Satış Üzerine Kendimce. . . - Koniks.com

Erkan Süder,

Yazdıklarını daha da açılım getirmek isterim. 'Duygusal Zeka' biliyorsun türkçeye sonradan çeviri yoluyla girmiş bir terim. Sence İngilizce karşılığı (aşağı yukarı) bire bir çevrilmeseydide biz bunun yerine Türkçe'deki 'vicdan' kelimesini kullansaydık aynı anlamı verir miydi? Sence bir fark var mı?
Fırsat bulup bu sorumu yorumlayabilirsen satış ile ilgili farklı bir açılım yakalama şansımız olacak.

Foruma hoş geldin.

Selamlar.

Çok doğru Kenan bey daha isabetli bir karşılık.

Stephen Covey'i tanımayan yoktur. Savunduğu İlke Merkezlilik anlayışında evrensel doğrulardan, gerçek kuzeyden bahseder ve bu doğrular dünyanın neresinde olursa olsun kişiden kişiye değişmez. Etkili, lider bir insanın iyi eğitilmiş bir vicdana sahip olması gerektiğinden bahseder. Bu durumu bir pusula ile açıklar. Dürüst olmak gerçekten büyük bir mücadeledir der. Pusulamızın ibresini gerçek kuzeyden saptıran faktörlerden bahseder.( Bir binanın içerisine girip çıktığınızda pusulanızın ibresinin bir miktarda olsa değiştiğini görürsünüz) İçinde bulunduğumuz kültür, ilkesiz güçlü kişilikler pusulanın ibresinde yön sapmasına neden olmaktadır der.

Satıştada etik başdönmesi ve başarısızlık yaşamak istemiyorsak. İlkelere göre hareket etmeli ve vicdanlı satıcılar olmamız gerekir diye düşünüyorum.

Belki de hayatımızın bir çok alanında kaybettiğimiz bir güç: "Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlâk değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç."(TDK-Güncel Türkçe Sözlük)

Ne gariptir ki vicdanın kısmi yansımalarını değişik alanlarda görüp, inceleyip ismini değiştirip bize geri satıyorlar.

Vicdan sahibi olursanız belki kısa sürede köşeyi dönemezsiniz ama uzun vadede çok iyi bir satıcı olursunuz.

Tüm söylediklerine katılıyor, bu güç ile hepsini elde etmenin mümkün olduğuna inanıyorum.

Başarılar,

KANTARIN TOPUZU
Doğru söylüyorsun mimmanagement kardeş son cümleni çok tuttum.
Zaten dürüst olmak, gerçekten büyük bir mücadeledir diyorum ve ekliyorum insanlar neden bozuluyor ve yalnış yollara sapıyor diye.
Çok para adamı bozar diye boşuna dememişler.
Bazıları? canını sıkmasın, kafasını da fazla yormasın baksın yoluna, Cebinde kuruşu olmayanlar düşünsün.
Dediğin gibi ne mutlu kendince vicdan ve cüzdanı kantarda tutabilene, tabi topuzu kaçırmamak kaydıyla.

Selamlar.

Cüzdanla vicdanının ne alakası var Allah aşkına. Biri maneviyat, biri maddiyattır. Bütün o kapkaçcılar, insanları so**** gaspedenler, **lar zengin olupda mı vicdansızlık yapıyorlar. Vicdansız insan zenginde olsa, fakirde olsa aynıdır. İyilik kötülük parayla alakalı değildir.

Vicdan kelimesinin sözlük anlamını verdik yukarıda şimdi biraz daha açalım bakalım vicdan kelimesi neleri kapsıyormuş:
- Merhamet
- Hoşgörü
- Adalet
- Alicenaplık
- Doğruluk
- Dürüstlük
- Eşitlik (veya eşitçilik)
- Hak
- Hak yemezlik
- Hakkaniyet
- Hakseverlik
- Haktanırlık
- İnsaf
- iyilik
- Meşruluk
- Tarafsızlık
- Türe
- Tüze
- Yansızlık

İnsanı insan yapan değerler. Hangi meslekte olursa olsun, ister satıcı ister başka bir şey bu değerlere sahip olmayanların, kısa sürede çok para kazansa bile (her zaman değil) daha sonra kazandığından hayır görmediğine şahidim.

Vicdan ön planda ise her işinde; insan gibi yaşar, insan olarak ölürsün. Yok eğer mal, mülk, para, makam ise hedefin vicdanı bir kenara kor bunları elde edersin. Elde edersin de ne kadar keyfini sürebilirsin o ayrı bir konu...

İstiklal Marşımızın yazarı büyük şair Mehmet Akif Ersoy'un hayatı bu konuya çok iyi bir örnektir bence.

Hangi alanda olursa olsun kalıcı eserlerin hiç biri zerre para kazanma kaygısı ile kotarılıp bizlere hediye edilmiş değildir.

Tercih zengin ve zelil olmak ise vicdan küçümsenebilir bir değerdir.

Uzun süredir tatilde olduğum için foruma iştirak edemedim.
Satış açısından duygusal zeka (EQ) açılımını "empati" kavramıyla ilişkilendirmekte fayda var. Forumun açılış yazısında satıcı özelliği olarak EQ yetkinliğinin geliştirilmesinden sözedilmek istenmiş sanırım. Satıcı için empatik olmak önemli bir durum.

Vicdan konusunda yazılanlara katılıyorum ama üzerinde durulması gereken "empati" diye düşünüyorum. Biraz da bu kavramı sorgulamaya ne dersiniz?

Selamlar

Henüz merhamet ve hoşgörüyü ele aldığınız anda zaten vicdan kavramının empatinin üstünde ve diğer açılımları da değerlendirdiğinizde çok daha derin anlamı olduğunu görürsünüz.

Doğrusu bana göre 'empati' kelimesi vicdan kavramının yoğunluğu, derinliği ve çok yönlülüğü karşısında oldukça cılız kalıyor.

Kaybettiğimiz bir değerin boşluğunu hissediyor, bu boşluğu naylon kelimelerle gidermeye çalışıyoruz.

Yukarıdaki listenin dışında ne vaadedebilir ki bize duygusal zeka? Veya hepsini sunabiliyor mu?

Bu aslında karadeniz 'pide'sini bırakıp teselliyi süslü italyan 'pizza'sında aramaya benziyor ki birincisi asıl, ikincisi kopya!

Selam

Kenan Bey söyledikleriniz çok doğru. Ancak konuya ilişkin yorumlar o kadar geniş bir açıyla dağılmış ki vicdan, cüzdan, bol kepçe lokantası, Covey vb bir sürü konuya değinilmiş.

Benim Koniks'le tanışmam akademik düzeyde bir araştırmanın sonucunda anahtar kelimelerin siteyi referans vermesiyle olmuştu. Satış, pazarlama vb konularda öz akademik bilgiye çok zor ulaşıldığı internet ortamında manevi öğeler yanında akademik görüşlere de yer vermeliyiz. Zira bir çok ziyaretçi Koniks'i, araştırma ve bilgi amacıyla ziyaret ediyor olabilir. Bunun için vicdan-cüzdan vb kavramlar yerine empati, EQ vb kavramları biraz daha işleyelim dedim.

Saygılar , selamlar

İşaret ettiğin gözden kaçan noktaları anladım Devrim. Doğru söylüyorsun. Belki daha derli toplu, sulandırmadan ve daha bilimsel yaklaşılsaydı çok daha iyi olurdu.
Kendi adıma bir özeleştiri; vicdan kavramını önerirken duygusal zekanın ve empatinin bize neler vaaddettiği ile kıyasla**** başlasaydım çok daha doğru olurdu.
Fakat Erkan'ın dediği gibi bazı durumlarda pusulamızın ibresi şaşıyor işte! :)

Ahmet Bey,

Öncelikle olumlu görüşleriniz için teşekkür ederim.

Konuyla ilgili olarak kısa bir örnek vermek istiyorum. Ağustos ayı içinde Şirketimize staj için gelen bir üniversite mezunu arkadaşın son gün staj dosyasını imzalarken "inisiyatif kullanma yeteneği" hakkında bir soru ile karşılaşınca kendisine olaylar karşısında ne kadar inisiyatif kullandığına inandığını sordum. "Sonuna kadar inisiyatif kullanırım" cevabını aldığımda bu kelimenin anlamını bilmediğini anlar gibi olmuştum. Açıkça sorduğumda onun sözlüğünde böyle bir kelime olmadığı, biraz daha genel kültürünü sorguladığımda üniversite eğitimimizin eksikliklerinin ve kişisel gelişim heyecanının yeni gelişen genç nesilde ne kadar sönük olduğunu bir kez daha üzülerek gördüm. Zira arkadaşımız başbakanımızın ismini bile bilmiyor, iki tane Türk ya da yabancı şair adı sayamıyor, William Shakespeare'i sinema oyuncusu sanıyordu (abartmıyorum).
Bu tip profillerle yıllardır yaptığımız iş görüşmelerinde çok sık karşılaşıyoruz.
Koniks gibi sitelerin ve içeriğindeki forumların her yaştaki katılımcıların kişisel gelişimlerinde çok olumlu katkıları olduğuna inanıyorum. Özelllikle sizin gibi değişik açılardan yaklaşan yorumcular da bizlere geniş bir bakış açısı kazandırıyor. Bunun için ben de siteye katkılarınızı keyifle izliyorum.

Anlattıklarımı konuya bağlayacak olursak bu geniş yorumlardan keyif almanın yanında empati EQ vb basit kavramları geniş anlamları yanında basit algı düzeyinde de anlatmak ek olarak ilgili konularda okuma listesi, web sitesi, makale kitap vb referanslar vermenin yararına değinmek istemiştim.

Selamlar

Arkadaşlar konu çok dağıldı ama , pekçok firmanın işe alımlarda uygulamış olduğu insan kaynakları politikalarına biraz değinmek istiyorum.
İnsanlar özelikle üniversite mezunu, kaliteli arkadaşlar iş bulurum umuduyla, bir çok firmaya internet kanalıyla yada direkt iş başvurusu yapıyorlar. bir çoğuna cevap maili geliyor. cv bankamıza kaydedildiniz. uygun pozisyon olursa size dönülecek, firmamıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkürler falan. bazende direkt telefonla size ulaşıyorlar ve görüşmeye çağırıyorlar. Parlak cv.nizle büyük bir heyecan ile görüşmeye gidiyorsunuz ve görüştüğünüz sorumlu kişi size şablonik bir takım sorular sorarak sizi ölçmeye çalışıyor ve çoğu kez bu kişilerin iş konusundada bilgisi olmuyor. Kendince birtakım şablon sorularla sizi sınıyor. cv niz üzerine notlar alıyorlar. size kişilik testleri verip bununla zekanızı ölçmeye çalışıyorlar. Çok bilimsel testlermiş bunlar ve doğruluğu tartışılmazmış. Empati dedikte bumudur empati. bumudur yaklaşım.
Görüşme bitiyor ve size teşekkür ediyorlar. Bu bir tanışma idi veya sizi daha sonra arayacağız ve tekrar görüşmeye çağıracağız gibi.
Düşünün karşınızdaki insan ekmek, iş derdinde siz yok siz duygusalsınız, güçlü klorik, melankolik,popüler optimistsiniz falan filan oda ne diyorsunuz.
Aklınızda sadece işe girmek var. Bu psikoloji ile insanlarla görüşüyorsunuz.
Böyle bir yaklaşım sizce çok mu doğrudur arkadaşlar, insan kaynakları uzmanları soruyorum size.
Hepimiz aslında neler döndüğünü biliyoruz. Patronun referans olduğu kişi test sonuçları olumsuz da olsa işi kapıyor. Şirketlerde baş köşeleri kapıyorlar.
İnsanlarla lütfen oynamayın açık ve net olun. dolambaçlı cevaplar vermeyin. Onlara empati ile yaklaşın.
İnsanın değeri,iş yapabilirliği,zekası Türkiye gibi bu kadar çok problemi aynı anda yaşayan bir ülkede dışarıdan alıntı testlerle ölçülmez.

Saygılar.

Yazdıklarınızın her kelimesine katılıyorum. Resmen iş arayanlarla dalga geçiyorlar, insanların sinir sistemini bozuyorlar. İnsanlar evlerinden çıkıyor, iş görüşmesi için hazırlanıyorlar yakın değilse gideceği yer, dünyanın masrafını yapıyorlar sonra bakarız falan filan. Birkere cv de yazılanlar tam yeterli değilse bile çağırıyorlar. O testlerin bişeyleri doğru bir şekilde ölçtüğünden gerçekten bende şüpheliyim. O heyecanla, kısıtlı zamanla çok saçma.

SAYIN ERKAN SUER BEY,YAZDIKLARINIZ BENCE ÇOK DOĞRU GERÇEKTENDE ÇOK İYİ ANALİZ ETMİŞSİNİZ BU KONU HAKKINDA O ZAMAN BAŞLI BAŞINA YENİ BİR KONU AÇALIM
BİTELİKKİ BİR İNSAN KAYNAKLARI DEPARTMANININ ÖZELLİĞİ NEDİR.
HER İDDAASINA VARIM SİZİN GİBİ OLGUN VE TABİR YERİNDEYSE OLUŞUMCU DÜŞÜNEN İNSANLARLA BİR KİTAPLIK KONU BİLE ÇIKAR.

Ortaya konan şikayetler satıcılar veya diğer çalışanlar kadar işverenlerin de 'vicdan' sahibi olmaları gerektiğini gösteriyor.

doğru bir söz, buna temsil görevi de diyebilir miyiz? Satıcı aslında tavır ve hareketleri ile hem sattığı ürünün arkasındaki kurumunu da satmış oluyor bi yerde

Beyler ben siteden satış yapma planları içerisindeyim. Lütfen bana yardım edin ya. Hiç deneyimim yok bu konuda. Tekstil ürlünlerinden başlamak istiyorum.
Teknik bilgilere ihtiyacım olacak çok. Ben henüs açıktan işletmede 1 yıl olduğum için pek teori de yok. Pazar araştırmasından, Fiyat toptancılarından, yada direk ürün imal edilen yerlerden, yada kalite-isim yapmış firmaların ürünlerini mi almam gerek??? firmaların katalok rsimlerini - kullanarak ürünleri sergileye bilirmiyim sitede?

ne dersiniz nerden başlamak gerekir ???
Julvent Yunus