Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan ''2008 Yılına Girerken Türkiye Ekonomisi'' başlıklı çalışmada, uluslararası likidite koşullarında ani bir değişme olmadığı varsayımı altında, 2008 yılında Türkiye ekonomisinde ancak vasat bir performans beklenebileceği görüşü yer aldı. TÜSİAD 38. Olağan Genel Kurul sırasında dağıtılan ve TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan çalışma, 2007 yılının ekonomik gelişmelerine ilişkin değerlendirmeleri ve 2008 yılına ilişkin görüşleri içeriyor. Aralık 2007 tarihli çalışmada, 2007 yılının kriz sonrasında sağlanan istikrar ortamının getirdiği yüksek büyüme sürecinin son yılı olduğuna, 2007 yılında başta büyüme hızı ve kamu maliyesi olmak üzere birçok temel göstergede duraklama ya da bozulma görüldüğüne dikkat çekildi. Geçtiğimiz yıl büyüme hızının 3. çeyrekte önemli miktarda yavaşladığı hatırlatılan çalışmada, 2007 ortalarında uluslararası piyasalarda başlayan sorunların 2008 yılı içinde dünya ekonomisinde yavaşlamaya yol açacağına işaret edildi.
''YAVAŞLAMA EĞİLİMİNİ TERSİNE ÇEVİRECEK DİNAMİK YOK''Çalışmada, son yıllardaki uluslararası likidite bolluğunun azalmasının, Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkları daha da artıracağına değinilerek, ''Büyümedeki yavaşlama eğilimini 2008 yılında tersine çevirecek bir dinamik bulunmamaktadır'' denildi. TÜSİAD'ın çalışmasında, 2007 yılında enflasyon hedefinin iki katı olduğuna işaret edilerek, 2007 yılına kadar hızla iyileşen kamu maliyesinin seçim yılı olan 2007'de bozulma gösterdiği aktarıldı. Yavaşlayan iç talebe rağmen ödemeler dengesindeki risklerin arttığı, düşük enflasyon-yüksek büyüme sürecine geri dönülme şansının kullanılamadığı görüşünün dile getirildiği çalışmada, şunlar kaydedildi:
''2008 yılı, ekonomik göstergelerin şekillenmesinde uluslararası koşulların öneminin belirleyici olduğu bir yıl olacaktır. Mevcut eğilimlere göre, 2008 yılında özel tüketim ve özel yatırım harcamalarının 2002-2006 döneminde olduğu gibi çok güçlü olmayacağı tahmin edilmektedir. Öte yandan, 2008 yılında dünya ekonomisinin de yavaşlama sürecine girmesi, dış talep koşullarının da çok güçlü olmayacağını düşündürmektedir.
Uluslararası likidite koşullarında ani bir değişme olmadığı varsayımı altında, 2008 yılında Türkiye ekonomisinde ancak vasat bir performans beklenebilir Bu koşullar altında 2008 yılında ekonomik büyümenin yüzde 5 hedefi civarında gerçekleşmesi, enflasyonda ise hedefin aşılması beklenmektedir. Uluslararası likidite koşullarının iyice kötüleşmesi, petrol fiyatlarının daha da artması, doların avro karşısında değer kazanmaya başlaması gibi ihtimaller net dış talebi daha da olumsuz etkileyebilecektir. Ancak iç talebin de güçlü olmaması sonucunda cari işlemler açığının GSMH'ya oranının sabit kalması beklenmektedir.''
''SIKI PARA VE MALİYE POLİTİKALAR KONUSUNDA TARTIŞMALAR YAŞANABİLİR'' Çalışmada, 2008 yılında enflasyon hedefinin tutturulmasının çok güç olacağının tahmin edildiği belirtildi. Enflasyonla mücadelede sıkı para ve maliye politikalarının izlenmesi konusunda yoğun tartışmalar yaşanmasının muhtemel olduğuna dikkat çekilen çalışmada, yavaşlayan büyüme karşısında Merkez Bankasının 2007 sonbaharından bu yana izlemekte olduğu faiz indirimi politikasına bir süre daha devam edilmesinin beklendiği aktarıldı.
Enflasyon oranının düşmeye devam edeceği, ancak bu düşüşün beklenen hızda olmayacağının düşünüldüğü çalışmada, faiz oranlarındaki indirim sürecinin de yılın ilk aylarından sonra yavaşlaması ve sene sonunda enflasyon oranının yüzde 6 olan üst bant civarında oluşmasının beklendiği kaydedildi. Türkiye ekonomisinin konjonktürel sorunların yanı sıra, yapısal sorunlarla da karşı karşıya olduğuna işaret edilen çalışmada, Türkiye ekonomisi için dış talebe ağırlık veren bir büyüme modeline ihtiyaç olduğu belirtildi.
''EKONOMİDE YENİ BİR VİZYON ORTAYA KONULMALIDIR''Zorlu geçecek olan 2008 yılında ekonomide yeni bir vizyon ortaya konulması gerektiği görüşünün aktarıldığı çalışmada, beklenti yönetiminin doğru yapılması gerektiği vurgulandı. Yeni vizyon çerçevesinde yeni bir reform hamlesi başlatılması önerilen çalışmada, ''2007 yılı, kayıp bir yıl olmuştur. 2008 yılının da kayıp bir yıl olmaması için, artık kendi kendine tekrar etme noktasına gelen eylem planları hayata geçirilmeye başlanmalıdır. Yurt içindeki ve yurt dışındaki ekonomik aktörlerin Türkiye'ye duydukları güveni canlı tutmanın yegane yolu, ekonomide yeni bir vizyonu ortaya koymak ve bu vizyona uygun yeni bir reform hamlesi başlatmaktır. Bu nedenle, öncelikle uzun bir süredir ertelenen ekonomik önlemlere yeni bir ivme verilmelidir'' denildi.