Pazarlama, iş yapmanın en can alıcı noktası.Aynı işi yapan yan yana iki restoran'ın hikayesi beni çok etkiledi.Aynı yemekleri , aynı mahallede satan restoranlardan biri tıklım tıklım doluyken,diğeri tek-tük müşteriyle neredeyse iş yapamaz haldeydi.Hikaye şöyle devam ediyor:Restoran yöneticilerine,ahçılara çalışanlara işin sırrını soruyorlar ve ilginç bir yanıt;biz yemeklerimizi hazırlarken güler yüzle,içimizden gelerek hazırlıyoruz,Kaç tane müşteri gelecek,bu gün ne kadar para kazanacağız diye düşünmüyoruz.Her gün dua ediyoruz,herkesi aynı ilgi ve memnuniyetle karşılıyoruz.Dükkanımızı ilk açıldığı günkü gibi tertemiz tutuyor ve işimizi severek yapıyoruz...
İşe başladığımız anda , tek amacımız para kazanmak olursa bunun gerçekleşmeyeceğini bir müneccim edasıyla söyleyebilirim.Yaptığınız iş sizin hayatınız olacak.Eğer her gün sıkıntıyla,mecbur olduğunuz için iş yapıyorsanız aslında çalışmıyorsunuz demektir.
işinize mutlaka kendinizden birşeyler katmalı , yaptığınız işi sevmelisiniz.(Sevdiğiniz işi yapmalısınız...)Bu konuda 'garcia'ya mektup' görev anlayışının en güzel örneklerinden biri. İç dünyanız,ruh haliniz iş yerinize yansımalı.Öyle ki ,iş yeriniz tertemiz , aydınlık olmalı.Yaptığınız işin niteliğine göre reklamınızı başkaları yapmalı.Az önce patates kızarmaı ile ilgili bir yazı gönderdim,orada da bahsettim,herhangi bir karavanda ya da kiralık bir dükkanda yapabileceğiniz sıradan bir iş.Ama dükkanın , karavanın , büfenin önünü öyle bir ışıklandırıp , öyle ucuza reklam yaparsınız ki...Bir gören bir daha görmek ister.Benim yaptığım işte bu yürümez demeyin , yürür.Önemli olan iç dünyanız ve müşterinizin gerçekten hoşnutluğu olmalı.Arkası bundan sonra gelir.ISO almışsınız.Çok güzel.Ama bütün iş ISO belgesini alana kadardı.Şimdi reklamlarınızda iso belgeniz olduğunu kullanabilirsiniz.Ama bundan sonra aynı kalitede hizmet vermezsiniz....(x) firmasına , (X) üniversitesine akredite oldunuz.Akreditasyon tamamlananana kadar denetçiler işin yolunda ve standartlara uygun olduğunu gördüler ve akredite oldunuz.Sonra? hayır..Böyle devam etmez.Hizmetler yavaş yavaş eski kalitesizliğine döner.Diyelim ki gıda sektöründesiniz.HACCP belgesine başvurdunuz.Mutfak,depolar,çalışanlar...muhteşem.Belgeyi aldınız.Bir süre bu güzellikte devam etti.Çalışanlarınız ya da siz hep böyle devam edeceğinden emin misiniz?Oysa aslında bu belgeler çok gerekli değil.İşinize gösterdiğiniz özen,hiçkimsenin , sizi görmeden hazırladığınız hizmet , gıda ;sizin kendi reklamınızdır.Bunu düstur edinip süreğen hale getirmek en güçlü reklam,en güçlü pazarlama biçimidir.Sizce de doğru değil mi?