Kısıtlar Teorisi - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Kısıtlar Teorisi


hakank
Üye

Toplam 284 yazı
11/08/2009 :  18:58:12 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Son yıllarda trendi giderek yükselen Altı Sigma programları ürün ve süreçlerin kalite ve verimliliğini artırmada etkili olmakta ve bu tekniği uygulayan firmalara yüksek kazançlar sağlamaktadır. Altı Sigma programlarının veriye dayalı, müşteri isteklerine ve süreç özelliklerine duyarlı, hata önlemeye ve sapmaları azaltmaya yönelik olmasının yanında yönetimin desteğine dayalı yapısı da bu başarıda önemli rol oynamıştır. Her geçen gün artan bir ilgi ile gelişmekte olan, Altı Sigma’ya benzer ve tamamlayıcı özellikleri taşıyan bir yaklaşım olan Kısıtlar Teorisi (KT), Eliyahu Goldratt ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Herhangi bir sistemin performansının artırılması aşamasında, sistemin performansını en çok engelleyen unsurun bulunması, yönetilmesi ve ortadan kaldırılması konusunda oluşturulmuş yönetim felsefeleri, disiplinleri ve endüstrilere özel en iyi uygulamaları içeren bir teoridir.

Kısıt Teorisi, sistemi bir zincir olarak düşünür ve her seferinde zincirin en zayıf halkasına (kısıta) ve onun bağlı olduğu sistem elemanlarına odaklanılmasını öngörür. KT’nin kullandığı mantıksal araçlar Altı Sigmanın daha çok sayısal analiz araçlarını tamamlayıcı niteliktedir.

Kısıtlar Teorisi
Kuruluş amacı kar etmek olan işletmelere ve iş sistemlerine Kısıtlar Teorisi’nin bakışı işletmelerin şimdi ve gelecekte para kazanmak olduğunu dikkate alır ve amaç, gerekli koşullar ve araçları birbirinden ayırmak geretiğini savunur.

Süreç iyileştirmede genel olarak kabul edilen iki varsayım var:

Sistemi küçük parçalara bölerek iyileştirmek ve sonra iyileştirilmiş parçaları birleştirerek sistemin bütününü iyileştirmek mümkündür.
Sistemin her kademesinin performansını en üstte tutmak, sistemin genel performansını en üst düzeyde tutar.

Tüme varım kuralı da denilebilecek bu varsayımların Goldratt yanlış olduğunu savunur. Ona göre sadece sistemin parçalarına ilişkin ölçüleri kullanarak kurum geneli için en iyi verimi bulunamaz. Eğer verimliliği kurumsal düzeyde tanımlar ve bu verimliliği artırmayı sağlayan değişiklikler operasyonel iyileştirmelerle sağlanırsa daha doğru yapılmış olur. Çünkü sistem birbirine bağlı süreçlerden veya parçalardan oluşan bir bütündür. Goldratt bunu ünlü zincir anolojisine benzetir. Sistemin tamamı bir zincir olarak algılanır. Sistemin performansını, zincirin taşıyacağı yükün belirleyeceği söylenir. Bu yük ise, zincirdeki en zayıf halkanın taşıyabileceği en fazla yüktür. Eğer bu halka güçlendirilebilirse sistemin genel performansı artar. Bu halka güçlendikten sonra bir başka halka zayıf olacak ve iyileştirme süreci bu şekilde devam edecektir.

Kısıtlar Teorisi operasyonel iyileştirmeler sırasında, sistemin genel performansı ile ilgili şu performans ölçülerinin kullanılmasını önerir :

Satış getirisi : Sistemin satışlar yoluyla para kazandırma hızıdır. Satış gelirlerinden tamamen değişken giderlerin düşülmesiyle elde edilir

Envanter: Sistemin satmak niyetiyle satın aldığı ham malzeme veya bunlardan elde ettiği ürünler, binalar, makine ve stoklarına yatırdığı paranın tümü olarak düşünülür.

İşletme giderleri : Sistemin, envanterini satış getirisine dönüştürmek için harcadığı paranın tümüdür. Ücretler, bakım, amortisman ve benzeri işletme giderlerini içerir.

Sistemlerin satış getirisini artıracak, envanter ve işletme giderlerini azaltacak yönde iyileştirilmesi beklenir.Çünkü akıldan çıkartılmaması gereken: parayı envantere dönüştürebilimenin kolaylığına karşılık, envanteri paraya dönüştürmenin zorluğudur.

Kısıt Teorisi Metodolojisi ve Değişim
Kısıt Teorisi metodolojisi değişim ile ilgili üç temel soru sorar:

Neyi değiştirmeliyiz? ( kısıtları nasıl belirlemelidir?)
Ne ile değiştirmeliyiz? (pratik ve iyi çözümlerin hangileri olacağı belirlemelidir?)
Nasıl Değiştirmeliyiz? ( çözümleri nasıl uygulamalıdır?)
Kısıtların yönetimi için karar verme metodolojisi beş aşamaya dayanır. Bunlar:

Kısıt(lar)ının belirlenmesi: Bir zincirin en zayıf halkasında olduğu gibi, sistemin performansını kısıtlayan elemanın belirlenmesi. Kısıtlar bir makina olabileceği gibi pazarın kendisi, izlenen yönetim politikası veya benzeri de olabilir.

Kısıt(lar)ın nasıl faydaya dönüştürüleceğine karar verilmesi: Büyük bir sistem değişikliği veya sermaye yatırımı yapmadan, sistemin bu kısıtlayıcı elemanından nasıl en fazla performans alınabileceğine karar verilmesi.

Kısıt dışındaki her şeyin ikinci aşamadaki kararı destekleyecek şekilde kullanılması: Sistemin diğer elemanlarının performansının, ikinci aşamadaki kararı destekleyecek şekilde ayarlanması. Örneğin, kısıt bir makina ise iş akışı üzerindeki diğer makialarda malzeme ve zaman kayıplarını önleyerek, kısıt makinanın üretiminin boşa gitmemesi ve bu makinanın boş kalmaması sağlanabilir. Genel olarak iş akışında kısıt makinadan sonra gelen makinalarda yapılan işlerin iyileştirme önceliği, önce gelen işlerden daha fazladır. Çünkü kısıt makinanın ürettiği çok değerlidir ve sonradan hurdaya ayrılması istenmez. Ancak bazı özel durumlarda önce gelen işler daha yüksek önceliğe sahip olabilir. Altı Sigma projeleri seçilirken bunlara dikkat etmekte yarar vardır.

Kısıtın ortadan kaldırılması: Üçüncü aşamadaki uygulamalara rağmen kısıt hala sistem performansını etkiliyorsa kısıtlayıcı elemanın kapasitesini artırarak, sistemin bu eleman üzerindeki yüklerini azaltarak, dış kaynak -taşeron kullanarak veya benzeri yatırımlar yaparak kısıt ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Birinci aşamaya geri dönülmesi, fakat eylemsizliğin önlenmesi: Tekrar başa dönüp bir sonraki kısıt ile uğraşırken önceki çözümün olumsuz etkilenme olasılığına dikkat edilmesi gerekir. Önceki çözüm ile ilgili prosedür ve uygulamalar gözden geçirilmelidir.

Proje Yönetiminde Uygulama:
Bir işyerinde gerçekleştirilen projeler, beklenenden uzun sürüyor fazla mesai yaşanıyor bütçeyi aşıyorsa, alt işlerin teslim tarihlerinde karmaşa, yeni fikir ve yöntemlere ilgisizlik, direnç ve yeni projeler yapma konusunda isteksizlik varsa projelerin yönetim tarzı önemli bir kısıt olarak ele alınabilir. Proje yönetimi ile ilgili yapılacak bir Altı Sigma projesi bu kısıtın giderilmesinde yardımcı olabilir. Böyle bir projede ve her bir Altı Sigma projesinin kendisinin yönetiminde Kısıt Teorisi yaklaşımlarından yararlanmak mümkündür.

Tipik olarak proje yönetiminde, belirlenen alt işlerin zamanında teslim edilmesine odaklanılır ve bunun için aşırı bir baskı yapılır ve proje planı sık sık güncellenir. Proje yönetiminde yaşanan tipik bir çatışma Murphy kanunu nedeniyle alt işlere bir emniyet zamanı tanımak ile Parkinson kanunu (Bir iş ona ayrılan zamanı doldurmak üzere genişler) nedeniyle böyle bir zamanı tanımamak arasında yaşanır. Buna benzer pek çok çatışma tanımlanabilir.

Kısıt Teorisi kapsamında Kritik Zincir veya en zayıf halka yaklaşımları proje yönetimindeki bu tür problemleri etkili bir şekilde çözebilir. Bu yaklaşımlara göre, örneğin, proje yönetiminde emniyet zamanını alt işlere dağıtmak yerine bu zaman kritik yolun sonuna ve diğer yolların kritik yolu beslediği yerlere tampon olarak eklenebilir.

Kalite İyileştirmede Uygulama:
Kalite, satışlar için gerek koşul, fakat müşterinin kalite ihtiyaçlarını karşılıyor olmak yeter şart değil. Kuruluşun daha fazla ürün satmasını da gerektirmez. Kaliteli ürünlerin kabul edilebilir fiyatlarla satılıyor olması da önemli. Bunun için şirket kalite ve kârlılığı uzlaştıracak ve bağdaştıracak çözümler geliştirmelidir.
Birçok kuruluş iyileştirme çalışmalarını geri dönen ürünler, şikayet sayısı ve fire oranı gibi ölçülere göre saptar ve yapılacak iyileştirmelerin faydalarını düşünerek başlatır. Bütün bu iyileştirmeler ancak satış potansiyelini artıracak uygulamalardır. Karlılığın artırılması ise bu iyileştirmelerin karı artıracak şekilde düzenlenmesi, uygulanması, yapılandırılması ve sisteminde hangi iyileştirmelere öncelik verileceğinin bilinmesini gerektirir.

Kısıt Teori tabanlı Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygulamasında temel gözlemler:

Kalite bir gerek koşuldur.
Tüm çözümler ileride kendini reddeder.
Sistemin satış getirisi kısıtlar tarafından belirlenir.
Bir etkinliğin değeri sistemin sınırları ile belirlenir.
Bir olaylar zincirinde bir kaynağın kullanımı, sistemdeki diğer kaynaklar tarafından belirlenir.
Sistemdeki envanter ve işletme giderleri, kısıt olmayan kaynakların özellikleri ile belirlenir.
Kaynaklar amaçsızca kullanılmaz; sadece satış getirisi üretiminde veya korunmasında kullanılır.
Üretim Yönetiminde Uygulama
Üretim sistemlerinin hız, güvenilirlik ve kapasite artırımında Kısıt Teorisi kullanımı ile ilgili olarak şu durumu varsayalım: Siparişler zamanında yetişmiyor, üretim çevrim zamanları gereğinden uzun, fazla mesayi çok, süreç içi envanter ve bitmiş ürün stokları fazla, çok sayıda yeniden çizelgeleme yapılıyor, değişken veya sabit darboğazlar var. Böyle durumlarda üretim yönetiminin kendisi önemli bir sistem kısıtıdır.


Kısıt Teorisi Sonuçları

Sistemde kullanılması düşünülen süreç iyileştirme yaklaşımlarının belirlenmesi, yönlendirilmesi, gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi aşamalarında bağımsız ve global performans ölçüleri kullanılması.
İyileştirme etkinliklerinin birçoğunda aksayan, yaratıcı yaklaşım eksikliğine, düşünme süreçleri yaklaşımını getirerek çözüm aranmasını sağlaması.
İyileştirme yaklaşımlarının tıkandığı noktalarda (örneğin belli kriterlerin sağlanamadığı durumlarda) önerdiği alternatif ölçüler yoluyla sağlıklı değerlendirme yapılmasını sağlamasıdır.
Sorun Çözme Önerileri

1- Önce En Zayıf Halkayı Güçlendirin / Kanayan Yaraya Pansuman Yapın

Şirketiniz nerede para kaybediyor; en çok nerede fırsatlar elden kaçıyor; hangi kritik departmanın sonuçları tüm şirketin sonuçlarını olumsuz yönde etkiliyor? Hatırlamakta fayda var: Şirketler en yetersiz elemanları ya da ekipleri kadar yeterlidirler.

Zayıf halkayı saptamak önemlidir. Çünkü diğer halkalar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar kurumunuzun başarısını sınırlayan, en zayıf halka olacaktır. Zayıf halka bir departman, bir ekip (satış, müşteri hizmetleri, finansman, üretim..) olabileceği gibi, kurum genelinde sonucu etkileyen bir beceri (iletişim, zaman yönetimi.vb.) de olabilir. En tehlikelisi tepe yöneticisi veya işverenin kendisinin olmasıdır. Atalarımızın dediği gibi; Balık baştan kokar. Sözü boşuna söylenmemiştir.

İyi performans gösteren, eğitimli çalışanlar kötü bir yönetici ile bir arada olduğunda kötü yönetici galip gelecek; yani çalışanların performansı zarar görecektir. Diğer bir deyişle zayıf halkanın yöneticiler olmaması çok önemlidir.

2- Önce Temel Soruna Odaklanın; Semptomlara Aldanmayın

Bir doktorun hastasıyla ilgilenirken önce görünen semptomları ( ağrı, sızı, bulantı, kaşıntı, uyuşma... gibi) öğrenip sonra bunların sebeplerini (tahlil, röntgen vs. yöntemlerle) araştırması gibi KT planlarken de semptomlar yerine gerçek problemlerin peşinde olmak ve kalıcı çözümler aramak gerekir.

Çalışanların fiziksel rahatsızlık, stres, gerilim, iletişim bozuklukları, işlerde birikme, işleri sürüncemede bırakma vb. problemler yaşıyor olması, anlaşmazlıkların çoğalması, işten ayrılanların veya çıkarılanların sayısının yüksek olması hatta satışların düşüyor olması bile birer semptomdur. Kısıt Teori planlamasında sıralamayı sorunun kaynağından semptoma doğru olacak şekilde yapmalıdır.

Sonuç olarak; sıralamada önce Farkındalık” gelir. Nedeni bir sorununuz olduğunu fark edene kadar sorununuz için hiçbir şey yapmazsınız. ikinci aşama hızlı yol almaya değil doğru yolda olmaya dayanmalıdır. Strateji, yön, öncelik, hedef belirleme ya da genel anlamda bir Değişim” sürece dahil olmalıdır.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
11/08/2009 :  23:36:14  Alıntı
İnsana yatırım yapmayan, zamanın efendiliğini kabul eden hiç bir sistem başarılı olamaz,olamıyorda,maalesef büyüme artınca bu sebeblerde çok ön plana çıkıyor,eğer baştan sistem iyi kurulmamışsa da iş yap boz a dönüyor...Burda birde işverenlerin işe aldıklarını adabte edememesi gibi sorunlarda var...Gerek maddi gerek manevi...Alın size kısa bir hikaye,

Mahiyetini yetiştirmeyenlere ithaf olunur.
BOYNER HOLDİNG YON.KUR. BAŞKANI
Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:-"Ula Hasso, ahali bakiy mi?"Hasso cevap verirmiş:-"Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir."Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah Cizrelioglu". Sonra da bir nokta koyarmış ve sorarmış: -"Hala bakirler mi?" -"He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler." Her sene ayni tören sürermiş. Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına. Sormuş Hasso'ya: -"Ahali bakir mi?" -"He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır." Ağa "Abdullah" diye adini , arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş: -"Bakirler mi?" -"He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?" Ağa çaresiz: -"Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu." diye emretmis. Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip : -"Ağam, kırk yıldır kafama vurdin, *** dedin, sırtıma vurdin *** dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz." BİRLİKTE ÇALIŞTIKLARINIZI EĞİTMEZSENIZ .......
TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  00:06:05  Alıntı
:)))) ilahi arkadaşlar valla beni güldürdünüz, fıkrayı biliyoruz, eğitimlerde de anlatıyoruz, valla karl marks yaklaşımıda güzel.
Bu karl marks varya huysuz huyhuy akıllı adamdır. Lakin sosyalizim karl marks ile rosa luxemburg arasında bilgi ve teori üretmiştir. Ondan sonra ortaya ciddi anlamda bir teorisyen çıkarmamıştır ne yazık ki.
Hele ki Gorbaçov'un prestroykasından sonra tam bir iflas yaşamıştır sosyalizim. Yine ne varsa eskilerde var hesabı Globalleşme karşıtları, Karl Marks ve Troçkiye sıkı sıkıya sarılmışlardır.
Bu arada Andre Gide diye post modern bir fransız sosyalisti vardır, elveda proleterya diye de güzel bir kitabı vardır.
Karl Marksın ve Engels'in nihai öngörüleri elbette gerçekleşek, lakin lenin ve stalinin öngördüğü şekilde olmayacak bu. Çünkü 1917 devrimiyle rus ağalarının eline veren rus marabası (Mujikler) , bugün yeniden rus ağalarınınkini tutuyor malesef.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
12/08/2009 :  00:22:13  Alıntı


Kardeş alimlik ayrı muallimlik ayrı,vezirler ve reziller pratiğe hiç uymadı tarih sahnesinde,bu biraz maddiyatmı önemli, maneviyat mı sorusuna cevap oluyor,bence bir ayağımız maneviyat, bir ayağımız maddiyat ,insan tek ayağının üzerinde ne kadar durur,işte alimlerin bir türlü kafasının basmadığı bu,hayat denge işi,tek ayağının üzerinde durursan eninde sonunda yıkılırsın,sağ yada sol ayak farketmiyor,hani denize düşen yılana mı sarılır üsteki gibi eline ne gelirse onamı sarılır işte orası nı bilemem...

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
12/08/2009 :  00:26:51  Alıntı
Ha sistemlere bir görüşümü gönderme yapim, bence bu son krizde uyanamadıklarıda bu,kaybedecek çok şeyi olan adam korkar....Korkaklar her gün cesurlar bir kez ölür..YENİ DÜNYA DÜZENİ BU YÖNDE GİDECEK MAALESEF...

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
12/08/2009 :  00:43:10  Alıntı
Hakan bey unutmadan sizide buraya beklerim,..... http://www.koniks.com/topic.asp?TOPIC_ID=17877

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  17:07:08  Alıntı
sevgili huyhuy, akıllı adam karl markstır diye yazmıştım ben, sen yanlış anlamışsın gerçekten. bir daha okumanı rica edeceğim

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  17:43:48  Alıntı
aşk olsun, o bir latifeydi, hani tatlı tatlı takışmamıza, artı anlatılan fıkraya verdiğin tepkiye bir espriydi, kaldıki benim kadar kitap okuduğunuz ya da okumadığınız konusunda bir yorumda bulunmadım, vallahi öyle bir kastım yoktu, tamamiyle yanlış anlaşılmış olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bense tam aksini düşünmüştüm, kısıtlar teorisinin arkasından bir karl marks yaklaşımı yapman şık oldu diye düşünmüştüm, hatta yazıyı da senin esprinle bitirmiştim. Gerçekten alınganlık etmişsiniz. Ben kendi adıma özür dilerim. Hatta senle yüzyüze tanışmak isterim. Evimizin kapısının açık olduğunu, işyerimizde çaya kahveye davet ettiğim de lafın gelişi değildi. Hakkımda yanılıyorsun, ön yargılı düşünüyorsun. YAzdıklarına üzüldüm gerçekten. sürçi lisan için af dilerim. Kendi adıma ben bildiklerimi paylaşmayı severim, paylaşılmayan bilginin değersiz olduğuna inanırım. yoksa amacım ukalalık etmek, bilgiçlik taslamak, ya da mesleki hava atmak değil. Bu konuda % 1 milyon yanılmaktasın. Saygılar.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  17:46:23  Alıntı
Devam et huyhuy doğru yoldasın, tebliğlerini de hangi camide veriyorsan haber ver arkanda iki rekat namazda kılarız.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
12/08/2009 :  17:52:00 Yazarın websitesine git Website   Alıntı

62-Cuma Suresi
KİTAP YÜKLÜ EŞEKLER

Bundan sonra yahudilerin Allah'ın emanetini taşıma hususundaki görevlerinin sona erdiğini ifade ediyor. Çünkü onların artık bu emaneti yüklenecek kalpleri yoktur. Zira bu emaneti ancak diri, keskin anlayış ve kavrayış sahibi, bilinçli, duyarlı kendini yüklendiği göreve adayan kalpler taşıyabilirler.

5- Kendilerine Tevrat öğretildiği halde, onun gereğini yapmayanların durumu, sırtına kitap yüklü eşeğin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.

İsrailoğulları Tevrat'ı yüklendiler. Şeriat ve akidenin emaneti ile yükümlü oldular. "Sonra O'nu taşımadılar." Zira emaneti yüklenmek; anlamak, öğrenmek ve kavramakla başlar. Emanetin gereğini hem iç dünyada hem de dış dünyada gerçekleştirmek için çalışmakla sona erer. Ne varki İsrail oğullarının Kur'an-ı Kerim tarafından aktarılan ve tarihi gerçeğinden de ortaya çıktığı gibi, hayatları onların bu emaneti takdir ettiklerini, onun gerçek yüzünü kavradıklarını ve onu pratik hayatlarında yaşadıklarını göstermemektedir. Bu nedenle onlar koca koca kitaplar taşıyan eşeklere dönmüşlerdir. Sadece onların ağırlığını taşımışlar, onlara sahip çıkmamışlardır. Onun amacına katkıda bulunmamışlardır.

Bu tablo çirkin ve iğrenç bir tablodur. Kötü ve çirkin bir örnektir. Bununla beraber doğru bir gerçeği dile getiren bir tablodur. Allah'ın ayetlerini yalanlayan topluluğun durumu örneği ne kötüdür: "Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez." İnanç emanetini yüklenip sonra onun gereğini yerine getirmeyenler, pek çok nesiller boyunca bozulan ve bu zamanda yaşayanlar, müslümanların adlarını taşıdıkları halde onların yaptıklarını yapmayanlar, özellikle Kur'an'ı ve kitapları okudukları halde içindekilerle amel etmeyenler, gereğini yerine getirmeyenler, evet bunların hepsi önce Tevrat'ı yüklenip sonra gereğini yerine getirmeyenler gibidirler. Tıpkı koca koca kitapları taşıyan eşekler gibi. Bu tür insanlar çok hem de pek çoktur! Çünkü mesele taşınan ve okunan kitaplar meselesi değildir. Önemli olan bu kitaplardakini güzelce kavramak ve gereğini yerine getirmektir, anlamak ve yaşamaktır. Yahudiler, -bugün de kendilerini öyle kabul ettikleri gibi- Allah'ın seçkin milleti olduklarını iddia ediyorlardı. Kendilerinin dışında kalanlara ise "Cuyim" yani diğer milletler veya bilgisizler diyorlardı. Bu nedenle diğer milletlere karşı dinlerinin hükümlerine uymalarının gerekmediğini ileri sürüyorlardı. "Ümmilere (kendi dinimizden olmayanlara) karşı hiçbir sorumluluğumuz yoktur." (Al-i İmran suresi, 75) Yahudilerin buna benzer hiçbir delile dayanmadan Allah adına uydurdukları yalana dayalı nice iddialar vardır. Bu nedenle surenin burasında karşılıklı beddualaşma gündeme geliyor. Bu karşılıklı beddualaşma hem onlara, hem hristiyanlara hem de Mekke'deki müşrik Araplara yöneltilmişti
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
12/08/2009 :  17:53:15 Yazarın websitesine git Website   Alıntı

surenin tamamını bu satırlara atıf için aldım . KISSA DAN HİSSE ÇIKARMAK EDEP VE AHLAK İŞİDİR .

Tıpkı koca koca kitapları taşıyan eşekler gibi. Bu tür insanlar çok hem de pek çoktur! Çünkü mesele taşınan ve okunan kitaplar meselesi değildir. Önemli olan bu kitaplardakini güzelce kavramak ve gereğini yerine getirmektir, anlamak ve yaşamaktır.
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  17:56:00  Alıntı
Edep ve ahlak dersin için teşekkür ederim, bazı eşekler kitap bile taşımazlar, onlar yalnızca eşektir, buna uygun bir ayeti de vardır herhalde.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
12/08/2009 :  17:58:17 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - hakank
Edep ve ahlak dersin için teşekkür ederim, bazı eşekler kitap bile taşımazlar, onlar yalnızca eşektir, buna uygun bir ayeti de vardır herhalde.


Kendini iyi tanıtmışsın bravo okumuş adamın hali bir başka oluyor
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  18:03:20  Alıntı
Hakkatten can sıkıntısı bir adamsın sen yaw:) psikolojin bozulmuş senin. Neyse allaha emanet edelim seni.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
12/08/2009 :  18:17:43 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - hakank
Hakkatten can sıkıntısı bir adamsın sen yaw:) psikolojin bozulmuş senin. Neyse allaha emanet edelim seni.


Emanet ettiğin yer . İtiraz edilmiyecek bir yerdir.

Canın sıkıldı ise , nedenini biraz düşün . İKİ YERDE HUYSUZ DEDİN SESİMİ ÇIKARMADIM . ve tekrarlarsan terbiyen hakkında iyi düşünmeyeceğim dedim . Kibarca ama sen huysuz demeye devam ettin.
İnsanlarla sanal alem de de olsa dalga geçmenin doğru olmadığını anlatmaya çalıştım . Sen pardon yanlışlık oldu dil sürçmesi oldu bile diyemedin.
Ve durduk yerde bana huysuz dediğini unutup canın sıkıldı . Bence sende bir psikoloğa görün . Madem faydası olacağına inanıp bana tavsiye ettin . SEN de uygula . Ben seni Niyet ve amellerin üzere neye layıksan oraya emanet ediyorum .
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
hakank
Üye

Toplam 284 yazı
12/08/2009 :  18:59:44  Alıntı
Bugün : 1 saat, 15 dakika önce. Bilgilerim Email Değiştir Alıntı Sil Yorumu Şikayet Et
--------------------------------------------------------------------------------
ATLAMIŞSIN HERHALDE BİR DAHA OKUMAN İÇİN COPY PASTE YAPTIM.

aşk olsun, o bir latifeydi, hani tatlı tatlı takışmamıza, artı anlatılan fıkraya verdiğin tepkiye bir espriydi, kaldıki benim kadar kitap okuduğunuz ya da okumadığınız konusunda bir yorumda bulunmadım, vallahi öyle bir kastım yoktu, tamamiyle yanlış anlaşılmış olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bense tam aksini düşünmüştüm, kısıtlar teorisinin arkasından bir karl marks yaklaşımı yapman şık oldu diye düşünmüştüm, hatta yazıyı da senin esprinle bitirmiştim. Gerçekten alınganlık etmişsiniz. Ben kendi adıma özür dilerim. Hatta senle yüzyüze tanışmak isterim. Evimizin kapısının açık olduğunu, işyerimizde çaya kahveye davet ettiğim de lafın gelişi değildi. Hakkımda yanılıyorsun, ön yargılı düşünüyorsun. YAzdıklarına üzüldüm gerçekten. sürçi lisan için af dilerim. Kendi adıma ben bildiklerimi paylaşmayı severim, paylaşılmayan bilginin değersiz olduğuna inanırım. yoksa amacım ukalalık etmek, bilgiçlik taslamak, ya da mesleki hava atmak değil. Bu konuda % 1 milyon yanılmaktasın. Saygılar.

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Ticaret
METTİN
Üye

Toplam 2311 yazı
12/08/2009 :  19:59:45  Alıntı
Kardeşler bazı şeyleri özelden yazışsak,şurda hoş görünmeyen leri de kaldırsak,ne güzel di iyi gidiyorduk, birden hava değişti,sayın hakan sadece kusura bakmayın deyip karl marks akıllı adamdır deseydiniz huysus huyhuy yazısınıda ordan çıkarsaydınız yeterli idi ,bakın bire birde tamam ama unutmayın bu yazıları sadece biz okumuyoruz ,o yüzden uslup hatalarına çok oluyor,ben habire eski yazdıklarımı düzeltiyorum,art niyet yok ama belki yazdıklarım başka biri başka manaya çekebilir diye habire düzeltiyorum..Hepimiz, ben de dahil biraz daha duyarlı olursak çok iyi olur derim...Saygılarımla..

Yerleşim : Türkiye / Antalya  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

7.75 saniye.
15:14:28, 5 Mayıs 2024, Pazar

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım