Kabusname-2 - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Kabusname-2


metinnn
Yeni Üye

Toplam 87 yazı
30/08/2008 :  18:17:41 Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Yaşlandığında bir yerde yerleşmeye çalış, çünkü yaşlılıkta yolculuk yapmak akıl kârı değildir. Hele yoksul ise daha zordur. Çünkü yaşlılık bir düşman, yoksulluk başka bir düşman; bu iki düşmanla, mecbur kalmadıkça, yola çıkmak akıllıca bir iş değildir. Eğer Allahü teâlâ, o yolculukta sana yardım ederse ve nimete kavuşursan, evine dönmeyi arzu etme ki, bir evden ötürü yine yolculuk zahmetini çekmeyesin. Çünkü kişinin geçimi nerede iyiyse evinin orada olması uygundur. (Doğduğum yerde yaşlanmam ve hep orada kalmam gerekir) demek yanlış olur. Onun için atalarımız, (Doğduğun yerde değil, doyduğun yerde kal) demişlerdir. Vatan ikinci anadır; çünkü anayı sevmek imandan olduğu gibi, vatanını sevmek de imandandır. İçinde aç, müflis oturmak imandan olmaz. O halde işin nerede gelişmişse orayı vatan edin. Çünkü, (Kazancı nerede ise o yerde olmak saadet belirtisidir) demişlerdir. Bahtsızlık alameti şudur ki, aç ve dinç otursun, kıtlık çeksin, bu vatanımdır, terk etmem desin. Bu ahmaklıktır. Görmez misin, Resulullah efendimiz Mekke'de doğdu, Mekke’yi fethetmesine rağmen, tebliğ görevini Medine'de daha rahat yaptığı için artık Medine’den ayrılmadı.

Sen de yararlı bir yer bulunca oradan ayrılmamaya çalış, orada ayak direyesin. Sakın filan yerde fayda daha çoktur, diyerek başıboş varmayasın, burada olan zararı orada kötü kılarsın ve orada daha zararlı olursun. Çünkü (İyi bir yeri bırakıp daha iyisini bulayım deme, bu hayal ile onu bulamazsın ve olanı da elden çıkarırsın) demişlerdir. [Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olursun]

***

Eğer dosta ve düşmana iyi görünmek istersen ömrünü düzensiz geçirme, boş yere harcama. Ömrü boşa geçen, avamdan sayılır. Öyleyse kendi işinin düzenini iyi koru.

Çok şakalaşma. (Şaka şerrin kılavuzudur, savaş şakadan kopar) derler. Ama iyi şakalar yapabilirsen yap, iyi şaka yapmak ayıp ve günah değildir. Şaka iyidir, ama saçma sapan şaka yapma. Şakayı senden aşağı kişilerle yapma, tâ ki itibarın eksilmesin. Çok şaka yapan hafife alınır, şakanın fazlası, insanın değerlerini giderir ve kötüleri, aleyhine cesaretlendirir. Şakalaşmayı o derece ayarla ki, yemeğe atılan tuz gibi olsun. Yemeğe atılan tuz, çok olunca yemeğin lezzetini nasıl giderirse, şaka da öyledir. Azı karar, çoğu zarar. Çok az olursa gönlümüzün neşesi yerine gelmez. Şaka, gönüldeki donukluğu ve o işe karşı doğan bıkkınlığı giderecek kadar olmalı.

Eğer şakayı terk edemiyorsan bari kendi akranınla yap, tâ ki onların sözü sana ağır gelmesin. Çok şaka insanın bütün hünerini hor eyler, kişi ne kadar ağır başlı ve hünerli olursa olsun, adi mizahla uğraşırsa, hafif ve itibarsız olur. Çünkü sen ne söylersen, ister istemez cevabını işitirsin. Sen başkasına ne yüklersen, sana da o kadar yük gelir.

***

Ne kazanırsan doğru ve uygun yerden kazanmaya çalış, tâ ki oradan kazandığın içine sinsin. Kazancını telef etme, dağıtma; yani olur olmaz yere harcama. Malı saklamak kazanmaktan daha güçtür. Çünkü parayı çok kişi kazanır, ancak saklamasını, harcamasını bilmediği için yine de cimrilikten kurtulamaz. Çalış, dünyalık biriktir. Eğer bir gün ihtiyacın olursa, toplayıp biriktirdiğinle istediğini satın alırsın. Sonra çalış ki, o harcadığın kadarını yerine koyasın. Eğer hep keseden yersen, aldığınca yerine koymazsan, Karun kadar malın olsa da çabucak yok olur.

Gönlünü bir şeye sımsıkı bağlama. Eğer o şey ansızın elinden giderse üzülmezsin. Yani zenginliğe büsbütün "Bana kalsın" diye gönül bağlama. Eğer başına yoksulluk gelirse, üzülüp gönlün daralmasın. Eğer malın çok olursa, bir gün yoksul olacağını düşün, o malı ihtiyatla, ölçülü harca. Çünkü ölçülü harcayınca mal ne kadar az olsa da sonunda bir şey kalır, ama ölçüsüz harcayınca mal ne kadar çok olursa olsun sonunda hiçbir şey kalmaz. (Zahmetle saklamak, zahmetle istemekten iyidir) demişlerdir. Eline değeri az olan bir şey geçerse, bundan ne olur deme, onu saklamaya çalış. Çünkü değeri az olan şeyi saklayamayan değeri çok olanı hiç saklayamaz.

***

Hangi işi yaparsan yap, tembel davranma. Tembellikten utan, tembellik bahtsızlığın başıdır. Her işe emek ver. Emek verilen işin sonu, tembellikten iyi olur. Çünkü emek vermekle elde edilen, ne kadar çok olursa, tembellikte de o kadar eksilir. Yazık değil mi, bir anlık emek yüzünden elde edilecek şeyi tembellik yüzünden yitiresin. Öyleyse geri durmak akıllıca bir iş değildir; yoksa muhtaç olarak yaşarsın. Bilmiş ol ki, muhtaç olduktan sonra, (Ah n'olaydı emek çekseydim, tembellik etmeseydim, şimdi lazım olan şeyi elde etseydim) demenin, pişman olmanın faydası olmaz.

Çalış ki emeğinin neticesini yine sen yiyesin, tâ ki emeğin boşa gitmesin. Sende değerli bir şey varsa ve birisi o sevdiğin şeyi senden isterse, eğer lâyıksa ondan esirgeme. Çünkü ne olursa olsun, kişi mezarına bir şey ***üremez. Harcamanı gelirine göre yap, tâ ki yoksulluk ateşi sana yol bulamasın. Elinde olanla yetin, çünkü kanaat ikinci zenginliktir. Sakın açgözlü olma. Çünkü sana yük olacak şey nerede olsa yetişir.

***

İsraf etme. İsrafı hoş görme, kötü bil. Çünkü israf Allahü teâlânın sevmediği şeydir. Onun sevmediği şey kullar için uğursuzdur. Allahü teâlâ (İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez) buyuruyor. Madem ki Allahü teâlâ müsrifi sevmiyor, sen de israfı sevme. Her felaket bir sebepten dolayı gelir. Yoksulluk da bir felakettir ve onun sebebi israftır. İsrafın fakirlikten başka sonucu yoktur. İnsanın kendi ihtiyacı için harcadığı şey israf değildir. İsraf, gereksiz yerlere harcanan şeydir; ne dünyasına, ne de ahiretine yaramayan şeydir. Sözde, sohbette, yemekte, içmekte ve her bir işte israf iyi değildir. Çünkü israf, teni eritir, nefsi incitir, canı daraltır ve diri insanı öldürür. Devamlı israf ederek rızkının kapısını üstüne kapama. Gücün yettiğince kendini hoş tut, kendi işin için gerekli harcamadan kaçınma. Bir şey senin için ne kadar aziz olsa da, kendi canından daha aziz olmasın. Kısacası, elde ettiğini ölçüyle harcamaya çalış.

***

Dünyada iki şey vardır: Halk birinden kaçar, öbürünü sever. Biri zahmet, diğeri rahatlıktır. Ama ikisi de insana gereklidir. Çünkü zahmet çeken rahata erer, rahat yaşayan zahmete ermedikçe olmaz. Bugünkü zahmet yarının rahatıdır, yarınki rahatlık da önceki günün zahmetidir. Ne elde edersen, ikisini harca, ikisini sakla. Ne kadar ihtiyacın olursa olsun bundan fazlasını harcama, zamanla birikir, bir zaruret anında ihtiyaç olur. İşte o her gün artanı biriktir ve küçük bir ihtiyaç için ona dokunma, onu unut. Biriktirince böyle biriktirmek gerekir. Eğer yaşlanmadan ölürsen "Hayırlı kişiydi, mirasçısına bu kadar miras bıraktı" derler. Yaşlanırsan zaten işten güçten kalırsın, o zaman bu biriktirdiğin sana destek olur.

Borç edinme, bir şeyini rehine koyma. Buna benzer işlerden dolayı halk içinde hor ve itibarsız görülürsün. Öyleyse bu işleri kendine büyük günah bilmelisin. Bir dostuna ödünç vermişsen, artık ona malımdır deme, o parayı o dosta bağışladın farz et. O dostun kendiliğinden vermedikçe isteme, tâ ki gecikmesi sebebiyle dostluk bozulup kesilmesin. Çünkü borcun gecikmesi, dostu çabuk düşman eder, ama düşmanı dost etmek güçtür. Düşmanı ve dostu bilmemek çocukların işidir. Dostu düşmandan ayırmak ve akıllıca davranmak gün görmüş yaşlıların işidir. Elinde olandan ihtiyaç sahiplerine vermeyi esirgeme. Kimsenin malına da tamah etme ki, halkın gözünde büyüyesin. Kendi malını kendinin, elin malını da elin bil.

***

Doğru için de olsa, yemin edici olma, çok yemin edici olarak tanınma, tâ ki mecbur kalıp da yemin edersen yeminine inansınlar. Her ne kadar zengin olsan da güvenilir, doğru sözlü ve iyi isim yapmış olmazsan kendini yoksul bil. Çünkü yalan söyleyenlerin ve kötü isim yapmış olanların sonu yoksulluktur. Kimseyi aldatmamaya çalış ve sakın aldanma, hele alış ve verişte. Çünkü insan alış verişte çabuk aldanır.

Bütün işlerde sabırlı ol, aceleci olma. (Sabretmek ikinci akıllılıktır) demişler. Yani bir kişinin ne kadar aklı olursa ve bir işini sabırla işlerse, aklı o kadar çok olur.

Her işte kendi işinden habersiz olma, gafillik ikinci ahmaklıktır. Yani gafil olan kişi ne kadar akılsızsa, ahmaklığı ve akılsızlığı bir o kadar daha artar. Sonra her işte bezgin olma, bezginlik ikinci cahilliktir. Eğer sana iş ve güç kapansa, tezce işini açmaya çalış, işin düzelmeye yüz tutuncaya kadar sabret, çünkü hiç bir iş aceleyle iyi olmaz.

Bugünü düşünürüm yarın var mı
Gençliğe de güvenemem ölen hep ihtiyar mı

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Medya
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.02 saniye.
02:28:23, 19 Mayıs 2024, Pazar

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım