Doktorların önünde uzanan kuyruklar, saatlerce beklenen laboratuvar sonuçları, günler alan sevk zincirleri artık tüm dünyanın ortak sorunu. Hastalara cevap vermekte zorlanan sağlık sistemleri tüm dünyada çöküş sinyalleri verirken 1990'lı yılların başında Toyota'yı Amerikan otomotiv sektörüne rakip kılan yalın üretim modeli sağlık sektörüne de umut oluyor. Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken, İngiltere’den Yeni Zelanda’ya kadar yalın modelin uygulandığı hastanelerde hastanın ihtiyaçlarına yönelik yapılanmayla yüzde 30’lara varan verimlilik elde edildiğini belirterek sistemin Türkiye'de de uygulanacağını söylüyor.
Yoğun talep karşısında hastaneler daha fazla hastaya cevap verebilmek için alan genişletmeye, teknolojisini ilerletmeye ya da yatak kapasitesini artırmaya gidiyor. Ancak tüm bu yatırımlar dünyanın hiçbir yerinde hastanelerin yükünü tam olarak hafifletmiyor. Yalın modelin dünyada sağlık sistemine uygulanmasından sonra ortaya çıkan gelişmeler ise bunun tam tersi.
Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken, İngiltere’den Yeni Zelanda’ya kadar yalın modelin uygulandığı hastanelerde hastanın ihtiyaçlarına yönelik yapılanmayla yüzde 30’lara varan verimlilik elde edildiğini anlatıyor. Yalın modele göre hastanın hastaneye girişinden itibaren birim içinde atacağı tüm adımların belirlenmesiyle hiçbir sapma olmadan tedaviye doğrudan ulaşım mümkün oluyor. Mevcut sistemde öğretiye göre yapılanma olduğunu belirten İpbüken, şunları anlatıyor:
“Hasta bazen çok ufak ve spesifik bir problemle geliyor. Yalın model kompleks sorunlarla basit hastalıklara aynı şekilde müdahale edilmesini uygun bulmuyor. İlk başvuruda ayrıştırarak sorumlusuna gönderiyor ve uzmanına doğru yol çiziyor. Bunları ayrıştırdıktan sonra her birinin ihtiyacına bekletmeden cevap veriliyor. Bunu kısa sürede çözmek de hastanenin yükünü hafifletiyor.”
İpbüken, hasta ve doktora zaman tasarrufu sağlayan bu modelin, artan hasta devirdaimiyle yatak kapasitesinin de verimli kullanımını mümkün kıldığını söylüyor ve "Hastanelerde görülen işlem sayısının fazlalığı böyle bir modelin uygulanmayacağını düşündürse de yapılan incelemeler gösteriyor ki genelde başvuruların yüzde 60’ı 5 temel problemde toplanıyor. Birimlerin en sık karşılaştığı vakalara özel olarak belirleyeceği bir yol haritası müdahaleleri öncelik sırasına ko**** kompleks sorunlara daha çok zaman bırakıyor. Hastane trafiğinin düzenlenmesini öngören bu modelle bekleme süreleri ortadan kalktığı gibi yanlış teşhis ve tedavi riski de azalıyor" diyor.
JCI da 'yalın’ı benimsediTürkiye’de henüz hiçbir hastanede uygulanmayan bu model İpbüken’e göre SSK’lı hastaların yığılması ve yeşil kart sayısının artmasıyla tüm özel ve devlet hastanelerini uygulamaya mecbur bırakacak. İpbüken, artan sağlık maliyetleri karşısında yalın modelden devletlerin de faydalanabileceğine dikkat çekiyor. Özel ya da devlet hastanesi fark etmeksizin uygulanabilecek bu modelle kalitenin de arttığına işaret eden İpbüken, Norveç, İsveç, Danimarka ve Almanya’da yalın modelin sıkça uygulandığını anlatıyor.
İpbüken’in altını çizdiği bir diğer nokta ise özel hastaneler arasındaki birincil rekabet unsuru olan kalitenin de yalın çözümlerle arttığı. Özel hastanelerin kalite kanıtı olan Joint Commission International (JCI) standartlarının da yalın prensibini benimsemesi İpbüken’i doğruluyor. Son olarak JCI’ın yayımladığı kitapta yalın düşünceye yer verildiğini anlatan İpbüken, “JCI kaliteye odaklanmazdı ama şimdi değişmeye başladı. Buradaki hastanelerin bundan haberi yok ama eninde sonunda JCI belgesi için yalınlaşacaklar” diyor.
Yalın model sağlık sektörüne ne getiriyor* Hataları yüzde 90 azaltmak ve hemşirelerin zamanını yüzde 30 boşaltmak mümkün.
* Teşhis değer akışını yeniden düzenleyerek kapasiteyi yüzde 30 artırıyor. Teşhis tedavi yanıt süresini yüzde 90 azaltabiliyor.
* Tedarik malzemesini kullanıma göre farklı sıklıklarla temin etmek hastane masraflarında yüzde 40’a varan satın alma iyileştirmesi sağlıyor.
* Stok miktarlarını kullanım sıklığına göre belirlemek tedarikçilerin üretim kapasitesini yüzde 30 artırabilir.
* Kazanılan hızla hasta sayısı yüzde 80 artırılabilir.
* Minimize edilen birimlerle alan kullanımında yüzde 50 tasarruf sağlanabiliyor.
Kaynak: Nazlı Topçuoğlu, Referans