Son 10 Yılın En İyi 10 Projesi
Türkiye son 5 yıldır içinde bulunduğu hızlı büyüme trendini sürdürüyor. Her yıl yüzlerce yeni proje uygulamaya geçiyor. İçlerinden bazıları insanların, şirketlerin, kentlerin ve hatta ülkelerin kaderini değiştiriyor. Türkiye’nin 84 yıllık tarihinde böyle pek çok projeye rastlamak mümkün. Capital, bunlar arasında yakın tarihimizden, son 10 yılın 10 önemli projesini tespit etti. Birçok iş adamı, yönetici, akademisyen ve danışman bu seçimde bize yol gösterdi. Onların fikirleriyle adayları tespit edip üzerinde uzlaşılan projeleri ön plana çıkardık.
Değerlendirme kriterlerimiz; projelerin yenilikçi olması, hayal gücüne dayanması, iş gücü yaratması, öncü olması, stratejik önem taşıması ve tabii ki başarılı olmasıydı. Projelerin, sektörünü dönüştürmesi ve sadece Türkiye’de değil dünyada da bir ilki gerçekleştirmiş olması da önemli bir ayırt edici unsur oldu. Tüm bunların ışığında son 10 yılda Türkiye’de yürütülen en iyi 10 projeyi belirledik.
BTC’nin Türkiye İçin Anlamı
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı projesi Türkiye’nin yalnız son 10 yılına değil gelecek 10 yıllarına da damgasını vuracak bir proje. Türkiye, petrol ve doğal gazda içinde bulunduğu coğrafyanın sağladığı önemli avantajı BTC boru hattı projesiyle iyi kullandı. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi kapsamında, Bakü’den başlayıp Ceyhan’da son bulacak bir boru hattıyla başta Azeri petrolü olmak üzere bölgede üretilecek petrollerin Ceyhan’a taşınması ve buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması planlandı. Asıl amaç ise petrolün uluslararası piyasaya ihracı için kullanılacak emniyetli bir taşıma sisteminin oluşturulmasıydı. Böylece Türkiye de, Doğu-Batı Enerji Koridoru’nun en kritik ayağını oluşturan BTC sayesinde, jeopolitik önemini artırmış olacaktı. Projenin fizibilite etüdünde toplam sistem için yatırım maliyeti 2,4 milyar dolar olarak hesaplandı. İnşaat aşaması ise Türkiye’ye 1,7 milyar dolara mal oldu. Bu maliyet, BTC Co ortakları tarafından finanse edildi. Projenin inşaatını ise büyük oranda Türk müteahhitleri gerçekleştirdi. 29 Temmuz 2006’da tamamlanan projede ilk petrol yüklemeleri 2006 yılının haziran ayında başladı. Bugüne kadar 296 adet tanker yüklemesi yapıldı ve Türkiye üzerinden toplam 238,1 milyon varil ham petrol uluslararası pazarlara ulaştırıldı.
Türkiye’nin, bu projeden "geçiş vergisi ve işletmecilik hizmetleri" karşılığında; ilk 16 yıl 140–200 milyon dolar, 17-40’ıncı yıllar arasında ise 200–300 milyon dolar civarında yıllık gelir elde etmesi bekleniyor.
Pegasus, Uçmayı Demokratikleştirdi
16 yıllık bir charter şirketi olan Pegasus, Ocak 2005’te Esas Holding tarafından satın alındı ve şirketin yönetim kurulu başkanı Ali Sabancı oldu. Ali Sabancı’nın şirketin başına geçmesiyle birlikte Pegasus Hava Yolları fark yaratan pek çok devrimci uygulama hayata geçirdi. Business Class, VlP ve ClP uygulamaları yapmayan Pegasus’un "uygun fiyat politikası" sayesinde Türkiye’nin doğusuna da uçuşlar başladı. Devrimci uygulamalarının en dikkat çekeni ise Türkiye’de uçuşu demokratikleştiren "Pegonomi" projesi oldu. Pegasus, sektörde süregelen sabit ve yüksek fiyatlı iç hat düzenine kademeli fiyat sistemi getirdi. Yolculara 25 YTL’den başlayan fiyatlarla uçma şansı verdi. İstanbul’da tek merkezden gerçekleştirilen uçuş uygulamasına son vererek atıl kalan ikinci meydanı, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nı, uçuş üssü olarak seçti.
İç hat tarifeli uçuşlarına 2005 yılı kasım ayında başlayan Pegasus, 2006 yılında iç hatlarda yaklaşık yüzde 9’luk pazar payına ulaştı. Satış ofislerini sadece havaalanlarında bulunduran şirket, şehir içinde yüksek maliyetli satış ofisleri yatırımından kaçındı. Alternatif ürün ve hizmetlerle Cotel, rent acar, uçak içi ve dışı reklâm alanları, dergi reklâm alanları gibi) ekstra gelir kaynakları yaratıldı. 2007 sonuna dek 2,7 milyon kişi taşıyacağı öngörülen Pegasus’un pazar payının da yüzde 11–12 düzeyinde olacağı tahmin ediliyor.
Sıfırlar Gitti, İtibar Geldi
Uzun yıllar yüksek enflasyon yaşayan Türkiye’de Türk Lirası’ndan sıfır atılması zaman zaman gündeme geldi ama inatçı yüksek enflasyon böyle bir operasyona izin vermedi. Türk Lirası’ndan sıfır atılması konusu 1998’den bu yana Merkez Bankası’nca yürütülen bir proje. Merkez Bankası enflasyonun yüzde 10’lu rakamları görmesiyle paradan 6 sıfır atılabileceğini duyurmuş ve bunun için de tarih olarak 2001 yılını göstermişti. Fakat 2001 yılında Türkiye belki de tarihinin en şiddetli ekonomik krizini yaşadı ve sıfır atma projesi askıya alındı. Sonrasında başarılı şekilde uygulanan istikrar programı ve enflasyonun hızla gerilemesi sayesinde 1 Ocak 2005 tarihinde YTL ve Yeni Kuruş tedavüle girdi.
YTL’ ye geçiş sürecinde etkili bir tanıtım yapıldı. Esnaflardan yuvarlama yapmamaları ve geçiş döneminde iki etiket kullanmaları istendi. Operasyon sonrası etkilere bakıldığında Ak Portföy Baş Ekonomisti Hakan Aklar, çok önemli kazanımların elde edildiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: "YTL, diğer paralarla karşılaştırılabilen, değeri anlaşılabilen, uluslararası piyasalarda geçerliliği olan ve işlemlere konu olan itibarlı bir para birimi haline geldi. Yurtdışında YTL üzerinden tahvil ihracı arttı, hatta 10 Eylül 2007 itibarıyla 2–10 yıl arasında değişen vadeli tahvillerin toplam tutarı 22,4 milyar YTL’ ye ulaştı."
Projenin bir diğer önemli sonucu da banknot üretim maliyetindeki düşüş oldu. YTL’ ye geçiş öncesi 31 Aralık 2004 tarihi itibarıyla dolaşımda bulunan toplam banknot miktarı yaklaşık 13,5 milyar YTL ve 1 milyar 306 milyon adetti. Dolaşıma üst değerde 2 banknot kupürünün çıkarılmasının da etkisiyle 2005 yılsonu itibarıyla dolaşımdaki banknot adedi 930,5 milyona düştü. Ayrıca bankacılık sisteminin işlem hacimleri dolayısıyla stok, taşıma maliyetleri de azalmış oldu. Diğer taraftan, YTL operasyonu ülkemizde madeni para kullanımını da olumlu ölçüde etkiledi. Dolaşımdaki madeni paraların emisyon hacmine oranı yaklaşık yüzde 1,1 iken, bu oran 2006 yılı sonu itibarıyla yüzde 2,34’e yükseldi.
BES, 1,4 Milyon Kişiye Ulaştı
Türkiye’nin gerçekleştirdiği sosyal güvenlik reformunun bir parçası olarak 27 Ekim 2003 tarihinde yürürlüğe giren Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 4 yıl içinde 1 milyon 400 bine ulaşan katılımcı sayısıyla pek çok açıdan dünyadaki örneklerinden daha başarılı bir performans sergiledi. Sistemin ilk faaliyete geçtiği dönemde kuruluş izni alan 11 şirket bugün, Aviva ile Ak Emeklilik birleşmesinin ardından, 10 şirket olarak yoluna devam ediyor. Gelişimini dünyadaki birçok ülkeye örnek olabilecek şekilde sürdüren Bireysel Emeklilik Sistemi’nin fon büyüklüğü, 12 Kasım 2007 tarihi itibarıyla 4,3 milyar YTL’ yi geçmiş durumda. Toplam sözleşme sayısı ise Emeklilik Gözetim Merkezi’nin verdiği bilgiye göre 1 milyon 398 bin 858’e ulaştı. Katılımcı sayısı açısından çok hızlı bir büyüme kaydeden BES’in, önümüzdeki 10 yıl içinde, 20 milyar doların üzerinde fon büyüklüğüne ulaşması bekleniyor. 25 yıl gibi uzun bir vadede ise fonun, GSYİH’nin en az yüzde 15’i kadar olacağı tahmin ediliyor. BES, çok yönlü çıktıları olan bir sistem. Sistemin sosyal ve ekonomik çıktılarının ne kadar güçlü olduğu önümüzdeki yıllarda çok daha iyi anlaşılacak. BES katılımcılarına, tasarruf yapmanın güçleştiği bir dönemde, emeklilik dönemlerindeki ekonomik kayıplarını telafi edebilmeleri amacıyla küçük tasarruflar yapabilme imkânı sunuyor. Bu tasarruflar çeşitli vergi avantajlarıyla da destekleniyor.
Ekonomimizin en büyük problemi sıcak para ve ülkemizdeki fonların kısa vadeli yapısı. BES bu anlamda da uzun vadeli fonların oluşmasını sağlıyor. Fonların kartopu etkisiyle büyümesi nedeniyle, orta vadede bu fonlar ekonomimizde daha da önemli bir yer tutacak.
Tav’ın Küreselleşme Adımları
Tav, hızlı büyüme hedefi ve yeni yatırım fırsatları nedeniyle 2006 yılında yeniden yapılandı. Bu doğrultuda "işletme" hizmetlerini "TAV Havalimanları Holding" ve "yapım" hizmetlerini "TAV İnşaat" başlıkları altında gruplandırdı. Bugün İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Gürcistan’da Tiflis ve Batum Havalimanı’nı işletiyor.
Tunus’ta ise Enfida ve Monastere Havalimanları’nın yapımını üstlenmiş durumda. Yılda yaklaşık 300 havayolu şirketinin 285 bin uçuşuna hizmet sunuyor, her yıl ortalama 27 milyon yolcuya hizmet veriyor. TAV Havalimanları, bu kapasiteyle dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alıyor. TAV Havalimanları Holding, İstanbul Atatürk Havalimanı’nı 2000 yılından itibaren işletmeye başladı. Havalimanı işletmeciliğinin yatırımcıyla buluşmasında Türkiye’nin önünü açtı. Havalimanı işletmeciliğinin sektör haline gelmesinde ve ülkemizdeki terminallerin özelleştirilerek havacılık sektörünün dinamikleşmesinde önemli bir görev üstlendi. Türkiye’de TAV’ın yarattığı bu değer zinciri, havacılık sektörünün hizmet sektörüne dönüşmesiyle yabancı sermayenin de Türkiye’ye ilgi duymasını sağladı. İşletmeye geçişinin 7’nci yılında TAV Havalimanları Holding’in halka arzı son 10 yılın en dikkat çeken işlemlerinden biri oldu. Ayrıca kendi sektörünün küreselleşmesine öncü oldu. Yaptıklarının diğer şirketler tarafından da kullanılacak olmasının kendisini çok mutlu ettiğini belirten TAV CEO’su Sani Şener, "Bizim geliştirdiğimiz proje finansman yöntemleri, terminal yapım metodolojileri ve havalimanı işletmeciliği modelleri bir ilk olarak örnek oldu" diyor.
Muhtar Kent Yüzyılın Öyküsü
Dünyanın en değerli markası Coca-Cola’nın yeni CEO’su temmuz 2008’de Muhtar Kent olacak. Muhtar kendi sektörünü yarattı Fikir babası ve proje lideri Alphan Manas olan iddaa, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, son 10 yılın en önemli projeleri arasında yerini aldı. İddaa Türkiye’nin ilk Kent böylece dünyanın dev şirketlerinde en yüksek seviyeye ulaşan Türk unvanını yine kendi yenilemiş olacak. Türkiye açısından son 10 yılın değil, son yüzyılın en iyi kariyer öyküsünü gerçekleştiren Muhtar Kent, halen Coca Cola’nın Kuzey Amerika dışındaki tüm uluslararası operasyonlarının başında. Kent’in sorumluluğundaki bölge Coca Cola’nın toplam cirosunun yüzde 70’ini oluşturuyor. Kent’in kariyer hikâyesi ise bundan 30 yıl önce başladı. Coca-Cola’daki çalışma hayatına 1978’de Atlanta’da başlayan Kent, 1985’e kadar değişik ülkelerde pazarlama ve operasyon birimlerinde çalıştı. Bu tarihten sonra Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü oldu. 1989–1995 döneminde 23 ülkeden sorumlu olarak Doğu ve Orta Avrupa Bölüm Başkanlığı ve Coca-Cola International Başkan Yardımcılığı yaptı. 1995–1998 döneminde Coca-Cola Amatil Avrupa Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. 1998–2005 yılları arasında Efes İçecek Grup Başkanlığı’na gelen Kent’in Coca-Cola’nın zirvesine yönelik yürüyüşü ise şöyle devam etti: Coca Cola’nın efsanevi CEO’su Neville lsdell emekli olmasına rağmen yeniden göreve çağrıldı. lsdell’in ilk işi kendi kadrosunu kurmak için kolları sıvamak oldu. lsdell’in kadrosunda yer vermeyi düşündüğü önemli isimlerden birisi de Muhtar Kent’ti. Ancak Kent aynı dönemde Anadolu Grubu’nda idi. lsdell, Anadolu Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ile Atina’da 2004 Olimpiyatları sırasında bir araya geldi ve kendisinden Muhtar Kent’i transfer etmek için izin istedi. Özilhan bir yıl sonra ikna edildi ve Coca-Cola’nın Kuzey Asya, Avrasya ve Ortadoğu Grubu’nun başına getirildi. Böylece Kent, Coca Cola hiyerarşisinde ilk 20’ye girmiş oldu. 2008’in ikinci yarısında ise görevine Coca-Cola’nın 1 numaralı yöneticisi olarak devam edecek.
Turquallty’nin Markalaşma Yaklaşımı
Dünyanın en gelişmiş uluslararası markalaşma programı olarak tanımlanan Turquality, bundan sadece 3 yıl önce uygulama aşamasına geçti. Kısa süre içinde de önemli gelişmeler gösteren bir projeye dönüştü. Turquality bu zaman zarfında yapılanmasını, markalaşma anlayışını, yaklaşımını sürekli olarak geliştirdi. Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği tarafından yürütülen projenin fikir babası Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen. Tüzmen, projenin bugün geldiği noktayı "Turquality firmalarımızın markalaşma yolundaki çabalarını destekleyerek, uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü artırma hedefimizi gerçekleştirmede ciddi aşamalar kaydetmemizi sağladı. Bu projeyi ’10 yılda 10 dünya markası yaratmak’ vizyonuyla ortaya koyduk. Bu doğrultuda katma değeri yüksek, markalı ürünlerle uluslararası pazarlarda ön plana çıkabilen bir ülke olma yolunda önemli adımlar atıyoruz" sözleriyle anlatıyor.
Proje, başlangıçta pilot sektör seçilen tekstil ve hazır giyimin ardından diğer sektörlere de açıldı. Bugün gıdadan hazır giyime, beyaz eşyadan elektroniğe uzanan çok sayıdaki sektörden toplam 45 marka proje kapsamında destekleniyor.
Kaynak:
www.capital.com.tr