Zamanından önce üretim yapıp depolamak: Örneğin tekstilde yazlık modeller kıştan, kışlık modeller de yazdan hazırlanıyor ve mallar 3–6 ay kadar bekliyor. Böylece şirketin parası gelecekte satmayı varsaydıkları mallara yatırılmış oluyor. 6 ay sonra oluşacak rekabet için depolar bitmiş ürünlerle doluyor ve satış zamanı geldiğinde şirketler ürünlerini revize edemiyor. Bu kez elde kalan mallar ucuza satılıyor ve markanın imajı zarar görüyor. Yalın düşünce sistemine sahip olan şirketler ise 2 değil 8 sezon çalışıyor ve dinamik bir şekilde ürünlerini yeniliyor.
Tamirat: Ürün, tek seferde doğru üretilmediğinde ve tamir edilmesi gerektiğinde fazladan masraf oluşuyor. İsrafın yanında, ürünün kalitesi de düşüyor. Geniş açıdan bakıldığında; her bir tamirat, o malı yakmaktan daha pahalıya geliyor.
Beklemeler: Hangi nedenle olursa olsun, üretimin bir aşamasında bekleme yapılması şirkete ve ürüne zarar veriyor. Dolayısıyla bekleme yapmadan akıcı bir üretim sağlanması gerekiyor.
Kalitesizlik: İlk üretimde kaliteyi tutturmak gerekiyor. Bu yapılanmadığı takdirde kazançlı olmak imkansız.
Kontrol: Onlarca kez, gereksiz yere yapılan kontroller, kaliteyi garanti etmekten çok, ürünün yıpranmasına ve gereksiz iş, zaman ve kalite kaybına neden oluyor.
Deneyim kaybı: İnsanlar yetersiz maaş ya da başka nedenlerle kısa süre içinde işten ayrılabiliyor. Sonra yeni gelene iş tekrar öğretiliyor. Oysa elemanlara hak ettikleri maaşlar verilse; o elemanın deneyimi katlanarak artarken, ürettiği ürünün ya da ortaya koyduğu hizmetin kalitesi de aynı oranda artıyor.
Tam randımanlı çalışmamak: Günümüzün komplike makineleri tam randımanlı çalıştırmadığı takdirde makineye yapılan yatırımdan gerektiği gibi faydalanılmamış oluyor. Makinelerin kabiliyetlerinin sonuna kadar kullanılması ve hiçbir şekilde durmaması gerekiyor.
Çalışanların fikirlerinden faydalanmamak: İşi yapan insanlar, üretim sürecindeki hataları ve eksikleri en iyi bilenlerdir. Onların fikri alınmadan, danışılmadan “tepeden inme” alınan kararların isabetli ve verimli olma ihtimali de düşük.
Ana stoklar ve gereksiz mal dolaşımı: Fabrika depoları gereksiz düzeyde doluyor ve mallar durmadan oradan oraya taşınıyor. Bütün bu süreçteki mekan, işgücü, zaman ve kaliteden kayıp kendi başına birer israf noktası oluşturuyor. Üretimden tüketiciye dek ulaşan sürecin, durarak, kalkarak, depola****, taşı**** değil; nehir gibi düzenli, akıcı ve sürekli olması gerekiyor.
Kaynak: Yalın Enstitü Başkanı Yalçın İpbüken