içinde çalışmalarını nasıl sağlayacaklardır. İktidarın kötü ve olumsuz kullanımına yol açan - ardılını belirlememe, iktidar pozisyonlarını zamanında bırakmama gibi - tuzaklara düşmekten sakınarak işletmenin liderlik bunalımı yaşamasını önleyecektir. Genel yapıcı mutsuzluğa dayalı olarak, sorumlu, yaratıcı, yenilikçi, girişken, enerjik bir iş ortamını yaratarak ve bürokratik katılık, dar görüşlü politika ve kısır iktidar çekişmelerinden kaçınarak işletmenin yetenek ve kapasitesinin artmasında etkili olacaklardır. Entelektüel liderler, çalışanların yönetime katılmasını öncelikli ve samimi bir değişim olarak başlatacaklardır. İşletmelerde çalışanların gönüllü ve istekli olarak yönetime katılması, onların isteksiz olarak itaat etmesinden daha fazla katma değeri kuruluşa kazandıracaktır. Böylece çalışanlar verimliliğin ve katma değerin artması doğrultusunda daha fazla katkıda bulunacaklardır.

Entelektüel liderlerin yönetim yaklaşımı altında, kuruluşun stratejik önem taşıyan bütün karalarına, çalışanların katılması sağlanacaktır. Çalışanların morali ile birlikte verimlilikleri de yükselecektir. Entelektüel bakış açısı, işletmenin, teknoloji, pazar, müşteri, rekabet, mamul gibi strateji geliştirme alanlarından hangilerinde daha çok odaklanacağını ve strateji mimarisinin ne olacağını belirlemede de üstünlük oluşturacaktır. Günümüzün teknoloji ve internet odağında firmaların gereksindiği liderlik tipolojisi olarak entelektüel liderlik, işletmelerin yeni döneme uyarlanarak kendini keşfetmesinde, büyüme sürekliliğini ve kar peyzajını güçlendirmesinde etkin rol oynayacaktır. Entelektüel liderler, yönetim ve organizasyon boyutunda yüksek performans gösteren liderler olarak, geleneksel yönetim ve organizasyon süreçlerini sorgula**** tartışmaya açmakta, bilgi teknolojisinin artan verimliliğini kar marjına dönüştürmede öncelikli rol almaktadırlar.

Entelektüel liderler, organizasyonlarda düşünceleri ve yaratıcı fikirleri baskı altında tutan organizasyonel engelleri ve hiyerarşiyi ortadan kaldırarak, informal-formal çıkar gruplarının değişimi engellemesine ve dolayısıyla organizasyonun yaşamına müdahale etmesine engel olarak başarıyı arttıracaklardır. Entelektüel liderler muhalefet, sorgulama, alternatif yaratma, orjinalini keşfetme ve bilinmeyen ideali arama yönleriyle organizasyonel performansın yeni alanlarını ortaya koyacaklardır. Bu durum işletmelerin yeni koşullarda başarısını pekiştirecektir. Entelektüel liderler, bilginin, enformasyonun ve entelektüel sermayenin verimliliğini sağlayan modelleri yaratmada, yeni organizasyonel konseptleri uygulamada çoğunluğun eğilim ve tercihlerini göz önünde tutmadan organizasyonel fedakarlığa ve başarıya ulaştıracak stratejileri gündemlerine alacaklardır. Böylesi bir yaklaşım ortak aklın verimsizliğini önleyecektir.

Entelektüel liderler, bilinen iletişim araçlarını ve yetiştirme teknolojilerini, gereksinim duyulan liderlik stratejilerini hızla uygula**** örnek olmakta, sorunları, istekleri ve tartışmaları etkin biçimde yönlendirerek topluma, topluluğa seslendirmede mükemmel yetenekler sergileyecek, bu yaklaşım ile söz konusu yetenek, işletmenin iletişim mimarisini güçlendirecektir. Entelektüel liderler, otorite ve karar alıcıları geçici mutluluklardan uzaklaştırmada, geçici organizasyonel başarıları görmezden gelmede, keyif veren klişeleri ortadan kaldırmada etkin liderlerdir. Bu anlayış, geçmiş başarılarla, geçmiş efsanelerle giderek küçülen işletmeler için hayat verici olacaktır. Entelektüel liderler, yüksek motivasyon yapısıyla, risk kültürünü özümsemekle, sorunlar ve krizler karşısında değişmeyen iradeleriyle, uzun vadeli öngörüyle stratejik vizyonlar geliştirerek adanmışlık kültürüyle hareket etmekle işletmelerin gereksinimi olan liderlik modelini sergileyeceklerdir.

Entelektüel liderler, bilinenlere, geleneklere, sıradan ve değişmeyen klişelere, liderlere ve yaşanmış hikayelere önem vermeden kendilerini yeniden biçimlendiren, beceri ve yeteneklerine yeniden şekil veren liderlerdir. Bilgi ve özgürlüğü temel alan yaşam tarzlarıyla, gerektiğinde mevcut yaşam ve mesleki avantajlarını terk etmekte yarar gören liderlerdir. Söz konusu tarz ve yaklaşımlar, işletmelerin günümüzde uyum sağlamakta güçlük çektiği yeni ve güncel yapılanmalara uyum sağlamalarını kolaylaştıracaktır. Entelektüel liderler, objektif, marjinal, statükoya meydan okuyan ve pragmatizme olan duyarlılıklarıyla işletmelerin, pazarda ve teknoloji portföyünün verimliliğini sağlamada ve günümüz entelektüel çalışanlarını yeni sözleşmelere ikna etmede başarılı olmasını sağlayacaklardır.

Entelektüel liderler, yaratıcılıklarıyla, vizyon ve entelektüel sermayeyi etkin biçimde yönetmeleriyle, liderlik kalitesini sürekli geliştirmeleriyle, otorite ve komuta odaklılığı reddetmeleriyle, risk ve sorumluluğu kutsallaştırmalarıyla, öğrenmeye odaklı, gelişmeyi yücelten iş ortamı tasarlamalarıyla, bilgi teknolojisi platformlarının artan verimliliğini elde etmeye dayalı süreç çözümleri ve teknoloji mimarilerini işletmede oluşturmalarıyla, çalışanların, müşterilerin, hissedarların uzun dönemde yararına olacak pratikleri benimsemeyle ve en önemlisi de günümüze özgü muhteşem iş yeri konseptini işletmelere mal etmeyle başarıyı üst düzeye taşıyacak liderlerdir.

Yararlanılan Kaynaklar
1.Ali Akdemir, Entelektüel Liderlik, www.yenibir.com.
2.www.eu.edu.tr.
3.www.eylem.com.
4.Harry Levinson : Criteria for Choosing Chief Executives Harvard Business Review, July - August, 1980, P.113
5.İbrahim Kavrakoğlu, Yönetimde Devrim, www.kavrakoğlu.com.
6.www.insankaynaklari.com.

hüseyin yılmaz

















Yerleşim : Türkiye / Kayseri  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.23 saniye.
00:01:32, 26 Nisan 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım