Teknoloji hızlandıkça dünyamız küçüldü, Ay’a gittik, Mars’dan bize sürekli bilgi aktaran robotlara sahibiz, uydularımız kosmosun her yanından bize bilgiler ulaştırıyor. Birkaç saniye içinde dünyadaki herhangi bir yere e-posta ile mesaj yollayabiliyoruz, daha ilginci video konferans gibi sihirli bir yolla istediğimiz kişiyi istediğimiz yere konuk edebiliyoruz.
Bunları nasıl yapıyoruz? Çünkü bunları yapabilecek teknolojiye sahibiz. Büyümek, öğrenmek ve yapmak insanın doğasında var. Neden kapasitemizin sınırlarını zorluyor, geçen her dakika bu çabamızı biraz daha, biraz daha artırıyoruz. Çünkü yapabiliyoruz. Dünyamız henüz yaşamadığımız tecrübeler, insanlar ve yerlerle o kadar dolu ki bütün bunlarla tanışmak istiyoruz, bütün bunları görmek ve dokunmak istiyoruz, çünkü bunu yapabilecek güce sahibiz.
Birçoğumuz bu sosyal büyüme sürecimizin bir yerinde yaşamın sadeliği ile olan temasımızı kaybettik. Çocuklarımız olsun olmasın, gerçek insani değerimize bir şeyler daha katarak her birimiz gelecek nesiller için yaşamı, daha iyi, daha kolay ve daha mutlu hale getirmenin yollarını her şekilde arayıp bulmalıyız.
Yaşamanız için gerekli olan parayı kazanabilmek için daha fazla, daha hızlı, daha uzun son sürat çalışıyor, ilişkide olduğunuz herkesin ve her şeyin bu yoğun programın içinde yer almalarını sağlamak için ölesiye çaba sarfederken, aynı zamanda bütün bunlardan zevk almayı bekliyorsunuz. İyi ama nasıl?
Daha fazla çalışmak zorundasınız! Hayır… Ama daha akıllı çalışmak zorundasınız. Bunu yaşamımızdaki rollerimizi tanımla**** başarabiliriz. Zamanın değişmez olduğunu kabul ettikten sonra, içinde yaşamayı isteyeceğiniz dünyayı ancak kendimizi doğru yöneterek yaratabiliriz.
Kendinize biraz vakit ayırın ve şu soruları sorun:
* Nasıl bir insan olmak istiyorum?
* Neleri yaptım demek bana keyif verecek?
* Yaşamımda kimlerin yer almasını istiyorum ve ihtiyaç duyuyorum?
* Onların yaşamına varlığım ile nasıl bir katkıda bulunmak istiyorum?
* Onlarla olmak için neleri feda etmeye hazırım?
* Onların zaman yönetimi tarzları benim üzerimde nasıl bir etki yaratıyor?
Karşımdaki insanların davranışlarını değil, yalnızca kendi davranışımı değiştirebileceğimi aklımda tutarak, kendime son olarak şu soruyu sormalıyım… Yaşamımda yer alan insanlar hedeflediğim insan olmama yardım mı ediyor yoksa çözmem gereken daha fazla karmaşayı mı hayatıma getiriyor?
Potansiyelimizi hayata yansıtmak, özel hayatımızda mutlu, iş hayatında başarılı olmak için kısacası daha kaliteli bir hayat yaşayabilmek için sorulması gereken birinci soru şudur: “En derinde yer alan değerlerimle uyumlu bir hayat yaşayabilmem için enerjimi nasıl kullanmalıyım? Zaman değil enerji, zaman enerjiye dönüştüğünde anlam kazanır.”
Hayat vizyonum ile rollerim uyum içinde olmalı, sorumluluk almalıyım, hayatımda yer alan eş, baba, evlat, kardeş, arkadaş ve toplumun diğer üyeleri ile rollerimi dengeli oynamalıyım, enerjimi bu alanlarda istediğim ben olmak için kullanmalıyım Yüksek tempolu bir hayat kişinin değerlerini düşünmeden yaşamasına yol açar, gündelik hayatın telaşı kişiyi çok kere planlı proaktif girişimler yerine acil sorunları çözmek için karşı tepkiler vermeye yönelterek kişinin daha ileri yaşamında büyük sorunlarla yüzleşmesine neden olur. Hayata yansıttığımız enerji ile ilgili ne kadar sorumluluk alırsak o kadar güçlü ve verimli oluruz. Kendimizi o kadar mutlu hissederiz.
Kaynak: Bu yazı, Kolay İletişim tarafından, KobiFinans için, Kaynak Dergisi’nden derlenmiştir.
baltas-baltas.com