Gül Bahçesinde Diken - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Gül Bahçesinde Diken


iferitcamlibel
Yeni Üye

Toplam 1 yazı
29/11/2003 :  21:47:03 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


gönderdiğim yazıdaki yöneticinin çok büyük bir sorunu var? zaten okudğunuzda göreceksiniz; bu sorunu uluslarası pazarlama şartlarıda çözmek istiyorum.


fen bilimleri çıkışlı olduğum için bulduğum çözümler çok anlamsız oluyor. diğer paylaşımcı arkadaşların yorum ve çözümlerini bekliyorum.

saygılarımı sunarım.



Gül Bahçesinde Diken

Mike Graves’in kırmızı kadife perdeli yüksek pencerelerinden Şangay manzarası muhteşemdi. Eski, batı stili binalar, modern gökdelen kalabalığı, tv kulesinin anteni. Ancak Mike bugün bunları fark edecek halde değildi. Çinli ortağının kârlı bir iş teklifinin kopyasını elinde sımsıkı tutuyordu, oda içinde dolanarak o sabah huzurunu kaçıran telefon konuşmasını aklından tekrar geçirdi.

Şirketin Ohio merkezindeki patronu Bill Windler’i aramıştı, kendisine o gün ortaklığın onuncu yıldönümü şerefine verilen ziyafette yapacağı kısa konuşmanın bir özetini sunmak istiyordu. Mike, ortak girişimin dünya kalitesinde bir düzeye gelmesi ile ilgili olarak söyleyeceklerini Windler’e bildirirken, patronunun sesinde gitgide artan bir sıkılma havası sezdi. Yaklaşık beş dakika geçmişti konuşma sırasında ve Windler Mike’ın cümlesini yarıda keserek “Kendi sırtını sıvazla**** omuzunu ileri atma” dedi.

Windler, Mike’a Heartland Spindle işinin tümünden beklediği kar marjlarını hatırlattı.

“% 4 gelir felaket! Üç yıldır o işteyiz Mike! Rakamlar şimdiye kadar çok daha iyi olmalıydı” dedi Windler,
% 20 gelir beklediğini ve bu rakama ancak daha etkin ve otomasyon bir çalışma ile ulaşılabileceğini söyledi. Windler’e göre şirketin halihazırda 1200 çalışanı vardı ve bu çoktu. “Bunun halledilmesi lazım, hemen.” dedi.
Mike patronunun cevap olarak hayır kelimesini sevmediğini biliyordu. Ancak Çinli ortaklarının da Windler’ın önerdiği işçi çıkarma fikrini kabul etmeyeceklerini öğrenmişti. Burada genel müdür olarak geçirdiği beş güzel yıl acı verici bir sonla noktalanacak gibi görünüyordu. Mike, Ohio’dan gelen o sert sözcüklerin, sözleşmesinin altı ay daha çalışması yönünde yenilenmeyebileceğini sezdiren bir uyarı olduğunu düşündü ister istemez.

Dahası, telefon konuşması biterken, genel müdür yardımcısı Qinlin Li’den bu en son iş teklifi gelmişti. Ortaklığın Çinli tarafının üst yöneticisi olan Qinlin işin başından beri Ortaklıktaydı. Daha önce olduğu gibi, işe girmek için adeta dayanılmaz bir baskı olacaktı. Çinli taraf, işlerin sürekli bir şekilde yayılması ve belli bir düzeyde tutulması için iyi bir ortaklığın Mike’ın desteğine bağlı olacağını belli edecekti. Zamanlama bundan daha kötü olamazdı. İşin kârları yiyip bitirecek şekilde gelişip büyümesi Windler’in isteyebileceği en son şeydi. Kapı tıkırtısı onu bu düşüncelerinden ayırdı. Mike’ın yardımcısı ve tercümanı olan Feng Chen kendisine arabasının hazır olduğunu söyledi.

Dostça İşbirliğini Geliştirme

Araba Shangri La otelinden ayrılırken Mike, yerel yönetim görevlilerinin, iş ortaklarının, tedarikçilerin, müşterilerin, hatta rakiplerin gönderdiği çiçek sepetlerinin etrafına dizildiği kırmızı halıya bakarak gülümsemeye çalıştı. Üniformalı bir bando takımı otel girişinde duruyordu, yukarıda parlak kırmızı renkli bir pankartta Çince ve İngilizce olarak “Dostça İşbirliği ve Ortak Büyüme Yolu” ve “Zhong Lian Örme Şirketi’nin Onuncu Yıldönümü Kutlaması” ifadeleri yazıyordu.

Mike, bir saattir orada olan ve son dakika ayrıntılarına kadar etrafla ilgilenmekte olan Qinlin’le birlikte kendilerine verilen selamlara karşılık verdi.
Balo odasında, kırmızı ipek bir qi-pao (resmi törenlerde giyilen geleneksel bir Çin elbisesi) giymiş zarif, genç bir kadın Mike’a ortadaki yuvarlak masaya giderken eşlik etti. Qinlin’in alt kademesinde olan iki kıdemli Çinli yönetici ayağa kaktı ve selamlarına başlarıyla karşılık verdiler. Heyecanlı alkışlar arasında flaşlar patlıyordu. Qinlin üç önemli hükümet görevlisi ile odaya girdi. Mike’ın masasına yaklaştılar ve Çin geleneğine göre masadaki en önemli koltuğa kimin oturacağına ilişkin kısa, kibarca bir tartışma yaptılar. Sonunda en yaşlı ve en üst görevde olanı şeref sandalyesini kabul etti. Qinlin, yukarısında işbirliğini simgeleyen kırmızı ipekten dev bir Çin düğümünün bulunduğu podyuma çıktı. Mikrofona dokunurken odadaki herkes sessizleşti:
“Bayanlar, baylar! Zhong Lian Örme Şirketi’nin onuncu yıldönümü kutlamasında burada benimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederim. Başlangıcından itibaren şirkette olan kişiler katlandığımız sıkıntıları ve nasıl sıkı çalıştığımızı hatırlayacaktır. Zhong Lian’ın kuruluşundan beri, Suzhou First Textile Company ve amerikalı ortağımız Heartland Spindle Company arasında yarı yarıya bir ortaklık olarak kurulan Zhong Lian pek çok zorluk ve engelle karşılaştı. Ancak başardık.”

Mike tercümanı dinliyordu, ancak Qinlin’in sesindeki hırsı hissedebiliyordu.

“Hükümetimizin desteğiyle, her iki ortak şirketin, tüm yöneticilerimizin ve çalışanlarımızın çabalarıyla, para kaybeden bir şirketi para kazanan bir şirkete dönüştürdük.”

Mike şirketin ilk günlerinde orada değildi ancak tüm hikayeyi biliyordu. On yıl içinde Heartland’in dördüncü genel müdürüydü. Ondan önceki iki kişi üç yıllık sözleşmeleri dolmadan ayrılmıştı. Biri ailevi nedenlerden dolayıydı, eşi Çin’e uyum sağlayamamıştı. Diğeri ise, sözde daha iyi bir iş teklifi almıştı. Uluslararası alanda 20 yıllık bir deneyime sahip emekli bir yönetici olan Mike, Heartland onu Şangay’a göndermeden önce Japonya’da, Hong Kong’ta ve Avustralya’da çalışmıştı.

Mike’ın en çetin engeli dil sorunuydu. Feng Chen’in yardımı olmadan hiçbir şey anlatamıyordu. Cha-bu-duo’nun ne anlama geldiğini kolayca öğrenmişti. “Hemen hemen tamam” anlamına geliyordu. Bu kelimeden nefret ediyordu. Kafa karıştırıcı geliyordu ona. Çinli ortakları zekî ve çalışmaya istekli olmasına rağmen, kaliteye yeterince önem vermiyorlardı. Kestirmeden gidiyorlar, çalışma yöntemlerini izlemiyorlardı

Daha fabrikadan çıkmadan kazaklardaki düğmeler çoğunlukla düşüyordu. Cha-bu-duo yüzünden, bu “hemen hemen tamam” felsefesi yüzünden, Mike Zhong-Lian’a Toplam Kalite Yönetimi bölümünü kurmakta ısrar etti. Ve ortaklığın başarılı olmasının nedeni de Toplam Kalite Yönetimi oldu. Mike, Çinli ortaklarına yeni bir kelime öğretmekten yine memnuniyet duymuştu: Altı Sigma.

Cha-bu-duo Mike’ın sık sık duyduğu tek ifade değildi. Yan-jiu-yan-jiu’yu da çok sık duyuyordu. Bu “Gözden geçirip üzerinde tartışalım” anlamına geliyordu. İşe başladıktan üç ay sonra atıklar konusunda yeni bir sistem önerdiğinde, (Çinli ortağının hâlâ modern hale getirmediğine hayret etmişti), ona “Tamam, Yan-jiu-yan-jiu” demişlerdi.
İki ay sonra, Mike’ın onları sürekli dürtmesiyle, öneri toplantı günlüğüne alındı. Ancak toplantıda, Çinli yöneticiler konuyu tartışmaya isteksizlerdi. Ve sorunun giderilmesi yolunda hiç kimse bir sorumluluk almak istemedi. Mike yöneticilerin görüşlerini ayrı ayrı almak istediğinde, hepsinin çeşitli fikirleri vardı ve çoğu da mükemmel fikirlerdi. Yöneticilerin toplantıda neden konuşmadıklarına anlam veremedi. Aylar sonra, Mike birinden şunu duydu: “Grup içinde sessiz olmak daha güvenlidir. Hiçbir şey yapmazsan başın da pek derde girmez. Ancak bir hata yaparsan başına dert almış olursun. Bu sistemde deneyimliyiz, ve nasıl çalıştığını biliyoruz.”

İki yıl geçmiş ve bölgedeki Çevre Koruma Bürosunun baskılarıyla birlikte sonunda sistem kurulduğunda Mike rahat bir nefes almıştı.

Bir alkış daha koptu. Qinlin’in sesi odada yankılandı. “Devletin sahip olduğu, zarardaki üç şirketi aldık ve yıllık % 5 ile 6 arasında bir gelir elde eden şirketler haline getirdik. Çalışanların sayısı geçtiğimiz on yıl içinde 400’den 2300’e ulaştı. Bu yıllarda tekstil sanayiinde meydana gelen çöküşe rağmen, Zhong Lian önemli bir başarı sağladı. Gelecek yıllarda, şirketi daha da geliştirecek ve büyüme ivmemizi arttıracağız.“

Qinlin durdu, gözleri parlıyordu:
“Size iyi bir haber daha vermek istiyorum. Dördüncü işimize hazırlanıyoruz. Bu işle birlikte ürün kapasitemiz % 40 oranında artacak. Çalışanlarımızın sayısı da yaklaşık 3500 olacak. Ve bütün bunlar, bir sonraki girişimimize ortam hazırlayacak: Kendi ulusal markamızı oluşturma!”

Mike’ın kutlama için zaten çok fazla olmayan iştahı iyice kayboldu. Bu tür bir konuşmanın yapılmamasını uzun zamandır sağlamaya çalışıyordu. Biliyordu ki Heartland yıllarca kaynakları tüketecek ve kârı azaltacak yeni bir giysi markasına asla destek vermezdi. “Bunu Qinlin de iyi biliyor” diye düşündü Mike. “Öyleyse neden böyle genel bir beklenti oluşturuyor?”
Qinlin Belediye Başkanı yardımcısına ve diğer hükümet görevlilerine teşekkür etti çünkü onların “bilgece yönetimleri” olmadan böyle büyük bir ilerleme yapılamazdı.
Belediye Başkan yardımcısı konuşmak üzere kalktı ve kendisine yapılan övgülere karşılık verdi. Zhong Lian’ın bölge ekonomisine yaptığı katkıyı ve istihdamdaki rolünü överek ortaklığı şehirdeki kuruluşlar arasında bir önder, sancak gemisi ilan etti.

Mike’ın sırası geldiğinde, o da kendisinden beklendiği gibi hükümet görevlilerini övdü, canlı yapısı ve soğuk ciddiyeti adeta onun ikinci tabiatı haline gelen bir törendi bu. Ancak kısa konuşması boyunca, duygulara hitap edemediğini hissetti. Aklı Qinlin’in planlarında ve bu planların kâr oranına etkisindeydi.
Daha sonra her masaya sekiz ayrı soğuk yemek, sekiz sıcak yemek ve her zevke hitap eden iki dolu tabak kondu: Et yemeği ve sincap şeklinde haşlanmış mandarin balığı. Qinlin, bu masanın sahibi olarak, kadeh kaldırmayı teklif etti. Sonra içtenlik ve memnuniyet işareti olarak kadehin hepsini içti. Kadehler tokuşturuldu, şampanya ve kolalı içecekler içildi. Ancak Mike bu tür toplantıların inceliklerine öyle uyum sağlamıştı ki, görevlilerin tavrı hemen dikkatini çekti. Kadehlerini bitirmek yerine, sadece birkaç yudum alıyorlardı. Mike genişleme ile ilgili fikirlere karşı olduğunu öğrenmiş olabileceklerini düşündü. Halbuki etrafa söylenmemişti.

Bir Hayat Tarz

Şirket arabasının arka koltuğunda oturan Mike, şoförü Lao Li arabayı evine yaklaştırdığında sakinleştiğini hissetti. Araba servi ağaçlarının önünden giderek mükemmel bir şekilde düzenlenmiş bir golf alanını geçti. Avrupai sayfiye evi tarzında tasarlanmış zarif Green Villa, yabancı bir ülkede yaşayanlar için mükemmel bir yerdi. İyi vakit geçirmeyi sağlayacak güzellikleri, birinci sınıf hizmeti ile, Mike bu köyü seviyordu. Mesela Mike’ın ailesi çok ucuz bir ücretle ev için yatılı bir aşçı tutmuştu. Eşi Linda köyde arkadaşlarıyla birlikte haftada üç kez golfe gidiyordu ve son zamanlarda yoga’ya başlamıştı. Şirket ailenin ev kirası için ayda 7800 dolar ödüyor, ayrıca şoförün ve dadı’nın ücretini veriyor, çocukların Şangay’ın en iyi okulu olan Concordia International School adlı okulda eğitimlerinin masrafını karşılıyordu. Ohio’dan çok uzaklarda olan bu yerde hayat kolay ve rahattı. Ancak, ertesi sabah Hua Ying’de yeni iş ile ilgili olarak yapacağı toplantı aklına geldiğinde Mike’in sinirleri yine gerildi. O işe onay vermezse Green Village’de daha fazla kalamayacaktı.
Akşam yemeğinde, Mike Linda’ya Windler ile olan konuşmasını anlattı.
“Çinlilerin iş yapma biçiminin Amerikalılardan farklı olduğunu anlamıyorlar mı?” diye sordu Linda sempatik bir şekilde ve devam etti:
“Adam çalıştırarak olabildiğince fazla kazanmak herşey değil, kararlılığa ve uzun vadeli istihdama önem veriyorlar. Heartland’in bu tür bir performans için hazır olabileceğini düşündün. Para kaybetmek, zarar etmek demek değil bu, ama burada bir sürü ortaklık zarar ediyor. Daha geçen hafta Christie ve Maya bana eşlerinin şirketlerini hâlâ kârlı hale getiremediklerini söylediler. “
Mike “Biliyorum, ama bu artık yeterli gibi görünmüyor“ dedi. Bill’in işçi çıkarma ve daha otomasyon hale gelmek için bu tür donanımlara yatırım yapma hakkındaki önerilerini hatırladı. Kısa bir süre sonra bu konuları Çinli ortaklarına açmak zorunda kalacağının fakındaydı.
Mike’ın en büyük sorunu, her iki tarafı da görebilmesiydi. Heartland A.B.D pazarındaki konumunu değiştirmek istiyordu, indirimli mağazalarda satış yapmak yeterli kâr getirmiyordu. Ancak Heartland’in büyük perakendeciler konumuna sıçrayabilmesi için ortaklığın çok daha yüksek kalite standartlarına uyması gerekiyordu. Örneğin o eski boyama makineleri atılmalıydı, çünkü son birkaç yıldır şirkete çok fazla masraf çıkartıyordu. Sadece iade edilen ürünlerin nakliye, teslim ücretlerine değil, şirketin ününe de olumsuz etki yapıyordu. Yeni makineler sorunu çözecekti. Ancak bunlar da başka bir sorunu ortaya getiriyordu: Pek çok iş ortadan kalkacaktı.
Çinli ortaklar kaliteyi arttırmaktan çok, hükümet yetkililerini memnun etmek için daha çok istihdam yaratma konusuyla ilgileniyorlardı. Yeni bölgelere yayılmak, kârsız şirketleri satın alıp bunları kârlı hale getirmek istiyorlardı (bu iş yıllar sürecek olsa da).
Ancak genişleme önemli ölçüde ek kaynak gerektirecekti ve Heartland Spindle bunu karşılamaya hazır değildi. Ve şimdi ulusal bir markayı pazarlamak için yeni bir şirket oluşturma konusunda bir baskı olacaktı, yani nakit varlıkta tekrar bir delik açılacaktı.
“Öyleyse ne yapmayı düşünüyorsun?” diye sordu Linda.
“Yarın sabah Hua Ying’den yöneticilerle görüşeceğim, belki kâra geçirilmesi fazla sürmeyecek bir iş sunarak beni şaşırtırlar. Ondan sonra, Qinlin’le ve diğerleriyle Heartland’in endişeleri hakkında konuşurum. Ama konuşmanın sonucunun ne olacağını biliyorum. Heartland’in dar görüşlü olduğunu ve ortaklığın geçmişten beri zarar eden işletmeleri kârlı işletmeler haline getirmesinin daha sabırlı olmamız gerektiğini ispatlıyor olduğunu söyleyecekler.” dedi Mike.

“Keşke Bill ve Amerikadaki diğerleri işlerin burada nasıl yürütüldüğünü daha iyi anlayabilselerdi. Ben de başta pek emin değildim. Buraya ilk geldiğimiz zamanı hatırlıyor musun? İşletmenin masrafları beni deli ediyordu. Sanki maaşlı tüm yöneticiler önemli bir ortağı veya kişiyi yemeğe davet ediyordu. Ve denetleyicimiz Robert O’Reilley bir gün bana gelip Çinli ortağımızın su gibi para harcadığını bağıra bağıra anlatmıştı. Ama zamanla anladık ki bütün o masraflar karşılığını bir şekilde veriyordu. Çinin yemek geleneği guanxi işleri ayarlamada öyle güçlü ki, adeta bizim gizli servetlerimizden biri haline geldi. Ohio’daki merkezin bizden istediği gibi dikkati yalnızca masraflara ve işçi çıkarmaya verirsek korkarım o tür sonuçları da unutmak zorunda kalacağız.”

PowerPoint ve Yeşil Çay

Hua Ying’in başkanı Genfa Wang, içtenliğinin ve misafirperverliğinin bir işareti olarak Mike ve Qinlin’e kendi limuzinini gönderdi. Araba nihayet döndüğünde Genfa ve üst düzey müdürler kapıda bekliyorlardı, adamlardan biri arabanın kapısını açmak üzere ilerledi. Genfa Mike’ı, Qinlin’i Feng Chen’i ve selamladı:
“Şeref duydum! Şeref duydum! Sizi burada aramızda görmek ne güzel.”

Girdikleri ilk bina oldukça temiz görünüyordu ancak konferans odasındaki halı sigara yanıklarıyla doluydu. “Tam olarak birinci sınıf bir iş değil” diye düşündü Mike. Üçüncü katta, rahatsız edici bir koku vardı. Tuvalet sifonu yoktu. Su tesisatının durumunu tahmin edebiliyordu. SARS virüsünün Hong Kong’taki şehirlerde ilk yayılışının nedeni sızdıran borular olmamış mıydı? Buna benzer bir şey okuduğundan emindi. Memnuniyetsizliği arttı. Bu binada başka hangi tehlikeler gizliydi? Bu işe kesinlikle razı olmayacağını düşündü.

Ancak yedi fincan Bi Luo Chun çayı gördüğünde oldukça sevinmiş ve şaşırmıştı. Bu, Çin’in yeşil çaylarının en iyilerindendi. Zarif, sekoya ağacından bir masaya konmuşlardı. Ve bir dakika sonra, Genfa bir dizüstü bilgisayar çıkardı, PowerPoint slaytları kullanarak gösterisini sunmaya başladı. Mike afallamıştı. Özellikle de sıhhi konuda modern bir seviyede olmayan bu ölçekte bir şirketten bu derece ilginç şeyler beklemiyordu. Mike’ın tepkisini hisseden Genfa gururla şöyle söyledi:
“Yeğenim bu yüksek teknoloji aracı konusunda bilgi verdi bana. Üniversite mezunudur. Şu anda şirketimizde teknoloji ve mühendislik konusunda genel müdürdür.”
Mike “Müthiş!” diye düşündü kızgınlıkla. “Muhtemelen birkaç akraba daha vardır yönetimde”.

Ancak bu ruh hali, icra kurulu başkanının rakamlar hakkında bilgi verdiği, Genfa’nın sunduğu 40 dakikalık PowerPoint gösteri sırasında düzeldi. Pazar konusunda çok heyecanlı olduğu belliydi. Mike’ın ilgisini çekmişti. İkinci binada, önceki izlenimleri kuvvetlendi: Buradaki makineler eski ve bakımsız görünüyordu. Bazı işçiler çalışıyor, diğerleri ürünün gelmesini bekliyorlardı. Ürün balyaları bir köşede üst üste istif edilmişti. Ve Mike loş ışıkta yürürken tökezleyerek bir kutunun üzerine kapandı. Masadaki ve duvarlardaki kayıt kağıtlarına kayıtlar el ile yazılmıştı. Neşesi kaçtı: Yüksek teknoloji için çok fazla şey gerekiyor!

Mike o gece kendi şirketinin arabasıyla eve dönerken, pencereden dışarı bakarak ne yapması gerektiğini bulmaya çalıştı. İşi Bill’e tavsiye etmeli miydi? Yoksa işi reddetmeyi ve böylece ortaklığı sona erdirmeyi mi önermeliydi? Ortak işi alma fikri belirdi kafasında, ancak bunun işe yaramayacağı belliydi. Ulusal marka rüyası içinde olan Çinli bir ortakla olmazdı. Audi, Mike’ın evinin önünde durduğunda bir karara varamamıştı. Green Villa’da yine uykusuz bir gece geçirecekti.



IFC

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : öğrenci
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.86 saniye.
15:55:31, 2 Mayıs 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım