Cumhuriyet Dönemi Planlı Kalkınma Çabalarımız - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Cumhuriyet Dönemi Planlı Kalkınma Çabalarımız


abgrisk
Yeni Üye

Toplam 26 yazı
26/01/2007 :  18:17:54   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


Tarihimizde ilk defa 7 yıllık bir dönemi (2006-2013) kapsayacak olan Dokuzuncu Kalkınma Planının yürürlüğe girdiği 2006 yılına kadar, anlaşılacağı gibi tam sekiz tane Beş Yıllık Kalkınma Planını tamamladık. İlki 1963 yılında başlayan Birinci kalkınma Planı sonrasında zaman, zaman erteleme ve/veya aksamalar olsa da Sekizinci Kalkınma Planı 2005 tarihinde bitmiş fakat bir yıl beklemeden sonra 2006 yılında Dokuzuncu Kalkınma Planı kabul edilmiştir.

Bu arada Atatürk döneminde 1933-1937 yılları arasında Beş Yıllık Sanayi Planı uygulamaya konmuş ve başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Maalesef İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı İkinci Dünya savaşının çıkması nedeniyle uygulanamamıştır.

Bu yazımızda planların ayrıntılarına tümüyle girmeyeceğiz tabii. Ancak bazı konulara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Genç Cumhuriyet atasından aldığı direktiflerle, hızla sanayi başta olmak üzere kalkınma hamlesine başlamış ve ülkemizi Muasır Medeniyetler seviyesine getirme hedefine kilitlenmiştir. Elde yok, avuçta yok sermaye gücü ve en önemlisi de insan kaynağı açığı ile bu hamleyi yapmak çok zor görülüyordu. İşte büyük önder bu açığı kapatmak için 1933 yılında uygulamaya koyduğu 5 yıllık sanayi planı ile ülkemizin kalkınması için ilk fitili ateşlemiştir. 1937 yılına kadar uygulanan bu plan, tüm olumsuzluklara ve eksik kalifiye insan gücüne rağmen, bugüne kadar uygulanan tüm kalkınma planlarında elde edilen en yüksek büyüme oranına (% 9,6) erişmiştir. Diyelimki İkinci Dünya savaşı nedeniyle 1945 yılına kadar o günün olumsuz koşullarında bir kalkınma planı uygulamak mümkün değildi. Zaten o dönemde de uygulanan başarılı politikalar nedeniyle ülkemiz hem bu savaşa girmemiş, hem de dönemi ekonomik yönden karlı kapatabilmiştir. Fakat 1945 yılından 1963 yılına kadar yaklaşık 20 sene boyunca kalkınma planı uygulamasına geçilememesi veya ihmal edilmesini anlamak mümkün değildir.

1945 yılında biten savaşın hemen ardından bizim de şehitler verdiğimiz malum Kore savaşı sonrasında bağımsızlığını kazanan Güney Kore ise Amerikan yönetiminin uyguladığı iyileştirme çalışmaları sonrasında, tesadüf bu ya bizimle birlikte 1962 yılından itibaren Beş Yıllık Kalkınma Planları dönemine girmiş olup aşağı yukarı 1991 yılına kadar Altı Beş yıllık Kalkınma Planını yönetmiştir. Aşağıda sunduğum iki tabloyu ve linkleri dikkatle incelersek başlangıçta bizden çok daha kötü durumda olan Güney Kore’nin bu planları uygula**** gerek milli gelirini, gerekse kalkınma oranlarını nasıl istikrarlı ve büyük bir yönetim becerisiyle arttırdığını görebiliriz.

Özellikle AR-GE ağırlıklı çalışmalarla, ihracat ve imalat sanayinin gelişmesi temelli milli ekonomi hedeflerinden taviz vermeden, tasarrufa dayalı bir sistemi tercih eden Güney Kore yanında bizim çok bilen saygın!! siyasetcilerimiz, Türkiye’yi büyük bir borç sarmalına sokarak, kısa vadeli ve yüksek faizlerle borçlanıp, ülkemizi telafisi mümkün olmayan bir krize sokmuşlardır. Üstelik de Güney Kore bu sırada 1993 yılına kadar süren askeri hükümetlerle yönetilmiştir.

Bizim uygulamalarımızdaki aksalık ve eksikliklerimizle ilgili bir incelemeyi aşağıdaki linki tıkla**** okuyabilirsiniz. http://ebnet.sitemynet.com/b11.htm Diğer taraftan her iki ülkenin uyguladığı kalkınma planları arasındaki hedefler ve sonuçlarının karşılaştırılmasına da http://www.yildiz.edu.tr/~gonel/akademikdosyalari/yayinlar/planlikalkinma.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.

Yukarıda verdiğimiz kaynakların incelenmesi sonrasında uygulanan hatalı politikaların ülkemize neler kaybettirdiğini görecek olan okuyucularıma daha net bir karşılaştırma yapabilmeleri için her iki ülkenin kişi başına düşen milli gelir rakamları ve AR-GE harcamalarındaki değişimi de aşağıdaki tablolarda veriyorum.



Tablo 1 : Türkiye ve Kore’de yıllar itibariyle kişi başına düşen milli gelir
YILLAR Kişi Başına Düşen Milli Gelir ( $ )
TÜRKİYE G.KORE
1954 245 70
1960 358 79
1970 539 243
1977 1,467 1,011
1978 1,567 1,400
1979 1,878 1,647
1980 1,539 1,597
1981 1,570 1,741
1982 1,375 1,838
1983 1,263 2,014
1984 1,205 2,187
1985 1,329 2,238
1986 1,461 2,672
1987 1,635 3,371
1988 1,684 4,594
1989 1,959 5,137
1990 2,682 5,821
1991 2,621 6,573
1992 1,708 7,123
1993 3,004 7,770
1994 2,184 9,185
1995 2,759 10,802
1996 2,928 10,883
1997 3,079 6,964
1998 3,255 7,924
1999 2,879 8,994
2000 2,965 8,764
2001 2,123 8,620
2002 2,584 9,930
2003 3,374 10,885

Tablo 2 : Türkiye ve Kore’de AR-GE harcamaları

Yıllar TÜRKİYE GÜNEY KORE
AR-GE
( milyon $) 10 bin çalışan için AR-GE ci Kişi Başına AR-GE ($) AR-GE
( milyon $) 10 bin çalışan için AR-GE ci Kişi Başına AR-GE ($)
1991 755.3 7,9 12.4 5,670 38 131
1992 767.5 8,2 13.1 6,391 43 146
1993 785.3 8,9 13.2 7,666 47 173
1994 476.1 9,3 7.9 9,826 44 220
1995 639.0 10,8 10.4 12,240 48 272
1996 817.8 11,5 13.0 13,522 47 297
1997 933.3 11,0 14.9 12,810 47 279
1998 1,005.1 11,3 15.5 8,104 46 175
1999 1,157.7 13,1 17.5 10,023 49 214
Kaynak : Türkiye için: www.die.gov.tr
www.hasmendi.net/gulmez.html" rel="nofollow" target="_blank">http://www.hasmendi.net/gulmez.html

1954 yılından başla**** 1997 yılına kadar istikrarlı bir gelişim gösteren Güney Kore ekonomisine karşın, her 3-4 yılda bir dalgalanarak adeta mehter marşıyla gelişen Türkiye ekonomisi, vizyonsuz ve ilkesiz yöneticileriyle bugüne geldiğimizde hala dışa bağımlı, cari açığı ve yüksek enflasyonu ile Dünya rekorları kırmaya devam etmektedir. Bu sonuçlara rağmen beceriksizlik ve acziyet içinde olanlardan hiçbir hesap sorulmamıştır. Birkaç bakanın yüce divanda yargılanması ile güya fatura onlara çıkartılmaya çalışılmışsa da göz boyamakdan başka bir şey değildir. Sadece politikacılar mı? Memurin Muhakemat kanunu başta olmak üzere dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmış olan bürokrat ve siyasetçiler, vurdumduymaz bir şekilde o makamları işgal etmiş ve bu ülkenin vatandaşlarına en büyük zararı vermişlerdir. Vatandaşa da “Devletten sual sorulmaz” sloganını ezberletmişlerdir. Bir kişi çıkıp da bu dönem için hala “İşte Planlı Kalkınma budur” diyebilir mi? Eğer buysa plansızı nasıl oluyor?

Efendim iki defa ihtilal oldu diyerek mazeret uydurmaya çalışanlara da en güzel cevap yine Güney Kore modelinde saklıdır. Adamlar 1993 yılına kadar sivil yönetim görmemişler beyler….

Sonuç olarak eğer büyük önderi biraz olsun analayabilmiş ve onun verdiği hedeflerden sapmamış olsaydık, hatta o başımızda olsaydı, ülkemiz ne askeri darbe görürdü, ne de bugün içine düştüğümüz zavallı ve çaresiz durumda olurdu. Olsa, olsa başta Güney Kore olmak üzere tüm Dünya ülkelerine gösterdiği performans ve kalkınmışlık düzeyi ile örnek bir ülke olurdu. Olan, oldu. Bari bugünden başla**** Dokuzuncu kalkınma planı hedeflerine ulaşabilmek için elbirliğiyle ve samimiyetle ulaşabilmenin seferberliğini başlatalım. Bunun için de önce okuyalım, haklarımızı arayalım ve araştıralım. İşte Dokuzuncu Kalkınma Planı; http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/ix/9kalkinmaplani20061208.pdf İşte 2007 programı; http://ekutup.dpt.gov.tr/program/2007.pdf

Ne zaman adam oluruz?

Ülkeyi yönetmeye talip olanlardan “İlgili olanların bilgisiz ve vizyonsuz, bilgili olanların da ilgisiz olmadığı” zaman.

Saygılarımla,

A.Baybars GÖĞEZ

CUMHURIYET_DONEMI_PLANLI_KALKINMA_CABALARIMIZ.doc

Yerleşim : Türkiye / İstanbul  |  Meslek : Danışmanlık
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.05 saniye.
06:20:48, 4 Mayıs 2024, Cumartesi

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım