Metrodaki Kemancı. . . - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Metrodaki Kemancı. . .


Fahas
Üye

Toplam 506 yazı
26/02/2009 :  19:53:00 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider.
Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.
Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.

Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.
En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir erkek çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk kemancının önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.
Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. ( Linki tıklarsanız metrodaki o anın fotoğrafını görebilirsiniz.)
Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmış ve salon onu dinlemek isteyenler tarafından tıklık tıklım doldurulmuştu.
Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? gibi başlıklardan oluşmaktadır.
Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, dünyanın en önemli düşünce koçu hemen önümüzde oturuyorsa ve biz onunla bir göz teması kuracak kadar bile fark etmiyorsak, hayatın başka karelerinde kim bilir nerede başka neleri kaçırıyoruz acaba sorusuna cevap bulmak olmalıdır.
...
Kaldı ki, insanı sadece insan olduğu için fark etmek esas olmalıdır. Onu fark etmek, elbisesini, arabasını, evini, unvanını veya parasını fark etmekten önce gelmelidir. İnsan, eğer bu sahip olduklarından daha sonra fark ediliyor ise, aslında fark edilmiyor demektir. Ya da fark edilen şey, insanın kendisi değil de eşyanın kendisidir. Ve hiçbir medeniyet, insanı göz ardı ederek, eşyanın fark edilmesi ile yaratılmamıştır.
İnsana sadece insan olduğu, her konuda insanca yaşam hakkı olduğu için değer vermesini öğrenin ve kişisel ve kurumsal algılamalarınızı buna göre konumlandırın.
Kemancı (...) kendi değerinin farkında… Kıymet ifade eden değerleri (her çeşit insanı) fark edemeyenler utansın.
alıntı
Mutluluk dışarıdan elde edilecek bir hal değildi.
Mutluluk ancak içimizden dışımıza taşacak bir hal olabilirdi.
Mutluluk bir koşula bağlanamazdı,
onun bir adı yoktu.
O değişmez olmalıydı, o her halde ve her yerde var olmalıydı.
O bir huzur haliydi.
Her ne olursa olsun hiç bozulmayan, azalmayan ya da artmayan bir duyguydu.
O gün tüm bu hali içinde barındıran yeni bir kelime öğrendim.
Sevgi.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğretim görevlisi / Asistan
metinmetin
Üye

Toplam 390 yazı
27/02/2009 :  18:20:02  Alıntı
Bazı insanlar vardır.Onları kafanızda bir yere yerleştirir ve bir not verirsiniz.Sonra hayatınız akar gşder ve o yer ve not kolay kolay değişmez.Bunlardan biride benim belkide.Kendim içinde mesala patronuma göre benim söylediklerimi para verdiği,şık takım elbiseler giyen ve daha marka bir arabaya binen zat söylediğinde muteber oluyor ben söylediğimde teorik kalıyor.Uzun zaman buna bozulmuştum.Adam yerine konmadığımı neden başkası söylediğinde itibar görüp ben söylediğimde 2.planda kaldığını.Sonuçta Nasrettin hoca dan bu yana YE KÜRKÜM YE devri ve patronum o kişinin başarılı olduğunu kendince kılık kıyafet,ayakkabı ve arabasıyla ölçüyor.Ben belki daha zengin,daha donanımlıda olsam bunu göstermedikçe fikirlerimde 2.planda kalıyor.
patronum çok da istisna değil ve bir çok insan sizi dış görünüşünüze ve arabanıza göre kıyaslıyor.Emlakçılığın raconundandır eski emlakçılar bir mala 10 ayrı fiyat verirler ve bu fiyatlar bu dediklerime göre değişir.
Yurtdşında bu olay iyice ayyuka çıkmış halde.bir kaç bin dolarlık takım elbise giyiyorsanız girdiğiniz mekanda herkez etrafınızda pervane.Oturduğunuz siteler,arabalar kıyafetler derken bakıyorsunuz kişilik denen şey silinip gitmiş.
metinmetin

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Emlakçı
malkolmx
Yeni Üye

Toplam 42 yazı
01/03/2009 :  20:04:13 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Değerli arkadaşım,
malesef doğru söylüyorsun,günümüzde insan profili sadece giydiği elbise ,gittiği mekanlar altındaki lüx araba ve oturduğu mekana göre değer biçiliyor,insani değerlerin yerini başka şeyler almış durumda, üzülerek söylemek gerekirse dürüst ve namuslu bir adam olsanız ve haramı helali ayır eden gösterişten uzak iseniz sizinle iş yapmazlar, yalan da olsa altında lüks araç ve çok iyi giyimli iseniz sizle iş yaparlar, önünüzde saygı ile dururlar günümüz malesef böyle olmuş,insanı temel alan nüanslar kalmamıştır.etrafınızdaki kişileri etkilemenin tek yolu bu yoldan geçmektedir.

Yerleşim : İngiltere / Cardiff  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
malkolmx
Yeni Üye

Toplam 42 yazı
01/03/2009 :  20:27:33 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


Önce insan olmak,bu erdemleri herşeyden üstün tutmaktır,insan olmak bilincine erişmek demektir.İnsanın kendisini tanıyıp,çevresindeki olayları gözlemleyerek,değerlendirme yeteneğine,bilincine sahib olmak,başkalarının etkisi olmadan,kendi kendini eleştirmek ve kendi hatalarını görmek,insan olmanın sorumluluğunu taşımaktır.kendini yetiştirmek için uğraşmak,iyi ahlak sahibi olmaktır.İnsan haklarına saygı göstermek,tüm insanların eşit haklara sahip olduğunu kabul etmek demektir.Başkalarının da insan haklarına saygı göstermelerini istemek ve bu konuda çaba sarfetmektir.İçinde yaşadığımız dünyada ve ülkemizde insani açıdan bakıldığında yaşanan adaletsizliklerin haksızlıkların eşitsizliklerin zulum ve kötülüklerin üstesinden gelmek için cumhurbaşkanı başbakan,komutan yönetici,memur,işçi işsiz yazar çizer asker polis zengin fakir kim olursa olalım ÖNCE İNSAN olmak zorundayız..

Yerleşim : İngiltere / Cardiff  |  Meslek : Bilgisayar-Bilişim
huyhuyhuy
Üye

Toplam 2981 yazı
02/03/2009 :  01:07:53 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
günümüzde farklı yorumlar yapılabilecek bir örnek araştırma KEMANCI
kapitalist dünya bazı mal ve hizmetlerin fiatını öylesine abarttıki , şimdi deniz bitti.
o piyanistin çaldığı o değerli eser çölde susuz kalmış birine ne ifade eder ve o orada kaç para eder. su mu kemancının eserimi ?açlıktan kırılan afrikalı için bir somun ekmekmi klasik bir resim eserimi? artık bazı mal ve hizmetlerin bedeli gerçek fiatına inmeye başlıyor . bu daralma aslında asıl boyutlarına gelme anlamınada gelir.kominist izler yoğun olan çin in böyle bir derdi henüz yok. zira mal ve hizmetlerin fiatı daha henüz kapitalist etkilerden yeteri kadar nasibini almadı onların bu krizden etkilenmeleri kapitalist dünya ile ne kadar bütünleştiklerine bağlı olarak zuhur edecektir.(piyanist orada 32 dolarmı toplamıştı, afrikada aç insanlar arasında çok iyi müzik eğitimi almış ama aç biri olsa onu dinleyen, bahşiş verirmiydi ?)
ismail karagülle

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : İmalat
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

2.86 saniye.
08:55:04, 25 Nisan 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım