Koniks.com - İş Fikirleri Düşünce Havuzu

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol
 Ana Sayfa
 Forumlar
 Diğer
 Diğer Konular
 Osmanlı'da Sofranın Sultanı: Baklava
Not: Yorum gönderebilmek için kayıt olmalısınız.
Kayıt olmak için, buraya tıklayınız. Kayıt ücretsizdir!
 Yorum gönder
Kullanıcı adı:
Şifre:
Biçim:KalınİtalikAltı çiziliÜstü çizili Sola hizalaOrtalaSağa hizala Düz çizgiResim hizalaAlıntı ekleListe ekle
Mesaj İkonları:              
             
 


 
   

YORUM YAZILAN YAZI
g.koordinator 09/02/2009 : 13:30:35
Osmanlı da Sofranın Sultanı: Baklava
Baklava ile ilgili araştırma yaptığınızda, karşınıza sadece Türkler değil, Orta Doğu, Doğu Akdeniz ve Balkanların neredeyse bütün kavimleri çıkar. Yunanlılar, Bulgarlar, Ermeniler, Yahudiler ve Araplar baklavayı kendi geleneksel tatlıları olarak takdim ederler. Orta Doğu, Doğu Akdeniz ve Balkanların bir zamanlar Osmanlı coğrafyasını teşkil ettiği düşünülünce, baklavanın bir Osmanlı tatlısı olarak nitelenmesi da düşünülebilir. Baklavanın kökeni ister antik Yunan da, ister Bizans ta, ister Türkler veya Arapların göçebelik dönemi geleneklerinde olsun, günümüzdeki klasik baklava diye tanımlanabilecek gösterişli ve incelikli şeklini Osmanlı döneminde aldığını kabul etmek gerek.
Osmanlı da baklava ve baklavacılık
Baklava ile ilgili en eski Osmanlı kaydı, Fatih dönemine ait Topkapı Sarayı mutfak defterlerindedir. Bu kayda göre, hicrî 878 yılı (1473) şaban ayında Saray da baklava pişirilmiş. 17. yüzyılın ortalarında, İstanbul dan çok uzakta, Bitlis Beyinin konağına konuk olan Evliya Çelebi, baklava yediğini yazar. Sultan 3. Ahmet in dört oğluna 1720 yılında yapılan görkemli sünnet düğününü anlatan Vehbi nin Surnâme sinde, bütün konuklara baklava ikram edildiği yazılı.
Bunlar gibi kayıtlardan, Osmanlı İmparatorluğunun hemen her yöresinde bilinen baklavanın, daha çok Sarayda, konaklarda, ziyafetlerde, şenliklerde tüketildiği anlaşılıyor.
Zor beğenen servet ve mevki sahiplerini hoşnut etme çabasının, baklavayı basit bir hamur işi olmaktan çıkarıp ustalık gerektiren incelikli bir mutfak ürünü haline getirdiği söylenebilir.
Bamberg Üniversitesinden Bert Fragner gibi bazı araştırmacılar, Osmanlı İmparatorluğunda yeme içme eğilimlerinin, İstanbul sosyetesinin damak zevkine ve tercihlerine göre biçimlendiğini kaydederler.
Saray da ve konaklarda, baklava yapımında usta olan aşçıların tercih edildiği ve baklava yufkasının çok ince açılmış olmasına önem verildiği biliniyor. İşe alınacak aşçıya, sınama olarak, pilavın yanı sıra baklava da yaptırılırmış. Aşçının usta olanı, hamuru kesişinden anlaşılırmış. Kesilen pazılar açıldığında, hem çok ince hem de tepsinin içini tam kaplayacak boyutlarda olursa, aşçının ustalığı kabul edilirmiş. Burhan Oğuz un Türkiye halkının kültür kökenleri ile ilgili kitabında anlattığına göre, eski İstanbul konaklarında yapılan baklavalarda aşçının bir tepsiye en az yüz kat yufka sığdırması istenirmiş. Bu kadar ince yufka açabilen bir aşçı bulundurmanın övünç kaynağı olduğu da, yine Burhan Oğuz un anlattıklarından anlaşılıyor. Baklava tepsisi fırına girmeden önce konak sahibinin huzuruna getirilirmiş; o da, bir Hamid altınını yarım metre kadar yükseklikten dik olarak baklavanın üzerine bırakırmış. Altın yufka katlarını delip tepsinin dibine değerse, aşçı başarılı sayılırmış. Tepsi içindeki altın da bahşiş olarak aşçıya gidermiş. Eğer, altın yufka katları arasında kalırsa, baklava tepsisi mutfağa geri gönderilirmiş. Bu gösteri konukların huzurunda yapılır da başarısız olursa, ev sahibi kendisini rezil olmuş sayarmış.
Baklavacılığın, aşçılıktan ayrı bir zanaat olarak gelişmesini de, zengin mutfaklarındaki bu önemine bağlamak yanlış olmaz. 19. yüzyılda loncada örgütlenmiş Sakızlı ustaların, İstanbul daki konaklara baklava yufkası açmak için çağrıldığını Sula Bozis yazar.
Baklava alayı
En maharetli baklava ustalarının Saray da bulunduğuna kuşku yok. Saray da baklavanın önemi, konaklardaki gibi sadece zenginlik ve ince zevk alâmeti sayılmasından değil, aynı zamanda devlet törelerine girmiş olmasındandı. 17. yüzyılın sonlarında veya 18. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olan baklava alayı geleneği, bunun en belirgin örneğidir. Ramazan ayının ortasında, padişahın askere iltifatı olarak, Saray dan Yeniçeri Ocağına baklava giderdi. Her on askere bir sini baklava hazırlanır ve Saray mutfağı önünde dizilirdi. Silahtar Ağa, bir numaralı yeniçeri olan padişah adına ilk siniyi teslim aldıktan sonra, diğer sinilerin her birini ikişer asker nizamî olarak yüklenirdi. Her bölüğün âmirleri önde, baklava sinilerini taşıyanlar arkada, açılan kapılardan dışarı çıkarak kışlalara doğru yürüyüşe geçerlerdi. İstanbul halkı, baklava alayını seyretmek için sokaklara dökülür, padişaha ve askere sevgi gösterilerinde bulunurdu. Baklavayı Osmanlı saltanatının bir sembolü haline getiren bu gelenek, Yeniçeri Ocağı ile birlikte tarihe karıştı. En son baklava alayı, Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından iki ay önce yapılmıştı.
Osmanlı İmparatorluğunda bir devlet törenine adını vermiş olan baklavanın, kökeni hangi etnik topluluğun geleneksel mutfak kültüründe olursa olsun, Osmanlı kültürüne ait sayılması, bir hakkın teslimi olur.



Mevlüt DAKIN
0535 961 04 04
www.gkoordinator.tr.gg
g.koordinator@gmail.com
SON 3 YORUM (En yenisi en önce gösteriliyor)
akinselcuk 10/02/2009 : 18:08:40
Senin baklavaya alıcı gözle bakmanı sağlamaya çalışıyor desem olur mu ?

Meyvelerden muz, tatlılardan baklava, reklama hiç gerek yok. Baklava gibisi var mı. Bildiğim 10 tane ünlü baklavacı var şehirde hiçbiri kriz mıriz dinlemiyor. Vitrinlerine öğleye doğru koydukları tepsiler akşam 18:30 da tükenmiş oluyor. Kilo 17 - 30 lira arası. Bu durumun her şehirde böyle olduğuna eminim.

İyi bir baklavacı ustası bulun baklavacı açın. Yeterki ürün güzel olsun kimsenin fiyatına baktığı yok zaten. 5 - 10 lira arasınada baklava veren yer dolu ama aynı satış yok demek ki baklava da iş fiyatta değil lezzette . . . .

g.koordinator 10/02/2009 : 17:20:41
ne anlamak istersen çekinme sor anlatalım
erdincozen 10/02/2009 : 14:23:46
ben ne yapmaya calıştığını anlamış değilim?


0.8 saniye.
05:22:01, 18 Nisan 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım