IŞIKLAR VE YILDIZLARA TAKILI KALDI ÇOCUKLUĞUM
Işıklar ve yıldızlar…
Bedenim cılız, nüfus yaşım küçük ve iç dünyam henüz şekillenmemişken yaşamıştım kavramların soyutluğunu…
Maddeye manevi anlamlar yakıştırmak bir temmuz gecesi gelip oturmuştu; şimdi reddetmek istediğim iç dünyama…
Memur bir ailenin çocuğu olarak köklerimden ayrı şehirlerde yaşamış ve yaşatmıştım ilklerimi.
İlk emekleme,ilk adım…Yabancısı olduğumuz şehirlerde gerçekleşmişti..
Yıldızlara ve ışığa hayranlığımsa gurbet mi yoksa sıla mı olduğunu bilmediğim memleketimde.
……..
Kurak bir yaz… Kocaman bir gökyüzü_ki büyüklüğüne inat dar geliyor yıldızlara…_Ve karşıda küçük bir ışık demeti.
Hayatın orada da yaşandığına ispat ışıklar…
Yatma vakti gelince dama çıkarılan, yan yana serilen yer yatakları… Babasının yatağına girip, gözlerini kapayan, uyumuş numarası yapan küçük bir kız çocuğu…
Kapamasa gözlerini babasının yanından alacaklar sanki…
Başının üzerindeki yıldızlara hayran,açıyor gözlerini herkes yatağına girdikten sonra.Ve başlıyor saymaya…1,2,3……..18,20….27….
Karıştırdı yine…Tekrar başlıyor üşenmeden,1,2,3……
Ve bilemeden başının üzerinde kaç yıldız olduğunu uykuya yenik düşüyor…
……………………………
Karşıdaki ışıkları çözebilmiş değil. Soruyor o gece babasına. Baba, karşıdaki ışıklar nerenin ışıklarıdır?
Suriye’ymiş.Suriye’nin bir köyüymüş..
O vakit küçücük dünyasında başlıyor kocaman bir keşfin heyecanı…
Suriye ile komşuyuz biz. Gerçekte Suriye’nin ne olduğunu bilmeden. Her gece iyi geceler dileyip yatıyor komşularına da…
............
Duyuyor onlar. Siz neden karışıyorsunuz ki? Hem oradan da bana iyi geceler diyorlar.
Baba, bir şey söyler misin kızına. Benimle dalga geçiyor…
Alıyorlar onlar selamımı değil mi?
_Alıyorlar kızım. Almazlar mı hiç… Oradaki senin gibi küçük yürekler sana da iyi geceler diliyorlar. Sen ablana bakma. O seni kızdırmak istiyor…
……………………………………
Ne vakit sığmasa göğüs kafesim bedenime, ne vakit yürek sesimden başka ses duymasam, o gecelere giderim… Yıldızlara ve ışıklara… Babamla beraber uyuduğum yer yatağına…
Sınırın, ayrımın tuhaflığına… Sayamadığım yıldızlara… Sayarken karıştırıp bıkmadan yeniden başlayışıma, sayarken sayarken… Daldığım uykulara…
En güzel yıldızlara evsahipliği yapan memleketimin kurak topraklarına…
Belki de çocukluğuma, masumluğuma…
Sabah uyanınca asma ağacından saçıma ve yüzüme bulaşmış tozlara…
Ne vakit nefes almaktan zorlansam, çıkıyorum yolculuklara…
………………………………
Yoruluyorum yollara çıkmaktan, yolculuklardan. Kalsam olmaz mı yanı başınızda. Şuracıkta dalıversem uykuya…
Nüfustaki yaşım büyüyor artık, iç dünyamdaki şekillerse ayrı ayrı adlara sahip.Yabancısı olduğum şehirlerde büyümeye,durulmaya uğraş verirken,kalsam olmaz mı yanı başınızda???
Bilirim, buralarda başının üzerinde yıldızlar yoktur, yıldızı olmayan bir geceye kaparsın gözlerini.
Yanına gelsem yine, yıldızlara bakar gibi uzansak yatakta sırtüstü… Anlatmaya koyulsam ne var ne yok içimde. Sorular sorsam ardı arkası kesilmeyen…
İçimdeki karanlıklardan bahsetsem, aydınlanır mı?
Bu gece yanında dalsam uykuya yakalar mıyım yeniden çocukluğumu baba?
(27/2/2007)
merivan