Halkla ilişkiler yaparak nasıl başarıya ulaşılır? Bu konuda bir parçacık bilgi versem bir yardımım dokunur mu?İlişki kurmadan önce tanıtacağınız kuruma göre, hedef kitleler saptanır ve değerlendirilir. Hedef kitleyi, kuruluşun ilişki kurduğu her türlü halk grubu olarak belirleyebiliriz. Böylelikle doğru insan gruplarına doğru mesajlar iletilebilir.
İşiniz şimdi başlıyor. Şimdi bu araştırmaya göre bir plan ve programın oluşması için strateji veya ana yöntem tespit edilecek. Bu ara ümit ediyorum ki, hasımlarınızın ne gibi manevralar içinde olduğunu da öğrenmişsinizdir.
Zaman zaman kurum ve kuruluşlar, dernekler, örgütler veya belediyeler, siz deyin ulusal, ben atayım uluslararası yarışmalara büyük bir heyecanla katılırlar. Ben yaşlı ve vıdı vıdı bir halkla ilişkilerci olarak bazen bu kararlar alınırken rakı kadehlerinin tokuşturulduğunu bile düşünebiliyorum: "Oldu bu abi, tamamdır, bizden iyisini mi bulacaklar, katılalım.. görsünler, en büyük karpuz nerede yetişiyormuş" misali..
Yıllar önce, o zaman ortağım Sayın Alaeddin Asna tüm belediyelere mektup yazmış, bu tür olaylara halkla ilişkiler yardımı verebileceğimizi söylemişti. Cevap 'tısss' tabii.. O zaman bilmiyorlardı, şimdi de bilmiyorlar.
Acaba dedim, halkla ilişkiler yöntemlerinin en basit kurallarını yazsam, işe yarar mı? Veya halkla ilişkiler yaparak nasıl başarıya ulaşılır? Bu konuda bir parçacık bilgi versem bir yardımım dokunur mu?
Pekâlâ:
Önce masaya 'konu' yu koyun. Amacınız ne? Bir derneğe, vakfa, bir komiteye, zirve konferansına üye hatta başkan olarak seçilmek mi? Yoksa bir yarışma var, orada ödül kazanmak mı hoşunuza giderdi? Biraz daha düşünelim: Yoksa, köyünüzde, ilçenizde, kentinizde çok önemli bir şair doğdu, yaşadı, gömüldü ve onun 50., hayır 500. yıldönümü... Oraya ulusal ve de uluslararası şairler, eleştirmenler ve edebiyatçılar çağrılacak. Şairin kitapları basılacak. Ne yapacaksınız?
Yine de bir "yarışma" olayına dönelim. Önce didik didik bir araştırma yapılacak. Her uçtan, her kademeden.. Bu ara, geçmişte hatırlamak bile istemediğiniz bir hata var mı? Örneğin, (İnşallah yanılmıyorumdur) geçen yıllarda, bir yarışmada Müslüman ülkelerden bir sanatçıyı oy verirken pas geçtiğimizden dolayı sonraki yarışmada canımız çok sıkılmamış mıydı? Şu noktalara dikkat edin: Kimler jüride? Kaç kişi seçiyor? Uluslararası ise hangi ülkeler temsil ediliyor. Unutmayın şimdilerde din ve kültür bakımından jüri üyeleri tetkik edilmeli. Bugünlerde ülkeler arası ilişkiler çok değişik. Tavsiye ederim o kolda araştırmalar yapın.
Kana kana su içermişçesine okuduğum 'Diriliş' kitabında bakın Turgut Özakman ne diyor:
"Cihat ilan edileli tam üç hafta olmuştu.
Bütün Müslümanlara duyurmak için çok çalışılmış, dikkatlerini çekmek için akla gelebilecek her yola başvurulmuş, hayli Alman altını da saçılmıştı.
Cihat ilan edildiğini öğrenen her Müslümanın hemen harekete geçeceği sanılıyor, özellikle Hindistan'da, Cezayir'de ve Rusya'da kıyamet kopması bekleniyordu.
Beklentiler boşa çıktı. Ne Mısır'da, ne Hindisan'da, ne Tunus'ta , ne Kırım'da, ne Kafkasya'da, ne Türkistan'da en ufak bir kıpırtı olmadı. Araplar arasında da bir heyecan yaratmadı. Osmanlı Halifesi'nin etkisi bu kadardı. Demek ki Türk, kendi canı ve kanıyla kavrulacaktı."
Anladınız, değil mi? Araştırmalarda her detaya inilecek. Kaçı kadın, erkek, yaşlı veya genç. Dostlarımız kim? Ya olmayanlar. Tanıyan, tanımayan ve tanımadığınızı tanıyanlar. Herhangi biri bugünlerde olduğunuz yere gelecekler mi? Buluşabilir misiniz?
Nihayet araştırma sonucunda sizi ilgilendiren hedef kitleler ortaya çıkacaktır. İşte ilişkiye girmeniz gereken kişi ve guruplar.. Artıları ve eksileri ile tam bir profil.
Tekrar ediyorum: İlişki kurmadan önce, tanıtacağınız kuruma göre hedef kitleler saptanır ve değerlendirilir. Hedef kitleyi, kuruluşun ilişki kurduğu her türlü halk grubu olarak belirleyebiliriz. Böylelikle doğru insan gruplarına doğru mesajlar iletilebilir. Bir kuruluştan diğerine değişiklik göstermekle birlikte, her kuruluş için geçerli olan temel hedef kitleler şöyle sıralanır:
1. Kuruluşun çevresindeki topluluk.
2. Kuruluşta çalışanlar.
3. Kuruluş için gerekli olan hammadde ve hizmeti sağlayanlar.
4. Bankalar ve yatırımcılar.
5.Dağıtıcılar.
6. Müşteriler, tüketiciler.
7. "Lokomotifler" diye adlandırılan grup. Yani politikacılar, basın ve kamuoyu öncüleri, ki bu gruptakiler kamuoyunu vagonlar gibi peşinde sürükler.
8. Yeni Nesil. Giderek önem kazanan bu grup, kuruluşun ileriye dönük faaliyetlerinde yararlanacağı gençlerden oluşan kesittir.
İşiniz şimdi başlıyor. Şimdi bu araştırmaya göre bir plan ve programın oluşması için strateji veya ana yöntem tespit edilecek. Bu ara ümit ediyorum ki, hasımlarınızın ne gibi manevralar içinde olduğunu da öğrenmişsinizdir. Unutmayın, iş rekabete dönünce, bazı dostlar düşman kadar tehlikelidir. Hasımlarınız muhtemelen sizi takip etmektedir. Demek ki gizlilik çok önemli.
Gelin size birkaç ünlünün sözlerini sunayım:
Savaşa hazırlanırken mutlaka planlanın.. gerisini boş verin.
D. Eisenhower ve sonra R. Nixon
1943 1962
Öncelikler önemlidir, gerisini boş verin.
Superwoman 1975 Tüm hedef kitlelerinizin konumunu bildikten sonra, amacınız doğrultusunda stratejilerinizi kurun. Araştırmanın sonucunda elde edilen bilgiler analiz edilince artı ve eksiler yönünden her açı, yeni kararlar aldırır; halkla ilişkiler yöntemlerin sayesinde kitleler ile kuruluşun arasındaki bağlar düzenlenir, hatta güçlenir ve böylece hedefe varmak kolaylaşır.
Projeyi yürütecek olan ekip, sorumlulukları üstlenerek, amaçları belirtir, izlenecek planı, akış programını ve bütçesini oluşturur. Projenin ana sorumlusu mutlaka stratejiyi onaylamalı ve planın dışında bırakılmamalı. (Sonradan 'haberim yoktu' demesin diye..)
Organizasyon başlamadan önce bir plan/program yapılacak demiştik. Örneğin, tanıtım materyalleri çok önemlidir. Kurumun elindekiler tetkik edilir. Internetten tutun, kartvizite kadar.. Ümit ediyorum ki, uluslararası bir kuruluştan kopya edilmemiş bir 'logo' vardır. (Yaşlı olmanın yararları..)
Kaynak: Cumhuriyet
Alıntı
26/04/2008 : 19:11:52 