Akıntıya Kapılın, Boğulun Ya Da Karar Verin - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Akıntıya Kapılın, Boğulun Ya Da Karar Verin


mozsarac
Üye

Toplam 419 yazı
23/05/2006 :  09:06:16   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Sabah, gazetesinden başını kaldıran Bayan Kay duman kokusu alır ve ocağın yanındaki mutfak perdesinin alevler içinde olduğunu görür. Zamanını en iyi biçimde değerlendirmek için, ekmeğine yağ sürüp gazeteyi okumayı bitirmesi mi, hızla yayılan yangınla ilgili bir şeyler yapması mı gerekir? Bayan Kay bir tencere suyla perdeye atılsa da, telefonla itfaiyeyi çağırsa da, ya da köşedeki yangın alarmı kutusuna koşsa da fark etmez. Ama, ekmeğine yağ sürerek zamanını daha iyi değerlendirmiş olacağı gibi bir fikri hiç kimse savunamaz.

Yaptığımız seçimlerin çoğu, tabii ki, komiklik derecesinde kolaydır. Otomotiv sektöründe 14 yıldan sonra, Bay Williams mesleğini değiştirmeyi düşünüyordu. İşinde ilerlemişti; ama umduğu kadar değil. Kalamazoo Makine Fabrikası’nda üretim müdürü olarak çalışmayı, sadece şöyle böyle ilginç buluyordu. Kalamazoo’dan sıkılmıştı ve Chicago’da yaşamanın daha ilginç olacağını düşünüyordu. Bay Williams bir değişiklik yapmak istiyordu; ama nasıl bir değişiklik? Acaba, üretim müdürlüğü tecrübesini kullanarak başka bir sektöre mi geçseydi? Chicago ya da başka bir büyük şehirde bir üretim işi mi aramalıydı? Yoksa, üretimi falan unutarak okuyup bir emlak satıcısı mı olmalıydı? Bu kadar çok sayıda seçenek olunca, onun da son kararı tabii belirgin olmayacaktır.

Bayan Kay ve Bay Williams gibi siz ve herkes her gün, zor ya da kolay, büyük ya da küçük her türlü kararla yüz yüzesiniz. Hepsini birden kim başarabilir? Bir doktor, avukat, müzisyen, mimar, sanatçı, futbolcu olmak ister miydiniz? Avrupa’yı, Amerika’yı, Nijerya’yı, Timbuktu’yu gezmek ister miydiniz? Bunlar, sadece yetenek ve para meselesi değil. Bir Einstein ya da Onassis bile bu dünyada yapılabilecek her şeyi yapıp, gezilebilecek her yeri gezemez. Etrafımızda hep ilgi isteyen bir sürü karar, karar, karar vardır.

Bugün ne yapmalı? Çalışıp, bir gösteriye gidip, kitap okuyup, arkadaşları ziyaret edip, geç saatlere kadar uyuyup, briç oynayacak mısınız? Zamanınız sınırlı; ama hayal gücünüz hiç de öyle değil. Çoğu insan, birkaç dakikalık hayal kurmayla bile kendilerini haftalarca ve hatta aylarca meşgul etmeye yetecek kadar iş yaratabilir. Peki, ya yapmak zorunda olduğunuz şeylere ne demeli? Patronun beklediği raporu hazırlamak, zamanı çoktan geçen iş mektuplarını cevaplamak, tiyatro biletlerini almak, tatil yolculuğunuzu planlamak, oğlunuzun okul notları için endişelenmek, yeni bir takım elbise almak için çarşıya çıkmak, dişçiye gitmek, bahçeyi çapalamak? Nasıl olacak da bugün yapmanız gerekenlerin hepsinin altından kalkacaksınız?

Yarın yapacak daha da çok iş olacak. Hayat, hiçbir zaman dinmeyen bir olası etkinlikler nehridir; aileniz, öğretmenleriniz, patronunuz, emrinizin altındakiler ve ayrıca kendi hayalleriniz, umutlarınız, arzularınız ve hayattta kalma ihtiyacı, bu nehri sürekli beslemektedir. Yapacak o kadar çok işiniz, ama o kadar az zamanınız var ki! Bu kadar çok seçeneğiniz olması, bir dereceye kadar yakın zamanlarda oluşmuş bir gerçektir. Çok da eski olmayan bir geçmişte; seçenekler daha az, hayat ve yöntemleri daha az karmaşık, ufuklar daha darken, insanların zamanlarını nasıl geçireceklerini düşünmeye o kadar da ihtiyaçları yoktu. Ayrıcalıklı bir azınlığın dışındakileri hep gereksinimler yönlendiriyordu. İnsanların hayatlarının diğer yönlerini de gelenekler, din, sosyal sınıf ya da doğdukları bölgeler gibi sabit koşullar belirliyordu. Bugün sosyal, ekonomik ve fiziksel hareketliliğin bu kadar çok insan için gerçek olması ve son derece fazla boş zaman olması yüzünden seçim yapma fırsatları ve baskıları da katlanmıştır. Seçimler, genellikle karmaşık ve zordur. Bu, özellikle gerçekten de bir “yeni seçenekler patlaması” ile karşı karşıya bulunanlar için geçerlidir.

Bayan Reed arkadaşlarıyla oğlunun geleceğini tartışırken, oğlunun zamanının en iyi nasıl değerlendirilebileceği konusunda epey heyecanlıydı. Jack liseyi bitirdikten sonra anne ve babasının mezun olduğu üniversiteye gidecekti. Ama, Jack’in başka fikirleri vardı. Okuldan sıkılmıştı. Resmi eğitimin yararlarından şüpheliydi ve zamanını en iyi bir iki yıl gezerek değerlendireceğini hissediyordu. Hangi durumda Jack’in zamanı daha iyi değerlenmiş olur? Bayan Reed’in de Jack’in de bu konuda gayet sabit fikirleri olsa da sorunun cevabı açık değildir. Karar veren kim? Jack. Bayan Reed karar verme hakkı olduğunu savunabilir; ama Jack eğer (sadece annesini memnun etmek için bile olsa) üniversiteye giderse, karar veren o olmuş olacak.

Kararları sizin için başkalarının verdiği hissine kapıldığınız durumlar hiç de az değildir. Anne ya da babanızın, çocuğunuzun, eşinizin, patronunuzun, bir arkadaşınızın, zamanınızı nasıl değerlendireceğiniz konusunda en az sizin kadar, hatta bazen daha da fazla söz hakkı varmış gibi gelebilir. Bu duygu anlaşılabilir; ama gerçekler böyle değildir. Sonuç olarak, başka biri, yalnızca ne yapmanız gerektiği konusunda size tavsiyede bulunabilir. Son kararı veren, yalnızca sizsiniz. Bu tavsiyeyi ya kabul eder ya da reddedersiniz. Tabii, bazı kararların acı veren sonuçları olabilir. Patronunuz, belli bir projede çalışmanızı ister; ama sizin zamanınızı nasıl değerlendirmeniz gerektiğine dair başka fikirleriniz vardır. Eğer durumunuzu zorlamaya devam ederseniz, kendinizi bir anda işsiz bulabilirsiniz. Ama çoğu durumda, serbest seçim ögesi, gerçekten de epey fazladır.

Gerçekten de bazen serbest seçim hakkınız çok azmış gibi görünebilir. Yaş, eğitim, geçmiş, ekonomik konum, cinsiyet ve ırkın hepimizin üzerinde gerçek sınırlamalar oluşturduğunu inkar etmek ***ca olur. Bu yüzden, herkesin durumunda kontrol edilemeyen ögelerin bulunduğunu baştan kabul edelim. Bu ögelerin neler olduğunun gerçekçi bir analizini yapıp bunları kabullenmek bize çok zaman kazandırır. Keşkecilik oyunu oynamak, “Keşke daha genç, daha zengin, daha fakir, daha akıllı ya da daha başarılı olsaydım” demek, zamanınızı iyi değerlendirmek değildir. (Ama tabii, bu konularda bir şey yapmanın, zamanı iyi değerlendirmek için mükemmel bir seçenek olduğuna karar verebilirsiniz.)

Herkesin üzerinde her durumda serbest seçim yapmayı imkânsız kılan sınırlamalar vardır. Ama çoğu zaman, istediğiniz kararı vermekte serbest olursunuz. Dış faktörlerin hayatınızı kontrol ettiğini düşünerek belki de kendinizi kandırıyorsunuz. Kontrolün sizde olduğu alanlarda bile çok iyi bir iş çıkaramıyor olabilirsiniz.

Karar Verirken

Zaman kullanımınız, her yıl, ay, hafta, gün ve dakika ne yapacağınız ve bunu nasıl yapacağınız üzerine verdiğiniz irili ufaklı binlerce kararın ve seçeneğin sonucudur. Örneğin, belli sosyal kararları niçin verdiğinizin farkında mısınız? İşte, size olasılıklardan birkaçı:

1) Alışkanlık: Yıllarca Jones ailesiyle ayda bir, bir araya gelirsiniz. Siz bu işe ilginizi yitirmeye başladınız ve son zamanlarda çok da iyi vakit geçirmediğinizi itiraf etmelisiniz. Yine de bu öyle otomatik bir hale gelmiş ki onlarla buluşmaya devam ediyorsunuz.

2) Başkalarının Talepleri: Eşiniz, işine yardımcı olabilecek bir çifti eve çağırmanız için sizi zorluyor ve sonunda onlardan hoşlanmadığınız halde teslim oluyorsunuz.

3) Kaçışçılık: Evde oturup iş arkadaşlarınızla bir araya gelmenin ne kadar hoş olacağını hayal edip duruyorsunuz; ama sizin ne kadar haddini bilmez olduğunuzu düşünmeleri olasılığından korkup bir türlü onları gerçekten davet edemiyorsunuz.

4) Anlık Durum: Birden o akşam bir gösteriye gitmek istediğinize karar veriyorsunuz ve size katılmaları için Anderson ailesine telefon ediyorsunuz; ama onların başka bir sözü olduğunu öğrenip gösteriye pek de o kadar sevmediğiniz başka bir çiftle gitmeye razı oluyorsunuz.

5) İhmal: Diğer insanların sizi davet etmelerini bekliyor ve bu yüzden, zamanınızın çoğunu ya evde ya da aslında tercih etmediğiniz insanların arasında geçiriyorsunuz.

6) Bilinçli Karar: Eşinizle oturup ortak yanlarınızın çok olduğu yeni tanıdıklarınızı ve son zamanlarda yeterince sık görmediğiniz eski dostları davet etmek için bir program hazırlıyorsunuz.

Anlık karar hoş olabilir. Ayrıca ihmal, başkalarının talepleri, kaçışçılık ya da alışkanlık yüzünden verilen kararlarda “yanlış” bir şey yok. Ama, bu kararların sonuçlarından memnun değilseniz, daha fazla bilinçli çaba gerekli demektir. Zor durumlarda kendini koyvermek, hayale dalmak ya da kaçmak ne kadar da çekici gelir insana. Ama gerçekten yapmak istediğiniz bu mu? Bir alternatif var. Kendinizi koyverebilir; hayale dalabilir ya da kaçabilirsiniz; ama karar da verebilirsiniz.
Yazar: Mustafa Şahin
Kaynak: Alan Lakein, How to Get Control of Your Time and Your Life

Yerleşim : Türkiye / Gaziantep  |  Meslek : Muhasebe
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.06 saniye.
17:25:48, 3 Mayıs 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım