Değişimi Yaratmak. . . Nasıl?! - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Değişimi Yaratmak. . . Nasıl?!


Akın Arslan
Üye

Toplam 320 yazı
10/04/2001 :  12:30:21   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Merhaba

Değişimi yaratmaya yönelik P. Kotter'in görüşleri:


Kuruluşlarda değişimler yaratmaya yönelik çabalar büyük ölçüde artmıştır. Bunlar arasında yeniden yapılanmayı, yeni strateji saptamayı, kalite programlarını, kültürel değişimleri, şirket evliliklerini ve devirlerini sayabiliriz. Bu değişiklikleri teknolojiye eşlik eden güçlü etkiler, rekabetin ve pazarların küreselleşmesi ve işgücünün yapısındaki farklılaşmalar yönlendirmektedir.

Benim değişen zamanlarla ilgili on gözlemim şunlardır:

1. Benimsedikleri yaklaşım ne olursa olsun, yöneticilerin anlamlı herhangi bir değişimi başarmaları zaman isteyen ve oldukça karmaşık bir süreçtir. En başarılı değişim çabalarında sekiz aşamadan geçilmesi söz konusudur. Öncelikle bir ivedilik duygusu yaratılır, sürece yön verecek güçte bir ekip oluşturulur, uygun bir vizyon geliştirilir, bu yeni vizyon herkese aktarılır, çalışanlar vizyonu gerçekleştirmeye yönelik olarak yetkilendirilir, yapılan çalışmaların saygınlık kazanması ve çalışmalara ilişkin kuşkuların ortadan kaldırılması açısından kısa dönemde birtakım sonuçlar alınması hedeflenir, olaya hız kazandırılıp bu hızlı değişime ilişkin sorunlarla başa çıkmakta kullanılır, yeni davranışlar kuruluşun kültürüne yerleştirilir.

Bu aşamaların her biri zaman alır, belki iki yıl bile sürebilir. Bu türden zaman sınırları, kısa vadeli düşünen ve tepkisel davranan yöneticiler için kabul edilmesi zor sürelerdir. Bunun nedeni; kısmen bu yöneticilerin proaktif davranmayı bilmemeleri, kısmen de her an en yakın rakiplerine yetişmeye ya da geçmeye odaklanmış olmaları nedeniyle, sürecin bir ya da iki aşamasını atlayıp geçmek için karşı konulamaz bir istek duymalarıdır. Dolayısıyla bu yöneticilerin kuruluşlarında yeniden yapılanma çalışmaları sıçramalar halinde yürütülür, bu da genellikle büyük bir maliyet getirir.

2. Değişim genel olarak bu karmaşık süreçten geçilmesini gerektirmekle birlikte, dönüşümü hedeflemiş etkili yöneticilerin attıkları birtakım önemli adımlar; duruma göre ve koşullara uyacak şekilde değişiklik göstermektedir. Vizyonun ne kadar erken tanımlanıp duyurulacağı, vizyonun tanımlanmasında ve yürütülmesinde geniş kitlelerin ne kadar işe katılacağı, çeşitli çevrelerden gelen karşı tepkilerin ne ölçüde önemseneceği konusunda farklılıklar görülebilir. Yaşanan son değişim sürecinde uygulanmış ve başarılı olmuş taktikler, yeni durumun koşulları dikkate alınmaksızın yeniden kullanıldığında genellikle sorunlar yaşanacaktır. Bir dizi taktiği ne kadar uzun süre ile kullanırsak, yeni koşullara karşı o ölçüde kayıtsız oluruz.

3. Yetenekli ve iyi niyetli insanlar bile anlamlı, küçük adımlarla ilerleyecek bir değişim yaratma çabalarında öngörülebilir bir dizi hata yapabilirler: Başarısızlık, yalnızca yeteneksizlere özgü bir durum değildir. Çok yetenekli insanlar, bazen gereğinden fazla rehavete kapılabilirler. Başkalarına yol göstermekte yetersiz kalabilirler. Gereğince güçlü bir vizyon oluşturamayabilir vizyonu gereğince aktaramayabilir ya da kaldırmakta eksik kalabilirler. Kısa vadede çabaların saygınlık kazanmasını sağlayacak sonuçlar üretme planları aksayabilir ya da ilk sonuçlar alınmaya başlandığında gereğinden çok önce zafer ilan edebilirler. Yeni yaklaşımlar ile var olan şirket kültürü arasındaki ilişkiyi kuramayabilirler. Büyük değişimleri yönetme konusunda daha fazla deneyim sahibi olsaydık, bu tür hataların büyük bir kısmı yaşanmazdı. Ama insanların çoğu yalnızca varolan sistemi yönetmeyi öğrenmişlerdir, büyük aşamalar kaydetme konusunda yeterli bilgi ve deneyimleri yoktur.

4. Liderlik yöneticilikten farklıdır ve herhangi bir ölçüde başarılı bir değişim yaratmak yöneticilik değil, liderlik gerektirir. Yeterli bir liderlik olmadığından hata yapma olasılığı büyük ölçüde artacak, başarı şansı da o oranda düşecektir. Değişimin nasıl kavramsallaştırıldığı, yani yeni strateji saptanması mı, yeniden yapılanma mı ya da şirket devri mi, kalite programları uygulanması mı, kültürün yeniden biçimlendirilmesi mi olduğu önemli değildir; yukarıdaki cümle bunların tümü için geçerlidir.

5. Değişimin hızı giderek artmakta olduğundan liderlik, yönetim görevinin büyük bir bölümünü oluşturmaya başlamıştır. “Yönetim” görevinin niteliğindeki değişim önemlidir, çünkü liderlik ile yöneticilik birbirinden çok farklıdır. Bugün pek çok işletmede liderlik ile yönetim kavramlarının birbirine karıştırılması, sorunu daha da ağırlaştırmaktadır. İnsanlardan liderlik yapmaları istenmekte ancak onlar yönetmeye ağırlık vermektedir; attıkları adımlar üstleri ya da müşterileri tarafından takdir görmediğinden ise, hayal kırıklığı yaşamaktadırlar. Yöneticiler ile liderlerden ekipler oluşturulmamaktadır, ki bu sorunun çözüm yollarından biridir, çünkü ikisi arasındaki fark açık değildir. Bu nedenle yöneticiler yöneticilerle bir araya gelmekte sayıları oldukça az olan yiderlere ise potansiyel birer tehlike gözüyle bakılmaya devam edilmektedir.

6. Yönetim görevlerindeki insanlar plan ve bütçeleri olan gündemler yaratan (işin yönetim yönüdür), vizyon ve stratejiler geliştiren (liderlik yönü); kuruluş hiyerarşisi içinde uygulama ağları geliştiren (yönetim) ve birbirine uyumlu karmaşık bir ilişkiler ağı içinde süreci yürüten (liderlik); her iki tür ilişki için de hem kontrol yöntemlerini (yönetim) hem de şevk yaratacak girişimleri (liderlik) kullanan kişiler olarak düşünülebilir. Planlamanın vizyon yaratmaya oranı, hiyerarşiyi düzenlemenin ilişkiler ağını uyumlu hale getirme çalışmalarına oranı, kontrolün sevk yaratmaya oranı, bu görevleri yürüten kişiye ve göreve göre değişmektedir. Bir insan kuruluş içinde ne kadar yükselirse, liderlik görevlerine o kadar ağırlık vermek zorundadır.

7. Yönetim; biçimsel bir hiyerarşi içinde çalışma eğiliminde olmasına karşılık liderlikte bu söz konusu olmadığı için, değişim daha fazla liderlik gerektirirken, yönetim görevleri kişileri daha da karmaşık ilişkiler ağları içine sokmaktadır. Yönetimin asıl fonksiyon olduğu daha durağan bir dünyada sonuç alacak çalışmalar belli bir hiyerarşi içinde yürür. İnsanların astları ve üstleri vardır. Oysa liderliğin de gerekli olduğu değişen bir dünyada, komuta zinciri dışında kalan daha çok sayıda insan giderek önem kazanmaktadır. Şirket kültürü gibi soyut kavramlar da öyle. Yeni bir ürün stratejisi yeni bilgi sistemleri, yeni performans değerlendirmeleri, yeni görevler, yeni tavırlar ve daha pek çok şey gerektirebileceğinden değişimi yürütmeyi üstlenen yöneticiler çok daha fazla sayıda insan ile ilişki kurmak zorunda kalmaktadır.

8. Yönetim giderek daha liderlik ağırlıklı hale geldiğinden ve liderler karmaşık bağımlılık ilişkileri içinde çalışmak zorunda olduklarından, yönetim görevi giderek başkaları üzerinde formel bir kontrol olanağından daha çok formel olmayan bir bağımlılık oyununa dönüşmektedir. Hiyerarşinin en alt basamaklarında yer alan, herhangi bir gücü ve etkisi olamayacağı sanılan kurnaz bir çalışan, “önemli” bir yönetici için yaşamı güçleştirebilir de, kolaylaştırabilir de. Yönetim görevi üstler ve astlarla, eşdüzey çalışanlarla, hatta dışarıdaki insanlarla bağımlılık ilişkileri üzerinde daha çok ve aktif olarak durmayı gerektirmektedir.

9. Hiyerarşi formel otorite ve yönetime değil de ilişkiler ağları, bağımlılıklar ve liderliğe ağırlık verdiğimiz zaman ilginç sonuçlar karşımıza çıkacaktır. Emirler vermek, işinizin giderek daha az önemli bir parçası olacaktır. İlişkiler ağı içinde yer alan insanlarla iyi çalışma ilişkileri geliştirmek, vereceğiniz mücadelenin daha büyük bir kısmını oluşturacaktır. Yalnızca size doğrudan bağlı astlarınızın dışındaki çalışmalara da odaklanmanız gerekecektir. İşletmenin iyiliği açısından patronunuzla ilişkilerinizi aktif olarak yönetmek zorunda kalacaksınız. Üstünüzü yönetmek demek; onu ve içinde yaşadığı çerçeveyi anlamak, kendinizi ve gereksinimlerinizi değerlendirmek, her iki tarafın da tarzlarına ve gereksinimlerine uygun, karşılıklı bağımlılık ve dürüstlüğe dayalı bir ilişki sürdürmek, patronun zamanını ve kaynaklarını seçici bir biçimde kullanmak demektir. Bu şekilde davranmak hem rutin işlerinizi yürütebilmenizi hem de değişime ilişkin çalışmalarınızı gerçekleştirebilmenizi sağlayacaktır.

10. Bir liderin an be an yaptıkları, bir yöneticinin, bir kahramanın ya da bir uygulamacının yaptıkları ile çok ender uyuşur. Eğer liderlik ile yönetim görevleri arasındaki farkı, durumu olduğu gibi sürdürmek ile değişim yaratmak gibi zor görevleri; yöneticinin egemenlik alanı içindeki karmaşık ilişkiler ağını formel hiyerarşinin ötesinde düşünürseniz, bunun böyle olması gerektiği anlaşılacaktır. Bir “yönetici” ile bir “liderin” günlük çalışmalarını incelerseniz düşlerinizi süsleyen “becerikli yönetici” ya da “vizyon sahibi lider” görüntüsüne hiç de benzemediklerini görebilirsiniz. “Gerçek yaşamda” etkili yöneticiler başka insanlarla konuşmak için çokça zaman harcarlar. İlgilenmek zorunda oldukları pek çok konu vardır ve emirler vermekten çok, soru sordukları görülür. İlişkileri sağlamlaştıran sohbetlere, şakalaşmalara katılırlar. Ama bunları rahatça, kimseye yukarıdan bakmadan yapmalarına karşın aldıkları sonuçlar dikkati çekecek ölçüde verimlidir, kısa bir süre içinde yönetim ve liderlik görevlerini bir arada yürütmeyi başarırlar.

Bu taktikler üzerinde pek fazla çalışmadığı ya da düşünülmediği için, yöneticiler bile ne yaptıklarını ve neden yaptıklarını açıklamakta güçlük çekmektedir.


Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
Akın Arslan
Üye

Toplam 320 yazı
28/06/2001 :  19:46:46 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
DEĞİŞİM NASIL ALGILAMALI?


21nci yüzyıla damgasını vuracak kavram “DEĞİŞİM” olacaktır. Dünyamız geçmişte yaşadıklarımızdan, yaşayacağımızı tahmin ettiklerimizden, hatta hayallerimizden dahi daha hızla çehresini değiştirmektedir. Bu değişim, kendi kendine değil, bizzat insanoğlunun etkisi ve müdahalesi ile olmaktadır. Değişimden sadece teknolojik yenileşmeyi anlamamak, onu bir bütün içinde sorgulamak gerekir.
Söyle bir etrafımıza bakalım: Yaşadığımız evimiz, mahallemiz, şehrimiz, sinemalarımız, arkadaşlıklarımız, beklentilerimiz, düşüncelerimiz, kullandığımız teçhizat, insanlarımız ve davranışlarımız, belki de hayallerimiz bile değişiyor...
İstanbul'a ya da başka yere taşınıp birkaç yıl sonra Ankara'ya dönenlerin değişmez cümlesi 'burası ne kadar değişmiş, yolumu zor buldum' oluyor. Tabi aynı cümle Ankara'dan belirli aralarla İstanbul'a gidenler tarafından da kullanılıyor. Oysa birbirimizden ya da kendimizden bahsederken 'değişmiş' olmayı sevmiyoruz. İltifat için “hiç değişmemişsin” demeyi tercih ederken, yergi için “sen çok değiştin” kalıplarını kullanmaktan zevk alıyoruz. İşi, evimizi,arabamızı, dişçimizi, gazetemizi, dinlediğimiz müziği, saçımızın rengini, giyimimizi, zevklerimizi, tutkularımızı, içkilerimizi, ideolojilerimizi, hayallerimizi, özlemlerimizi değiştiriyor ama kendimiz değişmeden kalabiliyoruz. O zaman bu nasıl bir değişim? Yoksa biz değişimden ne anlıyoruz? Hem değişim iyi bir şey diyoruz, hem de kendimiz ve içinde bulunduğumuz organizasyon olarak değişmemek için savaş veriyoruz. İşte içinde bulunduğumuz gerçek ikilem bu olsa gerek.
Kendimizi bırakıp bu dünyada kaybolacak mıyız? Yoksa bu dünya içinde varolma savaşı mı vereceğiz? Dünyayı mahvetmek için çalışmaya devam mı edeceğiz? Yoksa bizden sonraki nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için mi uğraş vereceğiz? İyi insan mı olacağız? Yoksa “iyi” nin kavramını mı değiştireceğiz?
İçinde olduğumuz bu ikilemin sorularına devam edersek binleri bulacaktır. Peki biz ne yapacağız?
Biz yaşadığımız bu “değişim”i yöneteceğiz.
Değişimin yönetimi, geleceğin yöneticilerinin temel görevi ve onların yönettikleri organizasyonların hayatta kalabilmesinin tek şartı olması beklenmektedir. Gelecekteki mücadele değişimi kontrol altına alma mücadelesi, bu savaşın başrol oyuncusu ise insanın bizzat kendisidir.
Teknolojiye sahip olmak sadece değişimi hissetmenizi ve yaşamanızı sağlar. Teknolojiye hükmetmek ise onu sizin üretmeniz ya da kendi sisteminiz içinde çok iyi yorumlayıp insanı teknolojik sistemin bir parçası yapmanız halinde mümkün olabilecektir.
21nci yüzyılda değişim iki boyutta kendini gösterecektir. Birincisi teknolojik boyutudur; kullanılan teknolojinin sürekli olarak kendini yenilemesini ve buna ayak uydurulmasını ifade eder. İkinci boyutu çok daha önemlidir. Teknolojiyi kullanan İNSAN ve ORGANİZASYON’un düşünsel, fiziksel ve psiko-motor alanlardaki değişimini ve bu süreci ifade eder. Son derece kritiktir. Teknolojinin eğer onu etkin kullanan insan yoksa hiçbir şey ifade etmeyeceğini unutmamak gereklidir. Örgütsel değişim ve teknolojik değişim birbirine paralel bir şekilde artış gösterirse işletmelerde değişime bağlı radikal dönüşümler gerçekleşebilir. Değişimin bu safhasını “değişimin kurumsallaşması” olarak adlandırabiliriz. Geleceğin dünyasında uzun süre hayatta kalabilmenin sırrı bu alandan kopmamakta yatmaktadır. Her iki boyutta da önemli bir gelişme olmuyorsa organizasyonun bir süre sonra kişilerden kaynaklanan ciddi bürokratik baskılara maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.

AKIN ARSLAN

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
Akın Arslan
Üye

Toplam 320 yazı
04/07/2001 :  00:28:59 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Merhaba,

21nci yüzyılda kurumların ayakta kalabilmesinin tek şartı değişime ayak uydurabilmesi olacaktır. Elde ettiğimiz bilgileri değerlendirmekten vazgeçtiğimizde, değişim süreci de durur ve sonunda ölürüz. Hatta yakın gelecekte değişim kabul etmek de yeterli olmayacak, hayattaki mücadele değişimi kontrol altına alma mücadelesi olarak karşımıza çıkacaktır. Değişimin yönü, daha kısa sürede daha çok şey yapmaktan; önemli şeyleri etkili, dengeli ve sinerji yaratarak yapmaya doğru olacaktır.

Yaklaşık 2500 yıl kadar önce yaşamış Çinli general Sun Tzu, Art of War adlı kitabında şöyle yazmıştır: “Zafer kazanan ordu, zaferlerini savaşa gitmeden önce kazanır”. Olağanüstü bir general ya da lider, durumun kendi yararına nasıl işleyeceğini önceden tahmin eder.

"Yenilik yapmanın bir koşulu, geleceğe inanç duymaktır. Geleceğin temeli olan yenilik; eğer üst yönetim, kalite ve üretkenliğe sarsılmaz bir şekilde bağlı olduklarını dile getirmemişse gelişemez. Bu politika kurumsallaşmadan, orta yönetim ve kurumdaki diğer herkes, çabalarının etkili olacağından kuşku duyar".

Kullanılan kelime ne olursa olsun, sonuçta inanılması gereken "değişim"in zorunluluğudur ve bunun içinde çeşitli mekanizmaların organizasyon içinde devreye sokularak etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Değişim gelecekle ilgili bir kavramdır.
Bir kuruluşu yenilemek için; sürekli olarak gelişmek, yenilikçi olmak ve kuruluşun yapısına ters düşen özellikleri ayıklamak gerekmektedir. Aksi halde yerinizde sayar ve sonuçta bir yere varamayız. Sürekli kullandığınız bıçak zamanla körleşir! Zaman zaman kesme işine ara verip bıçağı bilemeniz gerekir.

S. Covey :
alinti:
Gökyüzünde güneş parlarken herkes ışıl ışıl görünür; ama kişilerin ya da kuruluşların karakterleri, fırtınalı havalarda sınanır. Güven ilişkilerinin geçerli olduğu bir şirket kültüründe, zor dönemler, bir bağışıklığın ortaya çıkmasına neden olurlar. Kültür, parçalanıp dağılmak yerine, değişim gerçeğiyle sinerjik bir biçimde başa çıkabilmek için iyice pekişir.
diyor.

Değişimle sürekli olarak başa çıkabilecek gücü ve iç güvenlik duygusunu kendisinde bulanlar, değişimin temsilcileri olur; önceki nesillerin uygulamalarını yeni dünyanın yeni kuralları ile değiştirirler. Yeni dünya; açık, esnek, hızlı, sinerjik ve çevreye duyarlı olmayı gerektirir. Başarılı bir geçiş döneminin anahtarı, kaos ve karmaşa uzmanlarının garip çekim olarak adlandırdıkları, hareketin başlamasını sağlayan bir güçtür. Ne yapmayı düşündüğünüze ilişkin güçlü bir iç mantığınız olmalıdır. Bu da vizyon ve cesaret sahibi alçakgönüllü bir insan olmayı, ortak ilkelerin sonuçları nasıl etkilediğini anlamayı ve dürüstlükten güvenliğe ulaşmayı öğrenmeyi gerektirir.


Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
Akın Arslan
Üye

Toplam 320 yazı
05/07/2001 :  00:30:51 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Merhaba,

WILLIAM LEVINSON'un Executive Excellence dergisinde yayınlanan "hayatta kalmak" adlı makalesinden çok faydalandığım iki paragrafı sizlerle paylaşmak istedim:

Ben, üç tür başarısızlık olduğunu düşünüyorum; basit başarısızlık, karmaşık başarısızlık ve felaket. Eğer bir kuruluş değişimi öğrenmeyi, değişimi önceden görevi ve ona uyum sağlamayı beceremezse, sonuç basit düzeyde başarısızlıktır. Ama esnek ve uyumlu bir kuruluş, çoğunlukla basit başarısızlıklardan sonra toparlanmayı bilir. Karmaşık başarısızlık, basit olanına göre daha ciddi olmakla birlikte yaşamsal tehlike yaratmaz. Basit ve karmaşık yanlışlar bir araya geldiklerinde ise, sonuç felakettir. Bu düzeydeki bir başarısızlık, genelde mutlak bir facia ve çöküş ile sonuçlanır.

Bugün olaylar çok daha hızlı gelişiyor ve hatalar çok daha büyük tehlikeler yaratabiliyorlar. Çin alfabesinde “kriz” için kullanılan simgeler “tehlike” ve “fırsat” ile aynı anlama gelmektedir. Microsoft Corporation’ın gelişmesi, “kriz”in “fırsat” anlamına gelmesine bir örnektir. Eğer IBM’in gelişmesini Roma’nın doğuşuna benzetirsek, Microsoft’unkini de Büyük İskender’in ortaya çıkışına benzetebiliriz. İskender fetihlere başladığında 18, Gates ise Microsoft’u kurduğunda 20 yaşındaydı. 15 yıl içinde her ikisi de birer imparatorluk kurmuş durumdaydı. Biri fiziksel anlamda, diğeri ise şirket görünümününde birer imparatorluk sahibiydiler. 21. Yüzyılın ekonomik savaş alanları, olağanüstü büyümeyi sağlayacak pek çok fırsat sunacaktır.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
Anahtar
Yeni Üye

Toplam 76 yazı
18/08/2005 :  15:06:15  Alıntı
DEGISMEK MI? GELISMEK MI? YANI DEGISTIRMEDEN ONCE GELISTIRMEK MI GEREKIR ACABA? Bir dusunelim .... !!!!!
Basit seyler yapin, kucuk seyler yapin. Ama surekli yapin ve gelistirin. Goreceksiniz insanlar size ozenecek, goreceksiniz kucuk seyler yapanlar cogalacak. Onlar, bizler, sizler cogaldiginda ise bir lider beklemeyecegiz cunku biz damlaya damlaya gol oldugumuzu farkedecegiz...

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Satıs Müdürü
beckham_35
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
01/11/2006 :  19:25:13  Alıntı
bencede böyle olacaktır. başarısızlık çalışmassan olur

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : Öğrenci
beckham_35
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
01/11/2006 :  19:26:21  Alıntı
değişimi yatmak çok zor bunu başarmak bizim elimizde

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : Öğrenci
halim
Yeni Üye

Toplam 4 yazı
26/04/2007 :  16:44:07  Alıntı
değişim insanın kendi içinde başlıyor.herkesin ağzına takılmış giyor;dünya çok değişti,eskiden böyle değildi.EVET eskiden böyle değildi ama eskiden bizde böyle değildik.önemli olan günü yakalamak hatta yarını bugün yaşamak.kim diyebilir ki yarin öleceğini bilen bir hasta bile biz yarın yaşamıyacağız zaten en iyisi bugün ölelim var mı böyle birşey bu günü bu gün gibi yarını yarın gibi yaşamalıyız.benim çıkış noktam istediğimle berabersen yarını yakalamış olmamdır...

Yerleşim : Türkiye / Adana  |  Meslek : Mobilya
Küçük Ağa
Üye

Toplam 683 yazı
02/01/2009 :  17:59:46  Alıntı
Değişimin, değişmeyen şartı "düşünmek"tir.
Fikin ve düşüncenin bu denli ucuz, hatta suç olduğu yer ve dönemde olsa olsa değişim de "çakma değişim" olur.
Oldukça dikkatli takip ediyorum; her Allah'ın günü Amerika'yı yeniden keşfe çıkıyoruz!
Galiba bildiğimiz tek şey, "deneme-yanılma" yöntemi...
Üslubu beyan, ayniyle insandır.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Yayıncılık
aavkiran
Yeni Üye

Toplam 45 yazı
28/01/2009 :  17:31:28  Alıntı
sayın küçük ağa
ben bu konuya bir de şuaçıdan bakılması gerek diye düşünüyorum.
1- batıda değişim 2-doğuda değişim
batıda değişimler daha sıklıkla gerçekleşir ve sonuçta doğuya göre çok fazla değişim yaşanır. Doğu da değişim de ise küçük bir nüans nokta vardır. Bu öğretilmiş ve öğrenilmiş çaresizliklerdir. batı da insanlar her seferinde farklı şeyleri denerler bizler ise aynı şeyi sürekli deneriz değişime fazla gitmeyiz. Bunun sonucuda gelişmişliğimize direkt yansır. Güzel tarafıda vardır, bizler olumsuz sonuçla karşılaştığımızda zaten olmuyodu şeklinde işin içinden çıkarız. batıda ise olumsuz durumlar hayal kırıcı ve şevk kırıcı olabiliyor.

Yerleşim : Türkiye / Manisa  |  Meslek : Memur
isguc
Üye

Toplam 292 yazı
07/03/2011 :  02:03:56 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
deneme yanılma yontemı basarılı olabılırz olmayabılırız .
www.kadinforum.net

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Grafiker
Küçük Ağa
Üye

Toplam 683 yazı
15/03/2011 :  22:45:26  Alıntı
Demene-yanılma yöntemi de bir tür eğitimdir.
19. yüzyıla kadar da muteber bir sistemdi.
20. yüzyıldan itibaren bu yöntem söz meclisten dışarı "hayvan eğitimi" için kullanılan bir yöntem olmuştur.
Doğu'da "tevekkül" diye bir kavram gelişmiştir. Tevekkülün de tartışılacak birçok yönü var elbette; ama Batı'nın "kaos"undan daha masumane olduğunu söyleyebiliriz.
Başarısızlığımızın temel nedeni de yeterince düşünmemek ve fizibilete eksikliğinden diye düşünüyorum.
Bir insan için en doğru iş; en iyi becerebildiği iştir.
Girişimci arkadaşların en iyi bildiği işe yoğunlaşmaları sanırım çok daha isabetli olacaktır.
Üslubu beyan, ayniyle insandır.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Yayıncılık
VSL
Üye

Toplam 628 yazı
15/03/2011 :  23:26:44  Alıntı
Sihirli kelime DEĞİŞİM değil arkadaşlar, sihirli kelime, zaman içinde doğal olarak gelişmek , dönüşmek , tekamülleşmek , olgunlaşmak olgun duruma gelmek yani EVRİMLEŞMEKTİR.
Bu bazı toplumlarda ileri doğru gelişim için Evrimleşme hali sürmekte olduğu halde, maalesef bizim özellikle son on yılda olgunlaşıp gelişerek köylerimizi dahi bir adım öte ***ürmek bir yana kentlerimizi köylü yaşam tarzına doğru getirdik gidin bakın istanbulun bir çok semtinde apartmanlarda tavuklar keçiler hatta bodrum katlarında inek besleyenler var. Ne oldu şimdi nereye doğru geliştik tekamülleştikmi şimdi biz.
Kendimizi kandırmayalım bireysel olarak çok önemli işler başaran insanlarımız var . Ancak Toplum olarak son derece yerinde sayan ileri gitmek gelişmek bir yana mevcut kalitesini bile koruyamayan dejenere bir toplum haline geldik.
Lütfen gelişmiş ülkelere bakarak E V R İ M L E Ş E L İ M yoksa çöllerde elimizle pilav yemeye devam ederiz. Japon kalitesine bakın depremde insanların duruş bakış hal ve hareketlerini iyi seyredelim hiç kimse ihtiyacından fazlasını marketlerden almadı.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İthalat / İhracat
VSL
Üye

Toplam 628 yazı
15/03/2011 :  23:33:29  Alıntı
Üzgünüm değişim diyince KAPİTAL in dışına çıktım ülkemin gelişimi ve olgunlaşmasıyla ilgili içimdekileri söyledim zira bu ülke bizim.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İthalat / İhracat
Küçük Ağa
Üye

Toplam 683 yazı
15/03/2011 :  23:34:43  Alıntı
Değişim ya da evrimin zıttı statükodur.
Statükoya bağlı insan, her yerde yaşam standardını bağlı olduğu satatüden koparamaz.
Toprağa bağlılık da bir tür statükodur.
Onun için İstanbul'da bodrum katında inek de besler. Hatta bodrum yoksa katlarda beslemeye kalkar.
Kent kültürünü hazmetmeden kentleşme olmaz.
Sadece "köy"ü kente taşımış oluruz.
Siz Mercedes alıp da, ön panele "at nalı" taktıran görmediniz mi hiç?
Üslubu beyan, ayniyle insandır.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Yayıncılık
mkypmühendislik

Yeni Üye

Toplam 96 yazı
28/02/2015 :  03:10:40 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Merhaba ;

Mkyp mühendislik olarak Teknik ve İdari süreç gelişimlerinde İş kurulum süreçlerinde Sermaye sahibi kişilerin en büyük problemi doğru tanımlama ile üretim sahalarını organize edememek-Yüksek işçilik-Yüksek fire ve kalitesizlik-Personel sayısının fazla olması gibi nedenlerden dolayısıyla daha ilk kurulduğu dönemlerde bocalamakta,pazar payı elde edememekte ,sermayede kısıtlı ise ilk yıllarında/Kriz dönemlerinde kapanmaktadırlar.
Küçük kobi tarzı işletmeler Dalında ve konusunda uzmanlarıda firmalarında barındıracak bütçeye sahip olamamaktadırlar.Bu kapsamda sizler ile hizmet oratklığı kapsamında geçici süreli proje bazlı çalışmalarınıza destek oluyoruz.Hizmetlerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz.Sizleri sahanızda ziyaret etmekten ve kendimizi tanıtmaktan büyük memnuniyet duyarız.

“MKYP ;Yalın yönetim ve proje-metod/mühendislik hizmetleri konularında ,Süreç geliştirme ve uygulama hizmetleri vermek üzere kurulmuştur.15 yılın üzerinde otomotivin İmalat kollarında gelişmiş bilgi ve yöneticilik-Türkiyenin en büyük plastik tesislerinin kurulum ve işletim tecrübesine sahip bir ekipten oluşmaktadır. Marmara bölgesinde otomotiv sektörü dahil türlü firmalara hizmetlerimiz halen gerçekleşmektedir.Türkiyenin her bölgesine belirli süreli hizmetlerimizi sunabilmekteyiz.


Bu kapsamda :

Danışmanlık hizmetlerimiz :
-Yalın Yönetim felsefesi ile yönetim süreçlerinin reorganizasyonu,
-Yalın Enstrüman (hoshin politikaları ) ve araçlarının iş yapış ve organizasyonel şekli (5s-kanban-kaizen-Smed vb.) olarak tüm sisteme entegrasyonu,
-Ana üretim hatlarında üretim akışlarının hızlandırılması ,Çevrim süreleri optimizasyonu,Alan ve saha kazanımları,
-Kalite süreçlerinin iyileştirilmesi,
-İnsan kaynakları organizasyonunda mevcut yapının Yalın Yönetim ile birleştirilmesi,
-Girdi-Çıktı arasındaki tüm kayıpların minimize edilmesine yönelik üretim sahasının izlenmesi ve gelişiminin takibi,
-Stokların ve mamül stoklarının yönetimi ve azaltılması ,
-Smed çalışmaları ile müşteri taleplerine hızlı reaksiyon ,
-Toplam verimli bakım ve 5S uygulamaları ile üretim duruş ve verimsizliklerinin
-Kurulu insan gücünün aktif saha çalışmalarına (verimlilik-kalite-maliyet düşürülmesi) katılımının organizasyonu ve takım çalışmaları
Faaliyetleri kurgulanarak bir plan dahilinde entegrasyonu yapılmaktadır.

Bu amaçla Eğitim, Proje-Saha yönetim Danışmanlığı aracılığıyla Yalın Yönetim düşünce felsefesini çalıştığı firmalara aktarmakta ve uygulama faaliyetlerinde Danışmanlıktan ziyade direkt olarak uygulamalarda Firma Çalışanı gibi görev alabilmektedir .
Konusunda sanayi deneyimi olan uzman kadrosuyla firma vizyonunuza ulaşmanız için takım arkadaşı olmaya hazırdır.
Teknik hizmetlerimiz ise :
Fabrika kurulum ve metod çalışmalarınıza destek,
Doğru akış ile saha faaliyetlerinin organizasyonu,
İşletme güvenliği-işçi sağlıgı ve güvenliği için saha optimizasyonu ve havalandırma / projelendirme hizmetleri,
Endüstriyel tip çelik taşıyıcılı atölye ve bina oluşumları,
Gıda endüstrileri için cleanroom atölyelerinin projelendirilmesi ve kurulumu
Boyahane dizaynı/projelendirilmesi/danışmanlığı
hizmetlerimiz içersindedir.
www.mkyp.com.tr
Enerji Kimlik Belgelendirme com

Yerleşim : Türkiye / Bursa  |  Meslek : Mühendis
DijitalDonusum
Yeni Üye

Toplam 5 yazı
28/04/2019 :  11:59:45 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Sektör Lideri Erp Danışmanları ve Çözümleri
Dijitalleşen Dünyada Şirketlerin Büyüme Yolculuğunda İşinize Hız,Verimlilik Ve Karlılık Artışı Sağlayacak Sektör Lideri Danışman Firmalar ve Çözümleri İle Tanışın..

http://dijitaldonusumportali.com

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

8.25 saniye.
22:15:05, 25 Nisan 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım