Koniks.com - İş Fikirleri Düşünce Havuzu

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol
 Ana Sayfa
 Forumlar
 İş Kurma, Girişimcilik, Yatırım Ve Dış Ticaret
 İş Kurma Ve Girişimcilik
 Yılan Besleyerek Milyoner Oldular
Not: Yorum gönderebilmek için kayıt olmalısınız.
Kayıt olmak için, buraya tıklayınız. Kayıt ücretsizdir!
 Yorum gönder
Kullanıcı adı:
Şifre:
Biçim:KalınİtalikAltı çiziliÜstü çizili Sola hizalaOrtalaSağa hizala Düz çizgiResim hizalaAlıntı ekleListe ekle
Mesaj İkonları:              
             
 


 
   

YORUM YAZILAN YAZI
Macaroni5 17/05/2012 : 20:50:43
Çin’in Zhejiang eyaletinin uçsuz bucaksız tarım alanlarınının içinde saklı olan Zisiqiao köyünde ölümcül bir sır saklı. Bu köyü oluşturan evlerden her birinde, birbirlerinden zehirli binlerce yılan bulunuyor. Bu durumun nedeni ise bir hayli ilginç. Geçmişte kuraklıktan yakınan köylüler, şimdi yılanlar sayesinde bir zamanlar ancak hayallerini kurabilecekleri miktarlarda paralar kazanıyor.

Kobra, engerek ve pitonlar, adı “yılan köyüne” çıkan Zisiqiao’nun dört bir yanında kaynıyor. 1985’ten beri yılanları kurutarak geleneksel ilaç yapımında kullanan 60 yaşındaki çiftçi Yang Hongçang, “Çin’de en fazla yılanı olan köy biziz… Her yılan türünü besliyoruz” diyerek övündü.

Yang, yılanları satmaya başladıktan bir süre sonra, yılan popülasyonunun hızla azaldığını fark etti. Bunun üzerine, köyünü bir “yılan üretim merkezine” çevirdi. Üç yıl içinde köşeyi dönen Yang, köyün desteğini alarak “yılan köyünü” hayata geçirdi.

Bugün, Zisiqiao’da bulunan 160 evde, her yıl üç milyondan fazla yılan üretiliyor.
Hem İlaç Hem Yemek

“Sırtı göğe bakan her canlıyı” yiyen Çinliler için, yılan en temel besin kaynaklarından biri olduğu gibi, tedavi gücü yüksek olduğuna inanılan bir ilaç kaynağı. Çin’de, yılan çorbası veya şarabı içmenin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, çok uzun yıllardır geçerli olan bir inanış.

Yıllar geçtikçe işi giderek daha da büyüten Yang, şirket sahibi oldu ve kendi markasını hayata geçirdi. Dahası, sadece üretim ve satışla ilgilenmeyen Yang, kurutulan yılanlardan yılan şarabı ve yılan pudrası da üretiyor.

Yang, “Yılanları üretme yöntemimiz hem eyalet, hem de ülke tarafından benimsendi. Köyümüz bir şirket gibi kabul ediliyor… Yılanları araştırıyor ve onları üremeleri için çiftliklere teslim ediyoruz” dedi.

Geçmişte, sadece erkek ve dişi yılan bir araya konularak çiftleştirme yapılırken, bugün farklı bir yöntem kullanılıyor. Yang, dişiler arasından üreme için en iyisini tespit ediyor, dişiye özel diyet uyguluyor ve yılan yumurtalarının en iyi şartlarda tutulduğuna dikkat ediyor.
Talep Çıldırdı

Restoran ve ilaç şirketlerinin siparişlerini yetiştirmek için gece gündüz çalışan Zisiqiao köyü, yemek ve ilaç sanayisi sayesinde her yıl yüz binlerce yuan basıyor. 20 yıldan beri evinde yılan besleyen Yang Xiubang, gelirinin “her yıl düzenli bir şekilde arttığına” dikkat çekti.

46 yaşındaki Yang, “İlaç sanayisinin talebi daha yüksek. Kurutulmuş yılanlarımız peynir ekmek gibi gidiyor… Ayrıca yılan ciğeri ve safra kesesine de talep büyük” dedi.

İhracatlarının “uçtuğuna” değinen Yang, “ABD, Almanya, Japonya ve Güney Kore müşterilerimiz arasında” dedi.
Alıcı Da Memnun

Zhejiang eyaletinin en büyük şehirlerinden Hangzou’da yılan pudrası satan dükkan sahibi Gao Çençang, “Yılanın her bir parçası altın değerinde… Çin’de çok güçlü bir yılan kültürümüz var… Onları yemeye doyamıyoruz” ifadesini kullandı.

Yang, her ne kadar güçlü bir sanaiyi olsa rekabetin ve risklerin de çok yüksek olduğunu belirtti. 55 yaşındaki üretici Yang Wenfu, “Kariyerimin henüz başlarında bir engerek yılanı beni ısırdı… Korkum bugün hala devam ediyor… Isırıklar yüzünden iş yapamaz hale gelenler de var” dedi.
Kaynak: Planet
SON 12 YORUM (En yenisi en önce gösteriliyor)
Macaroni5 21/05/2012 : 22:51:42
Sayın Akın Selçuk

Yazmış olduğum veciz ifadelerde kimseyi etnik kökeninden dolayı yermek ya da aşağılamak istemedim. Sadece olaylara negatif bakan bazı kişilere göndermede bulunmak istemiştim anlaşılan biraz sert ifade oldu. Ortadoğu derken de iğneyi kendimize batırmaktı asıl amacım.

Halen turizm sektöründe üst düzey misafirleri ve protokol düzeyinde konuklara hizmet vermekteyim. İnsan unsuru dünyanın her bölgesinde aynı sonradan edinilen hasletler kişilerin davranışlarını etkilemektedir.

Yılanmı ığğğ salyangozmu öğğğ yaklaşımıyla ne kimseye faydalı olunabilir ; nede kendisine bir katkı sağlayabilir. Helal kazanç dairesinde yapılan her iş makbuldür ve kutsaldır.

Ortadoğulu girişimcilere de gelince hem kendi ülkelerinde yüksek katma değer sağlamakta, hem de dünyanın muhtelif ülkelerinde oldukça başarılı girişimcilik örnekleri mevcuttur.

Burada ürettiği ürünü satamayan arkadaşlara da gelince bir iş planı yapmadan hedef müşteri, tüketim talebi, üretim kapasitesi araştırılmadan başlanılan her işin başarılı olması bir mucizedir. Başta zaman , sermaye israfından başka bir şey değildir. ,

Arkadaşlarımızdan dileğim bildikleri konularda fikirlerini paylaşmaları bilmedikleri konularda kimsenin moralini bozmamaları.

Saygılarımla

akinselcuk 19/05/2012 : 19:07:25
Japonların her şartta çalışkan olduklarına eminim ama, ortadoğuluların sızlanıp durdukları kafamıza pompalanmış başka bir şehir efsanesi sanki. Çatısında tenis oynanan Burj El Arap da, denizin üzerine yapılıp Beckham dahil bir çok ünlünün almak için sıraya girdiği suni palmiye adası da, dünya haritası şeklinde deniz üzerine yapılıp istediğin ülkeyi satın al suni adasıda ortadoğulular tarfından yapıldı.

BAE, Kuveyt ve bir kaç tane daha benzeri ülkenin bütün bu yaptıklarını sızlanarak yaptıklarını hiç sanmıyorum. Sokaktaki insanları da pek mutsuz değil.

Ortadoğulu insanların kaynakları var ve kullanıyorlar. Kendileri için.

Afrika da çok zengin kaynaklı bir kıta. Sızlandıklarına dair bir bilgi yok kafamızda. Sportmen siyah insanlar. Ama nedense hiç bir şeylerine sahip değiller. Savaşıyor ve sömürülüyorlar.

Adanalı için, Konyalı için, İngiliz için, Rus için, Arap için, Azeri için sürekli kafamıza pompalanan bilgiler var. Facebookta bir iki Arapla Mısırlı ile arkadaş olun. Onları bir de onların gözüyle görün.

Söz meclisten dışarı ; Bize öğretilen genel duruma serzeniş için söylüyorum.

Almanın, Türkleri, giden işçi aileleri ile tanıyıp, biraz da işine öyle geldiği için beğenmeyip durduğu gibi yapmak kolay ama aciz bir yol.

Macaroni5 18/05/2012 : 22:22:10
Sayın Arkadaşlar

Bu forumdakiler kendilerini yenilikçi , girişimci olarak gördüklerini düşünürler. Yazılanlara bakınca ne kadar duygusal olduğumuzu gördüm.

JAPON İŞ ATASÖZÜ Der ki : BİRİ BİRŞEYİ YAPABİLİRSE BENDE YAPABİLİRİM. HİÇ KİMSE YAPAMAZSA BEN YAPMALIYIM.

ORTADOĞU İŞ ATASÖZÜ İSE : VALLAHİ BİRİ YAPABİLİRSE YAPMASINA ENGEL OL.HİÇBİRİ YAPAMAZSA YA HABİBİ BEN NASIL YAPARIM.

Yani : japon her durumda yapar, ortadoğulu her durumda yatar, bir de sızlanır.

sezgincesur 18/05/2012 : 21:25:12
bizim ülkemizde Olucak iş değil
akinselcuk 18/05/2012 : 20:47:22
İşte onu diyor ya herkes.

Tavşan satılmıyor. Piliç zor satılıyor. Bir sürü rakip var. Fiyat tabanda. Et satılmıyor. Pahalı. Piknik yerlerindeki mangallara bir bakın. 20 tavuk mangalına bir et mangalı düşüyor tüm illerde kesin sonuçlar.

Zaten satılan şeyler zor satılıyor. Bu durum yılan etini çok satarsınız gibi bir tavsiye değil tabi ki. Bilemem. Satmayı tasarlayan düşünsün.

Tek bildiğim en fakir ülkelerde bile temel şeylere verecek para yokken, fantazi şeylerin piyasası pek durmaz.

Asgari ücretle geçiniyordur ama 5 değil 7 liralık sigara alınır. Yaygındır bu hareket. Sigarayı toptan bırakıp ayda 100-200 kara geçmeyi hesap etse de uygulayamaz insanlar. Kendi kendisinin esiridir. Bilinç altı yönetir o vatandaşı. Bilinç üstü çaresizdir. Yaptığı akılsızlıklara lanet okur ama devam eder.

Günde üç öğün sağlam yemek yer. Ama göbekten kurtulmak için 15 liralık haplardan medet umar. Bilinç üstü bu hapla bu işin asla olmayacağını söylese de, iki gün sonra bu hapı bile içmekten vazgeçeceğini bağırsa da bilinç altı bir mucize olacak diye bu hapı aldırır kişiye. Hap bu0 bilinçsiz bilinç altları yüzünden satılmaya devam eder. Parayı spor ayakkabısı ve eşofmana harcamaz, yemeği azaltıp koşu yapmaya çıkmaz. Çünkü zordur. 300 lira harcanacak ve 1-2 saat yollarda koşulacak ve bu iş günlerce düzenli sürdürülecektir. Üstelik yemek azaltılacaktır. Bilinç altı üstüyle öyle bir savaşa girerki hayatınız kararır. Vazgeçer 15 liraya ayağınıza kolayca gelen cebinizin hiç hissetmeyeceği hapı alırsınız.

Yılan etine güzel bir ambalaj ve güzel bir hikaye bulun. Satışı kolay bir hale getirin. Mesela kurusunu, ekstresini, tozunu satın. İzin alması kolay olan şeklini seçin yani. Gençlik, esneklik, manyetik çekim vs. güzel bir hikaye yazın. zaten satılacak şey bu hikaye. Yılan üzerinden.

Eskiden kovboylu sigara reklamları vardı. Cebecideki öğrenci kahvelerinde bu sigarayı içen öğrencilerin koltukları kabartılırdı. Sigaracılar cafelerde bedava sigara dağıtırdı. O bedava sigaraya hedef olan kişi kendini çok onurlandırılmış hissederdi. Bendeki karizmayı gördüler diye düşünürdü. Çünkü reklamlar bunu pompalardı.

Şimdi kara perdeler altında kaldılar. Ama hala o reklam havasının izleri var. Devenin macera karizması. Kovboyun sarsılmaz kişilik karizması. Hala sürüyor.

"Param var. Bu yüzden kovboy içiyorum." İçen bu mesajı vermiyor mu ? Derdi ne bu sigara diğerlerinden çok mu farklı tatta ? Boşa harcayacak parası mı var ? İnanın yok. Ama etrafına mesaj verme kaygısı var. Hem sigarayı bırakamıyor hem de mesaj kaygısı çok güçlü. Belki sigarayı sırf mesaj kaygısı yüzünden bırakamıyor bile olabilir.

Kozmetik ürünlerine bir bakın. Eczaneden alınacak herhangi bir epitalizan merhem tüm tedavi edici gençleştirici kozmetiğin yerini rahatca alır. Cildinizi nemli tutun kurutmayın, arada bir hafif masaj yapın yeterlidir. Yeterince mutlu iseniz kanınız damarlarınızda sağlıklı şekilde dolaşıyorsa yeterince güzelsinizdir. Hiç bir krem sizi daha güzel yapamaz. Ama bu bir zaaftir. Büyük bir vaaddir.

"Sür daha güzel ol."

"Bunu dev fabrikalarda yaptık. Bir sürü kadında denedik. Hepimiz uzmanız" " Bizden daha çok biliyor olamzsın teslim ol ve satın al. "

İpin ucu kaçar bir süre sonra. " Bir gece kremi alacağım ben pek kullanmam zaten. Geceleri uyurken kuruyor da cildim onun için." derler.

Oysa bilinç altları bütün maaşı veya bütün harçlığı kremden geçirmek istiyordur çılgınca hepsinden satın almak istiyordur.

Gece kremi, gündüz kremi, sabah kalkınca kremi, öğlen toniği, gençleştirici likit, göz altı yağı, akne losyonu, kırışık önleyici krem . . . diye devam eder. Sanıyorum ürünlere isim bulmak, prosektüs yazmak için ayrıca birimleri var, yazarlığı güçlü kişileri istihdam ediyorlar. Ambalaj tasarımı da ayrı bir birimdir mutlaka bu sektörde. Sırf cam şişesi için alınır bazıları. Kutusu üzerindeki resim gençleştirir zaten bayanı. O şaheşer ambalaj içindeki ürün işe yaramıyor olabilir mi hiç. Jaguar XF ye binen adamın boyunun uzadığı gibi.

Aziz Nesin' in bir "Namus Gazı" hikayesi vardı. Aynısı değil ama aynı, esir olunan bilinçsizliğin hikayesi. Bu yazarı sevmiyorsanız bile bulun okuyun. Çok güzel anlatır bu konuyu.

İşte insanlara bu gazı satacaksınız. Ürün bir araç. Gerçek hayatta, bilinç dünyasında ürün sadece bir gazdan ibaret.

Ama sakın yanlış bir mesaj almayın burada ;

Ürün sahte değil gerçekten adı geçen ürün olacak ambalajın içinde. Dediklerini yapmaya yönelik bir çalışmadan geçecek. Ama bunu hiç bir zaman gerçekten yapma şansı olmayacak. Sarımsak gibi, yüksek tansiyonu düşürsün diye yer bazı insanlar. Ama tansiyon yüksekliği vücudun bir tepkisidir. yanlış, arızalı bir şeyler var demektir. Sarımsak bir an için düşürsede çözüm değildir. İnsanın kendini rahatlatması hatta belki kandırmasıdır. Yani ürün iddia ettiği konuda bir şeyler yapmalıdır. Ama gereken bin adımsa ise belki sadece bir adım yapabiliyordur. Bu bile yeterlidir. Gerçek ürün, dürüst ürün olma konusunda !

Hani adamın biri bir memleketin havasını şişelere doldurup pazara sunmuş ya. Şişedeki havadan bir nefes çekmek ve bu işe 10 lira vermek. İnsanoğlu yapar bunu.

Biri satışını yapar bir sürü insan da alır büyük bir mutlulukla. O biri siz olun. Ürün ne kadar saçma da olsa yasal olun.
Arif Vilnius 18/05/2012 : 18:17:51
Hakan01 gercekten hakli . bu gibi projeler extra ucuk ve bize taban tabana zit bir durum.
hakan01 18/05/2012 : 10:46:19
yılanı aslanı bırakın bızım ulke de adam urettıgı tavşanın etını satamıyor
akinselcuk 18/05/2012 : 10:38:40
Ne güzel başlık oldu işte. Ticaretadam ipin ucunu tuttu.

Valla aslında iyi fikir. Bu ülkede göstere göstere veya gizliden gizliye kaplan eti, gergedan bilmemneyi yiyecek bir sürü insan var. Bundan emin olun. Yeterki piyasaya nizami şekilde çıkmayı başarın.

Aslanı kaplanı besiye almak sanki biraz zor olur gibi geliyor bana. Hem seçici yiyorlar yani her şeyi tüketmiyorlar besleme masrafı yüksek çıkmalı. Hem de kaplan besi çiftliği çok göze batar. Günün birinde kesilecekler ya. Baskılara dayanılmaz o çiftlikte.

Ama dışarda ürün haline getirip buraya ithal edilebilir. İri cüsseli veya gücüyle ünlü hayvanların heryeri para eder.

Eczacı tanıdığınız varsa bir sohbet edin. Eskiden olmayıp şimdi en çok parakende olarak en çok ne satılıyormuş bir sorun. Bütün hepsinin vitrinde aynı ilacın kutusu var. İnsanlar bu işlere çılgınlık şeklinde bağımlı.

Buradaki tek sorun bu tip hayvanların beslenmesi ve ürünlerinin satılması ile ilgili mevzuatlar ne diyor.

Mesela salyangoz kremi diye bir şey var. İlk gördüğümden beri düşünürüm neden bir kadın yüzüne salyangoz kremi sürmeye istekli olsun diye. Genci yaşlısı gayet istekliler. Biraz inceledim kimyasal ne özelliği var, ektrası nedir ? Hiç bir bilimsel sonuca ulaşmadım. Hepsi ayrı bir hikaye yazmış ürüne.

Bu bir dürtü. Nerede sakil tuhaf bir şey var, alıp onu deneyeceksiniz. Farklı alışılmadık olana bir cazibe var insanın beyninde.

Reklam yazılarında daha önce defaten yazdığım bir şey vardır. Aklınızın üzeri ile düşündüklerinize değilde, sizin bile bilmediğiniz, kendi beyninizin altında, gizli köşelerindeki doğuştan yüklü gelen dürtülerinize hitap edildiğinde karşı koyamıyorsunuz. Mantıklı bir açıklama da aramıyorsunuz.

Bizim ülkede tutmuş tek şey şimdilik bıldırcın yumurtası. Bakkallara kadar her yerde var. İnsanlar sağlık için alıp tüketiyor. Hiç yemedim. Onunda bir ektrası olacağını sanmıyorum. Masum bir ürün. Tepki çekmez. Fakat sıradışı bir üretim. Kaplan eti, yılan yağı, gergedan şeyi, salyangoz kremi sektöründeki en masum ama aynı kapsamdaki bir ürün.

Bir ara devekuşu yumurtasına epey asıldılar piyasada gazeteler dergiler ve hatta televizyon haberlerinde çok çıktı. Ama tutmadı. Belki devekuşu daha karizmatik bir hayvan olsaydı ve yumurtası daha taşınabilir, pratik bir şey olsaydı tutardı.

Yer kirazına (inca eriği, altın çilek ) çok çalışıp piyasaya soktular. Sağlıktan girdi piyasaya. Yurtdışında pahalı ama bizde fiyatı bir türlü artmıyor habire düşüyor. Çünkü kim ekse hemen yetiştirebiliyor. yetiştirmesi kolay. Tadı lezzetli değil. Avrupalı böyle tatları seviyor ama bizde şekerli şeyler makbul. Tutmadı fazla. Piyasada yerini koruyacak ama hiç bir zaman muteber olmayacak.

Ürünün bir yerinde güç veya güzellik unsuru olacak. Sağlık unsuru olacak. Ürün kaynağına ulaşmak sıradan bir iş olmayacak. Ürün halinde taşıması kolay avuç içi kadar bir ambalajda olacak. Fiyatı ucuz olmayacak ürünü sıradanlaştırmayacak. Fiyatı pahalı ama kritik sınırın dışında olmayacak. Kritik sınır analizi, ürüne, hedef kitlesine, ürün vaadlerine, üreticinin sermayesine bakarak tespit edilecek. Ürüne öyle bir reklam gazı verilecek ki tüketen kendini on kaplan gücünde veya Kleopatra güzelliğinde hissedecek. Yani mucizeyi ürünün reklamı yaratacak kendisi değil ki zaten böyle bir ürün yok.

Erkekler güçlü kadınlar güzel olmak istiyor.

Obi Wan Kenobi nin de dediği gibi gücün aslında içlerinde olduğunu bilmeyenlere satılacak bu güç ve güzellik vaddleri bir yasal ürün üzerinden.

Bu bakımdan kaplan besisinin maliyetini hesaplamak bende dağa tırmanmaya baştan sırtında bir dolu küfeyle yola çıkmak anlamına geliyor.
smartest2004 18/05/2012 : 09:26:21
Bu konuda yazmıcam dedim.Bu haberlere ayar oluyorum.Neden??Geçenlerde de okudum.Genç dereden topladığı salyangozlarla zengin olmuş vs.vsYa ne yapalım bizde torbaları kapıp derede böcek mi arayalım??Adam fare yetiştiriyor lab.lara satıyor,ilaç firmaları satıyor vs bulmuş 2-3 kanal yürüyor ..Fare mi yetiştirsek şimdi:) diye düşünüyorum aslında..o yüzden ayar oluyorum:)Saygılar
asaf 18/05/2012 : 08:41:01
Adamlar göğüslerinde yılan besliyecekler nerdeyse!!!
Yılan!!! Duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor,adı bile soğuk bir hayvan...Bırakın besin olarak kullanmayı çoğu insanın görmeye bile tahammül edemeyeceğine eminim...Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar denildiğine bakmayın:))) Ben mesela yılan gördüğüm vakit anında topuk...AMa bu Çin li zevatlar uçanı kaçanı ve hatta sıçanı (farenin büyüğü) ayıla bayıla yiyorlar.Ne mide varsa!!!Rağbet çok olunca haliyle üretim vede pazar çok oluyor, zengin olmalarıda doğal.Bizim ülkemizde böyle bir üretim,tüketim sözkonusu olurmu? Olsa rağbet görürmü? Bilinmez,ama şahsi fikrimi sorarsanız olmaz...
smartest2004 18/05/2012 : 00:35:37
Ben zaten normal bişey yapıp zengin olanını görmedim..
akinselcuk 17/05/2012 : 23:34:35
Alıntı Yapılan Metin:
Bu arada kendimide düşündüm et çeşidi olarak bir anakondayı yiyebilirmiyim diye. Gerçi askerde zorda kalırsanız yılan yersiniz demişlerdi ama yılan çeşitlerini bile tam bilmiyoruz , zehirli zehirsiz olanı vb birde bu yılanlar fare ile besleniyorlar. Farede lağımlarda nerde pislik varsa oralarda dolaşıyor. Yok ya inek, tavuk , dana, koyun , kuzu , keçi vs varken yiyemezdik herhalde.En azından onların ot ile su ile beslendiklerini temiz olduklarını biliyoruz.


Bu bir hissiyat. Teorik değil.

Domatese, marula hayvan gübresi verince daha iyi büyüyor. Domatesin lezzeti hayvanın dışkısından geliyor teorik olarak.

Fare bir protein kaynağı. Bizim sığırın bağırsakları dahil her yerini yiyor olmamızdan aslında pek bir farkı yok. Yılan fareyi pişirmeden yiyor farkı bu !

Zehirli bir yılanın eti zehirli değildir. Kaslarını yersiniz. Bir de ısıtırsanız çok sıhhi olur. Isıtıldığında (direk ateşte veya haşlaya rak, arazi şartlarında) etteki asa lak türü bakteriler ölür. Sğır etindeki parazitlerden de böyle korunuruz. Çiğ yersek derhal bağırsaklarımızda tenya oluşur. Çiğ köfte etine fazla itina gösterilmemesi durumunda olduğu gibi.

Muhtemelen hayatım tehlikede olmadığı sürece yılan etini yemezdim ama fare yiyen hayvanın eti pis olur diye de düşünmezdim. Tavuk da böcek yer mesela denk geldikçe arazide. Araziden beslenen tavuğun eti çiftlik tavuğundan da lezzetli olur. Organik tavuğa besi yemi vermezsiniz. Oda bulursa böceği yer.






0.88 saniye.
14:00:08, 28 Mart 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım