Koniks.com - İş Fikirleri Düşünce Havuzu

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol
 Ana Sayfa
 Forumlar
 İş Hayatı
 Motivasyon
 İşte Gerçek Türk Ahlakı.
Not: Yorum gönderebilmek için kayıt olmalısınız.
Kayıt olmak için, buraya tıklayınız. Kayıt ücretsizdir!
 Yorum gönder
Kullanıcı adı:
Şifre:
Biçim:KalınİtalikAltı çiziliÜstü çizili Sola hizalaOrtalaSağa hizala Düz çizgiResim hizalaAlıntı ekleListe ekle
Mesaj İkonları:              
             
 


 
   

YORUM YAZILAN YAZI
akomes 27/05/2005 : 08:36:01
"Türklerden daha faziletli bir toplum görmedim. Oyuna ve eğlenceye vakitleri yoktur. (...) Yemeklerini çabuk ve konuşmaksızın yerler. Yemek isteyen kim varsa; tanıdık, yabancı ayrılmaz, sofraya çağrılır. (...) Askerler dahil şehirde silah taşımak yasaktır. Düello bilmezler; dövüşmeyi medenî terbiyeden mahrumiyet sayarlar. Arada kavga edenler çıkar; fakat kavgayı devam ettirmeleri mümkün değildir; ilk görenler derhal müdahale edip sustururlar. Zaten şehirlerde büyük sükunet vardır. Kumar ve içkinin dinlerinde yasak olması kavga çıkmamasının sebeplerindendir. Ama içki içen, esrar çeken Türklere tesadüf edilir; çoğu sosyal durumlarını bu sebeple kaybetmişlerdir. Karaborsa ve tefecilik günah ve meçhuldür. (Cristobal de Villalon, s. 160-161 )"



"Bundan başka şunu söylemek istiyorum ki Türkler bir şatoyu veya kaleyi aldıkları zaman her şeyi ve resimleri buldukları gibi aynen bırakıyorlar, onları tahrip etmek gibi bir âdetleri asla yoktur. (Belon, s. 90)"



"Türkler iyi niyetli insanlardır. Birbirlerine bağlıdırlar. Birbirlerine iyilik yapmaktan hoşlanırlar. Bunları Tanrı'nın şerefi için yazıyorum; yoksa Türklerin bizim imanımızın dışında kaldıklarını biliyorum. (...) Türkler sözlerinin esiridirler. Ancak ölü bir Türk sözünü tutmayabilir. Samimi ve sadık insanlardır. (Bertrandon de la Broquière) "



"Türkler sokakta rastladıkları yazılı kağıda ve güle basmazlar; yerden alıp bir duvarın üstüne veya dibine koyarlar. (Busbecq) "



"Türkler kimseyi Türk usulünce yaşamaya zorlamazlar. Herkesin kendi mevzuatı ile yaşamasına müsaade eder ve izin verirler. (Geoffroy, c.II, s. 180) "



"İsteyen Türk, gerek cuma, gerekse bayram namazında, cami içinde veya avlusunda, cemaat ortasında, düşmanı kim ise ondan af diler. Affı yaş ve makamca küçük olan ister. Muhatabı, kesin şekilde ve cemaat önünde affettiğini söylemeye mecburdur. Sonra elini öptürür ve kucaklaşırlar. Bir kere barışmış olan iki düşman, eski anlaşmazlıklarından dolayı birbirlerine kötülük edemezler. Böyle bir şeye cesaret eden kişi, hem toplumla, hem Allah'la alay etmiş sayılır ve lanetlenir; fena muamele görür, kendisine inanılmaz. (Villamont, s. 252) "



Sözü uzatmayalım; Sayın Yılmaz Öztuna'nın Tarih Sohbetleri'nden (s. 286 -290 ) derlediğimiz yukarıdaki satırlar XVI. yüzyılda Türkler arasında bulunup da anılarını veya raporlarını yazan kimi seyyah, kimi diplomat, kimi asker, kimi esir gayrimüslimlere aittir. Düşmanı oldukları bir toplum hakkında kendi milletlerine karşı dürüst davranıp sahih bilgiler vermeleri, hiç şüphesiz Türkler hakkında iyi niyet beslemelerinin değil, objektif davranmalarının bir sonucudur. Nitekim aynı yazarlar kitaplarının bazı yerlerinde garazkâr ifadelere de yer vermekten kaçınmamışlardır. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz husus, Türk milletinin toplumsal ahlak ve sosyal düzeninden bahsedilirken, hemen bütün kaynakların ittifak ederek benzer şeyleri söylemek zorunda kalmalarıdır.



İmdi, söz konusu ettiğimiz alıntılar üzerinde ayrı ayrı düşünüldüğünde, her bir uygulamanın XVI. yüzyılı, yine Batılıların adlandırmasıyla neden "Türk Asrı" yaptığı daha iyi anlaşılır .

O halde bu dediğimizi şöyle okumak da mümkün: Nerede ve ne zaman olursa olsun, bütün gelişmeler, bütün askeri ve siyasi başarılar, bütün zenginlik ve refah, bütün... bütün... hep güzel ahlak ile ivme kazanıyor, onun sayesinde insanlık için katma değer üretiyor.

Peki o halde soru şu: XVI. yüzyılda imrenilerek izlenen bu millet daha sonraki yüzyıllarda ceste ceste nasıl da inhirafa uğrayıp toplumsal desenlerini kaybetti; nasıl da asaletinden tavizler verip ahlak anlayışını değiştirdi?!..

Faraza bu satırları birer kez daha okuyup kendimizi tek tek değerlendirmeye alsak, acaba bizim hakkımızda yazılan bunca şeyi yalanlamak için çırpındığımız sonucuna mı ulaşırız! Veya bir yabancı bu satırlardan yola çıkarak Türkiye'ye gelse, yanlış bir seyahat yaptığına mı kanaat getirir!.. Eğer öyleyse, Türk milletine, yerde bulduğu kağıdı veya gülü, üstüne basılmasın diye bir duvar kovuğuna koydurtan o rafine anlayışın neşet ettiği ahlakî değerlere ve irfanî geleneğe ne oldu?!..



Ben kendi hesabıma çevreme bakıyorum, insanları gözlüyorum, haberlere kulak veriyorum ve sonra şüpheye düşüyorum; acaba atalarımız hakkındaki bütün bu yazılanlar mı yalan; yoksa biz mi onların torunları değiliz?!.. Lütfen yukarıdaki satırları bir kez daha ve üzerine basa basa okuyun; çook farklı şeyler bulacak, çook ayrı yolculuklara çıkacaksınız!..



10.02.2005 - İskender PALA / ZAMAN

SON 1 YORUM (En yenisi en önce gösteriliyor)
akomes 28/05/2005 : 12:39:26

Sn polat

Herhalde yazıyı tam okumadınız. Burada atalarımızın yüksek ahlakı değerlere bağlı olduklarını fazilet sahibi ve güvenilir olduklarını bir yabacılar eliyle anlatılmıştır.

Atasını inkar etmekte ne demek, ahlak sahibi oldukları ve yerdeki gülü çiğnemeyecek kadar hassas insanlar olduklarını anlatmış yazar.

Bu yazıyı buraya koymamım nedeni okuyup ders almak, aynı ahlaki değerlere nasıl dönerizi tartışmaya açmaktı.

Aynı ahlaki değerleri yakalayabilmek dileğiyle..


0.86 saniye.
17:12:06, 19 Mayıs 2024, Pazar

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım