Dünya Girişimcisi Bir Soytarıymış - Koniks.com

Bu yazıyı Milliyet'te ben de okumuştum, devamında da ilginç hikayeler var;

--------------------------------------

Altı yıldır davet ediliyor

Aralarında milyar dolarlık dev şirketlerin de yer aldığı 39 ülkenin birincileri arasından ipi göğüsleyen Laliberte, teşekkür konuşmasına, "Bu sahneye bir soytarıyı çıkarabileceğinizi asla düşünemezdim" diyerek başladı.

Kanada Ernst&Young'ın kendisini altı yıldır bu yarışmaya davet ettiğini, ancak, hazır olduğunu hissetmediği için bu yıla kadar katılmayı reddettiğini anlattı.

"Ben ne olursa olsun her akşam sahneye çıkıp insanlara mutluluk vermeye çalışan ekibimi temsil ediyorum" diyen Laliberte konuşmasını bitirirken, o sırada hastanede doğum yapmakta olan eşinden haber beklediğini söyleyince, tüm salon kendisini ayakta alkışladı.

"Asla boynumu eğmedim, şirketimi satmadım, hisselerini devretmedim, buna devam edeceğim. Ekibime güvendim. Siz de yaşamın döngüsüne inanın. Yaşam size bir şeyler verirse, siz de ona bir şeyler vermelisiniz. Aldığınızı geri verin, evrene, ihtiyacı olanlara, ama en önemlisi sizi büyütmeye yardımcı olmuş olanlara" diyen Guy Laliberte, soruları şöyle yanıtladı:

Yaratıcılık ruhunu nasıl tanımlıyorsunuz?
Yaratıcılık farklı pek çok şey tarafından besleniyor. Yetenek, kararlılık ve kendini adamak, ne yaptığını, ne istediğini bilmek çok önemli. Bütün bunların birbirini desteklemesi gerekiyor. Ve şüphesiz duygular tabii ki. Ancak, girişimcilik için büyük bir tutku gerekiyor.

Siz aynı zamanda başarılı bir iş adamı oldunuz, yeteneği girişimcilikle birleştirmeyi nasıl başardınız?
Her şeyden önce elinizdeki insan kaynağını en iyi biçimde yönetmeyi bilmeniz lazım. İçinde yaşadığımız dünyada her bir bireyin kendi yaşamlarında pek çok seçeneği mevcut. Onlara sizinle çalışabilmeleri için gerekli motivasyonu sunmanız gerekiyor.

İş yaşamıyla sanat arasında bir denge kurmaya uğraştım. Başlangıçta bu iki kutubun biraraya gelmesi zor görünüyordu. Şimdi bu iki unsur birbirini dengeliyor, birbirini besliyor. Şüphesiz, şirketi büyütmememin gerisinde bana yardımcı olan ekibim var.

Gelecek için planlarınız ne?
Yaptığım işi büyütmeye devam edeceğim. Doğru kararlar vermem gerektiğini biliyorum. Yeni gösteriler yaratmayı sürdüreceğim. Önümüze çıkacak tüm sorunları çözmenin yollarını bulmak zorundayım.

.....

DİKKAT ÇEKEN ÖYKÜLER

27 yaşında 65 ülkede 5 bin 500 müşterili şirket yarattılar

İki Avustralyalı arkadaşın, erişilebilir fiyatlı yazılım programları geliştirmek üzere yarattıkları Atlassian şirketi beş yıl önce kurulduğundan beri, her yıl gelirini ikiye katlamış. Mike Cannon-Brookes ve Scott Farquhar, kurdukları Atlassian Vakfı'yla genç işletmecilere de destek oluyorlar. Yüzde 1 adını verdikleri sistemle yönettikleri Vakıf, şirketin gelirinin, insane kaynağının ve hissesinin yüzde biriyle finanse ediliyor.


İki kardeş, restoran zinciriyle 100 milyon dolar ciro yakaladı
Brezilyalı iki kardeş Arri ve Jair Coser kendi restoranlarını açma hayaliyle geldikleri Rio de Janerio'da garson olarak işe başladıkları et lokantasında biriktirdikleri parayla memleketlerine dönüp hayallerini gerçekleştirmişler. Daha sonra ABD'de restoranlar zinciri açarak büyüttükleri şirketleri her yıl yüzde 30 civarında büyümüş. Bugün 11 restoranla bin kişiye iş sağlayan kardeşler yılda toplam 11 milyon kişiye hizmet sunuyor.


Hastalıkla mücadele ederken 800 milyon dolarlık ciroya erişti
18 yaşında babasının ölümünden sonra, ölümcül bir hastalığın pençesine düşen Yunanlı girişimci Dr. Lavrentis Lavrentiadis'in öyküsü bir film gibi.
Hastalıkla mücadele ederken, 24 yaşında başına geçtiği aile şirketini, 10 yıl içinde Yunanistan'ın en hızlı büyüyen şirketi haline getirmeyi başarmış.

Son beş yılda, satış ve kârlılıkta her yıl yüzde 80 büyüyen Lavrentiadis Şirketler Topluluğu 12 Avrupa ülkesine yayılmış. Ülkesinde organik tarımın öncülerinden olan Lavrentiadis, toplumsal sorumluluk projelerine ve vakıflara destek sağlıyor.
"Girişimcilik risk almak değil, karar vermektir, en başarılı kararsa müşterilerin beklentilerinin ötesini sunmaktır" diyen Lavrentiadis, çalışanların mutluluğunun önemli olduğunu vurguluyor.

....

Arkas: Yüzüne bakan kimse yoksa, varlığın değeri yok

Yılın Dünya Girişimcisi Yarışması'nın jüri üyesi, Arkas Holding Başkanı Lucien Arkas, deneyimlerini "7 kişilik bir jüride görev yapan bir Türk olmak çok gurur verici oldu. Çok eğitici ve keyif verici bir süreçti" sözleriyle anlattı. Katılımcıların ortak noktalarınıysa şöyle tanımladı:
"Hepsi bir hayalle yola çıkmış. Bu hayali gerçekleştirmek için çok çalışmış. Yenilikçi ve yaratıcı çözümler aramışlar. Başkasının bu olmaz diyerek bıraktığı şeyleri, sepetinden çıkarıp yıldızlaştırmışlar.
Hepsi zorluklarla karşılaşmış. Her zorluktan bir ders çıkarmışlar. Başka bir ortak noktalarıysa, hepsinin 'para önemli değil" demesiydi. Artık sevilmek, saygı görmek, içinde yaşadıkları topluma bir katkıda bulunmayı istiyorlar.

Roma İmparatorluğu'nda zenginlik vergisi yoktu. Zenginler hayır işleriyle topluma hizmet ederlerdi. Çevrelerine bir şey vermeyenlerin, yüzüne kimse bakmazdı. Varlığın var, yüzüne bakan kimse yoksa, varlığın kıymeti yok."

Osman Dinçbaş: Anadolu'da girişimcilik ruhu çok derin

Ernst&Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş Türkiye'de Milliyet'le birlikte yürüttükleri Yılın Girişimcisi yarışmasını çok önemsediklerini ifade etti. Dinçbaş şunları söyledi:
"Yarışmaya ülkemizden her sene daha fazla katılım oluyor. Kalite de son derece yüksek. Anadolu'daki girişimcilik ruhu çok etkileyici. Biz girişimciliği desteklerken, sadece maddi anlamda değil, manevi destek olmayı ve diğer girişimcilere örnek oluşturmayı hedefliyoruz. Zor şartlarda hayata atılıp başarılı olan girişimcilerin topluma sağladıkları katkıyı göstermeyi diliyoruz.

Yarışma formatında olsa da, Yılın Girişimcisi bir projedir. Önemli olan ülkemizin iş adamlarının ulusal ve uluslarası tanıtımlarına katkıda bulunmaktır.
İlginç olan bir bulguysa, son yıllarda değerleri artan yeni teknolojilere rağmen, kazananların klasik anlamda iş yapan şirketler olması."

'Başarının yolu tutku, cesaret ve çok çalışmaktan geçiyor'

Monte Carlo'nun dünyaca ünlü The Sporting Club'ında yapılan görkemli kapanış gecesinde konuşan Ernst&Young'ın Başkanı Jim Turley, başarılı girişimci olmanın yolunun tutku, yaratıcılık, cesaret ve çok çalışmaktan geçtiğini vurguladı. En iyileri diğerlerinden ayıran özelliğin pek çok şeyle ilgili olmak, toplumu ve insanları önemsemek olduğunu belirtti.

Yarışmanın yapıldığı mekanlardaki afişlerden birinde şu cümleler yer alıyordu: "Mükemmel şirketler, ayrıntılara dikkat etmeye güvenirler. Liderleri yaratan şans değildir." Birincilerin hiçbiri işi şansa bırakmamıştı. Koşullardan dert yanmak, başkalarını suçlamak yerine kendilerine ve ekiplerine güvenmeyi seçmişlerdi.

Tüm girişimciler ağız birliği etmiş gibi bir projenin ona inanan bir ekip olmadan büyüyemeyeceğini söylediler. Hiçbirinin çıkış noktası çabuk para kazanmak olmamış.
Hepsi bir hayalin peşinden koşmuş. İçinde yaşadığı topluma bir katkıda bulunmayı, ileriye gitmeyi arzulamış.

bu söyledikleriniz gizli saklı şeyler değil.az biraz araştırmayla gizli saklı dediklerimiz su üstüne çıkıyor zaten.ama bizim burda söylemek istediğimiz sadece denenmiş işlerin,girişimlerin daha farklı ve zevkli yönlerinin olduğunu vurgulamaktı.şunu belirtmek istiyorum:çok büyük ve boş bir araziye 10 bin tane beyaz aynı tip araba düzenli şekilde yerleştirilir ama birinin rengi kırmızdır ve bu tek araba da öbürlerinin aksine düzendışı şekilde yerleştirilir.sizce tepeden bakıldığında ilk göze çarpan hangi arabadır??o koskoca arazide 10 bin araç içinde ilk hangi araba göze çarpar?mutlaka kırmızı olan...girişimcilerin de hedefi bu kırmızı araba gibi farklılık yaratmaktır bence.