Gerçek Sır Şudur: - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Gerçek Sır Şudur:


Fahas
Üye

Toplam 506 yazı
14/03/2009 :  01:54:51 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


GERÇEK SIR şudur:“Sadece gerçekten sahip olabileceğimiz şeyi aramak

Yeni Çağ göz boyaması olan veya metafiziksel kişilikler tarafından turneye çıkarak aktarılan oldukça yüksek ücretli sunumlar var. Ancak, GERÇEK SIRRIN açığa çıkması, “Sadece gerçekten sahip olabileceğimiz şeyi aramak” hemen akla bir soruyu getiriyor:

“Gerçekten sahip olabileceğimiz tek şey nedir?”

Bu sorunun yanıtı düşünerek, o, pozitif onaylama veya gerçekçi olmayan arzu ile elde edebileceğimiz bir yanıt değildir. GERÇEK SIR elde etmek ile ilgili değildir; almak ile ilgilidir. Tüketme ile de ilgili değildir ve “tüketici spiritüelliği” için bir malzeme olarak çekici değildir. GERÇEK SIR zaten ticari olarak çekici değildir; bundan dolayı çok fazla gelir elde etmek için, medyanın takdir ettiği “Çekim Yasası guruları” için mal veya gelir olarak erişilebilir değildir.

GERÇEK SIRRIN tetiklediği soruyu çözmek başlangıç algısal ayarlaması gerektirir, çünkü yanıtlama sürecine müdahale etmeden bir seri basit sorular sormayı gerektirir. GERÇEK SIRRIN tam olarak çözülen uçsuz bucaksızlığı bir “İste, verilecek” düzenlemesidir, “İste ve sonra git al” düzenlemesi değildir.

Insanlığın en büyük tuzaklarından biri, “soru” pahasına “yanıt” ile obsede olmamızdır. Ayrıca “yanıt”ı sadece zihinsel bir kavram olarak ararız, bütünleşmiş fiziksel, zihinsel ve duygusal bir deneyim olarak aramayız. Zihinsel beden bunu kavrayamadığı için, kavramadığımız şey, yanıtlama sürecine dahil olmadıkça sorduğumuz herhangi bir soruya yanıt alabileceğimizdir. Bu kavrayış, soruyu neden olarak ve yanıtı da etki olarak kucaklamakla gelir. Nedeni oluşturan yerde durduğumuz zaman, kendi yolumuzdan çekildiğimiz zaman, etki daima garantilidir. Bu, Çekim Yasasına duygusal olarak olgun bir yaklaşım ve uygulamadır.

Eğer GERÇEK SIR “Sadece sahip olabileceğimiz şeyi aramak” ise, o zaman bunu kavramanın ilk adımı, yanıtın bütünleşmiş fiziksel, zihinsel ve duygusal bir deneyim olarak ortaya çıkması için, “zihinsel bedenin yanıtlama işlemini sabote etmesine izin vermeden doğru soruyu sormaktır”. Bu şekilde, yanıt, başka birinden elde ettiğimiz bir parça seksi metafiziksel bilgi”nin tersine, “kendimiz için deneysel olarak biliyoruz” şeklinde tezahür eder.

Eğer GERÇEK SIR “Sadece sahip olabileceğimiz şeyi aramak” ise, o zaman ilk adım apaçık soruyu sormaktır:
“Gerçekten sahip olabileceğimiz şey nedir?”

Şimdi, bu soruyu bırakabiliriz, çünkü eğer böyle yaparsak, yanıt sonunda tezahür eder. Veya, derinleşmek için kendimizi rahatlatabiliriz; bu soruya bütünleşmiş fiziksel, zihinsel ve duygusal bir deneyim olarak çabasız ve etkili yanıt getirecek geçici, basit ve derinden güçlü bir uygulamayı başlatabiliriz.

Bu uygulamanın 21 gün yapılması tavsiye edilir, aşağıdaki gibi sabah bir kez akşam bir kez olmak üzere:


· 15 dakika kalabileceğiniz rahat bir pozisyonda oturun.

· Kendinize aşağıdaki soruları sorun:

“Ben kimim?”

“Ben neyim?”

“Ben neredeyim?”

“Ben nasılım?”

“Neden ben?”·

Her soru arasında, sanki dinliyormuşsunuz gibi, bir kaç saniye duraklayın. NOT ALIN: Zihinsel beden hemen bu sorulardan bazılarına yanıt vermeye teşebbüs eder. Bu yanıtları gözleyin, ama bunları “yanıt” olarak kabul etmeyin. Günde iki kez tekrar tekrar bu soruları sorarak, zihinsel beden sinirlenir, hayal kırıklığına uğrar ve hatta bu uygulamayı sona erdirmek için bir kaç çekici neden ortaya koyabilir. Bunun nedeni, 21 gün boyunca bu soruları tekrar tekrar sorarak üretilen deneysel yanıtın zihinsel bedenin illüzyonunu sona erdirmeye yöneltmesidir, zihinsel bedenin illüzyonu bilinebilen her şeyin kaynağıdır.

· Yukarıdaki tüm soruları sorduktan sonra, dikkatinizi tamamen bu sorulardan ayırın ve 10 – 15 dakika kadar sessiz kalın.

· Bu sessizlik süresince, “herhangi bir şey yapmayı veya başarmayı” amaçlamayın. Nasıl bir şeyler yapmaya çalıştığınızı gözleyin. Ortaya çıkan neyse izin verin. Etrafınızdaki seslerin ve bedeninizdeki duyumsamaların farkında olun. Düşüncelerinizi bir “gözlemci” olarak gözleyin, ama onlara katılmayın, veya onları herhangi bir şekilde kontrol etmeyin.

· 15 dakika sonra, başka bir şey ile uğraşın.

· Bunu, her gün düzenli olarak yaptığınız meditasyonlardan önce giriş meditasyonu olarak yapabilirsiniz.

21 GÜN SONRA BU UYGULAMAYI YAPMAYA TAMAMEN SON VERİN; BU SORULARI SORMAYA DEVAM ETMEYİN. Bu, “soru sorma işlemini sona erdirme”, “yanıtın deneysel olarak tezahür etmesi”ne yer açması için önemlidir.

“Gerçekten sahip olabileceğim tek şey nedir?” sorusunun yanıtı, en beklemediğiniz zamanda size gelecektir, beklentiye kapılmayın. Tüm beklentiler zihinsel bedenin fantezileridir. Bu altı sorunun yanıtı birleşik, bütünleşmiş fiziksel, zihinsel ve duygusal deneyim olarak ortaya çıkacaktır.

Herhangi bir şeyi sizden geri tutarak kazanılacak hiç bir şey olmadığı için, bu sorgulama uygulamasının derin sonuçlarının nasıl farkedileceği ile ilgili gösterge vermek istiyorum.

Bir gün, olağandışı bir deneyime girdiğinizi kavrayacaksınız. Bu kavrayış size gizlice gelecek, onu beklemeyin. Şöyle hissedilir: Yaşadığınız dışsal deneyim ne olursa olsun, sanki “hiç bir şey olmamış” gibi hissedilir. Şüphesiz, olaylar gerçekleşecek, başınızdan bir şeyler geçecek; her çeşit dışsal aktiviteye aktif olarak dahil olacaksınız, ama hala “gerçekte hiç bir şey olmamış” gibi hissedilecek. Örneğin, daha önce negatif veya pozitif yüklü olarak gördüğünüz bir olay yaşayabilirsiniz ve sonra kendinize “Bu hiç bir şey değil … kesinlikle hiç bir şey olmadı” yorumunu yapabilirsiniz.
Bu önce biraz garip hissettirir, sanki bir şeyler sona ermiş veya hatta ölmüş gibi.

Bu deneyimi farkettiğiniz zaman, ayrıca kendinizi tüm yaşamınız boyunca alışmış olduğunuz daha önceki dramatik duygusal değişimlerin atmosferine geri dönmeyi umarak, bunun geçmesini beklerken bulursunuz. Zaman zaman bu tür karşılaşmalara dalabilirsiniz, ama, etrafınızdaki tüm aktivitelere rağmen, hiç bir şey olmamış veya hiç bir şey olmuyor” hissine otomatik olarak geri dönersiniz.

Görünür dışsal aktivitelerinize rağmen, “hiç bir şey olmuyor” hissi, sorgulama uygulamanıza birleştirici ve bütünleşmiş bir yanıttır.
Bu his GERÇEK SIRRIN farkındalığına bir portaldır.

Yine de, burada yazılı açıklamalarım ile zihinsel bedenin yakalayabileceği şeyden daha büyüktür. Bu nedenle 21 gün boyunca basit bir sorgulama uygulaması başlatarak ve sonra sorgulamayı bırakarak bunun “deneyimine” girmeniz tavsiye edilir. Kendiniz için deneysel olarak hiçlik hissini aktive ederek, güçlü bir kavrayışa uyanırsınız: Etrafınızda ne olursa olsun, her zaman değişmeden kalan bir şey vardır. Bu gerçekte kim ve ne olduğunuzun gerçek tadıdır.

“Gerçekte hiç bir şey olmuyor” hissi, hiç bir şey olan benliğinizin parçası ile deneysel bir karşılaşmadır.

Özünde, bir seri önceden tasarlanmış sorular sorarak, zihinsel bedenin buna katılarak yanıtlama işlemini sabote etmeden, otantik (gerçek) benliğinizin çabasız yeniden keşfini harekete geçirebilirsiniz. Şüphesiz, bu deneyim başlangıçta şaşırtıcı olabilir, çünkü beklediğiniz sonuç veya yanıt olmayacaktır. Daha “spiritüel” veya heyecan verici bir şeyler bekliyor olabilirsiniz? Başlangıçta, bu karşılaşma kesinlikle istediğinizi veya aradığınızı düşündüğünüz şey olmayacaktır! Büyük olasılıkla, “otantik (gerçek) benliğinizin hiç bir şey olduğunu ve bundan dolayı hiç kimse olduğunu” keşfetmeyi ummazdınız. Böyle bir keşif herhangi iyi – manikür yapılmış egoyu paramparça eder ve ona nahoş gelir.

Ancak, dikkatinizi bu hiçliğe odakladığınız zaman ve bu hiç kimselikte oturduğunuz zaman, süregiden dışsal aktivitelerin ortasında bile tertemiz sessiz, dingin ve otantik bir huzuru keşfedersiniz. Ayrıca bu huzur, bu içsel durgunluk hissinin, susuzluğunuzu gidermeye başladığını keşfedersiniz. Bu hiç bir şey ve hiç kimse olma deneyimine kendinizi gün boyunca daldırarak daha fazla anlar geçirdikçe, sanki süper – yüklü bir besini yutmuşsunuz gibi tazelenmiş, yenilenmiş ve canlanmış hissetmeye başlarsınız.

Ayrıca, siz bu değişmeyen rezonans ile derinden tanışırken, bunun bedeninizi terkederken kendiniz ile birlikte ***ürebileceğiniz bu yaşam deneyiminin sadece bir parçası olduğunu kaçınılmaz olarak kavrarsınız; fiziksel ölüm kapısında başka her şeyi bırakmak zorundasınız.

Öyleyse, GERÇEK SIRRI yeniden inceleyelim. GERÇEK SIRRIN “Sadece sahip olabileceğimiz şeyi aramak” olduğunu belirterek başladık. Öyleyse, “Sahip olabileceğimiz tek şey nedir?” Gerçek özümüzün VARLIĞI ile artan bir şekilde yakınlaştıkça ve beslendikçe ve kendimizi onun muhteşem huzurunun ebedi iyiliğine daldırdıkça, bu sorunun yanıtı aydınlanıyor:

“Gerçekte aradığımız şey bu hiçliğin daha fazlası ve hiç kimse olan Benliğimizin parçasını yakından tanımaktır!”

Problem şu ki, hiç bir şey ve hiç kimse ile romantik bir çekiciliği olan bir film yapamıyoruz. Elle tutulur ticari bir mal olarak hiç bir şeyi ve hiç kimseyi satmak için dünyada tura çıkamıyoruz. Sadece bu gerçeği içsel bir deneyim olarak biliyoruz ve parıldayan örneğimiz ile her gün paylaşıyoruz. Bu keşfin sonucu olarak bir başka soru ortaya çıkıyor:

“Hiç kimse olan kendimizin ebedi parçası ile yakın bir karşılaşmaya sahip olabilmek için, hiç bir şey olan Benliğimizin bu parçasına uyanma deneyimini yaşamaya hazır mıyız?

“GERÇEK SIRRA uyanmaktaki otantik (gerçek) huzura gerçekten hazır mıyız?”

Yoksa, daha çok ve büyük maddeler (materyal şeyler) çekmeye inandırmak için bizi hipnotize eden (diğer) SIRdan tatmin olmaya hala devam edecek miyiz ?


GERÇEK SIR:

gerçek huzur & Sevinç sadece gerçekten sahip olabileceğimiz şeyi aradığımız zaman kavranır.
Mutluluk dışarıdan elde edilecek bir hal değildi.
Mutluluk ancak içimizden dışımıza taşacak bir hal olabilirdi.
Mutluluk bir koşula bağlanamazdı,
onun bir adı yoktu.
O değişmez olmalıydı, o her halde ve her yerde var olmalıydı.
O bir huzur haliydi.
Her ne olursa olsun hiç bozulmayan, azalmayan ya da artmayan bir duyguydu.
O gün tüm bu hali içinde barındıran yeni bir kelime öğrendim.
Sevgi.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğretim görevlisi / Asistan
masal06
Üye

Toplam 2659 yazı
02/02/2012 :  15:32:59  Alıntı
Hayata bazen Düz mantıkla bakmak gerekiyor :))

"BEDAVA PEYNİR SADECE FARE KAPANINDA OLUR"

"Zirvelerde Kartallar da bulunur, Yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir."


ßeLki Sandığınız Kadar Ukala,
ßeLkide Tahmin Edemeyeceğiniz Kadar Mütevaziyim
ßiraz SakLıyım ßazen YasakLıyım Kimseyi Örnek ALmam
Kimseye Örnek OLmam Arkama ßakmam 'AsLa' Demem
'Keşke'Leri Sevmem !!
ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem


Şüpheciyim ama kuruntu yapmam Kendimle çelişebilirim ama kafama takmam Dalga geçerim ama kırmam Ciddiye alırım ama kapılmam Huzur veririm ama söz vermem Sahip olurum ama ait olmam....


Yerleşim : Türkiye / Samsun  |  Meslek : Satış / Pazarlama
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.31 saniye.
20:34:14, 28 Mart 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım