Ticari Hayatım - Koniks.com

Merhabalar,bende naçizane hikayemi paylaşmak istedim..

1978 bursa doğumluyum..

ilk ticarete atılmam istemdışı 7 yaşımda başladı,babam ssk hastanesinde çalışıyordu,bir arkadaşının tavsiyesi ile hastanenin eczanesi önünde poşet satmaya başladım,personel çocuğu olduğum için kimse birşey demiyordu,o zamanlar ilaç firmalarının promosyon poşetleri olmadığı için bir kucak dolusu ilaç alan ablalar abiler benden poşet satın alıyorlardı,çocukluğun verdiği şirinliklede ihtiyacı olmayanlarda alıyorlardı.

Akşam olunca babam ve arkadaşları etrafımı çevirir bir kucak dolusu parayı beraber sayardık.
İşte orda beynimin ticari lopu harekete geçti,o yaşta paradan anlamasamda yığınla bozuk parayı görünce gözlerim parlıyordu..

İlkokul çağımda daha sonraki yıllarda kandil günlerinde yola ip çeker ya para ya mum diyerek topladığım parayla kazı kazan satın alır ve kazı kazan çektirerek kandil parasını ikiye katlardım..

Yaz tatillerinde simit satardım,çocukluğun verdiği şirinlikle biçok abone müşterim olmuştu..
Yanık yanık ''siiiimiiidiyeeeee'' demeyi çok iyi beceriyor hale gelmiştim.. :)

Bu işleri yaparken çok ihtiyacımız olduğundan değil,ailemin özellikle annemin sosyal bir çocuk olmam için tavsiyelerinden dolayı yapıyordum..
Daha çok oyun gibi geliyordu ama para kazandıkça çok cazip bir hal almıştı..

Üniversiteye kadar yaz tatillerinde mutlaka birşeyler sattım..

İstanbulda üniversite kazanınca,ev hanımı olan annem katkı olması açısından belediyenin ev hanımlarına elişlerini değerlendirmesi için verdiği pazar yerinde çeyiz işine başladı..

Yaz tatillerinde artık çeyiz ürünleri satmaya başlamıştım.
89 model doğan arabamız vardı arabanın ön kaputunda tatil yörelerinde çeyiz satıyorduk.

Okul döneminde ise aileden gizli ( çünkü okul döneminde çalışmamı istemiyorlardı) akşamları su arıtma cihazı ve soda makinası sattım.
Daha sonra okuldan kalan boş zamanlarımda bir emlakçıda çalışmaya başladım,oturduğumuz apartmanın giriş katını kiraya verdim,fakat emlakçı hakkımı vermedi onun yanından ayrıldım..
Daha sonra yine bir emlakçıya girdim,okuldan dolayı ancak 1,5 gün gidebiliyordum,az da ollsa harçlığım çıkıyordu.
Patronlarımdan büyük olan satılmayan bir daire için satarsan 200 dolar vericem dedi,1 hafta sonra daireyi sattım (acemi şansı) fakat söz verdiği parayı vermek istemedi küçük patronum dürüst bir insan olduğundan hakkımı verdi...
Okulda 3. seneye gelmiştim daha çok boş vaktim vardı,2,5 - 3 gün emlakçıya gidebiliyordum..
Küçük olan patronum benide yanına alarak başka bir emlakçı aştı ve bana % 25 net ortaklık verdi..
İkimizde çok çalışarak 1999-2000 yıllarında gayet iyi kazandık.20 yaşımdaydım öğrenciydim 1999 yılıydı ayda ortalama 1.500-2.000 tl. kazanıyordum.
Bir örnek vermem gerekirse 1999 depreminden sonra
bir haftada 15 daire kiraya verdik.ortalama daire kiraları 500-700 tl. arası..

Okulun 3 ve 4. seneleri yaz tatillerinde emlakçılıktan dolayı bursaya gidemedim,ben gitmeyince oto elektrikçilik yapan kardeşim işini bırakarak anneme yardım için çeyiz işine girmek zorunda kaldı..

Okulum bittikten sonra bursaya döndüm ailecek çeyiz işine devam ettik..

Askere gidene kadar aradaki boşluklarda sıklıyordum..
Babamın köyüne giderek tarladan çilek aldım,hergün 500 kg. pazarda sattım,çok sattığımı gören pazarcılarda köye gelip benden toptan alıyorlardı..
Çilek işiyle uğraşırken uzak bir köyde ihracat için kiraz yetiştirildiğini duydum,o aklımda kaldı..
çilek sezonu bitti işsiz kaldım 2 ay sonra kiraz köyü aklıma geldi,köye gittim 2-3 kilo numune aldım,ihracatçıları dolaşmayı başladım,herkes sen giderken biz geliyoruz demek istediler..
Ama genç bir ihracatçı rusların kiraz aradığını söyledi ve bizi buluşturdu,ertesi gün ruslarla kiraz köyüne gittik,ben yöre insanının sıcak kanlılığından faydalanıp herkesle sarılıp öpüşüyorum,ruslarda sanıyor bu köy benden soruluyor..
Ruslar benden her gün bir tır(14 ton) kiraz istediler,ve bana % 10 kar istedim anlaştık.
Kesinlikle bu işteki tecrübem 2 ay önceki pazarda çilek satmamdan öte değil..
Antalyadan 2 tır geldi kirazları taşımak için ve kirazların toplanma zamanıda gelmişti.
2 tane köylüyle anlaştım,iki tarladan 14 ton kiraz toplanacaktı,bizim köylüye verdiğimiz fiyat 1 kilo için yeni parayla 1 tl. idi.
ben köylüyle anlaşıp kahveye oturduğumda camiden bir anons yapıldı x firması kirazı 1,2 tl.den alacaktır..10 dakika sonra yine bir anons yapıldı y firması kirazı 1.4 tl. den alacaktır..yarım saat içinde camiden belirlenen rayiçle fiyat 1.8 tl. ye kadar çıktı tabi ben şaşkın.
o ana kadar ben 14 tonun % 10 unu hesap ediyordum. :)
bizim şansımıza o sene ispanyadaki kiraz ağaçları lodostan dolayı zarar görmüş ve dünyada ne kadar kiraz alıcısı varsa türkiyeye gelmiş.
Rusların parası değerli olmadığından biz tabi o fiyatlara çıkamadık ve 1 kilo dahi kiraz alamadık..
Ama yine bu fiyattan faydalanıp uzak köylerden 1 tl. ye kiraz alıp ihracatçılara 1.8 tl.den sattım..
En son aldığım 1 ton kiraz kurtlu çıktı ihracatçı almadı bursa halinde kilosunu 0.2 tl.den ancak satabildim..
O günden beri pazardaki kurtlu kirazı 10 mt.den tanıyorum. :)))
Başarısız meyva işinden sonra zaten devam ettirmekte olduğum çeyiz işiyle uğraşıyorum..
Param olmadığı için ünlü çeyiz mağazasından taksitle bilgisayar alıyorum,çeyizle alakalı 10 adet güzel domain alıyorum. o zamanlar domainler sahipsiz..
ücretsiz bir site açıyorum,ve ilk siparişimi almanyadan alıyorum yaklaşık 2000 euro tutarında..
bu siparişin kazancıyla bilgisayarın parası çıkıyor..
ve 2 adet çeyiz sitem google da çeyiz kelimesinde yaklaşık 7 senedir ilk sayfada.
daha sonra askeree gidiyorum,
askere gitmeden çeyizden kazandığımız parayla bursa çarşıda dükkan alıyoruz..
askerdeyken kardeşim işleri yürütüyor,
askerden dönünce yine çeyiz işine devam ediyoruz, ve iyice imalatçılığa soyunarak 25,000 dolara taksitle nakış makinesi alıyoruz,farklı ürünler yapmaya başlıyoruz ve pazarmızı genişletiyoruz..
Türkiyenin her yerinden çeyizcilere toptan ürün satmaya başlıyoruz,fakat çek vadelerinin çok uzaması ve açık hesaplardaki iyi niyeti suistimalden dolayı sıkılıyorum..
ve 2008 yılında doğudan bir müşterime yüklü miktarda peşin olarak mal satıyorum..
bu alışverişten bana kalan 5,000 tl. yi ve yıllarca çalıştığım insanlar üzerinde oluşan kredimizi sermaye yaparak,7 sene önce bilgisayarı aldığım büyük bir taksitli alışveriş mağazasına numune ürün gönderiyorum..
ve uzun vadeli ödemelerden bıktığım için peşin ödeme alacağımdan piyasanın çok altında fiyatlarla ürün satmaya başlıyorum..
ilk ay 25.000 tl. zarar ediyorum,daha sonra peşin paranın gücüyle maliyetlerimi düşürerek zarardan kurtuluyorum..
yaklaşık 1,5 senedir bu firmayla çalışıyoruz çok az kazancımız olduğu için zorlanıyoruz,fakat çek,senet ve açık hesap gibi riskler olmadığından kafamız daha rahat diyebiliriz..
Ana hatlarıyla ticari hikayem bu şekilde,aralarda biçok anlamatdığım iş tecrübelerim var..
Buna rağmen çok uzun bir yazı oldu,birçok devrik cümle ve kötü anlatımdan dolayı kusura bakmayın..
Bundan sonraki ticari hayatımdada her türlü tavsiye ve eleştirilerinizide bekliyorum..