Ben Kayalıkların Yalnız Martısı, O. . . . . . . . - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Ben Kayalıkların Yalnız Martısı, O. . . . . . . .


tristapena
Editör

Toplam 498 yazı
17/05/2008 :  12:46:00 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Tüm yaşanmışlıklara ve kurgulara;
TANIŞMA
Oltayı bağlamayı bilmediğim, balıklara gönlümü kaptırmak üzere olduğum günler.Yaz ayları..Yılı hatırlamıyorum!
Dalgakıranda zargana yakalamaya çalışıyorum ama ne mümkün..
Her şeyin acemliği zordur ama balıkçılığın ki bir başkadır!
Oltayı bilmezsin, misinadan anlamazsın, hangi yeme hangi balık gelir? Millet yakalar sen bakarsın, kızarır, bozarır kimseye de bir şey soramaz, arpacı kumrusu gibi düşünür durursun.
Balıkhaneden yarım kilo istavrit aldım, küçük kırmızı topun ucuna iki kulaç misina, misinanın ucuna da sinek iğne bağladım, istavritin sırtından küçük bir parça kesip yem olarak kullandım..Zargananın gelip oltama yakalanmasını bekliyorum.
Bekliyorum.......Bekliyorum....(!)
Beklerken dalmışım...
— Uyuyorsun sen be arkadaş!
Tombul hasırlı şarap şişesi gibi esmer bir adam gelmiş yanıma, çantasını açmış, taburesini kurmuş, oltasını denize fırlatmış, benim haberim yok.
— Rasgele ağabey, vurdu mu ben görmedim?
— Vurmayı bırak, hayvan iki kere de havaya fırladı
Allaaaah! Elim ayağım birbirine dolaşıyor, makarayı deli gibi döndürüp, misinayı sarıyorum........Hiç bir şey yok...Yem de yok.....İğne de yok..
Suratım artık nasıl bir şekil aldıysa..
— İğneyi sen mi bağladın?
— Evet.
— Nasıl bağladın?
— Kör düğüm attım!
Gülüyor.......Utanıyorum..Gömlek cebinden Maltepe sigarası çıkartıp yakıyor..
— Anlaşıldı ver bakalım misinanın ucunu.
İple boynuna astığı gözlükleri takıyor önce, takım çatmasından küçük bir kutu çıkartıyor, parmağını ağzına sokup kutunun içini karıştırmaya başlıyor, biraz sonra ıslak parmağa yapışmış iğne misinanın ucuna bağlanıyor.
— Bunu da söksün bakayım da göreyim!!
Yemleyip atıyoruz oltayı.....
SONRASI
Güzel ülkemde insanlar ve öyküleri birbirine benzer!
Kemal ağabey;
Sigortadan emekli oluyor, İstanbul’dan, trafikten, karmaşadan, hırgürden kaçıyor..Eline geçen toplu para ile Silivri’de bir ev alıp yerleşiyor..
Evde canı sıkılıyor, kahvede nefes alamıyor, elli yaşından sonra dalgakıranın yosunlu taşlarının gediklisi oluyor.
Başladığı günlerde her akşam mahalleye eli boş dönüyor, yirmi beş senelik eşi balık yakalayamadığı için onu çocuklara maskara ediyor.
Zaman su gibi akıp, kumda izi kaldıkça Kemal ağabey de alıyor işin çalımını.
Hava müsait olduğu zamanlarda tüm vaktini deniz kenarında geçirmeye başlıyor.
***
Her balıkçının bir kayası olur, ne hikmetse hep aynı yerden atar oltasını, beklerken duruşu bile değişmez.
Keyifçi ile kıyı balıkçısının arasındaki fark, balıkçının suskun olmasıdır.
Ellerinde bira şişeleri, bağrış çağrış küfürlü konuşup alkolü ağzına içmeyi beceremeyen, sağa sola bulaşan, sorulduğunda “balıktan anlarım” diyen, babası zengin, arabası son model, cüzdanı kabarık, ensesi kalın balık tutmanın felsefesinden bihaber, insanlara da “zirzop” denir.. Zirzop isim değil sıfattır ya neyse!
Bir akşamüstü, Kemal ağabey kayasında, elinde oltası ile hülyalara dalmışken bu zirzoplar geldi yanına... Üç kız,iki erkek, çocuklardan biri ateş istedi.Kemal ağabey çıkarttı verdi..
Oltaları attılar denize, balıkla hiç alakaları yok ama...
Kahkahalar, el şakaları, öpüşmeler, koklaşmalar, keyfimiz kaçtı.. Takımları toplamaya başladık.
Çocuk bir daha ateş istedi, sigarasını yaktı, Kemal ağabeyin çakmağını suya attı!
Bela geliyorum demezmiş, ses çıkartmadı yine adam, çocuk balık çantasına bir tekme...(!)
Sabır taşı çatladı sonunda, girişiverdik beyzadelere.... Yer misin yemez misin? Verdik odunu, çocuklardan feci ayı kulağı çıkarttık..Kızlar arabaya kaçtı, çocuklardan birini denize soktuk çakmağı arattık, bulamadı..Diğeri gitti, yeni bir çakmak aldı geldi de bıraktık sıpaları...
Sonra anladım ben işi; meğer çocuk Kemal ağabeye niye kızlara bakıyorsun deyip sinirlenmiş...
Hem yol ortasında seveceksin
Hem deplasmana geleceksin, hem bağcıyı döveceksin!
KAYIK
Kıyıdan tuttuğu balıklar yetmedi Kemal Ağabeye, “emekli maaşı ile olmuyor” dedi.
Paraya kıydı, pancar motorlu, ahşap bir sandalı ekmek teknesi yaptı kendine...
Sabah ezanıyla denize, akşam ezanıyla eve.....
Görüşemez olduk.
Ben kayalıkların yalnız martısı, o denizlerin kır saçlı delikanlısı.
Lodoslu bir günde kahvede karşılaştık nihayet...
— Ali niye gelmiyorsun benimle çapara?
— Çapar sevmiyorum ben ağabey.
— Büyük taşa yemliye ***üreyim seni. Olmadı lambalıda lüfere takılırız..
- O zaman gelirim..
— Ne zaman istersen...
İçtik çaylarımızı, bolca laflayıp ayrıldık.
Zamanla benim vaktim azaldı sorumluluklarım çoğaldı..
Kahveden ayağım kesildi, dalgakırana gidemez, eski dostları da göremez oldum..
Olmadık zamanlarda kader, bazen bir lokantada, bazen bir çay ocağında karşılaştırdı bizi, her karşılaşmada denizden balıklardan konuştuk..
Her seferinde takıldım “ ********** çıktın ağabey hani lüfere gidecektik?”
Fırsat olmadı, bira araya gelemedik..Ekmek teknesi ile büyük taşa gidemedik...
RÜYA
Aradan yıllar geçti..Silivri’den de koptum.
Herhangi bir senenin ağustosunda güney sahillerinde küçük bir kasabaya on beş günlüğüne yaz tatiline gittim.
Beyaz tenli olunca, güneşle bir araya gelmemeye dikkat ederim.
Kahvaltıdan sonra, bir söğüt gölgesi bulursam, akşamı ederim.. Bulamazsam odaya kapatırım kendimi, klimayı da açarım, kâh kitap okurum kâh hayal kurarım...
Öyle bir günde, kitap göğsümde uyuya kalmışım..
Hiç aklımda yokken Kemal Ağabeyi görüyorum rüyamda..
Balıkçı kahvesine oturmuşuz, gülüyor anlatıyoruz yine takılıyorum “ hani tekne ile balığa çıkacaktık ağabey?” Susuyor...... “ Kısmet olmadı” diyor...
Uyanıyorum...
“Hayat bir öğretmedir ama konuşmaz” diyorlar ya boşa değil...Anlayana konuşuyor..Dinleyene anlatıyor...
Yaz tatili dediğin nedir ki göz açıp kapayana kadar bitiyor.
Rüya aklımda, soluğu balıkçı kahvesinde alıyorum..Sürekli oturduğumuz masaya oturup çayımın gelmesini bekliyorum...Katlanmış, ezberlenmiş günlük gazetelerde haberler hep aynı, rüzgar var...
Acaba tanıdık birileri var mı diye gözlerim iskemlelerde!
Gözlerim duvardaki resimde.......
Ahmet çayı getiriyor
— Daha yakışıklı bir adam resmi bulamadınız da Kemal ağabeyin Fotoğrafını astınız duvara? Benimkini koysaydınız...(!)
Ahmet bir garip bakıyor, tıslar gibi konuşuyor;
- Ölürsen o da olur!

Ali GÜLCÜ

Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Diğer
betaport
Yeni Üye

Toplam 46 yazı
18/05/2008 :  14:15:36 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Ali Abi çok güzel hatıraymış.....

Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
tristapena
Editör

Toplam 498 yazı
19/05/2008 :  09:51:54  Alıntı
Çok teşekkür ederim Sevgili Ümit.
Ali GÜLCÜ

Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Diğer
birca
Yeni Üye

Toplam 75 yazı
19/05/2008 :  11:53:58  Alıntı


Hocam,
Bu güzel 19 mayıs sabahı
İnan çok güzel başladı benim için sayende
Allah kemal ağabeyede rahmet eylesin
birca

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Yöneticilik
tristapena
Editör

Toplam 498 yazı
19/05/2008 :  12:04:42  Alıntı
Komutanım utandırdınız beni, hayatın fısıltılarını duyanlardan olduğunuz çok belli..Saygılar..
Ali GÜLCÜ

Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Diğer
zeynep_
Üye

Toplam 218 yazı
19/05/2008 :  17:05:20  Alıntı
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - tristapena
Komutanım utandırdınız beni, hayatın fısıltılarını duyanlardan olduğunuz çok belli..Saygılar..


sızın hayatın fısıltılarını dinlemeden yapamadıgınız daha cok belli,hele duyduklarınızı aktarmanız.
aman dinlemeyi bırakmayın Ali Gülcü....
bazılarımız bu güzel yazılarla boslugu dolduruyoruz.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Tekstil
tristapena
Editör

Toplam 498 yazı
19/05/2008 :  17:17:59  Alıntı
Her duyduğumu anlamayı, anladıklarımı anlatmayı dilerdim Sevgili Zeynep...
Ali GÜLCÜ

Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Diğer
betaport
Yeni Üye

Toplam 46 yazı
23/05/2008 :  20:38:41 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Ali abi senin sohbetini özledim bak kaç yıl aradan sonra seni buralarda buldum beklerim. Mekan hep aynı bende bir türlü değiştiremedim. :)))


Yerleşim : Türkiye / Tekirdağ  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

8.22 saniye.
19:30:29, 1 Haziran 2025, Pazar

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2025 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım