“KAİZEN” yapılanması - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

“KAİZEN” yapılanması


Kenan Kablan
Üye

Toplam 1236 yazı
09/05/2001 :  18:02:48   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Alıntı Yapılan Metin:
BAŞARISIZLIĞIMIZ BİR İÇ HASTALIKTIR

ADNAN ŞİMŞEK


Ünlü Japon sanayici Konosuke Matsu****a 1988’de verdiği bir konferans esnasında ABD’li yöneticilere şöyle hitab ediyordu:

“Biz kazandık, siz kaybettiniz; biz kazanacağız ve siz de kaybedeceksiniz. Hiçbirşey yapamazsınız, çünkü başarısızlığınız bir iç hastalıktır. Firmalarınız Taylor’un prensiplerine dayandırılmıştır. Daha beteri kafalarınız da Taylorlaştırılmıştır. Katı bir biçimde inanmaktasınız ki, iyi yönetim yöneticilerin bir tarafta, çalışanların diğer bir tarafta; bir başka anlatımla iyi yönetim; bir tarafta düşünen adamlar, diğer tarafta da yalnızca iş görebilen adamlar anlamına gelmektedir. Sizler için yöneticilik, yönetimin fikirlerini yumuşak bir biçimde çalışanların ellerine ulaştırmak sanatıdır.

Biz Taylor’u aştık. İş dünyasının korkunç karmaşık bir hale geldiğinin farkındayız. Risklerle, beklenmeyenlerle ve rekabetle giderek artan biçimde dolan bir çevre içinde hayatta kalabilmek son derece büyük belirsizlikler içerir. Bu sebeple bir firma, hayatta kalabilmek için tüm çalışanlarının sürekli bağlılık taahhüdüne sahip olmak zorundadır. Bizim için yönetim fert ya da sınıf engellerinden bağımsız, topyekûn iş gücünün firma hizmetine şuurlu bağlılığıdır.

Biz yeni teknolojik ve ekonomik talepleri sizlerden daha iyi bir biçimde karşıladık. Biz biliyoruz ki çok parlak da olsa birkaç teknokratın zekası, bu talepleri karşılamakta tam manası ile yetersiz kalır. Yalnızca topyekün çalışanların zekaları bir firmanın yeni çevresinde karşılaştığı iniş, çıkış ve ihtiyaçlarla yaşayabilmesine imkan tanır. Evet biz kazanacağız ve siz kaybedeceksiniz. Çünkü sizler zihninizi modası geçmiş Taylorizmden kurtaramıyorsunuz, bizlerse ona hiç takılmamıştık.”

•••

Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombalarının düşüşünden 50 sene sonra, mağlup Japonya’nın bir sanayicisinin, ABD’li yöneticilerin suratına tokat gibi çarpan bu sözleri söyleyeceğini kim tahmin edebilirdi ki…

Acı bir mağlubiyeti zafere dönüştüren sır ne idi?

Vatanları için ölmeye karar veren kamikazelerin, iş hayatının samuraylarını yetiştiren Japonya’nın başarısının anahtarı ne idi?

KAİZEN

Bu sualin cevabını “KAİZEN” yapılanmasında bulmak mümkün. Japonya’da en sık kullanılan kelimelerden biri olan “KAİZEN” iyiye doğru sürekli gelişmeyi ifade eder. TKK (Toplam kalite kontrol) anlayışı da KAİZEN şemsiyesi altında yer alan bir kavram. Hedeflere katılım, takım çalışması, eğitim programları, işbirliği, yetki ve sorumluluk dağılımında getirdiği farklı yaklaşımlarıyla gelişmenin lokomotifi.

KAİZEN felsefesi; işyerinde olsun, sosyal ilişkilerde veya aile hayatında olsun, hayat tarzımızın sürekli geliştirilmesi gerektiğini söylemektedir.

Medyada hükümet yetkilileri ve politikacılar, genelde ülkemiz politikacılarından farklı olarak her gün “Dış ticaret dengemizin KAİZEN’i, sosyal refah sistemimizin KAİZEN’i, eğitim modelimizdeki KAİZEN, hukuk sistemimizdeki KAİZEN vb.” Beyanları ile icraatlarını gözler önüne sermektedirler.

İki günü bir olan zarardadır

İnanç sistemimizde yer alan, fakat hayatımıza aksetmeyen “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” Hadisi Şerifinin madde planındaki kısmi bir yansıması ile eşdeğer bir manayı taşıyan KAİZEN kelimesi, Japonya’da günlük hayatın bir parçası olmuş. Kaizen hareketi, yöneticilerin dikkatinin en az %50’sinin KAİZEN üzerinde yoğunlaşması gerektiğini ifade etmektedir. Yöneticinin performans kriteri; kaizene ayırdığı zamanla, rutin işleri yapmaya ayırdığı zaman kıyaslanarak belirlenmektedir. Ustabaşıların başarısı ise, işçilerden gelen iyileştirme önerileri sayısına göre ölçülmektedir.

Matsu****a’nın da çok güzel özetlediği gibi, Taylorizm; “…Yöneticilerin bir tarafta, çalışanların diğer bir tarafta; bir başka anlatımla iyi yönetim, bir tarafta düşünen adamlar, diğer tarafta da yalnızca iş görebilen adamlar manasına gelmektedir.”

Taylor modeli; insanın motivasyonunu tamamen havuç ve sopa ile irtibatlandıran, tek sahada uzmanlaşmaya önem veren, sadece kârlılığı hedefleyen, insanları makinadan sorumlu makinalar gibi değerlendiren, yönetimi beyin, işgörenleri el-ayak gibi gören bir anlayışa sahiptir. Kaizen kavramında ise; insana önem veren, insanı ön plana çıkaran, kâr üstü hedefleri olan, hakiki motivasyonun havuç ve sopa ile gerçekleştirilemeyeceğini savunan, insanları birbiri ile yarıştırma**** ekip ruhunu sağlayan, hayat boyu istihdamı hedefleyen, aynı işte uzmanlaşma yerine, rotasyon yoluyla iş zenginleştirmeyi plana alarak işyerinde uzmanlaşmaya imkan tanıyan bir sistemdir.

•••

Matsu****a’nın konuşmasını bir de kendimiz açısından değerlendirelim.

“Biz kazandık, siz kaybettiniz; biz kazanacağız ve siz de kaybedeceksiniz. Hiçbirşey yapamazsınız çünkü başarısızlığınız bir iç hastalıktır.”

Dert bilinirse, devası kolaydır. Bilmemek ve anlamaya çalışmamak ise en büyük derdimizdir.

Ülkemizin kaliteye ve “kalite insanı” sayısındaki artışa, çorak toprakların suya olduğu kadar, ihtiyacı vardır.



FAYDALANILAN KAYNAKLAR:

1. Aguayo Rafael, Dr. Deming-Japon Mucizesinin Mimarı, Form Yay. No.31, İst, 1994.

2. 2. İshikawa Kaoru, Toplam kalite kontrol, Kal Der Yay. No.7, İst, Mayıs 1995.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
cheeryarda
Yeni Üye

Toplam 30 yazı
24/10/2001 :  22:16:23  Alıntı
merabalar kenan bey,

KAIZEN
Kaizen;sürece yönelik,küçük adımlı,insana dayanan,bilgiyi paylaşan sürekli iyiyi arama çabasıdır.Kaizen'in baş sloganı şudur:"En iyi iyinin düşmanıdır." Sorunları saklamamak,örtmemek Kaizen uygulamalarının ön koşuludur.Sorun çözme aşamasında,farklı uzmanlık alanlarından oluşturulan Kaizen ekipleri görevlendirilir. Sorunlara kısa sürede çözüm bulmaktan çok,sorunu kökünden halledecek çözümü bulmak yeğlenir.Amaç;geçici,palyatif önlemlerle o günü kurtarmak değil,kalıcı çözümlerle yarını kurtarmaktır.Aksi halde,sorun kısa bir süre sonra tekrar kendini gösterir.(Oyak-Renault,Seminer Notları,s.12) Batı toplumları dikkatlerini hep buluşlara,büyük atılımlara ve sonuçlara yöneltmiş iken,Japonya ilgisini daha çok küçük adımlar yoluyla ilerlemeye ve süreçlere yönelterek daha olumlu sonuçlar almıştır.(İmai,1997,s.3) Her ne kadar,hemen hiçbir önemli teknoloji (bilgisayar,elektronik,atom ,genetik, vb.)
Japonya'da geliştirilmemişse de bu teknojilerin en iyi uygulayıcıları da yine Japonlar olmuştur.Japonlar bu teknolojileri Batı'dan almışlar ve küçük ama emin adımlarla daha ileriye ***ürmüşlerdir. Japonya'da yönetimin iki ana unsuru;koruma ve iyileştirmedir. Yönetim öncelikle tüm ana operasyonlar için gerekli şirket politikalarını,kural,talimat ve prosedürlerini belirler ve ardından herkesin bu standartlara uymasını sağlamaya çalışır. O halde Japon yönetim anlayışı tek bir kuralla özetlenebilir:"Standartları korumak ve iyileştirmek." İyileştirme,kaizen ve yenilik olarak algılanır.Kaizen;sürekli çabaların sonucunda mevcut durumda görülen küçük çapta iyileşmeleri işaret eder.Yenilik ise yeni teknolojiye ve/veya araçlara yapılan büyük yatırımlar sonucu mevcut durumun köklü olarak değiştirilmesidir. İyileştirme için başlangıç noktası,iyileştirmeye olan ihtiyacın farkedilmesidir..Farkedilen bir problem yoksa, iyileştirmeye de ihtiyaç yoktur.Mevcut durumla yetinmek ise,Kaizen'in baş düşmanıdır.(İmai,1997,s.6) Bir kere belirlendikten sonra sorun çözülmelidir.Sorunun çözülmesiyle birlikte iyileştirme her defasında daha ileri bir düzeye ulaşır.Ulaşılan yeni düzeyi pekiştirmek için,sağlanan iyileştirme standartlaştırılmalıdır. Sürekli gelişmeyi gerçekleştirmek için 3 temel koşulu sağlamak gerekir:

1-Mevcut durumu yetersiz bulmak:Bir sistem kusursuz bir şekilde çalışıyor olsa da ,geliştirecek yöntemler mutlaka bulunabilir.Ayrıca,bilim ve teknolojideki gelişmeler ile müşteri beklentileri, her gün "verimlilik" ölçütünü ileriye taşımaktadır.

2-İnsan faktörünü geliştirmek:Her şeyi yapan "insan"dır.İnsan kaynağı bir kuruluş için en değerli varlıktır.Alışılagelmiş yönetim biçiminde bu kaynağın kullanımı oldukça yetersizdir.Oysa her çalışanı bu geliştirim etkinliklerinin bir üyesi haline getirmek gerekir.(Kavrakoğlu,1998,s.13)

3-Problem çözme tekniklerini yaygın biçimde kullanmakroblemleri çözmekte düşülen en büyük hata, belirtiler üzerinde yoğunlaşıp,sorunların altında yatan nedenleri görememektir.Sorunları iyi bir biçimde çözmek için,her sorunu en uç sebebe kadar izlemek ve temeldeki sorunu bir daha ortaya çıkmayacak biçimde çözmek gerekir. Sorunun nedeni araştırılırken beş kez neden diye sormak genellikle iyi sonuç vermekte ve sorunun görünür nedeni değil de,gerçek nedeni ortaya konabilmektedir.(Yamak,1998,s.162) Sürekli gelişmenin yararlarını sıralayacak olursak; · Kuruluşun tüm etkinliklerinde bir canlılık meydana gelir. · Topluluğun aynı amaç ve hedef doğrultusunda çalışması sağlanır. · Bölümler kendi işlerini daha etkili ve verimli biçimde yürütürler. · Etkileşim içinde olan bölümlerin sorunları kısa yoldan ve kalıcı biçimde çözümlenir. · Çalışanların bilgi ve beceri düzeyi yükselir,motivasyonu artar. · Verimlilik ve diğer temel rekabet unsurları daha hızlı bir gelişme gösterir.

(www.tusiad.org.)

Yerleşim : Türkiye / Ankara  |  Meslek : Öğretim görevlisi / Asistan
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.71 saniye.
10:23:24, 4 Mayıs 2024, Cumartesi

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım