Sevilmek İçin Randevu - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Sevilmek İçin Randevu


Fahas
Üye

Toplam 506 yazı
14/02/2009 :  00:10:11 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Uykusunun baldan tatli oldugu sabahlarda, melek öpüslerle uyandirilmaz olur. Anne bagirir:
"Cabuk ol servisi kaciracaksin!"

Baba kükrer:

"Ne yatmasini biliyorsun, ne kalkmasini!"

Sabahlari günesin dogusunu bilmez cocuk. Hic aydinlanmadan kalkar ici. Taze bir sabah, bayat bir günün devamidir cok zaman.

Her sabah adina yuva denen, adina kres denen o yere birakilir. Baskalarinin annesinde, kendi annesinin hasretini ceker günboyu. Sabahin köründe „benim annem ne zaman gelecek“ diye gözyaslari eker solgun yüzüne dizi dizi.

Aksam ne uzundur. Yuva nice gürültülü.

Sevgilerini konusurlar efkarli saatlerde.

„Benim babam beni cok seviyor.“

„Hayir, benim babam beni daha cok seviyor.“

„Hadi ordan, beni hem babam hem annem daha cok seviyor.“

Baskalarinin babasi kendi cocuklarini cok severse, sanki kendi babalarinin sevgisi azalacakmis gibi kavga ederler. En cok sevilen olmaktir tutkulari. Her pazartesi ne kadar sevildiklerinin ispatini yapmaya koyulurlar.

„Benim babam beni hamburger yemeye ***ürdü.“

„Biz hem hamburger yemeye gittik, hem de Luna parka gittik.“

„N`apalim. Benim annem beni sinemaya ***ürdü. Arslan Kral filminde agladik annemle birlikte.“

„Kizlar aglar zaten. Aglamanin neresi eglenceli?“

„Biz babamla mac ettigimiz zaman cok egleniyoruz.“

„Benim babam benimle degil, arkadaslariyla mac etmeye gidiyor.“

„Bak demek ki benim babam beni daha cok seviyor. Bi kere biz ikimiz, yani babamla ben, mac ediyoruz.“

Pazartesileri hep böyle gecer.

Herkes kendi babasinin en sevgili baba oldugunu ispat etmeye calisir. Öteki cocuklar yeni sebgi ispatlarini ortaya koydukca icini bir ürperti kaplar. Baskalarinin babasi cocuklarini daha cok mu seviyordur acaba? O reklam gelir aklina. Kahrolasi reklam. „Evinizi seviyorsunuz, arabanizi seviyorsunuz... Beni sevmiyor musunuz?“

Inanmak üzeredir onu sevmediklerine. Arka koltuga gazoz döktü diye ne cok bagirmisti babasi. Ama olsun, arkadaslarina bunu anlatmazsa eger, babasinin arabasini kendisinden cok sevdigini nereden bilecekler.

Keske her Pazartesi en sevilen evlat oyununu oynamak zorunda kalmasaydi. Bunun icin Pazartesileri hep hasta numarasi yapmasi. Uyanamamasi. En sevilen cocuk olmak yarismasi, bilseniz ne kadar zor diyebilse bir gün, her sey ne kadar kolay olacak.

Oyunu degistirebilirdi. Bu oyunun maglubu oldugunu arkadaslari ögrenecek diye her Pazartesi karanlik bir kuyu olmazdi o zaman. Herkesin annesinin ve babasinin ne kadar iyi anne baba oldugu, cünkü onlara ne cok pahali oyuncak aldiklarinin konusulduklari bir sira „beni anneannem cok sever“ diye bagiriverdi. Sustu arkadaslari. Söyleyebilecek bir sey bulamadilar bir an.

Akin boynunu büküp „benim anneannem yok“ dedi.

Üzüldü o zaman. Ama geri dönemezdi. „benim anneannem beni cok sever. Masal anlatir bana. Yaramazlik yapinca `dayinda böyleydi` der gülerek.“

Arkadaslari ne kadar dinliyor diye sustu birden. Kendisine dogru yönelmis merakli bakislari keyifle seyretti.

Agizlari acik „Ee sonra?“ diyorlardi.

„Sever beni. Masal anlatir. Hic susturmaz beni. Ben konustukca güler. Hay cocuk der. Sen beni güldürdün. Allah da seni güldürsün, der.“

Herkes bir masal büyüsü ile dinlerken onu, anneannesini öteki cocuklarla paylastigini düsünüp susuverdi.

Üsteledi arkadaslari. „Hadi anlatsana!“ dediler.

Top havuzuna dogru kosup „Herkesin anneannesi kendine“ diye bagirdi.

Akin itiraz etti. Hic olmazsa arkadasinin anneannesinde tatmadigi bir duyguyu tadacagini düsünürken ne diye oyunbozanlik yapiyordu. Kizdi. „`Herkesin babasi kendisine` demiyordun ama!“

Duymazliga geldi. Anneannesini hic kimselerle yaristirmak istemiyordu, iste o kadar.

Aksam cabuk oldu. Bu oyunu kazanmisti. Muzaffer bir komutan edasinda dolasti bütün gün. Artik annesine neden Pazartesileri yuvaya gitmek istemedigini anlatabilirdi. Yorganin altina saklanmazdi bundan böyle. Her Pazartesi anneannesinden bir demet yapip ***ürürdü.

Kapidan iceri girer girmez neseyle bagirdi: „Anne biliyormusun bugün yuvada ne oldu?“

„Görmüyor musun? Telefonla konusuyorum.“

Hic kimsenin sevdigi sey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babasi arabayi seviyordu. Hersey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu oldugunda. Bir de eve misafir gelecek oldumu kendisine hic yer kalmiyordu. Nerelere gitsindi?

Annesi kapatti telefonu. Mutfaktan tencere kasik sesleri geliyordu. Kosarak yanina gitti.

„Sana yardim edeyim mi?“ dedi en sevimli halini takinarak. Annesi manali manali bakti.

„Hayirdir. Bir yaramazlik filan. Bak bir de seninle ugrasmayayim. Cok yorgunum zaten.“

Yorgunluk nasil bir seydi. Bazen elinde oyuncagiyla uykuya daldiginda anneannesi oyuncagi yavasca elinden alir „Nasil yorulmus yavrucak. Uykunun gül kokulu kollari sarsin seni“ diyerek alnina bir öpücük konduruverirdi.

Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eger, ne diye annesi kendisiyle böyle kizgin kizgin konusuyordu.

„Annecigim yoruldugun zaman gül kokulu uykulara dalarsin. Anneannem öyle söylüyor.“

„Uykuya dalayim da gül kokulari kusur kalsin. Yorgunluktan ölüyorum.“

Bu kelimeden nefret ediyordu. Yorgunum. Yorgun oldugumdan. Böyle yorgun yorgunken...

„Annecigim sen yorulma diye...“

„Yemekte konusuruz cocugum. Bankada isler yetismedi. Baban gelene kadar bunlari bitirmem lazim. Hadi sen oyne biraz.“

„Hani siz yoruluyorsunuz ya...“

„Eeee....“

„Ben de oynamaktan yoruluyorum.“

„Ne yapayim?“

„Bilmem...“

Yapilmamasi gerekenleri biliyordu da büyükler, yapilmasi gerekenleri hic bilmiyorlardi.

Isiklar söndü birden. Annesi öfkeyle söylenmeye basladi. „Mum da yok“ diye diye karistirdi dolaplari el yordami.

Cocuk sirtüstü yatip, anneannesinin köyünü düsündü. Gaz lambasinin isiginda deli tavsan masalini anlatisini. Deli tavsanin duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birlestirip isaret parmaklarini yukari kaldirarak tavsan kafasi yapti. „bak deli tavsan“ diyerek parmaklarini oynatti. Yoldan gecen arabalarin farlari duvardaki tavsana yol acti. Tavsan alabildigine hür dolasti sagda solda. Otlarla kuslarla konustu. Sonra yorgun düstü. Duvardaki görüntü o minik avuclarin acilmasiyla kayboldu. Kolu yavasca kanepeden asagi sarkti.

Neden sonra isiklar geldi. Kadin cocugun hic konusmadigini akli etti birden. Kanepeye kostu. Kücücük dizlerini karnina dogru cekerek uykuya dalmisti.

Masanin üstündeki dosyalara bakti igrenerek. Dindirilmez bir pismanlik doldurdu icini. Uyandirmaktan korka korka kücük alnina bir öpücük kondurdu. Cocuk sanki bu öpücügü bekliyormuscasina „
İşin bitince beni sever misin anne?“ dedi.
Kadin, sevilmek icin randevu alan cocuguna bakarak sabaha kadar agladi.

Mutluluk dışarıdan elde edilecek bir hal değildi.
Mutluluk ancak içimizden dışımıza taşacak bir hal olabilirdi.
Mutluluk bir koşula bağlanamazdı,
onun bir adı yoktu.
O değişmez olmalıydı, o her halde ve her yerde var olmalıydı.
O bir huzur haliydi.
Her ne olursa olsun hiç bozulmayan, azalmayan ya da artmayan bir duyguydu.
O gün tüm bu hali içinde barındıran yeni bir kelime öğrendim.
Sevgi.

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Öğretim görevlisi / Asistan
senger
Üye

Toplam 124 yazı
14/02/2009 :  13:03:14  Alıntı
Tebrikler çok güzel bir yazı, emeğine sağlık,GÜZEL ASİSTANIM..

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Serbest meslek
glms
Yeni Üye

Toplam 34 yazı
14/02/2009 :  13:26:22  Alıntı
tşkkr...
glms

Yerleşim : Türkiye / İzmir  |  Meslek : Emlakçı
BUGÜN
Üye

Toplam 226 yazı
14/02/2009 :  13:43:49 Yazarın websitesine git Website   Alıntı


bugün çok duygusalım galiba yada siz tam benim telimden yazılar gönderiyorsunuz.teşekkürler paylaşımın için.
BU ARADA KREŞLERE KAMERA YASAĞI GELMİŞ ARTIK EMANET ET EDEBİLİRSEN AĞZI VAR DİLİ YOK MİNİCİK YAVRUNU.
http://sultanaorganizasyon.blogcu.com
kutlamaya değer herşeyde yanınızda..

Yerleşim : Türkiye / Şanlıurfa  |  Meslek : Memur
şadan59
Yeni Üye

Toplam 14 yazı
15/02/2009 :  22:10:39 Yazarın websitesine git Website   Alıntı
Çocuk Bahçesi

Gönlüm çocuk bahçesi
Her mevsim çiçek dolu
Çocuklarda çiçektir
Açar sevdikçe onu

Okşayışın su gibi
Yüzünde gül açtırır
Çocukları sevdiren
Gerçek Allah aşkıdır

Şadan Yenişafak

http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=32035&siir=640281&order=oto



Rabbime emanet olunuz
şadan yenişafak

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Serbest meslek
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

3.34 saniye.
23:54:37, 23 Nisan 2024, Salı

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım