BULGARİSTAN - ROMANYA AB’DE, TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİ OLDU.
1 Ocak 2007 tarihinden itibaren bilindiği gibi Bulgaristan ve Romanya AB’ne girmeye hak kazandı. Yine biz biliyoruz ki bugüne kadar Türkiye, Bulgaristan ve Romanya ile birlikte anılıyordu ve aday ülke statüsündeydi.
Türkiye üç aday olarak çıktığı yolda yalnız kaldı. 14 Aralık tarihinde hep birlikte yaşadığımız gelişmelerle, önce AB Dış İşleri Bakanlarının 8 müzakere konusunun askıya alınması yönünde aldığı kararı, AB devlet başkanlarının da onaylamasıyla katılım sürecimiz belirsiz bir tarihe ertelenmiş oldu. İyi de bu haberi hepimiz biliyoruz, neden üçüncü Dünya ülkesi olduk diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
AB ülkeleri, uluslar arası finans ve iş dünyasında Dünya birinci liginde oynayan ülkeler arasında kabul edilmektedir. Bu klasmanda oynayanlar ise finansal imkanlar ile avantajları en düşük faiz oranları ve en uzun geri ödemesiz dönemlerle alırlar. Yabancı sermaye tarafından da en güvenilir limanlar olarak kabul edilirler. Türkiye aday ülke konumu ile bu lige en yakın ikinci ligin klasman grubunda mücadele ederken, 1 Ocak’tan itibaren bu fırsatını yitirmiştir. 2006 yılının gerçekleşen ekonomik rakamlarıyla GSMH nın % 8,5’na ulaşan açık, en düşük İMKB performansı, tahminlerin çok üzerinde çıkan enflasyon, % 11,5 seviyesinde reel faiz ( gelecek sene bunun % 16,5-17 olması beklentisi var.), 2007 de özelleştirme gelir beklentisinin düşüklüğü (2007 yılı planı dahil 9 ncu kalkınma planını ilişikteki linkden okuyunuz.
http://ekutup.dpt.gov.tr/program/2007.pdf ) ile beklenen açığın daha da büyüyeceği ve beklenen yüksek vergilerle finanse edilmeyi bekleyen bütçenin umut vermemesi, 2007 de yapılacak seçimlerin ülke düzeyinde gerilim artışına neden olacağı beklentileri ile ülkemiz Dünya ikinci liginde mücadele veren “Gelişmekte olan Ülkeler” ikinci liginin yüksek seviyeli skorlar üreten takımlarının da gerisinde kalarak üçüncü lige layık görülmüştür. Az sonra vereceğim kredi faiz oranları ile bunu daha iyi anlayacağınızı umuyorum.
AB potasındaki bir ülke için dış açık ve bazı olumsuz parametreler, uluslar arası finans kesiminde çok da önemsenmezken, yılbaşından sonra şamar gibi yüzümüzde patlayacak olan olumsuz haberlere şimdiden hazırlıklı olmalıyız. Şu anda Noel tatilinde olan yurt dışı piyasalardan bir haber gelmediğini düşünerek tatlı rüyalar görenlerin bu rüyalarından uyanmalarını tavsiye ediyoruz.
Her ne kadar sayın başbakan ve ekibi biz bunları önemsemiyoruz, merkez bankası başkanı abartıyor gibi inciler düzüyorlarsa da deneyimli bir bürokrat olan sayın Yılmaz’ın çağrılarını önemsemek ve ciddiye almak gerektiğine inanıyoruz. Elimizde sadece sayın Yılmaz’ın çağrıları yok. Biraz yurt dışı piyasaları takip edebilenler ve yayınları okuyanlar için resmi görebilmek daha kolay. Benim de Türkiye çalışmalarını takip ettiğim, İsviçre merkezli bir finans kuruluşunun yıl sonu genel değerlendirme toplantısından sızan haberlere göre yukarıda açıklamaya çalıştığım tabloya yakın bilgiler geldiğini görüyoruz. Hatta Şubat-Mart aylarında % 20 civarında bir develüasyon beklentisi içinde olduklarını ve bu durum netleşmeden Mart ayından önce Türkiye’den gelecek kredi taleplerinin değerlendirmeye alınmayacağı söyleniyor. En çarpıcı ve bizim dahi beklemediğimiz sürpriz ise, bugüne kadar yıllık net % 2,15 olarak uygulanan kredi faizinin, 2007 yılında net % 5,25 olarak uygulanacağı oldu. Bugüne kadar yıllık % 2,15 faizi anlatmakta zorluk çekiyorduk. Bu kadar düşük faiz olurmu? Bu işte bir iş var diyenler mutlu olsun. Artık net % 5,25 ve brüt % 6,25 faizimiz oldu. Hayırlı olsun. Şimdi yeni faizi daha kolay anlatabileceğiz herhalde…
Ben bu yazıyı yazıp sizlere gönderiyorum. Artık neler olacak hep birlikte göreceğiz. Bundan önce de “Özel sektör yurt dışından neden ve nasıl borçlanmalı?” başlığıyla gönderdiğim makalemi okuyanlar lütfen bu makalemi de saklasınlar. Dövizin artması ve/veya ülkemizde kriz olması herkes gibi beni de olumsuz etkiler. Böyle bir beklenti içinde değilim. Ancak bir yönetim danışmanı olarak uyarı görevimi yapmış olmanın huzuru içinde esnaf ve sanayicilerimize katkıda bulunmak istiyorum. Saygılarımla.
A.Baybars GÖĞEZ
ABG&RİSK YÖNETİM VE PROJE DANIŞMANLIĞI BÜLTEN ARALIK 2006
BULGARISTAN_ROMANYA_AB_YE_GIRDI_BIZ_UCUNCU_LIGE_DUSTUK..doc