Yeni Yönetim İhtiyacının Doğuşu - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Yeni Yönetim İhtiyacının Doğuşu


M. Orhun Eskici
Yazar

Toplam 175 yazı
01/11/2002 :  03:22:07   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Son zamanlarda en çok konuştuğumuz şey değişim. Çoğu kez neyin değiştiğini tam olarak tesbit edemesek de....Yaşanan değişim, yeni bir hayatı ve yeni alışkanlıkları beraberinde getiriyor...

İş dünyası için de durum böyle. Müşteri değişti, talepleri arttı, yeni teknolojilerle eski avantajlar avantaj olmaktan çıktı....

Toprağı olan kuralı koyar

Eskiden toprağı olan avantajlıydı, zaten başka türlü mal, mülk, para sahibi olamıyordunuz... Para için belki bir alternatif: sefere gidip, ganimetle dönmekti. Gerçi paranız olsa da, istediğiniz zaman istediğiniz toprağı satın alamazdınız. Parası olanlar için bir diğer alternatif, kervanlarla, gemilerle, ......... uzun seferlere çıkıp ticaret yapmaktı. Bu da o dönemlerde çok fazla takdir edilen bir hayat değildi.... Aristokrat değilseniz sıradandınız ve adı üstünde “sıradan olmak” sıradandı. Haa eğer bulunduğunuz ortamdan memnun olmayıp, kaybedeceğiniz bir şeyleriniz de yoksa, başka kıtalara göç edip hayatta kalırsanız, arazi sahibi olma, ve-ya altın bulma şansınız her zaman olduı. ;)

O zamanki kritik başarı faktörü: Toprağı olmaktı. Toprağınızı boğaz tokluğuna ekecek birileri her zaman oldu zaten. Bir de hasat zamanı tabiatın size bir sürpriz yapmaması lazımdı ki bu da sizin konrtrolünüzde değildi. Kontrol sahibi olduğunuz üretim faktörleri: Toprak , tohum ve bir de boğaz tokluğuna çalıştırılan rençberlerdi. Onların da en şanslısı kahya olabiliyordu.

Malı olan kuralı koyar

İşte bu aşamada bulunduğu yerlerin ötesine ürünlerini gönderebilenler, veya başka yerlerden yeni ürünler getirebilenler devreye girmeye başladı... Tüccar sınıfı önem kazanmaya başladı. Yeni keşfedilen yerlerin zenginlikleri de adeta havadan gelircesine yağmaya başladı, esti toprak sistemi sarsıldı.

Sonra endüstriyel devrimle birlikte, sanayi, üretim çağı başladı. Verimlilikler, sayılar artmıştı, Zannatkarlık, esnaflık, küçük üretim devri artı kapanmıştı. Ford’un T modeli, montaj hattı, Taylor modelleri derken..büyük miktarların üretildiği fabrikalar ortaya çıktı. İnsanlar topraktan yavaş yavaş koparak fabrikalara, uzun çalışma saatlerine, bir patronun , ustabaşının emrine girmeye başladılar... Çalışanlar, fabrikadaki makineler gibi, üretim faktörünün basit bir aracıydı. Özgürlükler, inisiyatif, fikirlerini söyleyebilme de sadece, çay molalarında geçerliydi. Çalışanların çay molası alması için de çok uzun zaman geçmesi gerekmişti, ama gerçek böyleydi...


O zaman müşteriye bakış şu anki gibi değildi... Genelde elinde satacak bir ürünü olanın dediği oluyordu. Talep hep fazla, arz az, karlar boldu. Hatalı mal için dahi sırada bekleyen insanlar vardı. Henry Ford’un dediği gibi” Müşterinin tabiki seçme özgürlüğü vardır, seçtiği renk siyah olduktan sonra”

O zamaki kritik başarı faktörü artık toprak değildi. Kapitali olan, büyük miktarlarda üretim yapabilenler avantajlı duruma geçiyordu. Bunlara sahipseniz sonra, çok fazla girişimci olmanıza da gerek yoktu zaten. KOntrol edebileceğiniz faktörler::
Pek değişmeyen, kontrol altında tutabileceginiz bir pazar ve çalışanlardı. Bunlarla işinizi gayet iyi ***ürebiliyordunuz. O zamanın işçisinden beklenen, işini tarif edildiği gibi, disiplin içerisinde yapmasıydı. Daha kaliteli daha mailyetli olduğu için, problem çıkana kadar, bu konuda da yeni bir şey yapmaya gerek yoktu. Yönetim de işin düzen ve disiplin altında, asgari maliyetlerle yaptırılmasından sorumlu, otoriter, herşeyi bilen, ayrı bir sınıftı...

Yeni kuralı koyan kim?

Daha sonra dünyanın değişik yerlerinden yeni üreticiler çıktı. Daha iyi ürünleri daha ucuza yapıyorlardı. Endüstri devrimini başlatan öncü ülkelerle bu yeniler aynı değildi. İşler, hayat, sistem değişiyordu. Artık sadece ürettiği bir malı olmak da yetmiyordu. Beğenilmeyen mal artık satılmıyordu. Arz artmış ama talep o ölçüde artmıyordu. Müşteriler artık sadece istedikleri rengi değil, istedikleri modeli de seçebiliyorlardı.;) Bilgi daha çok paylaşılıyor, daha hızı yayılıyor ve birçok şeyi değiştiriyordu.

Daha sonra bugünlere geldik. Batan fabrikalar, satılamayan ürünler, arz fazlası, çok çabuk değişen pazarlar, inenler, birden bire çıkanlar... Hep yaşadıklarımız...

Sıradan bir üretim tesisisi sahibi olmak, sıradan bir yönetim kadrosuna sahip olmak artık yeterli değildi. Pazarım var dahi diyemiyordunuz, çünkü artık pazarlar da eskisi gibi size sadık değildi. Gerçi siz de hiçbir zaman müşterinize sadık olmamıştınız ki! İşte şimdi sıra onlardaydı. Sizden daha iyisi, daha iyi bir şekilde ortaya çıktığında, ortadan kaybolan siz oluyordunuz. Hadi o kadar zor değil, hafızalarımızı biraz zorlayalım, on sene öncesinin bilinen, çok satan birçok markasının bugün olmadığını görürüz. On sene öncesinin birçok meşhur işadamı, sanayicisi bugün artık yerlerinde değiller... Şuan hala aktif olanlarında, yarın aynı şekilde, aynı yerde olmaları garanti değil...Şu an dünyanın en zenginleri listesinin üst sıralarında, 15-20 sene önce kimsenin adını bilmediği kişiler oturuyor .

Yani bugünün kritik başarı faktörü: Ne toprak, ne de sıradan fabrikalar, Sermaye bile artık eskisi kadar önemli değil... Bilgi öne çıkıyor, müşteri bilgisi, üretim bilgisi, yönetim bilgisi... Tamamen kontrol edebileceğiniz faktörlere gelince, artık pek kalmadı. Pazar kontrol edilemeyecek kadar çabuk gelişiyor, istekler talepler o kadar hızlı ki, yani eskinin standart yönetim sistemi ile ayakta kalabilmek artık mümkün görünmüyor.

Yönetim , ama geliştirici bir yönetim ve liderlik, hiç bugünkü kadar önemli olmamıştı. O kadar hızlı ve yapısal değişimler yaşanıyorki, kendi üretim faktörlerinizin hepsini, belirli bir sistem içerisinde yönetip, sürekli olarak geliştirmediğiniz sürece ayakta kalmak çok zor olacak... Yani ülkede ekonomik kriz olsun olmasın, daha çok iflaslar göreceğiz. Sadece nedenleri farklı olacak. Özetleyecek olursak:




Alıntı Yapılan Metin:
Sakin bir denizde çok usta bir denizci olmanız, erzak ambarınızın dolu , geminizin sağlam olması , gideceğiniz yeri bilmeniz gerekmez;
İçeriden dinamitlenmediği sürece geminiz batmaz

Ama dalgalı denizde, herşeyin heran değişebileceği bir fırtına da , yukarıdakilerin hepsini mükemmelen bilmeli ve yapmalısınız;

Buna rağmen batma şansınız hep vardır.


İşte yeni yönetimin, yeni liderliğin gereği buradan ortaya çıkıyor...

İşler bir taraftan gittikçe zorlaşıyor, ama diğer taraftan sıradan insanın tarihin hiçbir devrinde bugünkü kadar şansı olmamıştı...”

Selamlar

MOE

not: yeni yönetim nedir? nasıl olmalıdır? bu konuda devam edecegim, fikir ve katkılarınızı beklerim

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Ekonomist
OTANRIKULU
Yeni Üye

Toplam 1 yazı
08/11/2002 :  16:22:25  Alıntı
Orhun Abi Selam,
Siteye üye oldum.. Yazını da okudum. Dünden bugüne değişen ihtiyaçlar kapsamlı bi şekilde anlatılmış. Güzeldi :) En kısa zamanda görüşelim..
İyi çalışmalar..
ÖTA

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Müşteri Temsilcisi
Ismail KIRTILLI

Yazar

Toplam 997 yazı
09/11/2002 :  03:15:25 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
İşin özü ne kadar aynı kalsa da, görüntüsü rengi muhkakkak ki değişiyor.

Bu dünya iletişimdeki, teknolojideki devasa gelişmeleri gördü. bundan 100-150 sene önce sanayi devrimini, buharın gücünü, değişien dünyayı hayretle izleyen insanoğlu bugün, avuçiçi kadar aletlerle her türlü iişini yürütebilir konuma geldi.

Hiçbir şey aynı değil, şirketleri değil dünyayı yönetmek te eskisi gibi değil. Gücün görüntüsü, silahlar, kapitallerin niteliği tümü eskisinden farklı.

Türkiye'de yaşa**** "yeni yönetim"i icad edemeyiz, sadece keşfedebilirz belki. Bu da yurtdışındaki örnekleri sayesinde. Türkiye "yeni yönetim" denen anlayışları ancak kendisi bu dönüşümün bir parçası, bir dinamiği olduğunda hissedebilir, kullanabilir.

Şu anki durum sadece, dış esintilere maruz kalmak şeklinde oluyor maalesef.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
unalsavas
Yeni Üye

Toplam 16 yazı
26/08/2003 :  12:07:38 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Orhun Beyin, beğeniyle okuduğum yazısı ülke olarak bizim neden gelişmiş ülkeler tarafından sürekli sömürüldüğümüzü açıkca ifade etmektedir. Biz hammaliye işlerle uğraşırken gelişmiş ülkeler değişimlere hızlı bir şekilde adapte olarak sürekli olarak kendilerini yenilemektedirler. Bugün dünyanın en zengin kişisi deyince aklımıza Microsoft şirketinin sahibi Bill Gates gelmektedir. Günde 30 milyon dolar para kazanan Bill Gates 60 milyar dolarlık servetini 3 gram mal’a sığdırdığı geleceğin anayasasını satmakla meşgul olmaktdır.
Microsoft’a göre malzeme ve işçiliğin değeri %25, bilginin ise %75’ dir.
Fortune Dergisi’nin editörü Thomas Stewart ’ın ilginç bir tespitine göre,
Bugün,
1 kg. Çelik ................... 43 cent
1 kg. Mercedes araba............... 43 $
1 kg DVD.............................. 1.925 $
1 kg. İpek Kramer gecelik ve sabahlık. 2.500 $
1 kg. Altın .......................... 8.500 $
1 kg. Viagra ....................... 25.900 $
1 kg. Pentium III 800 mhz işlemci 96.200 $’dır.

Sanırım yukarıdaki mukayeseli değer tablosu her şeyi açıkca göstermektedir. Tabloyu ibretle ve gıpta ile incelediğimizde bizlerin en kısa zamanda bilgi ve teknoloji üretmek zorunluluğunda olduğumuz, yani bilgi ve teknoloji tüketen değil üreten konumuna geçmemiz olmazsa olmazlarımızdandır.Yoksa gerisi malum.

Saygılarımla
Ünal Savaş
ERDEMİR

Yerleşim : Türkiye / Zonguldak  |  Meslek : Tamirci
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.7 saniye.
11:52:28, 25 Nisan 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım