Olmaktan Korkmamak Ve Getırılerı - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Olmaktan Korkmamak Ve Getırılerı


latinlingo
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
29/12/2002 :  05:32:57 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı



Çeşitlemelerine girmeden dünya üzerinde yaşayan her canlı varlığın bir biçimde hissedeceği ve hissedebileceği , eğer doğru bir tabirse korku duygusu ;varlık üzerinde ve onun varsa sinir sisteminde,kimilerine göre iyi kimilerine göre kötü şekillenmiş bir duygudur.Ben bu duyguyu canlıların en gelişmişi ve düşünce boyutuyla fark yaratabilen bir hayvan olan insan bakımından ele almak istiyorum.İnsan sözcüğü ağızlardan nekadar kolay çıksada onun yapısı,fizyolojisi ve psikolojisinin ne kadar da olağanüstü bir tasarımla oluşturulduğunu ve nekadarda inanılmaz bir uyum içerinde olduğunu bilmeyenimiz yoktur yada göremeyenimiz.Benim konuya yaklaşım kademem işte nekadar da bilinmez ama aynı zamanda nekadarda giz taşıyan insan psikolojisini daha önde tutarak konuya yaklaşacağım yerdir.Tahmin edilebilirki anlatmaya çalıştığım şey insan psikolojinin çözülemediği ve tedavi edilemediği değil onun nekadar çözülüyor ve tedavi edilebiliyor da olsa uçsuz ve gelişen aynı zamanda çözülmeyi bekleyen taraflarının hiç bitmeyecek olmasıdır.İşte uçsuz bucaksız konularının arasından ilk ele aldığım duygu olan korkuyu ,kendi aralarından elenmiş aslında göz önünde duran ama bazen görülemeyen tarafından bakacağım .İlk olarak İnsanlar içlerinde bulunan korkuları,sorunları nasıl halledeceklerini gerçekten biliyorlar mı?,yoksa kendilerini mi kandırıyorlar?şeklinde kendime sorduğum bir soruyu açıla**** ,ve cevaplarınıı sorgula**** başlayayım .

İnsan günlük hayatında bazı şeylerden korkar .Belki bazı hissettiği şeyleri kelime haznesi vasıtasıyla isimlendirerek bunu dile getirebilir .Ama şu bir gerçektirki özünde korku duygusunun temellenmiş hali yatmaktadır.İnsan öyledirki; bazen konuşmaktan korkar ,bakmaktan korkar,görmekten korkar ,yanlışını kabul etmekten korkar,hissetmekten korkar,zarar vermekten korkar,sevmekten korkar,bilmekten korkar,güçsüzlükten korkar,kendi ile yüzleşmekten korkar,kendinden korkar,insanlardan korkar,korku filmlerinden korkar,herhangi birşeyden korkar vb. ama herşeyden önemlisi sırasına göre ve hissediliş derecesine göre, nasılda arkada kalmış olmasına rağmen bazen yaşamaktan korkar .

Şimdi şöyle düşünelim şu an yaşadığımız herhangi bir korku sorununun çözümü hakkında ne kadar çaba gösteriyoruz ve gösterebiliriz?Yada bunun dışında herhangi bir düşünsel sorunumuzu halletmek için ne kadar kendimize kendimiz gibi davranıyoruz.Kendimiz nasıl oluşuruz? gibi düşündüğümüzde bile bazılarımız bu ne saçmalıktır diye düşünebilir.Çünkü kabul etmek istemeyebilir.Ama bir gerçek var ki insan hangi kesimde,hangi ortamda ve hangi insan olursa olsun her sorununu yenebilme yetisine sahiptir.Diyeceksinizki insan koşullar değiştiği zaman yada hiç bilmediği bir sorunu nasıl kendi kendine halledebilir?İşte konunun burda ki bağlantısı ile ilgili yeri yani insanın bilmediği bir sorunla karşılaştığında çözememesinin nedeni olarak nekadar çevresel yaşadığı bir tutum sergilenir ki kendi çözme isteği ile paraleldir hatta bazen yapışıktır.Örneğin belirli bir topluma göre standard kabul edilen derecede düşünme yetisine sahip bir insanı yaşama fonksiyonlarından ve gerekliliklerinden (hava,yemek ,su,boşaltım vb.) eksik bırakmadan tamamen kapalı ve tamamen boş bir kutunun içine koyalım .Ve düşüncelerini izleme yeteneğimiz olsun.İlk düşüneceği şeyin orda neden bulunduğu gibi bir soru olabileciğini varsayalım.Ve kendine ilk sorusundan sonra cevap veremediğini düşünelim .Aslında mantıken bu olasıdır ama biz olaya onun gözünden bakalım .Sorusuna cevap verememesinin nedeni olarak cevabını bilmediğini söyleyebiliriz.bu bir doğrudur.Ve devam edip onu o kutuda uzun bir süre daha tututuğumuzda kendi kendine fikirler ve cevaplar vereceğini göreceğiz. Bu da olasıdır .İlk seferinde içinde bulunduğu ortamın şaşkınlığı içinde kendi sorularını yanıtlayamazken bakınız uzun bir zaman sonra kendi kendine cevap bile verebilmektedir.Ve artık uzun bir zaman dan sonra soru sormaya başladığında diyebileceği kendini avutucu cevaplarından da uzaklasıp mantıklı cevaplar verebileceğini görebiliriz.Örneğin uzun bir zaman sonrasında acaba diyorsa artık demekki diyebilecektir.Burdan belki çok zıt bir karşılaştırma ama bir insanın kendi kendine mantıklı,yapıcı,gelişimci davranabilmesinin mantığını ,kendine normal bulunduğu konumda da anlatabilmesi için illede kapalı bir kutuda kalmasımı yada illede bir şeylerin yaşanmasımı gerekir? yani insanlar bazı şeyleri yaşamadan öğrenemezlermi? bu zor yetiye sahip çıkacak kadar kendilerini zorlayamazlar mı?Burdan karmaşık bir şekilendirmeyle çıkan öğrenmeme isteği ortaya çıkar yani insanların kendini kapalı bir kutuda olmadıklarını ve her şeyi öğrenebileceğini ve bunun için istemeleri gerektiğine inanması gerekir herşeyden önce! Örneğin herhangi bir köyde bir kırahathanenin ortasında bulunan bir kömür sobasının yandığını varsayalım .Ve bunun yandığını biz biliyoruz .şimdi köy halkından sıradan bir bireyin kırathaneye girdiğinde sobayı çıplak elle tuttuğunda yanacağını biz biliyoruz ama onun bilmediğini varsayalım .Ve içeriye girdiğinde o sobanın içerisi ısıttığını anlamadığını ve yanmadığını düşündüğünü varsayalım .İşte o sobanın yanmadığını anlayabilmesi için o sobayı ellemesi mi gerekir?.yoksa sıradan bir mantık ile ilk önce etrafındakilere sobanın yanıp yanmadığı hakkında soru sormasımı gerekir?.yada temkinli davranıp o sobaya elini yaklaştırdığında elinin yanabileceğinini hissettiğinde bunu anlamasımı? gerekir.Yani bişeylerin anlanılabilmesi için yaşanması gerekmez .Eğer o köylü soba ile olan bu sorununu kendi başına halletmeye kalksaydı belki eli yanacaktı .Ama diğer insanlara sorduğundan yada temkinli davrandığından sobaya dokunmadan elinin yanabileceğini anladı .Bunu eğer beynimiz olarak düşünebilirsek bu olayı çözmüşüz demektir.yani soracağı kişileri de beyninin içinden, anlama şeklini de çeşitli olarak beyninin içinden yaptıktan sonra bulamadıklarınıda kendi beyninin dışındaki beyinlerden idrak etmeye çalışırsa o köylü bir şeyleri yaşamadan da anlayabilecek.Ve zorunlu olarak anladığında kesinlikle şarırmayacaktır.Ve olayı tamamen anlayacaktır.İnsanların daha ne yaptıklarını bilmeden günde kaç kere kendilerini düşünmeye ve anlamaya davet ettiğini düşünün ve bunun karşısında kaç kere daveti kabul ettiğini...Burada davetleri kabul edebilenlerin yaşamlarında diğerlerine göre çok ama çok az daha sorunla karşılaşacaklarını ve herşeyi istediği gibi yapabileceklerini daha iyi anlıyoruz işte. Bunun zor olduğunumu düşündünüz beyin parçalamasımı olarak düşündünüz?? düşünmeyin değil .Burada başarı bunları beynimiz otomatik olarak yapabilene kadar çabalamamamızla ispatlanacaktır.Yani komik olacak belki ama ne yaptığımızı bilemeden ,doğru bişeyi yapmış gibi bişey olacağız tabiyki olayların herbirine gerekli olan çabayı gösterebilmişsek!!

Zaten belli olduğu gibi insanlar doğuştan bencildir ve nekadar inkar ederse etsinler bu onlarda hep var olacaktır bunu çevresindekilere ve yaşamındakilere göre dizginlemesini bilen kazanacaktır .

Ve apayrı bir boyut olarak ,bütün sorunların yanında öyle bir sorun konusu varki,belki diğer bütün konuların üzerindedir.Bu insanların birşeyleri yapmayı bütün içtenliğiyle istediklerinde bile karşısına sorun olarak çıkan UYGULAMA SORUNUDUR. Yani uygulama sorunu öyle birşeydirki birşeyi çok istediğiniz halde birtürlü yapamazsınız .Bazıları bunun gerçekten istenmediğinden olduğunu söylesede onlar da biliyorlarki .yapmak istedikleri bir çok şeyi yapamadıklarının sebebinin ,onların isteklerini uygulayamamalarından olduğunu.

Ve belki çok ototratik gibi gelecek ama hangi insan ben değişemem ve değişmeyeceğim beni olduğum gibi kabul edin diyorsa; o insanda kesin ya Hayatında önüne sunulan değişimlerin anladıktan sonra uygulayama sorunu vardır yada gerçekten hiçbir değişimle karşılaşmamıştırki bu imkansızdır.

Bugüne kadar ; bu "ben değişemem beni olduğum gibi kabul edin " tarzını genelde 40 ile 70 yaş arasında görmek olasıyken, bakıyoruzki artık genç insanların neredeyse hepsinde bu tarzdan oluşmaya başlamış .Ve bende bile bile bazen bulunabilen bu tarzın ne kadarda büyük bir uygulama sorunu olduğunu anlayabiliyorum kendimde yaşadığımdan.

Bunu iyi düşünelim,insanlara empati yapalım ,ve birbirimize iyi yönde çok güzel değişebileceğimizi ispatlayalım .Çünkü insanlar artık yozlaşmaya başladı ,ve şunu bilinki bu durmayacak ,hızla yokolum devam edecek .Çözmemizin tek yolu bazı şeyleri değiştirmeye başlarken ilk yerin kendimiz olmasına çok dikkat etmek .gerisi gelecektir.KENDIMIZLE YUZLEŞIP VARSA HATALARIMIZI KABULLENMEKTEN KORKMAYALIM VE UYGULAMA SORUNUMUZU HALLEDEYIM DERKEN UYGULAMA HATASI YAPMAMAYA ÇOK DIKKAT EDELIM .

Tanrıya inanalım yada inanmayalım ama unutmayalım ki bunları başarmış olan insan ,gerçek yapısının,fizyolojisinin,pskolojisinin olağanüstü yapısına hakkını tam anlamıyla veren insandır.

LÜTFEN ULKEMIZDE SANKİ HERŞEY OTURMUŞ VE BÜTÜN KAPILAR SURATIMIZA KAPATILMIŞTA,SANKİ KİMSE KİMSENİN YUKARIYA,İYİYE,MUTLULUĞA,HUZURA,GÜZELE ÇIKMASINI İSTEMEZMİŞ GİBİ GÖZÜKEN ,SANKİ ZENGİN ZENGİN KALACAK VE FAKİR DE FAKİR KALACAK HERKES KONUMUNU BİLSİN DER GİBİ ÜSTÜMÜZE YÜKLENEREK BİZİM GELİŞMEMİZİ ENGELLEYEN BUGUNKU ORTAMLARDAN ARTIK DUSUNMESINI VE BASARMASINI BILMEKTEN KORKMADAN ,YASAMAKTAN KORKMADAN.BU DENGELERIN BOZULABILECEĞINI BILEREK VE UYGULA**** YASAMAKTAN KORKMADAN YASAMAYI ÖĞRENELİM .


Korkmuyorum, Korkmayın ve yaşayın .

E.Agah KABAOĞLU.

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.05 saniye.
01:27:02, 26 Nisan 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım