Engeller ve bize kazandırdıkları - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Engeller ve bize kazandırdıkları


kmenguloglu
Yeni Üye

Toplam 2 yazı
07/04/2002 :  22:07:47 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Üstesinden geldiğimiz her engelin bize sayısız faydası olduğuna inanıyorum ve bununla ilgili bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum...

Yolumuzdaki Engeller..
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene
kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.
Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar
vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir
köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı
ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı
ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden
sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin
durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu
vardı içinde.

"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral.

Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.

"Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."

Buna benzer yaşanmış veya yaşanmamış hikayeleriniz varsa lütfen herkesle paylaşın...

Yerleşim : Türkiye / Isparta  |  Meslek : inşaat müh.
Ismail KIRTILLI

Yazar

Toplam 997 yazı
15/04/2002 :  17:59:08 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
çok güzel bir hkayeymiş, "tavuk suyuna çorba" serisi vardı, p seride kitaplarda bu tarz hikayeler vardı.

şurda ingilizce sitesi var, bahsettiğim kitapların.
http://www.chickensoup.com/

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
unalsavas
Yeni Üye

Toplam 16 yazı
12/05/2002 :  16:03:51 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Aşağıdaki öyküdeki çocuk kadar olabilmek, zorlukların ve engellerin üstesinden gelebilmek dileğiyle herkese selamlar.

HAYALLERİNİZİN PEŞİNE TAKILIN

Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır.
Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta 2’deyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası.
Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.
Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev,tam kalbinin sesiydi.
İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir ‘0’ ve ‘dersten sonra beni gör’ uyarısı vardı.
‘Neden ‘0’ aldım?’diye merakla sordu hocasına, çocuk.
‘Bu senin yaşlarında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal’ dedi hocası. ‘Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun,kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para ister. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız’ ve ekledi:
‘Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan,o zaman notunu yeniden gözden geçiririm.’
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü .Babasına danıştı.
‘Oğlum ‘ dedi babası ‘Bu konuda kararını kendin vermelisin .
Bu senin için oldukça önemli bir seçim!
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik
yapmadan geri ***ürdü hocasına.
‘Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin’ dedi. ‘Bende hayallerimi...’
Orta 2 öğrencisi bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı yanı şu:
Aynı öğretmen geçen yaz, 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine ‘bak’ dedi ‘Sana şimdi söyleyebilirim.
Ben senin öğretmeninken hayal **ıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım. Allah’tan ki sen hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın.

Tavuk Suyuna Çorba’ dan aldığım bu öykü şu altı çizilecek, belki de çerçeveletilip şömine üzerine asılacak şu sözlerle bitiyor:
‘Kimsenin hayallerinizi çalmasına izin vermeyin. Ne durumda olursanız olun, kalbinizin sesini dinleyin!..

Ünal Savaş
ERDEMİR
Elektronik Otomasyon Müdürlüğü

Yerleşim : Türkiye / Zonguldak  |  Meslek : Tamirci
erdemeren
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
30/07/2002 :  11:12:14 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Engeller yani krizler konusunda Nejat Beyin oldukça güzel, yararlı yazısını bilgilerinize sunarım arkadaşlar.
----------------------------------
Potansiyel, Krizleri Sever!

'Kötü komşu adamı ev sahibi yapar.' derler. Bu deyimi analiz ettiğimizde, şartlar insanın potansiyelini ortaya çıkarmada önemli rol oynar demektir.
Olumsuz bir durum potansiyel devreye sokulduğunda olumluya çevrilebilir. Deyim bunu kısa ve öz biçimde anlatmaktadır.
Yaz boyunca Türkiye'nin dört bir yanında çeşitli meslek gruplarına mensup kişilerle görüşme ve konuşma imkanı buldum. Gözlemlediğim, kişiler daha önce denemedikleri belki de çekindikleri birçok yeni işe girişmişler. Yeni tecrübelere atılmışlar.

Bir süreden beri yaşanılan kriz, belki de bir rahmet olarak, kişilerin içlerindeki gizli potansiyellerini ortaya çıkarmaları için bir imkan sağlamıştır. Yeni yeni iş kolları açmaya başlamışlar, bir işle meşgul olurken yapılabilecek ikinci veya üçüncü iş imkanları elde etmişler.
Teori bazında yönetim bilimcilerin öne sürdükleri krizden çıkmak için çaprazlama iş geliştirme yöntemi, farkında olunmadan hayata geçirilmiş. Örneğin, günün belli vakitlerinde kendi işinde faydalandığı aracı ile diğer vakitlerde başka birisinin kullandığı ortak bir işe girişmişler ve böylece yeni bir iş sahası açmışlar.

Krizler kendine gelme vesilesi.

Şartlar insanı yeni arayışlara itmiştir. Var ve saklı olan ama bir türlü uygun ortam bulamadığı için, kullanamadığı potansiyeline başvurma ihtiyacı hissetmiştir. Çünkü rahatlık ortamı bozulmuş, maddi huzursuzluklar başgöstermiştir. Rahata, kolaya, zevk ve eğlenceye alışan bir kimsenin yeni bir şeyler geliştirmesi pek mümkün değildir. Kriz, rahatlık çemberinden çıkmaya bir vesile olmuştur.

Zamanımızda insanlar biraz daha rahatına düşkün, biraz daha fazla gaflet içindedir. Zevk ve eğlence, hayata hakim noktadadır. Ego etrafında örgülenen, egosantrik bir hayat önceliklidir. Kriz ortamları böylesi bir hayattan kurtulma, kendine gelme için ikaz mesabesindedir.
Yine gözlemlediğim bir kısım insanlar yeni arayışların içerisine girerken, bir kısmı da hayatı tamamen sorunlar, olumsuzluklar yumağı haline getirmişler. Bundan sonraki günler için karamsarlık ve kara bir tablo beklemektedirler.

İçimizdeki cevher

Potansiyel kavramı, gizli ve mümkün olan en yüksek yeterlilik demektir. Diğer bir ifade ile, ortaya çıkmayı bekleyen, uygun şartları kollayan cevher içimizde mevcuttur. Kriz ortamları bu potansiyelin ortaya çıkması için iyi bir zemin hazırlar. Her ne kadar kriz hallerinde kişideki potansiyelin ne kadarının ortaya çıktığı bilinmese de, olumsuzu olumluya çevirme fırsatı doğar.

20. yüzyılın önemli psikologlarından William James insanların sahip oldukları potansiyelin ancak yüzde 10'unu kullandıkları düşüncesindedir. Ona göre, eğitimle ve diğer geliştirici çalışmalarla bu oran artırılabilir. Kriz ortamları da geliştirici çalışmalar içerisinde değerlendirilebilir. Değişim içine girmeyi düşünen, yeni açılımlar sağlayacak kişiler için fırsatı değerlendirme zamanıdır. Krizlere bu bakış açısı ile yaklaşanlar, genellikle kriz hallerinden yeni piyasalarla, çözüm önerileriyle, iş fikirleriyle ve faydalarla çıkmışlardır.

Şöyle bir benzetme yapabiliriz. Bazı bitkiler toprağını sevemediği için büyüyüp gelişemez. Onun için çiçekçilikle uğraşanlar yılın belli mevsimlerinde toprağı değiştirirler. Eğer bitki yeni toprağını, mekanını beğenirse gelişir, çiçek açar. Var olan çiçek açma potansiyelini gerçekleştirir. Kriz ortamları da çiçek açmaya, sümbüllenmeye müsait, bitkilerin barındığı, kök saldığı toprak gibidir.

İnsanın sistem düşüncesi çerçevesinde evrendeki canlı cansız bütün varlıklarla bağlantısı vardır. Krizler insana kendisinin bu bağlantılarının olduğunu hatırlatır. Elindekilerin değerini bilmesini, en azından olmayanlara değil, var olanların ve sahip olduklarının üzerine yoğunlaşmasını sağlar.

NEJAT SEZİK

Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : Eğitimci
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.83 saniye.
00:34:59, 4 Mayıs 2024, Cumartesi

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım