Napster, Google, Youtube, Facebook derken paylaşım iliklerimize kadar işledi. Sanayi devrimi, kapitalist düzen ve yaşam koşullarının iyileşmesi sonucu bireysel benlik seviyesinde seyrederken yavaş yavaş teknoloji ile birlikte gelen inovatif düşünce ve aksiyonlar bizleri sosyal benlik düzeyine ulaştırdı. Hemen kısa bir alıntı ile benlik düzeylerimizi açıklayalım.
"Bireyin benlik kavramı, kendini kategorilendirmeyi, yani kendini bir grubun temsilcisi gibi görmeyi içerir. Bireylerin kendilerini yerleştirdikleri kategoriler farklı soyutlanma düzeyinde bulunabilir; örneğin 'bilim adamı' ve 'psikolog' gibi.
Bu tür kategoriler, bireysel kimlik/benlik veya sosyal kimlik/ benlikten daha az veya çok soyut olabilir; örneğin kişisel düzey ya da kendini bireysel bir varlık gibi görme (kişisel kimlik), gruplar arası düzey ya da kendini bir grubun üyesi gibi görme (sosyal kimlik) ve gruplar üstü düzey ya da kendini bir insan gibi görme."
http://www.psikoloji.gen.trGörülen o ki, eskisine nazaran çok daha kitlesel düşünüyor, yaşıyor ve aksiyona geçiyoruz. Son 3-4 yılda yaşanan teknolojik gelişmeler ile yaratıcı aklın sentezi birleşince ortaya harikulade projeler çıktı. Bu baş döndürücü hız ile ortaya çıkan yeni Internet projeleri farkında olmadan sosyal yaşantımızı etkiliyor. Bu yaşantı biçimi paylaşımın gücünü ortaya koyarkan ekonominin kurallarını da temelinden sarsmak üzere. Şirketler sanal ortamlarda kitlesel trendleri takip ederken, müşterileri ile tersine doğru bir iletişime şimdiden geçmiş durumdalar. Artık üreten tüketici devri ile karşı karşıyayız. "Al kardeşim ürünün bu" devri kapandı, şimdilerde "Gel abi un var şeker var sen kafana göre takıl bir helva yap biz de nasiplenelim" devri geçerli.
Fikirler paylaşıldıkça ortaya geometrik oranda artan yeni sinerjiler ve fikirler çıkıyor. Biz buna çığ etkisi diyoruz. Paylaşım ve fikirlerin gerisinde kalıp bu çığın altında kalabilir, ya da ben de varım diyerek bu çığla çağla**** ilerlemek sizin elinizde.