Siyaset ve Kalite veya Kalite ve Siyasal Yaşam - Koniks.com

“ Tarihe dönüp geri baktığımızda, bugün bize heyecan verici parlak bir yenilenme dönemi olarak görünen şeyin, çağdaşlarının gözünde mevcut düzenin dehşet verici bir çöküşünden başka bir şey olmadığını görürüz” (HUIZENGA, Ortaçağın Tarihten Silinmesi)

İlk iki insanın bir araya gelmesi ile başlayan toplumsallaşma süreci aynı zamanda “ bizle ilgili kararları kim ve/veya kimler vermeli-veriyor ” sorusunu da yüzyıllar süren bir yanıt arayışının başlangıcı oldu. Ve biz insanlar hala aynı sorunun yanıt arayışını sürdürüyoruz. Kim ve/veya kimler son sözü söyleyecek veya söylemeli. Yüzyılımızın en önemli yönetim teorisyeni DRUCKER’ e göre, her örgütsel yapıda sonuçta nihai kararı verecek biri hep oldu ve de olmalı. Tüm bunlardan sonra toplumsallaşmanın başka bir seçeneği olmayan siyasal yaşama döndüğümüzde; her toplumu yöneten belki de var kılan en önemli öğe siyasal yaşam. Çünkü bir toplumun siyasal yaşamı, aynı zamanda o toplumun var ve/veya yok olma savaşını tanımlıyor. Peki bu kadar yaşamsal önemi olan siyasal yaşam ne? Oldukça karmaşık bir süreç mi? Evet bir yönü ile öyle yani karmaşık, hayır bir yönü ile oldukça basit. Niye ve hangi koşullarda karmaşık, toplumun katmanları yani bireyleri arasındaki fark olan eğitim, gelir dağılımı ve paylaşım farklılaştıkça karmaşık ve en önemlisi biraz herkesin canını yakıcı bir süreç. Niye mi? Yanıt aslında basit, eğitim (özellikle öğretim demiyorum, çünkü öğretim okul ve sınıf ile kısıtlı ve eğitim yalnızca bir küçük bölümü) ve eğitilmiş insanlar bir toplumda istatistiksel olarak önemli farklılık taşıyorsa, sözgelimi ilkokul mezunu/lise mezunu oranı düşükse, sözgelimi, bir gazete/insan, en yüksek basılan kitap 5000/nüfus ise, o toplumun ortak noktalarından daha çok ortak olmayan noktaları ortaya çıkıyor. Ortak olmayan noktalar ise farklılaşmayı, yani beklenti ve gereksinimleri farklı bireylerden oluşmuş bir toplumu, bu ise bölünmüş/bölünmemiş/farklılaşmış/küçülmüş bir siyasal arzı/yaşamı getiriyor.

Siyasal yaşam, genel anlamda bir insan topluluğunun birlikte/dirlikle yaşayabilmesi için gereksinim duyduğu, kendini yönetim için tercih ettiği bakışı ifade eder. Bu bağlamda siyaset, bir insan topluluğunun “ yaşam kalitesi ” yönünden en önemli belirleyicisidir. Peki, bu bağlamda kalite ile siyasal yaşamın kesiştiği nokta ve/veya noktalar neler. Günümüzde kalite genel anlamda bir ürün/hizmetin kullanıcısı olan bireylerin beklenti ve gereksinimlerini karşılama düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan yola çıktığımızda siyasal yaşamda kalite; müşteri konumundaki “seçmen” tarafından kuralları belirlenen bir süreç ya da kısır döngü. Tabi ki bu süreç iki yönlü bir birlikteliği gerekli kılıyor. Bir yanda seçmen dediğimiz organize ve/veya organize olmamayı bir ahlaklılık olarak görüp bireyselliği tercih eden insanlardan oluşan müşteri, diğer yanda ise müşterinin beklenti ve gereksinimini en iyi bildiği felsefesinden yola çıkan siyasal gruplar ( ki bunlar başta siyasal partiler, sivil toplum örgütleri) Bu süreci aşağıdaki şekilde tanımlayabiliriz:


MÜŞTERİ SİYASAL YAŞAM SONUÇLAR

Dünden daha müreffeh bir Müşterinin gereksinimlerini İktidarda olan siyasal partinin
toplumda ( dikkat ediniz karşılamak amacıyla bir araya sonuçları ve seçmenin tatmini
coğrafyada değil ) yaşama gelen örgütlü yapılar , yani arasındaki denge.
gereksinimi olan örgütlü/ siyasal partiler. + Olumlu ise, bugün yarınki
örgütsüz bireyler (Seçmen) 1. İktidardakiler denge önemli
(Vatandaş) 2. İktidar adayları - Olumsuz ise siyasal yaşamın
(anlaşılmayan / anlaşılmadığı değişimi gereksinim haline
konusunda yakınanlar) geliyor mu?


Müşteri yönünden yani “seçmen” yönünden yukarıdaki tespitleri kalite bağlamında daha derinlemesine incelersek;
Örneğin, bir buzdolabı alan müşterinin beklentilerini kalite yönünden ele alırsak, bu müşterinin talep nedeni ve tercihleri arasındaki süreci daha net algılayabiliriz.

Müşteri gereksinim : Yiyeceklerinin Kriterleri
bozulmamasını sağlayacak, - Müşterinin geliri
taze tutacak bir soğutucu almak - Müşterinin alışkanlıkları (Eğitim,
sosyal sınıf v.b.)
- Müşterinin tecrübeleri (daha önce
benzer bir ürün aldığında
karşılaştığı durumlar, olumlu marka,
olumsuz marka yargıları)
- Satıcıların faaliyetlerinin etkinlik
sonucu oluşan yargılar
- Ve en önemlisi rakipleriniz...

Yukarıdaki şekli kısaca özetlemek istersek, bir siyasal parti açısından, ana misyonu olan iktidar olmak ve en önemlisi iktidarda kalmak için ürettiklerinin, her müşteri grubunun gereksinimlerini karşılayacak ürün/hizmet yelpazesine sahip olması anlamına gelmektedir. Yani;

- Herkesin gelirini arttırmak,
- Herkesin en azından çoğunluk için kötü deneyim markası olmamak,
- Rakiplerinin olumlu etkilerini, olumsuz etkilerini izlemek,
- Müşteri grubu ile arasındaki çelişkileri gerektiğinde gidermek, bu bağlamda hazırlayıcı iletişim projelerini hayata geçirmek,
- En önemlisi ise seçmenin beklenti ve gereksinimlerini sürekli izlemek, kendi doğruları ile seçmenin doğruları arasındaki farklılıkları gidermeye yönelik olarak kendi sürecini incelemek ve bu inceleme sonuçlarını seçmen ile paylaşarak uzlaştırmak,
Olaya seçmen yönünden geri dönüp baktığımızda;

• Siyasal yaşamdan beklenti ve gereksinimlerinin farkına varmak ve değişen koşullara göre bunları revize etmek,
• Tüm siyasal yapıları olası olduğunca bireysel ve toplumsal çıkaralar doğrultusunda analiz etmek ve bu analiz sonuçlarına göre karar vermek,
• Siyasal söylemlerdeki idealizm yerine olası olduğunca bu söylemin yansımaları olan rakamları öğrenmeye çalışmak. Siyasal söylemleri ne, neden, nasıl, ne kadar sürede soruları ile analitik hale getirmek ve çalışmak.